Cevat Şakir Kabaağaçlı ve Yaşar Kemal romanlarının kahramanı, Orhan Veli’nin şiirlerinin öznesiydiler. Fark etmesek de yakınımızdaydılar. Bu deniz ülkesinde balıkçıydı onlar. Denize doğru yaşarlardı. Acaba bir ‘günlük’ tutarlar mıydı? İçlerini dökseler, kelimelerle dillendirseler ne yazarlardı?
Bedri Rahmi Eyüboğlu
BALIK YOL KESTİĞİNDE
Bir martı konar direğe
Atılan kolyosu havada yutar
Bir başkasını beklemez gider
Balıkçı gülümser tatlı tatlı
Zamana yayılır bu güngörmüş, doygun gülümseme. Gözlerim deniz rengidir ne de olsa. Deniz kayıp giden bir yansıma olmadı hiçbir zaman. İçimi tümden denizle doldurdum. Yüzlerce aç martı takıldı peşime. Ne çıktıysa bahtıma onlarla da paylaştım. Balığa her çıktığımda, onları, yine beni beklerken buldum. Düşünüyorum da, Sait Faik’in öykülerindeki gibi her martı bir balıkçının arkadaşıdır belki.
Oktay Rıfat
O balık geceleri güzün, o puslu
Gök karışımı su, kıvrılan lambalar
Bir şilep uzaktan denizi tarar
Uzardı bulutsu gölgesi, o sisli
Gök ve yılan gibi tıslayan lambalar
Gök değil biziz vuran yeşil, mor, sarı
Dilim dilim yüzlerce ay, sandal, kayık
Bir fener alayına düşmüş ki balık
Işık yer şimdilik, bakar geçer diri
Dilim dilim yüzlerce ay, sandal, kayık
Dönüş vakti. Martılara ‘eyvallah’ diyeceğiz bir kez daha. Nasıl olsa yolumuzu beklerler. Tuzunu, rüzgarını içimize çektik. Küfrünü işittik. Öfkesini, şefkatini, bereketini yaşadık denizin ve doldurduk teknemize. Rast gitti çok şükür. İnatla, ısrarla dümen kırdık. Saatlerce ağ gerdik, ağ topladık. Balığı boğduk akşam suyunda. Kısmet sabah suyuna…
Güneşin kızıltılarını erkence yolcu edip ay karanlığında bindik yaşlı teknemize. Bizim gibi yaşlı, bizim gibi güngörmüş, deniz görmüş teknemize. Takımlarımız her daim hazır, mazot yüklüce depoda. Bir de kumanya lazım. Ama ille de zeytinyağı olacak, ufak tava. Bir demlik çay da zula. Sonrası deniz. Dümen başı, ağ atma telaşı. Denizin, balığın yolumuzu kestiği bir gün daha bitti. Denizde tanrıyla, doğayla bir arada olduk. Ay ışığı, yıldız nedir anladık. Ağları bir çektik ki içine yıldız düşmüş gibi oldu ve şimdi eve dönme zamanı. Denizin bitip karanın başladığı kıyı göründü bile.