BİR ANI * BAYRAĞI DİK TUTANLAR VE BAYRAK İNDİRENLER !!!

Emperyalizmin kayığına kürekçi olanlardan,
Devlet adamı olmaz
.

BAYRAĞI DİK TUTANLAR VE
BAYRAK İNDİRENLER !!!

Naci KAPTAN

Bayrak bir ulusun şerefidir.
Bu Ulus yakın zamana kadar Bayrağını dik tutan,
Şerefle ve onurla dalgalandıran bir ülke idi.
Aramıza birileri karıştı.
Bayrağımızı indirmek ve Atatürk’ü silmek istiyorlar.
Konumuz bu hainlerdir.

Liberal küreselciler,
diğer deyişle emperyalistler tarafından ,
Ulus devletlerin yok edilmesine karar verildi.
AB bunun için tuzaktır.
AB’ye girmek için
Ulus Devlet yapısından vaz geçilmesi,
EGEMENLİĞİN Brüksel’e devri gereklidir.
Bu da ULUS DEVLET’in sonlandırılmasıdır.

İtalya’nın eski başbakanı Prof.Dr.Guiliano Amato’nun
13 Nisan 2000 de La Stampa gazetesiyle yaptığı söyleşiden;

“AB projesi cesur bir projedir.Politikada engelleri aşmak için
Rol yapmak şarttır.Ellerinden egemenliklerini alacağımız
devletler “sanki” egemen kalacaklarına inandırılmalıdır.
İşin özü asıl amacı gizleyerek aldatıp kandırarak,
sinsi sinsi yol almaktır.Gerçek şudur ki ;
Ulus Devletlerin elinden alınacak egemenlik gücü,
buharlaşıp kaybolacaktır.Açıkça tanımlanabilir egemenlikleri kalmayacaktır”

AB içinde güçlüler,
Güçsüzleri eriterek yok etmektedir.
Örnek ;
Yunanistan-İspanya-Portekiz…
Ve arkadan gelecek olanlar vardır…

AB’nin de ardında , Amerika’da olduğu gibi,
Güçlü Uluslararası şirketler vardır.
Sistem sömürüyü güçlendirmek üzerine kurulmuştur.
Türkiye’nin de AB’ye girmesi için,
Ulusal Devlet yapısından vazgeçmesi önkoşullarıdır.

Önce Ulusal Devletler ve Ulusalcılık eritilmeye başlandı ,
Ülkeler bölünerek bir torba içine atılıyor,
Ulusalcılık / Milliyetçilik kavramı toplumların belleğinden silinme
projeleri uygulamaya kondu.
Parçala – böl – yönet !!!

Ulusal bilincin kökleşmesini sağlayan,
Aynı toprakta yaşayan,
aynı dili konuşan,
Aynı geçmişi paylaşan,
Aynı türküyü söyleyen,
Ülkü birliği aynı olan,
halkı birbirine bağdaştıran ögeler vardır ;
Bunlar Ülkeye hizmetleri geçmiş ,
Halkına şan ve şeref sağlamış
Milli kahramanlardır,
Ulusu bütünleştirenlerdir.
Bunlar sanatçılar,bilim adamları,yazarlar,
Aynı toprağın kader birliği etmiş insanlarıdır.

Bu nedenle küreselciler,liberaller,
Ulusal kahramanlarına, aydınlarına düşmandırlar.
Yüce kahraman,yol gösterici,var edici olan,
Atatürk işte bu nedenle özellikle AB tarafından hedefe konmuştur.
Türkiye köklerinden kopartılmaya çalışılıyor.

Küreselcilerin isteğiyle önce Atatürk resimleri
devlet dairelerinden kaldırılmaya başlanmıştır.
AKP iktidarının din devletine yol vermesiyle,
İmam hatip okullarının çöplerinde Atatürk resimleri görülmüştür.

Bağnazlar,softalar,yobazlar,ticaniler
Dinciliği kimseye bırakmazlar,
ama herdaim empeyalist düzenin,
hristiyanların işbirlikçisi olurlar.
Ne yaman çelişkidir !!!
Hem Müslümanım diyeceksin,
Camilerden çıkmayacaksın,
sakalın,cübben,tespihin olacak.
Cuma namazlarını ön saflarda kılacaksın.
Televizyonlarda cuma namazların haber olacak !!!
Fakat hristiyanla işbirliğine gireceksin.
Seni var eden Milli kahramanına ihanet edeceksin.
Bu sözüm dinCİleredir.
Din ve Allah’ın adını çıkarlarına alet edenleredir.

Gerçek inananlara,Devlet malı yemeyenlere,
çalıp,çırpmayıp dolandırıcılık yapmayanlara
Çıkarı için Hristiyanlarla iş birliğine girmeyenlere,
Laik Cumhuriyet Devletinde inancını gerçek yaşayanlara,
farklı dinlere,mezheplere,inanca,inançsızlığa saygısı olanlara,
Yüzü aydınlanmaya ve çağdaşlığa dönük olanlara,
Saygıyla selam olsun …

Son 10 senedir Atatürk anıtlarına ve büstlerine
yobaz ticanilerin saldırıları arttı.
Zavallılar bilmiyorlar ki,
kendi geçmişlerine,atalarına,tarihlerine saldırıyorlar.
Bu saldırılar Mustafa Kemal Paşanın ordusuna da yöneldi.
Yaptıkları her bir hamle ile,
Çan sesleri Türkiye’ye sessizce yerleşiyor.
Bağımsızlığımız azalıyor.
DinCİ siyasetçiler bu insanları kandırıyorlar.

Atatürk’ü silmeye çalışanlara,
Türk bayrağını birileri “kızmasınlar” diye indirtenlere
bir anlatacağım var ;

KIBRIS – AĞUSTOS AYI 1996

14 Ağustos 1996’da KKTC topraklarında Türk Bayrağını yere indirmeye
çalışan Rum’un başına geleni hatırlayın !!!

Kıbrıs’ta, Türk kesiminde bayrağımızı indirmek isteyen Rum,
bayrak direğimize tırmanırken ve bayrağa dokunamadan
Türk askeri tarafından vuruldu.
Bayrağa dokunmasına izin verilmemiştir.

OLAY NASIL BAŞLADI

“11 Ağustos 1996 yılında yolculuğa Batı Almanya’dan başlayan;
Batı Avrupalı, Rum ve Yunanlı motosikletliler Kıbrıs’ta sınırları delip,
Türk topraklarına girerek, Türk bayrağını indirip yerine Rum bayrağı
çekeceklerini açıklarlar.

Motosikletlilere Rum – Yunan ortodoks kiliseleri destek vermektedir.
Arkalarında ayrıca Rum lider Klerides ve Güney Kıbrıs
bisiklet – motosiklet federasyonu başkanı Hagicostas’ın da desteği vardır.
Olay sadece sportif olmayıp siyasi yönü de vardır.

Bu gelişmeleri haber alan ABD Büyükelçisi Taylor Garrison Belcher
KKTC Türk Birlikleri komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı’ya gider
,

“Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası
(Rum bayrağını kastediyor) asacaklar, buna göz yumunuz ” der
.

Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, “Öyleyse Rauf Denktaş Bey’den izin
alın, ben sessiz kalayım”
diye yanıtlar.Büyükelçinin Rauf Denktaş ile görüşmesi
Kuzey Kıbrıs’ın tanınması anlamına gelecektir.Bunun farkına varan Büyükelçi ;
“O zaman KKTC’yi tanımış oluruz”.

Bunun üzerine Kundakçı Paşa, “O halde bizi zorlamayın.
Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım.
Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp
Türk Bayrağı’nı indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler”
diye yanıtlar.

Denktaş da “paşam gerçekten ateş edecek misin? ölüm olursa zor duruma düşeriz” diye endişesini belirtir. korgeneral Kundakçı: “bütün sorumluluk bendedir, ne gerekirse onu yapacağım, sınırlarımızı deldirmeyeceğim,bayrağımıza dokundurtmayacağım ” der .

Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine de şöyle der ;

‘Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben
Türkiye’ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe’
.

11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden en
az yarısı bu işlerden vazgeçer..Sadece Rum ve Yunanlılar bir kısmı bu eylem için kalır..

14 Ağustos 1996 günü 35-40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip
Bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırmanan bir Rum, Türk
Bayrağına dokunamadan tek kurşunla vurulur ve öldürülür.
Fanatik Rum’lara destek veren iki İngiliz askeri de kalçalarından vurulur.

Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:

– Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı
Tuğgeneral ve BM Kurmay Başkanı İngiliz Albay geldi:

Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir
kişi öldü ve iki de İngiliz askeri kalçasından yaralı.

– Onlara dedim ki; ‘Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani
olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan İngiliz askerleri de
motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi,olmadılar.
Merak etmeyin Albayım, biz iki İngiliz askerini sadece uyardık.
İsteseydik öldürebilirdik, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.

BM Kurmay Başkanı Albay:

Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
İngiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı
alır. Albaya der ki; ‘Yan taraftaki hedefi yenile’. Albay şaşkındır
ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder, ‘Oku puanları
Albayım’
. Puanlar okunur 50 üzerinden 5 kurşun da 49’a isabet
etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan İngiliz Albay şaşırır ve susar.

Korgeneral Kundakçı devam eder, ‘Şimdi anladınız mı?.. Türk Bayrağını
indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük.
Sizin iki İngiliz’i öldürmek istemedik, sadece uyardık’
…”

Türk Devleti ,iş bilmez basiretsiz yöneticiler sayesinde
O günlerden bugünlere geldi.
Askerinin başına çuval geçirince sessiz kalan,
Nota vermeyecek misiniz diye sorulduğunda;

“Siz müzik notası mı sanıyorsunuz,büyük devletlere nota verilir mi? diyen.

Sınır ötesi harekat için Meclisten tezkere alıp da,
gereğini 3 ay yapamayan,bunun için Amerika’ya giderek izin isteyen.

Bayram kutlamalarında dahi bayrak taşıyanı sorgulayan polis devletini yaratan.
Teröristler üzülmesin diye bayrak indirten askerlerlerin olduğu ,
Başbakan tarafından Türk Milliyetçiliğinin ayaklar altına alındığı zamana geldik !!!

Ülkemizi var eden yüce kurtarıcının anıtlarına çelenk konmasına izin vermeyen iktidar hükümeti Hasan Kundakçı paşayı ve onun gibi olan şerefli askerleri sindirmek için hapsedenlerdir.Ülkemizi de bugünlere taşıyanlardır.

Büyük Devlet olmak farklı şeydir.
Büyük ve saygın Devleti,
Saygın Devlet adamları ve siyasetçiler yaratır.
Emperyalizmin kayığına kürekçi olanlardan,
Devlet adamı olmaz.
Her konuda,Ulusal sorunlarda dahi
sağı solu ağlama duvarı haline getirip
salya-sümük ondan bundan medet umanlardan da
siyasetçi olmaz.

Kalın sağlıcakla

Naci KAPTAN
22.Eylül.2012
23.Şubat.2013 güncellendi

This entry was posted in AB, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, EMPERYALİZM, Politika ve Gundem, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *