DENİZLERDEN HİKAYELER * KAYIP ZAMANLARIN PEŞİNDE

KAYIP ZAMANLARIN PEŞİNDE


Yahya ise hikâyesini ancak şalvarını ve gömleğini değiştirdikten
ve ikram edilen peksimeti yedikten sonra anlatmaya başladı.

“Raif Reis önderliğindeki ticaret gemisi Cihan Hazinesi’yle Portekiz’e karabiber ve tarçın taşıyorduk. Çuha Adası açıklarından güneye doğru ilerlerken Cenevizli korsan Tommaso di Castro’nun saldırısına uğradık.
Her şey bir anda oldu. Raif Reis’i öldürdüler. Beraberinde birkaç iyi adamı da… Şerefsizler. İşe yarayanları esir aldılar. Müslümanım diye beni de öldüreceklerdi ama onlara tercüman olduğumu söyledim.
Castro’nun adamlarından biri köle pazarında değerimin olacağını söyledi. Castro gülümseyip yanağıma iki şaplak attı. Başta çok korktum fakat bu hareket her ne kadar küçük düşürücü olsa da sanki içinde şefkat de barındırıyordu. Beni ve diğer esirleri prangalara vurup alt güvertedeki ambara indirdiler. Çaresizdim. Her gece ağladım ve her gece Allah’a dua ettim.
Tommaso di Castro’nun tuhaf alışkanlıkları vardı. Sabahları bizleri sopayla uyandırıp Ceneviz lehçesine çalan İtalyancasıyla küfürler savurur, sonra kıs kıs gülerdi. Akşam yemeğini alt güvertede bize nispet olsun diye karşımıza masa kurup yerdi. Arada bir boynuna asılı duran tahta parçasını öpüp alnına koyar ve o tahta parçasının hikâyesini bize tekrar tekrar anlatırdı.
Yanımdaki esirlerin aksine ben çat pat İtalyancamla Castro’nun planını ve boynuna astığı o biçimsiz tahta parçasının neyi temsil ettiğini öğrenme fırsatı buldum. Vera Croce. Daha önce duymuş muydun?
Çocukken Portekiz’de bu efsanenin masallarıyla büyüdüm. Gerçek Haç. İsa Mesih’in çarmıha gerildiği haç. Ya da onun bir parçası. Castro’nun dediğine göre Yeni Dünya’nın kuzeyinde, cennetin kapılarını açan yegâne anahtar. Böylesine kutsal bir hazinenin Tommaso di Castro gibi bir adamın eline nasıl geçtiğini bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, ilk gün canımı bağışlayan Allah, üçüncü gecede de bana özgürlüğümü bahşetti.
Aniden bastıran şiddetli fırtınaya karşı Castro’nun gemisinin hiç şansı yoktu. Fırtınayla beraber yaşanan arbedede prangalarımdan kurtulmayı başardım. Üst güverteye ulaşmamla beraber dengemi kaybedip kafamı bir yere çarpmış olmalıyım. Gözlerimi açıp kendime geldiğimde bir sahil kenarında olduğumu anladım. Daha sonra buranın Girit Adası sahili olduğunu öğrendim.
Hemen yanımda ise kafatası parçalanmış bir beden yatmaktaydı. Başta tanıyamadım. Sonra boynundaki o biçimsiz tahta parçası bana bu ölü adamın kim olduğunu söyledi. Allah affetsin, Tommaso di Castro’nun cansız bedenini yağmaladım.”
Yerden bohçasını aldı ve açtı. Bohçada birkaç yolluk ve pılı pırtının dışında gözüne çarpan iki şey vardı: Yıpranmış bir parşömen ve ondan çok daha eski, bitap görünen, işaret parmağı büyüklüğünde bir tahta parçası.
Bohçasındaki parşömeni alıp kucağına serdi. “Bu haritayı Martin Waldseemüller diye biri çizmiş. Castro’nun ön cebinde buldum. Castro bunun her yerine notlar almış. Büyük bir kısmı zırva. Ama,” parmağını haritanın kuzey batısındaki sularda gezdirdi. “Şuraya bak. Yeni Dünya’nın hemen üstünde. Occeanus Occidentalis yazısının altında.”
Gözlerini kısıp haritaya baktı. İşaret ettiği yerde bir dörtlük yazılıydı:
“Danze di luce nel freddo cielo
Porte del ciel sulla croce vera
Speranza e pace, è questo il segno
Brilla per chi cerca, qui è qui”
“İtalyanca mı bu?”. “Ne diyor? Anlamıyorum.”
“Şöyle diyor,” dedi. “Soğuk gökyüzünde ışık dansları. Umut ve barış, işaret bu. Arayanlar için parlıyor, işte burada.”

Berkay Oğuz Aykan – https://mahaledebiyat.com/kayip-zamanlarin-pesinde/
Posted in DENİZ VE DENİZCİLİK, EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 69/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 24 Mart 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 69/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 24 Mart 2023


1.. Rusya, Dağlık Karabağ’daki olaylardan endişeli… Rusya Dışişleri Bakanlığı resmi temsilcisi Maria Zakharova, haftalık brifingde, Moskova’nın Dağlık Karabağ’da olayların artmasından ve tarafların uzlaşma arayışındaki isteksizliğinden endişe duyduğunu ifade etti. Yaptığı açıklamada, “Dağlık Karabağ’daki düşmanlık retoriği, olayların artmasından ve Laçin Koridoru’yla ilgili durumun çözümü konusunda tarafların uzlaşma arayışındaki isteksizliğinden gerçekten endişeliyiz. Barış sürecinin alternatifi olmadığı gerçeğinden yola çıkıyoruz, bu konuda kararlıyız ve duruşumuzu yeniden teyit ediyoruz”dedi. Zakharova, Rusya’nın tarafları açıklamalarında ve eylemlerinde itidalli olmaya çağırdığını söyledi. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/03/24/Zakharova-Rusya-Da%C4%9Fl%C4%B1k-Karaba%C4%9F/246007

2. Mirzoyan, Azerbaycan’a gönderilen barış tekliflerini açıklıyor… Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, Mısır’ın önde gelen AlQahera haber ajansına verdiği röportajda Erivan’ın Bakü’ye gönderilen barış antlaşması önerilerini açıkladı. Röportajın tam metni haberde yer alıyor. https://www.panorama.am/en/news/2023/03/24/Armenian-FM/2811257

3. Kerobyan: “Amerikan Ticaret Odası (AmCham), katılımcı şirketler Ermenistan ticaretine yeni standartlar getiriyor”… Ermenistan Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, “Ermenistan’daki Amerikan Ticaret Odası Ermenistan Ekonomi Bakanı Kerobyan’ın da katıldığı yıllık genel kurulunu Perşembe günü gerçekleştirdi. AmCham’ın önceki iki yılının sonuçları, öncelikleri ve programları toplantı sırasında sunuldu, https://news.am/eng/news/751319.html

4. Ermenistan, Küba’daki Uluslararası Tarımsal Sanayi Gıda Fuarı’na katılıyor… Ermenistan’ın Küba Büyükelçisi Anahit Harutyunyan’ın himayesinde ve ticaret temsilciliğinin çabalarıyla Ermenistan, her yıl düzenlenen düzenlenen tarımsal,endüstriyel, fuara katılıyor. 20-26 Mart tarihleri arasında Havana’da açılan fuara ilk defa katılan Ermenistan, etkinlikte tarım ürünleri, brendi ve şarapları sergiliyor. https://en.armradio.am/2023/03/24/armenia-participates-in-international-agroindustrial-food-fair-in-cuba/

5. Artsakh (sözde Karabağ Ermeni devleti) uluslararası barış güçlerinin konuşlandırılmasını dışlamıyor… Stepanakert’ (Hankendi) uluslararası barış güçlerinin Artsakh’a konuşlandırılması olasılığına karşı değil, ancak bunun kolay kararlarla çözülebilecek bir mesele olmadığını söylüyor. https://tr.armradio.am/2023/03/24/artsakhta-uluslararasi-baris-guclerinin-konuslandirilmasini-dislamiyorlar/

6. Ermenistan, Azerbaycan ile barış antlaşması taslağında hangi önerileri sundu?… Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Mısır “AlQahera News” medyasına verdiği röportajda Ermenistan’ın Azerbaycan ile barış antlaşması taslağı görüşmelerinde sunduğu önerileri açıkladı. 2020 savaşından sonraki son iki yılda bölgede uzun vadeli ve kapsamlı barışı sağlamak için siyasi iradeye sahip olan Ermenistan hükümetinin Azerbaycan ile müzakerelere dahil olduğunu kaydeden Mirzoyan, müzakere yönleri olduğunu açıkladı: “Birincisi bölgedeki tüm ulaşım bağlantılarının açılması, ikincisi sınır belirleme ve sınır güvenliği, üçüncüsü ise Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışçıl ilişkilerin tesisi.” https://www.armenpress.am/tur/news/1107088.html

7. Paşinyan, “Uluslararası müzakere mekanizmasına dayalı barış anlaşması olacaktır…Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan’ın gerilimi tırmandırma girişimlerine uluslararası yanıt verilmesi çağrısında bulunarak, “Ermenistan-Azerbaycan barış anlaşmasının sağlanması ve Stepanakert ile Bakü arasında varılan anlaşmaların uygulanması için güvenilir uluslararası müzakere mekanizmasına ihtiyaç olduğunu” söyledi. https://massispost.com/2023/03/there-will-be-peace-treaty-based-on-internationally-negotiation-mechanism-pm-pashinyan/

8. 18 Eyaletten 69 ABD Temsilcisi, ABD’nin Azerbaycan’a yaptığı askeri yardımının sona erdirilmesini talep ediyor… Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) bildirdiğine göre, Azerbaycan’ın Artsakh kuşatması bu hafta 100 günlük sınırını geçerken, Kongre Ermeni Kafkas Dostluk Grubu Kurucu Eşbaşkanı Frank Pallone liderliğindeki 69 ABD Temsilcisinden oluşan iki partili bir grup bir kez daha Azerbaycan’a askeri yardımın durdurulması ve Artsakh ile Ermenistan’a 150 milyon dolar yardım gönderilmesi çağrısında bulundu. Talep, Mali Yıl ABD Meclis taslağını hazırlamaya başlayan Devlet-Dış Operasyonlar Tahsis Alt Komitesi Başkanı Mario D. Balart ve Üyesi Barbara Lee’ye bir mektup şeklinde geliyor Talep mektubunda şu istekler var; Ermenistan’a güvenlik, ekonomi, yönetim ve hukukun üstünlüğü yardımı için 100 milyon dolar. Kapsamlı bir yardım stratejisi sağlamak ve Dağlık Karabağ’daki Ermeni nüfusunu yeniden inşa ve yeniden yerleştirme çabalarında desteklemek için Artsakh’a 50 milyon dolar. İnsani mayın temizleme ve mayın temizliği için ek 2 milyon dolar. ABD’nin Azerbaycan’a yaptığı tüm askeri ve güvenlik yardımının askıya alınması ve Dışişleri Bakanlığı’nın İnsan hakları ihlallerini ve savaş suçlarını desteklediği tespit edilen Azeri yetkililere yönelik olası yaptırımlar. İdarenin Azerbaycan tarafından yasadışı olarak tutulan Ermeni savaş esirlerinin serbest bırakılmasını sağlaması. https://armenianweekly.com/2023/03/23/69-us-representatives-from-18-states-seek-termination-of-us-military-aid-to-azerbaijan/

9. Süryani (sözde) soykırımının Fransız Senatosu Tarafından Tanınması Üzerine…(Not: Bu haberi üçüncü defa gündeme getiriyoruz. Web sitesi yorumlarımızı yayımlıyor. DİB Sitesinde bu konuda maalesef herhangi bir bilgi yok. Bilgisi olanlar lütfen yorum versinler..,o.tan) http://www.aina.org/news/20230320195002.htm

10. Paşinyan: Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış anlaşması olacak… Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bugün Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir barış anlaşması olacağını duyurdu. Başbakan Paşinyan sosyal medyadan bugün paylaştığı mesajında “Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir barış anlaşması olacak ve bu anlaşma en üst düzeyde kabul edilen ortak resmi açıklamalara dayanacaktır. Yeni bir gerginlik olmayacak! Uluslararası toplum, bu söylemi güçlü bir şekilde desteklemelidir” ifadelerini kullandı. https://avimbulten.org/tr/Bulten/PASINYAN-ERMENISTAN-ILE-AZERBAYCAN-ARASINDA-BARIS-ANLASMASI-OLACAK
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

ZERZEVATÇI İLE PÜSKEVİTÇİ

Rıfat Serdaroğlu: 24 Mart 2023

ZERZEVATÇI İLE PÜSKEVİTÇİ


Allah var 21 senede, Zerzevatçı ile Püskevitçi ülkemizin tüm yükünü boşaltıp,
bizi tığ teber şah-ı merdan, zil gibi ortada bıraktılar. Bayağı hafifledik yani!

Neydi o öyle fabrikalar-barajlar-petrokimya tesisleri-şeker fabrikaları-demir çelik tesisleri-rafineriler-ağır sanayi yatırımları, ülkenin ne ücra köşelerine kadar ulaşan elektrik dağıtım şebekeleri, okullar, hastaneler, binlerce gölet, barajlar!
Bunların hepsi sırtımızda yük idi. Zerzevatçı ile yan baskıcısı Püskevitçi üç otuz paraya sattılar (Satıcı başı Ali babacan idi) kurtulduk, bir oh çekip rahatladık yahu!
Eski Türkiye’den kalan ve sırtımızda yük, ayağımızda bağ olan Milli Andımızmış, Ne Mutlu Türküm Diyene imiş, Türk Milletiymiş onları da kaldırıp attılar. Olduk İbrahim milleti ve Reis ümmeti! Atatürk milliyetçiliğini de salladık bayır aşağı, arap milliyetçiliğinde karar kıldık…
Bazı münafıklar, çekemeyenler, illet ve zillet mensupları “ 21 senede ne ettiniz, battık açız, aç” diye bağırıp dururlar. Bunlarda utanmanın zerresi kalmamış!
Zerzevatçı ile Püskevitçi’nin hedeflerine ulaşması için, 21 seneden sonra bir BEŞ seneye daha ihtiyaçları var. Millet bunlara 5 sene daha vize verirse, inanın üzerinde hiç yük kalmayacak. Bırakın üzerinizdekini, ayağınızda don kalmayacak, don…
Size bir emsal-misal-örnek göstereyim!
1994 yılından 2019’a kadar 26 yıldır İstanbul’u kim yönetti?
Tabii ki asrın lideri zerzevatçı!
Eskiden çöp dağlarından geçerken sıçanların saldırısına uğrayan bizler susuzluktan, vebadan, uyuzdan kırılırdık. Zerzevatçıdan önce bizler yaşamıyorduk ki! O bir geldi pir geldi. Herşeyi halletti. Şimdi İstanbul nasıl? Aha bal dök yala…
İstanbul’da her şey kontrol altında. Yasa dışı tek olay yok. Hamdolsun Suriyeliler de gelince, inanlar sokağa çıkmamaya, evlerinde oturmaya ve böylelikle masraf yapmamaya başladılar!
Geçenlerde Gaziosmanpaşa’da 3 katlı bir binanın 4’üncü katında (!) yangın çıktı. Yanan kat kullanılamaz hale geldi. Yanan katta kayıtlı 250 Suriyeli seçmenden maalesef kurtulan olmadı. (Davutoğlu çok üzüldü)
Yine Esenler de 5 katlı bir apartmanın üstüne kondurulan kaçak üç kat ağır gelince, sonradan 8 katlı olan koca apartman güüüm diye çöküverdi. Müslümansanız inanın (Müslüman olmayanlar da inanabilir) hepimizin ödü patladı yani. Zerzevatçı o gün üzüntüsünden kimseye fırça atmadı. Bereket bağımsız yargı imdada yetişti ve yayın yasağı koydu da şimdilik 22 olan ölü sayısına 5 günde ancak ulaşabildik.
Zerzevatçı, ölen vatandaşlarımızı şehit olarak açıkladı. Zaten artık normal mezarlık kalmadı. Herkes ya şehit ya gazi olduğu için her yer şehitlik oldu! Buraları, hem bu dünya için hem de deprem olduğunda ahiret için toplanma yerleri olarak ilan edildi. Artık kimse arkamızdan “ne şehit oldu ne gazi, b.k yoluna gitti Niyazi” diyemeyecek. Toptan şehidiz yani! Milletin geri kalan kısmı ya konkordato ’ya, ya da yurtdışına kaçtı.
Trafik sorunu, her hafta mazot ve benzine zam yapılarak tarihin derin derinliklerine (!) gömüldü. İnsanlar arabalarına binemez oldular! Elektrik ve doğal gaz zamları ile de mum yakarak, battaniyelerle evde oturan vatandaşlarımızı tasarrufa alıştıran da Zerzevatçı oldu! Ne adam be!
Nankörlük etmeyin. Bakın zerzevatçı neler dedi;
“Geçen defa “Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır” diye kahve dağıttık. Bunlar kırk yıl iktidarda kalmayı planlıyorlar diye oy vermediniz. Bu defa çay dağıtıyoruz. Bu çayları Yargıtay-Danıştay başkanlarıyla topladık. El emeği, home made yani! Yine gidip de o zillet ittifakına oy verirseniz, sidikliğiniz bağlansın, kıçınız kurusun inşallah…”
Not;
Erdoğan’ın 3’ncü kez Cumhurbaşkanı Adayı OLAMAYACAĞINA dair itiraz dilekçemizi dün YSK’ya takdim ettik. Görelim bakalım YSK, Erdoğan’ın baskısına direnip Anayasamızın emirlerine mi uyacak, ya da baskıya boyun eğip “Anayasayı İhlal Suçu” mu işleyecek…
Not;
Erdoğan Hüda-Par için YERLİ ve MİLLİ dedi. Daha önce de “Taliban ile inanç farkımız yok” demişti. Anladınız mı, yıllardır bizler ne ile mücadele ediyoruz?
27 Mart Pazartesi günü, CB’nına hakaret ettiğim iddiasıyla ifade vermeye gideceğim. Vatan sağ olsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları | Leave a comment

ŞİİR ALEV DENİZİNİ MUMDAN GEMİLERLE GEÇMEKTİR * Senin Korkularını, Benim İnceliğimi

Senin Korkularını
Benim İnceliğimi


Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken
Duvarlara dalıp dalıp gitmesi
Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık
Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek
Birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun
İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde
Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin
Parmaklarını sözüne pınar edememek
Uzaklarda bir adamın üşümesi; bir kadın dağlara daldıkça
Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun
Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması
Ayrılık; yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme
Yalnızca gölge vermesi ağaçların
İyiliğin küfre dönmesi ayrılık
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya
Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş
İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı
Hüznün arması, süren korkusu inceliğin
Ayrılık, o küçük ölüm; usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan
Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını?
Bir yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını
Boşluğa bir boşluk katmadığını
Kar yağdırmadığını yaz ortasında
Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından
kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı
Ben bulutları gösterirken
“Bulmacanın beş harfli bir yemek sorusuna”
Yanıt aramanla halkalanmış
Aşkın şarabının ağzını açtım,
yâr yüzünden içti murt bende kaldı
Türküsü tenimde düğümlenirken,
odadan çıkışınla yolunu tutmuş
Dağlarda öldürülen çocukların
fotoğraflarını kenara itip
“Bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı?”
dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan
Ne mi yapacağım bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için
sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce
Şiir okumayacağım bir süre
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu,
bir gül ağacının dibine dökeceğim
Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım
Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında
Gençliğimi anımsamak için
Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak,
sonumu görmeye çalışacağım
Fotoğraflarını güneşe koyacağım,
bir an önce solsun diye
İçinde ay ışığı, iğde kokusu
ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim
Mican türküsünü asacağım yerlerine
Falcı kadınlara inanmayacağım artık
Trafik polislerine adres sormayacağım
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye
Fesleğenden başka bir çiçek koymayacağım penceremin önüne
Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan
üç milyon yurtsuza evimi açacağım
Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa
bıraktığı acının yanına resmini asacağım
Şaşırma!
Yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime.
Ne yapacağımı sanıyorsun ki?
Tenin tenime bu kadar sinmişken
Ömrüm azala azala akarken önümde
Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken
Senin korkularını
Benim inceliğimi doldurup yüreğime
Bıraktığın boşluğu yonta yonta
Binlerce heykelini yapacağım

Şükrü Erbaş
Posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR | Leave a comment

HAYATIN İÇİNDEN * TAVAN ARASINDAN ÖYKÜLER

YUMURTACI


Şık giyimli, süslü bir kadındı,
“Yumurtaları kaç paraya satıyorsun?” diye sordu.”
Yaşlı adam cevap “Tanesi 1 lira hanımefendi” deyince,
“5 liraya 8 yumurta verirsen alacağım”
Yaşlı satıcı düşündü ve:  “Gel istediğin fiyata al. Çok pazarlıkçısın, ama siftah senden olsun.
Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta bile satamadım”
Kadın çantasından çıkarttığı 5 lirayı verdi, yumurtaları aldı ve ucuza aldığı için sevinerek çekip gitti.
Az ileride Park etmiş olduğu güzel bir arabaya bindi. Randevulaştığı bir arkadaşıyla lüks bir restorana gitti. Restoranda istedikleri birçok pahalı yemekleri sipariş ettiler, fakat birçoğunu da yemeden bıraktılar. Yüklüce bir hesap geldi. Hesap 430 TL idi, kadın 500 lira verdi, Kasılarak “üstü kalsın” dedi. Kalkarak gittiler. Garson cömert müşteriye teşekkür ederek kapıya kadar uğurladı.
Onlar yemek yerlerken, işleri iyi gitmemiş olan yoksul yumurtacı akşam hava kararıncaya ve soğuğuncaya kadar müşteri bekledi fakat talihsiz bir günü idi. Cebinde ancak kadına ucuza sattığı 8 yumurtanın karşılığında aldığı 5 lira vardı. Bu para ile ancak 1 ekmek ve kalanı ile de zeytin alarak evde bekleyen ailesini düşünerek üzüntü ile evine gitmek üzere elindeki yumurta sepeti ile  yola koyuldu. Evde bekleyen ailesi bu gün de açtı…
Mesele şu ki, Neden her zaman muhtaç olanlardan bir şeyler satın aldığımız zaman güç bizde oluyor?
Ve neden biz ekmek parası peşinde koşan ve ihtiyacı olan kişilere karşı yeterince cömert değiliz.
Bir yerde okumuştum. Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi. Bu davranışı beni endişelendirirdi ve babama bir gün sordum; “Neden böyle yapıyorsun.?” Babam şöyle cevap vermişti : “Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan yardımdır.”

YOĞURTÇU

Geçmiş zamanlarda bir kış zamanı, havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ,yaşlıca bir adam pencereden yağan karı seyrediyormuş. Bu arada geçmekte olan yoğurtçunun sesini tekrar duymuş, ,eşine  “bir kap getir yoğurt alayım” der. Hanım “yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince, adam “Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi…”
** Hayatta; iyi insanlarla, karşılaşmanız dileği ile…
Posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, HAYATIN İÇİNDEN | Leave a comment

ÖZELLEŞTİRMELER * KAMU MALLARINI YOK ETTİLER

BİRGÜN 23 mart 2023

Posted in Ekonomi, ÖZELLEŞTİRMELER, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 68/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 23 Mart 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 68/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 23 Mart 2023


1.. AKPM eş raportörleri, Bakü’yü Artsakh’a (sözde Karabağ Ermeni devleti) bilgi toplama ziyaretine izin vermeye çağırıyor… Gizliliği kaldırılmış bir bilgi notunda, Ermenistan’ın izlenmesinden sorumlu eş raportörler Kimmo Kiljunen (Finlandiya, SOC) ve Boriana Åberg (İsveç, EPP/CD), Salı günü Ermenistan’a 17-19 Şubat’ta yaptıkları ziyaretin ardından bulgularını PACE İzleme Komitesi ile paylaştılar. Ziyaretlerinin amacı Azerbaycan sınırında ve Laçin Koridoru girişinde durum değerlendirmesi yapmaktı. Kaldıkları süre boyunca Jermuk, Goris ve Vardenis şehirlerini ve çevrelerini ziyaret ettiler ve Laçin Koridoru’nun devam eden tıkanıklığı nedeniyle Goris’te bloke olan yerel yetkililer ve Karabağ sakinleri ile bir araya geldiler. https://www.panorama.am/en/news/2023/03/23/PACE-Artsakh/2810454

2. Ermenistan Başbakanı: “Azerbaycan ile en üst düzeyde elde edilen yazılı belgelere dayalı bir barış antlaşması olacak”… Başbakan Nikol Paşinyan, Ermenistan hükümetinin Perşembe günkü Kabine toplantısında Ermenistan ve uluslararası topluma hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan ile bir barış antlaşması gerçekleşecek ve en üst düzeyde elde edilen yazılı belgelere dayalı olacak” dedi. https://news.am/eng/news/751138.html

3. Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Laçin koridoruyla ilgili Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararının tam olarak uygulanması gereğini iletmesi için Azerbaycan Büyükelçisini Bakanlığa çağırdı… Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan Büyükelçisini UAD kararının tam olarak uygulanması ve Laçin Koridoru’nun federasyonu olan Laçin Koridoru’nun engelini kaldırması gerektiğini iletmeye davet etti. Hollanda Ermeni Örgütleri (FAON) , Hollanda Dışişleri Bakanı’nın UAD’nin Laçin Koridoru’nun ablukaya alınmasına ilişkin Ermenistan – Azerbaycan hakkındaki 22 Şubat 2022 tarihli kararı parlamento grubunun yazılı sorularına verdiği yanıtları not aldığını söyledi. Mahkeme kararına göre Azerbaycan, Laçin Koridoru boyunca her iki yönde de insan, araç ve yüklerin engelsiz hareketini sağlamak için elindeki tüm önlemleri almalıdır. https://en.armradio.am/2023/03/23/dutch-mfa-summons-azerbaijani-envoy-to-communicate-the-need-to-fully-implement-the-icj-ruling-on-lachin- koridor/

4. İstanbul Ermenisi Can Erzurumluoğlu Erivan’da oynanacak Ermenistan-Türkiye maçına değindi….Son günlerde 25 Mart’ta Ermenistan’ın başkenti Erivan’da oynanacak EURO 2024 Elemeleri D grubunun ilk maçı olan Ermenistan-Türkiye karşılaşmasıyla ilgili birçok yorum yapıldı. Bazıları tabi ki bir önceki karşılaşmayı ve onun vasıtasıyla başlayan Futbol diplomasisini iki ülke liderlerinin karşılıklı ziyaretleri, o zamanki normalleşme umutları hatırladılar. Bu kez de iki ülke arasında bir normalleşme süreci söz konusu ve bunun için özel temsilciler bile atandı. Can, şu an Türkiye’nin gündeminin çok meşgul olduğunu ifade ederek, “Fakat bu sefer büyük bir deprem felâketi yaşandığı için karşılaşmayla ilgili sanki heyecan ve fazla ilgi yok” dedi. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/03/23/%C4%B0stanbul-Ermenisi-Can-Erzurumluo%C4%9Flu-Yerevan/245957

5. Ermenistan ve İran Dışişleri Bakanlıkları arasında siyasi istişareler…22 Mart’ta Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Vahan Kostanyan ve İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali Bagheri Kani başkanlığında Erivan’da Ermenistan Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlıkları arasında olağan siyasi istişareler yapıldı. Muhataplar, Ermenistan-İran ikili siyasi gündeminin geniş bir yelpazesini görüştüler, yüksek düzeyde siyasi diyaloğu memnuniyetle vurguladılar, siyasi, ticari-ekonomik, bölgesel güvenlik ve çok taraflı platformlarda Ermenistan ile İran arasındaki işbirliği konularına değindiler. Uluslararası gündemdeki bir dizi konu hakkında fikir alışverişinde bulundular. İki ülke arasındaki manevi ve kültürel bağların derinleşmesi ve güçlenmesi her iki tarafta vurgulandı. Her iki taraf da Ermenistan ile İran arasındaki yüksek düzeydeki siyasi diyalogdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu bağlamda düzenli olarak siyasi istişareler yapılması gerektiğini vurguladı. https://tr.armradio.am/2023/03/23/ermenistan-ve-iran-disisleri-bakanliklari-arasinda-siyasi-istisareler/

6. Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri, Baltık ülkelerine çalışma ziyareti yapacak…27-31 Mart tarihlerinde Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan Letonya, Litvanya ve Estonya Cumhuriyetlerine ziyareti gerçekleştirecektir. Güvenlik Konseyi Sekreterliğinden yapılan açıklamaya göre ziyaret çerçevesinde Armen Grigoryan, Riga, Vilnius ve Tallinn’de çalışma toplantıları yapacak. https://www.armenpress.am/tur/news/1106975.html

7. Ermenistan, Laçin Koridoru’na Azerbaycan Kontrol Noktaları yerleştirilmesi konusunda müzakere yapmayacak… Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Ulusal Meclis’te yaptığı soru-cevap oturumunda, Laçin koridorunda bir Azerbaycan kontrol noktası kurulması konusunda müzakere yapılmadığını söyledi. Mirzoyan, “Laçin koridoru ve rejimiyle ilgili müzakerelerin uzun zaman önce tamamlandığını ve düzenlemelerin 9 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiride yer aldığını düşünüyorum” dedi. https://massispost.com/2023/03/armenia-will-not-negotiated-on-placing-azerbaijani-checkpoints-in-lachin-corridor-mirzoyan/

8. ANCA Yükselen Liderler programı, yeni nesil Ermeni Amerikalı savunuculara ilham veriyor… Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) Yükselen Liderler programı, ABD’nin dört bir yanından dikkat çekici bir grup Ermeni Amerikalı genç lideri üç günlük bir yurttaşlık eğitimi semineri için Ermenistan başkentine getirdi. 14-16 Mart tarihlerinde düzenlenen iki oturumun ilkine katılan öğrenciler, aynı anda Ermeni Amerikan toplumunun Artsakh – Ermenistan yanlısı önceliklerini ilerletirken politika, siyaset ve medya kariyerlerini inceleme fırsatı buldular. ANCA Gençlik Programları müdür yardımcısı Tatevik Khachatryan, “Siyaset bilimi, halk sağlığı ve mühendislik dahil olmak üzere çok çeşitli akademik geçmişe sahip çalışmalar yaptık” dedi. https://armenianweekly.com/2023/03/22/anca-rising-leaders-program-inspires-next-generation-of-armenian-american-advocates/

9. Ermenistan Güvenlik ve Savunma Politikasının Çeşitlendirilmesi ve Hindistan’ın rolü…. 2020 Dağlık Karabağ savaşı, Güney Kafkasya’daki güç dengelerini önemli ölçüde değiştirerek Türkiye’nin rolünü ve etkisini artırdı. Türkiye’nin savaşa doğrudan müdahil olması ve Rusya’nın bu NATO üyesi devletin Sovyet sonrası alanda Rusya’nın nüfuz alanına meydan okumasını engellemek için harekete geçmemesi, Ermenistan’ın dış ve güvenlik politikasının temellerini yerle bir etti. 1994’teki birinci Dağlık Karabağ savaşının sona ermesinden bu yana, Ermeni askeri doktrini, “Rusya’nın, Türkiye’nin Ermenistan’a karşı yeni bir savaşa doğrudan müdahil olmasına izin vermeyeceği” şeklindeki temel inanca dayanmaktadır. Böylece Ermenistan, Türkiye’nin caydırıcılığını Rusya’ya devrederken, Azerbaycan ile savaşa hazırlandı. Bu zihniyet aynı zamanda Rusya merkezli bir savunma ve güvenlik politikasını da beraberinde getirdi. https://mirrorspectator.com/2023/03/22/diversification-of-armenian-security-and-defense-policy-and-the-role-of-india/

10. Süryani <sözde> soykırımının Fransız Senatosu tarafından tanınması… Fransız Senatosu, 8 Şubat 2023’te ezici bir çoğunlukla, hükümeti 1915-1918 Süryani – Keldani <sözde> soykırımını tanımaya ve 24 Nisan’ı Ermeni ve Süryani – Keldani <sözde> soykırımları için ortak bir anma günü tasarısı şu anda Parlamento’da görüşülüyor. http://www.aina.org/news/20230320195002.htm
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

BELLEK DÜRTÜCÜ * PANDORA’nın KUTUSU AÇILDI – * Binali Yıldırım için 150 milyon Euro’luk ‘gizli servet’ iddiası * Bilinen en az 17 şirketi, 28 gemi ve 2 süperyatı olan Yıldırım da ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ dedi Mediapart’ın ve Hollanda gazetesi nrc’nin haberine göre, Binali Yıldırım ve ailesinin Malta ve Hollanda’da kayıtlı 30 kargo gemisi var. Yıldırım’ın yine Hollanda’da her biri servet değerinde 10’a yakın gayrı menkulünün olduğu belirtiliyor.

M/V ZEALAND MAXIMA

ACENTACILIK İLE BAŞLADILAR

TürkSail-  29 Mart 2014

Yıldırım Ailesi’nin denizcilik alanındaki yatırımları, acentacılık ile başladı. Ulaştırma Bakanlığı’ndan önceki dönemlerde Yıldırım ve çocukları küçük feribotlar kiralayarak yük taşıması gerçekleştiriyorlardı.
Bu dönemde aileye ait bir gemi bulunmuyor daha çok kiralık feribotlarla işler yürütülüyordu. Yıldırım’ın bakan olmasının ardından ise şirketin başına Erkan Yıldırım geçti. Kısa süre içinde Yıldırım Ailesi’nin hem gemilerinin hem de bu alandaki şirketlerinin sayıları arttı.
KURULAN İLK ŞİRKET “DERİN DENİZCİLİK”
Yıldırım Ailesi’nin denizcilik sektöründeki ilk şirketleri olan Derin Denizcilik’in kuruluş tarihi 6 Şubat 2002. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ise Binali Yıldırım’ın oğullarından Erkan Yıldırım üstlendi.
Şirketin yönetiminde Binali Yıldırım’ın kızı Bahar Büşra Yıldırım Köylübay, Binali Yıldırım’ın diğer oğlu Bülent Yıldırım, Bülent Yıldırım’ın eşi Seda Yıldırım, Büşra Yıldırım’ın kocası Özkan Köylübay da yer aldı.
Erkan Yıldırım, 2003’te İtalya’dan 445 bin Euro’ya “Happy Dolphin” adlı feribotu satın aldı. Feribot için 1.5 trilyon lira harcandığı öne sürüldü. Erkan Yıldırım, o günlerde Vatan Gazetesi’ne verdiği röportajda, gemiyi İzmir Çeşme’de sahip olduğu iki acenteden kazandığı paralarla aldığını belirtmişti.

MV Zealand Amalia
IMO: 9674921
MMSI: 249615000
Call Sign: 9HA4315
Flag: Malta [MT]
AIS Vessel Type: Cargo
Gross Tonnage: 18036
Deadweight: 26052 t
Length Overall x Breadth Extreme: 173.76m × 27m
Year Built: 2013
Status: Active
Read more at
http://www.marinetraffic.com/en/ais/details/ships/shipid:245350/mmsi:249615000

Yeniçağ / 03.06.2019 – Güncellendi 23 Mart 2023

Binali Yıldırım için 150 milyon
Euro’luk ‘gizli servet’ iddiası


AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım’ın 150 milyon euroluk ‘gizli servetinin’ olduğu iddia ediliyor. Yıldırım, 2016 yılında Başbakan seçilince şirketlerini mal varlığında göstermemek için yeğenine devretmişti.

AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıdırım’ın yaklaşık 150 milyon euroluk ‘gizli servetinin’ olduğu iddia ediliyor.

Mediapart’ın ve Hollanda gazetesi nrc’nin haberine göre, Binali Yıldırım ve ailesinin Malta ve Hollanda’da kayıtlı 30 kargo gemisi var. Yıldırım’ın yine Hollanda’da her biri servet değerinde 10’a yakın gayrı menkulünün olduğu belirtiliyor.

Binali Yıldırım gemi filosunu 1998’de kurmaya başladı. Yıldırım ‘Silver Fish’ yani ‘gümüş balık’ adında eski bir kargo gemisi aldı ve Malta’daki paravan şirketler üzerinde sürekli yeni gemiler almaya devam etti.Yıldırım’ın mal varlığındaki büyük patlama 2010 senesinde yaşandı. Bugün sahip olduğu onlarca gemiden 6’sını o yılda aldı. Gemilerin fiyatı 2 milyon euro ile 33 milyon euro arasında değişiyordu.
Binali Yıldırım gemilerin büyük bir kısmını İsviçre bankaları üzerinden nakit satın aldı. Geriye kalanları ise Kuveyt Türk Bankası’ndan çekilen kredilerle ödediği öne sürüldü. Gemileri yine Malta ve Hollanda’da kurduğu paravan şirketler üzerine kaydettirdi.Fransız Medipart’a göre; Binali Yıldırım’ın Malta’daki gemilerinden bazıları, amcası Yılmaz Yıldırım’a kurdurduğu ceren danışmanlık denizcilik şirketi üzerine kayıtlı. Diğerleri ise doğrudan oğlu Erkam Yıldırım tarafından yönetiliyor.

Mediapart, Yıldırım ailesinin sadece Hollanda’daki servetinin 120 milyon euro’nun üzerinde olduğunu yazdı.

Erkam Yıldırım’ın Hollanda’da 3 milyon euro değerinde 6 ayrı mülkü bulunuyor. Bu emlaklar Castillo Real Estate bv şirketi üzerinden işletiliyor. Yıldırım hanedanının asıl hazinesi, yine Hollanda’daki Zealand Shipping şirketinin hesabında yatıyor. Sicil kayıtlarına göre, şirketin gemilerinin piyasa değeri 120 milyon euro civarında.
Binali Yıldırım Rotterdam, Amsterdam ve Almere adlı gemilerini tanesine 33 milyon euro yani toplamda 100 milyon euro ödeyerek satın aldı. Habere göre, yıldırım ödemenin yüzde 50’sini kaynağı belli olmayan nakit parayla yaptı. diğer yarısını ise Kuveyt Türk ve Yapı kredi Bankası’ndan aldığı kredilerle tamamladı.
tr7-24’ün haberine göre, 2000’li yılların ilk çeyreğinde Binali Yıldırım’ın aile serveti deşifre oldu. Bunun üzerine gemilerden bazısı alelacele satıldı, bazısı ise söküme gönderildi.
Yıldırımlar, 2010’dan sonra fiyatları 1.9 ila 33 milyon dolar arasında olan 11 gemiyi banka kredisi olmadan nakit ödeyerek satın aldılar. Gemiler Türkiye yerine, yurt dışında iç içe geçirilmiş offshore şirketler üzerine kaydedildi
Binali yıldırım 2016’da Başbakan seçilince şirketlerini mal varlığında göstermemek ve güvenceye almak için yeğeni Süleyman Vural’a devretti.

IMO: 9477440
Name: ZEALAND ROTTERDAM
MMSI: 246888000
Vessel Type: BULK CARRIER
Gross Tonnage: 33312
Summer DWT: 57157 t
Build: 2012
Flag: NETHERLANDS
Home port: AMSTERDAM
Gross Tonnage: 33312
Length Overall x Breadth Extreme: 190m × 32.26m
Year Built: 2012
Status: Active
http://www.marinetraffic.com/en/ais/details/ships/shipid:272842/mmsi:246888000

GAZETEmanifesto / 07-09-2018

Pişkinlikte sınır yok: Bilinen en az 17 şirketi, 28 gemi
ve 2 süperyatı olan Yıldırım da ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ dedi


Çocukları aracılığıyla faaliyetleri devam eden onlarca şirketi ve gemisiyle AKP’nin multimilyonerleri arasında yer alan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Hepimiz aynı gemideyiz” diyerek iktidarın pişkinlikte sınır tanımaz yüzünü bir kez daha gösterdi.
Ekonomik krize sürüklenen Türkiye’de AKP iktidarı ve temsil ettiği sermaye sınıfı, krizin yükünün sırtlanması için “Hepimiz aynı gemideyiz” diyerek emekçilere fedakarlık çağrıları yaparken, bugün bu aynı teraneyi TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın da tekrarlaması “pişkinliğin bu kadarına da pes!” dedirtti.
Zira Yıldırım ve ailesinin denizcilik sektöründe yüz milyonlarca euro değerinde olduğu tahmin edilen şirketlerinin bulunduğu biliniyor. Patronların partisi AKP’yle ilgili şaşırtmayan bu gerçek, daha önce pek çok kez haber konusu olmuştu.

Ailenin doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettiği bilinebilen rakamlarla 17 şirket, 28 gemi ve 2 süperyatın olduğu açığa çıkmıştı.

Yıldırım, bu gerçeği 2014 yılında AKP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğu yerel seçimler öncesinde konuk olduğu bir canlı yayın programında kendisine sorulan soru üzerine de teyit etmişti. Çocuklarının denizcilikle uğraştığını söyleyen Yıldırım, “Siyasete girince bütün işlerimi çocuklarıma devir ettim. Çocuklarım, 14 yıldır denizcilikle ilgili çalışıyorlar. Uluslararası piyasada çalışıyorlar.” Demişti.

Yıldırım Ailesi’nin denizcilik alanındaki şirketlerinin isimleri şöyle:

Derin Denizcilik İstanbul
Sefine Denizcilik Yalova
ZealandShipping Hollanda
Q Shipping Hollanda
Castillo Real Estate Hollanda
Baychart İstanbul
Chart-it Hollanda
Ceren Denizcilik İstanbul
North Bulkers Panama
Brother Navigation Marshal Adaları
Zeytin Denizcilik İstanbul
OGEM Marina
Metro Gemi Acentalığı
Eydo Denizcilik
Çağrı Gıda İnşaat
Su Bilgi Teknolojileri
Sekmen Otomotiv

Yıldırım Ailesi’nin gemilerinin isimleri ise şöyle:

GEMİLER
MV ZEALAND ALEXIA (DALO Z)
MV ZEALAND ALMERE
MV ZEALAND AMALIA
MV ZEALAND AMSTERDAM
MV ZEALAND ARIANE (SYLYANI Z)
MV ZEALAND BEATRIX
MV ZEALAND DELILAH
MV ZEALAND JULIANA
MV ZEALAND MAXIMA
MV ZEALAND ROTTERDAM
MV BREADBOX FALCON
MV CELTIC EXPLORER
MV FRANCISCA
MV LEAH, MV MERIDIAAN
MV NEKTON,
MV SAMSKIP AKRAFELL
MV SAMSKIP ENDEAVOUR
MV SAMSKIP INNOVATOR

https://www.yachtcharterfleet.com/luxury-charter-yacht-25179/lady-dee.htm
MY LADY DEE
MY LATITUDE

SON 1
AK ABBA
AK CEREN
AK BROTHER
AK PHOENİCİA
PACİFİC OCEAN
JOHN F
GOLDEN BAY
SİS

NOT: Binali ailesinin aşırı zenginleşmenin basına yansımasından sonra bazı gemiler el değiştirdi , M/V ZEALAND AMALIA ve M/V ZEALAND JULIANA isimli kuruyük gemileri Kolin Şirketler Grubuna satıldı (2015)  ve  M/V AK BROTHER (2014) M/V AK ABBA ile M/V AK PHOENICA isimli kuru yük gemileri Uzakdoğu’ya söküme satıldı.(2016)

CHP ÖNERGE VERMİŞTİ
30 Mart  2014 yerel seçimlerinde AKP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Binali Yıldırım’la ilgili CHP’nin o dönem Genel Başkan Yardımcısı olan Sezgin Tanrıkulu Meclis’te soru önergesi vermişti. Önergede Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın 30 adet geminin sahibi olduğu, Yıldırım ailesinin doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettiği 17 şirketin olduğu belirtilmişti.

https://www.turksail.com/genel-haberler/11837-yldrm-ailesinin-30-gemisi-ortaya-ckt
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/binali-yildirim-icin-150-milyon-liralik-gizli-servet-iddiasi-236808h.htm
https://gazetemanifesto.com/2018/piskinlikte-sinir-yok-bilinen-en-az-17-sirketi-28-gemi-ve-2-superyati-olan-yildirim-da-hepimiz-ayni-gemideyiz-dedi-203587/
Posted in DENİZ VE DENİZCİLİK, PANDORA'nın KUTUSU, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

BELLEK DÜRTÜCÜ YAZILAR * ‘Çaldılar’ diyen Yıldırım’ın İBB geçmişi! İDO Genel Müdürü’yken bakın neden kovulmuş

14 Mayıs 2019 Salı – Güncellendi 23 Mart 2023

BAĞLANTILI YAZI; https://nacikaptan.com/?p=48303
AYNANIN SIRLARI * Nazar etme N’olur çalış senin de olur !!!
SOCAR, PETKİM’İ ALDI GEMİCİKLERİ KİM ALDI?

Değerli okur,
Sayfaları çevirdikçe, geçmişi okuyarak hatırlayınca bu güzel ülkenin son 20 senesinde KİMLER tarafından yönetildiğini, geçmişlerinde bu kadar yüz kızartıcı suç/lar bulunan kişilerin zaman içinde daha üst görevlere ve hatta başbakanlığa kadar yükseldiğini üzülerek hatırlıyorsunuz. (NK)

Çaldılar’ diyen Yıldırım’ın İBB geçmişi!
İDO Genel Müdürü’yken bakın neden kovulmuş


YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmesinin ardından yeniden adaylık kampanyasını başlatan Binali Yıldırım’ın 1999 yılında akrabalarına İDO’nun büfelerini dağıttığı için görevden alındığı haberi dikkat çekti.
İstanbul seçimlerine ilişkin çaldılar iddiasında bulunan Binali Yıldırım’ın 1994 yılında İDO Genel Müdürüyken 1999 yılında dönemin belediye başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından akrabalarına İDO’nun büfelerini dağıttığı için görevden alınmıştı.
2 Kasım 1999 tarihli Hürriyet gazetesinin haberine göre İDO Genel Müdürü Binali Yıldırım, deniz otobüslerindeki büfeleri akrabalarının şirketi Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’ne verdi. Bu kárlı iş, sözleşme uzatılarak bugüne kadar devam etti. Yıldırım son sözleşmeyi imzalayacak genel müdür yardımcısı bile bulamadı.
1994’e kadar İDO’ya bağlı gemilerdeki büfeler, işletici firmaya gemilerin temizliği, hizmeti ve iç bakımı karşılığında tahsis ediliyordu.1994’te İDO Genel Müdürü olan Binali Yıldırım, gemi büfelerinin hem temizlik karşılığı hem de üzerine para isteyerek firmalara kiralanmasını istedi. İhale yapıldı. Kazanan firma, temizlik ve kira bedeli karşılığı büfeleri aldı ama altından kalkamadı, kirayı ödeyemedi.
Dayısının gelini
İDO kiraları ödenmeyince işi kendi yapmaya başladı. Binali Yıldırım, işin başına dayısı Yılmaz Erence’yi geçirdi. Yılmaz Erence İDO’nun maaşlı elemanı olarak burayı işletmeye başladı.
Sonra Yıldırım burayı bir firmanın işletmesi gerektiğini söyleyip, işi Kasım 1996’da Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri adlı bir şirketi temsilen Yılmaz Erence’nin gelini Behice Erence’ye verdi. Behice Erence ile yapılan sözleşme gereği şirket gemi büfelerini 15.11.1996-31.12.1997 arasında işletecekti. Sözleşmeye, İDO’nun büfelerde çalışanların maaşlarını ödemesini öngören bir madde eklendi. Ayrıca yolcunun yoğun olduğu mevsimlerde firma işçi sayısını artırabilecekti. Buna göre firma büfeleri işletiyor, ancak çalıştırdığı işçilerin maaşlarını İDO’ya ödettiriyordu.
Sözleşme hep uzatılıyor
İlk sözleşmenin süresi bittikten sonra şirketle 1.2.1998-31.1.2000 arasını kapsayan ikinci bir sözleşme yapıldı. Buna göre, İDO firmaya çalıştırdığı işçi başına birinci yıl 105 milyon, ikinci yıl günün koşullarına göre belirlenecek bir personel maaş gideri verecek, yoğun mevsimlerde işçi alımı yapılabilecek, firma İDO’ya birinci yıl 1 milyar 250 milyon, ikinci yıl 2 milyar aylık kira ödeyecekti.
17.9.1998’te ek bir sözleşme daha yapıldı ve personel maaşlarının 130 milyona çıkarılması, temizlik malzemelerinin İDO tarafından alınması ve çalışanların yemek giderinin İDO tarafından karşılanmasına karar verildi. Yani demirbaşlar İDO’ya ait, gemiler İDO’ya ait, orada çalışanların maaşları hatta yemek masrafları bile İDO’ya aitti; ama yapılan işten bir başkası nemalanıyordu, şirket sadece İDO’ya kira ödüyordu.
Binali Yıldırım, 29.1.1999’da şirketle ikinci bir ek sözleşme yaptı. Buna göre 18 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nin Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmesi ihtimaline karşı sözleşmenin bitim tarihi 31.2.2001’e uzatıldı ve çalışanların maaş ödemeleri olarak İDO’nun firmaya 30 Haziran’a kadar kişi başına 205 milyon, 31.01.2000’e kadar da 247 milyon aktarmasına karar verildi.
Evrak sahteciliği
Ancak Binali Yıldırım, ikili imzayla yapması gereken bu sözleşmeyi imzalatacak bir genel müdür yardımcısı bulamadı. 3 genel müdür yardımcısından terminallerden sorumlu olan Adnan Çelik ve mali işlerden sorumlu olan Necmettin Erdil seçimlerde aday olmak için istifa etmişlerdi. Geriye sadece işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı olan Gökşin Türkmen kalmıştı; Türkmen ise İDO’nun yararına olmadığı gerekçesiyle sözleşmeyi imzalamayı reddetmişti.
Geçmiş tarihli sözleşme
Bunun üzerine Binali Yıldırım, geçmiş tarihli bir sözleşme hazırlattı. 15.1.1999 tarihinde yapılmış gibi gösterilen bu sözleşmede sürenin uzatılması dışında çalışanların ücret artışını gösteren diğer madde aynen kondu. Altına da o tarihte halen görev başındaymış gibi Necmettin Erdil’in imzası eklendi.
Ancak Binali Yıldırım bunu da eline yüzüne bulaştırdı, çünkü Fazilet Partisi’nden belediye başkan adayı olan Erdil’in, seçime katılmak isteyen diğer bürokratlar gibi 11.1.1999’a kadar görevinden ayrılması gerekiyordu. Erdil aday olduğuna göre 15.1.1999’da da görevinin başında olamazdı.
Bir ayda 15 milyar
İDO, Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’ne her ay üç kalem ödeme yapıyor: Personel maaşı, temizlik malzemesi parası ve çalışanların yemek masrafı…
1999’un eylül ayı itibariyle İDO’nun firmanın çalıştırdığı 64 personele 247 milyondan yaptığı ödeme, 15 milyarın üzerinde. Bu çalışanların yemek masrafı olarak günde üç milyondan dağıtılan Sodexho fişleri de yine İDO’nun cebinden çıkıyor.
Personel ücret alamıyor
En büyük yolsuzluk İDO’nun firmaya personel maaşı olarak vermeyi taahhüt ettiği kalemde yaşanıyor. Personel, İDO’nun firmaya verdiği kişi başı personel giderlerinin hepsini maaş olarak almıyor. İDO ve firma arasında yapılan anlaşmalardan, İDO’nun personele 130 milyon vermeyi taahhüt ettiği 1.9.1998 ve 31.1.1999 tarihleri arasında; personele ödenen paranın sadece 94 milyon olduğu bordrolarla belgelenmiş durumda. Arada kişi başına 36 milyon kalıyor ki, bu 64 kişiden 2 milyar 300 milyon TL’nin her ay başı boş ortada dolaştığı, kimin cebine girdiğinin belli olmadığı anlamına geliyor.
Hem malzeme hem parası
Büfelerde çalışanların ifadelerine göre paralarını aldıklarını belirten bordrolar işçilere imzalatılırken, üst üste iki kağıt önlerine konuyor.Üsttekinde kendilerinin aldığı miktarı gösteren sahte bordro duruyor, onun altında ise İDO’nun personel başına firmaya ödemeyi taahhüt ettiği miktarı gösteren ama meblağın gözükmediği gerçek bordro duruyor. İşçi ikisine de imza atıyor ve formalite yerine getirilmiş oluyor.
Ayrıca ayda 750 milyon olarak dağıtılan bir temizlik malzemesi masrafı var ki, bir iddiaya göre, İDO malzemeleri zaten firmaya gönderiyor. El altından gönderilen temizlik malzemeleri dışında firmaya temizlik malzemesi gideri olarak ayrıca bir para ödeniyor ki, bu paranın da nereye gittiği belli değil.
İskelelerdeki büfeler
Büfe yolsuzluğu sadece deniz otobüsleriyle kalmıyor, iskelelerdeki büfeleri de kapsıyor.
Binali Yıldırım Kabataş İskelesi’ndeki büfeyi amcası Ali Rıza Yıldırım’a düşük fiyatla kiraladı. Büfenin içindeki bütün eşyalar İDO’ya ait olduğu halde, 1.4.1998-31.3.2001 arasında, ilk yıl 250 milyon, ikinci ve üçüncü yıllarda İTO toptan eşya fiyatlarındaki artış oranına göre yapılacak zamla belirlenmek üzere düşük bir kira bedeli tespit edildi.
Kartal İskelesi’ndeki büfeyi dayısının oğlunun karısı Behice Erence’ye kiraladı. 1.3.1999’dan başlayan dört yıllık bir sözleşme yaptı. Burada da her türlü demirbaş İDO’ya aitti. Kira ise mayıs ve yaz aylarında 200 milyon, diğer sekiz ayda 100 milyon olarak başladı. Her sene sonunda İTO’nun toptan eşya fiyat artışının üzerine yüzde on eklenecek şekilde kira artışı istendi.
Bostancı İskelesi’ndeki büfeyi 1991’den beri akraba olmayan biri işletiyor. Ama onun sözleşmesi akrabalarınkinden çok farklı. Mustafa Şimşek adındaki bu büfeci, büfeyi bomboş kiraladı, herşeyi kendi koydu. Ondan istenen kira, akrabalardan istenenin 6.5 katı: Kartal büfesi Eylül 99’da 100 milyon, Bostancı 650 milyon kira vermiş!
İSTANBUL DENİZ OTOBÜSLERİ (İDO)
İDO 1987’de Dalan tarafından kuruldu. O sırada 10 deniz otobüsü vardı. Sözen döneminde çivi bile çakılmadı. RP 1994 seçimlerini kazandıktan sonra, Binali Yıldırım genel müdür oldu ve 14 deniz otobüsü alındı. Birçok yeni iskele inşa edildi. Binali Yıldırım Avustralya’dan, Türkiye’deki Norveç yapımı araçlara uymayan değişik model deniz otobüslerini almasıyla şirkette büyük tepki yarattı. Tek tip deniz otobüsü, bakım-onarım ve yedek parça açısından İDO’yu büyük bir mali yükten kurtarırken, değişik tip deniz otobüsleri giderlerin artmasına neden oldu. Şirket aldığı deniz otobüslerinin ancak faizini kendi ödeyebiliyor.
KADROLU AKRABALARI
Binali Yıldırım’ın İDO’da çalıştığı tespit
edilebilen akrabalarından bazıları şunlar:
Eniştesi Belgüzar Aksu, yakıt ikmal elemanı
Yeğeni Bekir Aksu, teknisyen
Baldızı Tülin Yıldırım, sekreter
Eniştesi Eftal Şahin, şoför
Eftal Şahin dışında hepsinin İDO’da işe başlama tarihi, Binali Yıldırım’ın genel müdür olduğu tarihten sonrasına rastlıyor. [1]
[1] https://tele1.com.tr/caldilar-diyen-yildirimin-ibb-gecmisi-ido-genel-muduruyken-bakin-neden-gorevden-alinmis-54731/
Posted in PANDORA'nın KUTUSU, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

YENİ RAMAZAN MANİLERİ

YENİ RAMAZAN MANİLERİ


Attım taşın birini,
Bulamadım yerini.
Hangi limana çektin
Sondaj gemilerini?
*
Dağların başı duman,
Soğuğu olur yaman.
Sahi, aklıma geldi
Ay’a gidiş ne zaman?
*
Sel olup akacağız,
Bentleri yıkacağız.
Karadeniz gazını
Ne zaman yakacağız?
*
Bahçeye fidan diksek,
Yanına sebze eksek.
Madem faiz kötüydü
Niçin bu kadar yüksek?
*
Gelin oyun oynar mı?
Yoksa alanı dar mı?
Çok merak ediyorum
Gerçek diploman var mı?
*
Salgın, virüs her yerde
Başımız kaldı derde.
Yüz yirmi sekiz milyar
Dolar acaba nerde?
*
Bolu Mengen Gerede,
Hamsi oynar derede,
Bir de böyle soralım,
128 Milyar Dolar nerede?
*
Kırda ekin bitmez mi?
Tohum boşa gitmez mi?
Sorulacak soru çok
Bu kadarı yetmez mi?”
ANONİM
Posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR | Leave a comment