Zahide Uçar
Operasyon(!).. AKPKK Brezilya Dizisi…
Salı günü gözümüzü açtık, kelepçeli operasyon… Bu sefer operasyona uğrayanlar Ceyar’ın, yani kötülüğün çocukları…
AKPKK’nın şefi, BOP görevlisi zat, 2007 yılından beri kaos üzerine kurgulanmış bir filmi gösterime sokarak ülke yönetiyor. Şokla aptallaştırdığı Batakistan Devleti sakinleri, ülke gerçeklerini algılayamadan, kurgulanmış sanal bir dünyada yaşıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yapılan bu operasyonlar manidar(!).. F çete seçimin son günlerinde “Erdoğan hakkında yeni bilgileri basına verecek” haberi alınmış olabilir mi? Arınç, Gülen çetesine mesaj gönderiyor;
“ Onlar bu işleri yapmaktan vazgeçer ve nedamet getirirlerse, yargı görevini bir an önce yaparsa önümüzdeki süreç inşallah çok daha barışçıl bir süreç olur. Bizi affedin demeleri lazım. Bakarsınız beraat ederler….”
Bu adamın hukuk diplomasını nereden aldığını gerçekten merak ediyorum. Hukuk katili Ar(H)ınç;
Bize teslim olursanız, elinizdeki bilgi ve belgeleri yok ederseniz biz de operasyonları durdururuz demeye getiriyor. Medya aracılığı ile pazarlığa hazırız mesajı gönderiyor(!)…
AKPKK ve şefleri bir koyundan kırk post çıkarmakta çok mahirdir. Geçmişi hatırlayın. Ergenekon ve Balyoz gibi operasyon süreçlerinde kimlere operasyon yapılacağı, kimlerin linç edileceği, kimlerin tutuklanacağı önceden belliydi ama operasyonlar sis bombası olarak da kullanıldığından işleyecekleri karanlık işleri örtmek için sıraya konuyordu. AKPKK ne zaman içeride ve dışarıda bir sıkıntıya düşse, F çete harekete geçip bir operasyon yapıyordu. Böylece ortam karartılıyor, kamuoyu cambaza bak ile oyalanıyordu. Ne zaman meclisten bir ihanet yasası geçse; hemen bir operasyon imdada yetişiyordu… Yandaş medya, F çete esir alınanları linç etme görevini yürütüyordu. Hem de ağızlarından salyalar akıtarak… Operasyonun dört ayağı vardı: F tipi polis çetesi, F tipi yargı çetesi, AKPKK iktidarı, yandaş medya-Tayyip Recep Televizyonu… Hatta insanları linç etmeyi öyle bir şehvetle bekliyorlardı ki, TRT-2 operasyon yapılmadan önce operasyonun haberini bile yapmıştı…
Davanın savcısı olduğunu söyleyen zat bütün meydanlarda;
“-Çeteleri bitirdik…” diye bas bas bağırıyordu.
17-25 Aralık Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile başlayan süreçte, karanlığın çocukları, kutsal ittifak(AKPKK+F çete) çömlek patlattı.
Geçmiş tecrübelerimizden hareketle, eli uzun adam Ergenekon’dan Paralele geçiş yaparak arkayı kurtarma, kambur haline gelen F Çeteden kurtulma dizisine geçiş yapmıştır. İğdiş edilen asker ile barış çubuğu tüttürebilmek için bütün suçu F Çeteye yıkıp aklanma derdine düştü. Operasyonların önceden kararlaştırıldığı anlaşılıyor. Yalnız öyle ucuzdan piyasaya sürmek olmazdı değil mi?
Yıllardır Filistin sömürüsü üzerinden siyaset yaptılar. Filistin’i bombalayan İsrail jetlerinin yakıtını Barzani ve Erdoğan koalisyonunun verdiği ortaya çıktı. Yetmedi, Kürecik Radar Üssü’nden Filistin savaş uçaklarının kalkışı hakkında İsrail’e bilgi sağlandığı ortaya çıktı. AKP tabanında tepkiye neden olan bu durum nasıl karartılır? Önceden F tipi çeteye yapılması planlanan operasyonu patlatarak. Yani;
“Zamanlama manidar(!)..” Yolsuzluk-rüşvet-hırsızlık unutturuluyor. İsrail’e sağlanan destek karartılıyor. Hatırlayın, askeri alan içinden PKK lı bir alçak tarafından bayrağımızın gönderden indirilişinde millette oluşan infialin hemen arkasından IŞİD Konsolosluk görevlilerini esir almıştı(!).. Bayrağımızın indirilişi unutulmuş, IŞİD ve esir alınan konsolosluk elemanları ile TIR şoförleri konuşulur olmuştu.
Karanlığın çocukları, şeytanın hizmetkârı kırk haramiler iş başında…
**
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonla toplanan isimlerin birçoğu malum isimler. Çok can yaktılar. İftira, kumpas, yalan, sahte delil üretme… Ve tabii ki cinayet!!..
Bu durum bizlerin duru akılla düşünmemizi engellememeli. F çete nefrete yatırım yaptı. Bu çete Türk Ordusu mensuplarını ABD, İsrail adına AKPKK ortaklığında esir etti. Çok canlar yaktılar ama bizler sadece F Çete elemanlarına operasyon yapıldığından emin olamayız. Görevini yapan ve hırsızlar çetesi için problem olan herkes bu çuvalın içine atılabilir. Böylece ikinci sindirme operasyonu da F Çete üzerinden sürdürülebilir.
Bu arada F Çete ekibi de bizleri epey güldürüyor. Öldürdükleri yargıdan insaf, boğdukları adaletten hukuk, dumura uğrattıkları vicdandan vicdan, kırk yerinden bıçakladıkları insanlıktan insanlık, zehirledikleri basından doğru haber bekliyorlar. Karanlığın çocukları “su testisinin suyolunda kırılacağını” unutmuş görünüyor.
Savcı Öz “büyük dağları ben yarattım” edası ile yürüyordu. Tecavüzcüler, sapıklar, kadın satıcıları ve PKK’lıdan gizli tanık devşiren şahıs… Şimdi arsızca, yüzsüzce adaletten bahsedebiliyor.
Rahmetli Kuddisi Okkır’ın katilleri… Kaşif Kozinoğlu’nun katilleri… Ali Tatar, Kahramanlık madalyasına sahip Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, Albay Berk Erden, Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural, Emekli Albay Belgütay Varımlı, , Erhan Göksel, Uçkun Geray… Ölümüne neden olduğunuz insanlar…
Bir de PKK ile mücadele ederken Orduya ait olup kayıttan düşülmeden emniyete verilen silahların askere karşı kullanılışı var. Göm göm, sonra bul oyunu. Zannedersiniz ki it kemik saklama oyunu oynuyor. İşte o silahları bilen Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay şaibeli bir intihar vakası ile yok oldu(!).. Ölmeden önce depolarda bulunan ve Orduya ait olan silahların dökümünü istediği yazılıp çizildi. Bana göre, Behçet Oktay’ın şaibeli ölümü yeniden ele alınmalıdır.
Ergenekon’dan terör örgütü çıkartabilmek için tezgâhlanan Dink cinayeti… Yargıtay cinayetinde adı geçen Şeyh Salih Kunter ve unutturulan Gülen’in yeğeni… Zeynep Küçük hafiye gibi iz sürerek Yargıtay cinayetini çözmüştü. Çözmesi bir işe yaramadı. Belgeler F Çetenin yargı duvarına çarpıp geri döndü.
Gözaltına alınan F Çete üyeleri bağırıyor: “Haram yemedik(!)…”
Öyle mi Ergenekon fetişleri? Haram yemedin mi? İftira ettin, sahte delil ürettin, cinayete azmettirdin. Aileleri parçaladın. Yani kul hakkı var üzerinizde. İnsanların yatak odalarına gizli kameralar koydun. Ahlaksızca topladığın bilgileri şantaj aracı olarak kullandın. Yetmedi, Türk Ordusu’nun mahremine girerek bir milletin güvenliğiyle ilgili planları ele geçirdin. İç ve dış güvenliğimize darbe vurdun. Kimlerin, hangi ülkelerin adına yaptığın ortaya mutlaka çıkartılacaktır. Bugün olmazsa yarın… Devlet sırrı olan bilgileri iddianameye yazarak başka ülkeler adına casusluk faaliyeti yürüttün. MİLGEM(milli gemi) projesini yürüten mühendisleri derdest ettin. MİLGEM’e ait bilgileri ele geçirdin. Nerelere verdiğinizi henüz bilmiyoruz. Milli silah üreterek ülkeyi dış bağımlılıktan kurtarmak için kendini adayan HAVELSAN Genel Müdürü Faruk Yarman’ı hangi silah şirketleri adına derdest ettiniz?
Siz ekmek yediğiniz ülkeyi ciğerinden bıçakladınız.
Ana ve babalarınız sizleri teselli etmiş(!).. Siz haram yemediniz demişler. Güler misin, ağlar mısın?
Ey analar, ey babalar, siz iftira ile derdest edilen Prof. Fatih Hilmioğlu’nu bilir misiniz? Kahrından kanser oldu. Yetmedi, evladını kaybetti. Hilmioğlu’nun çığlıkları esir evi duvarlarında çınlarken sen nerede idin? Kendileri esir iken evlatlarını, annelerini, babalarını, damatlarını kaybeden insanlara evlatlarınızın yaptığı muameleleri ne çabuk unuttunuz? Sizler ne kadar çok insanın içeride sağlığını kaybettiğini, tedavilerinin engellendiğini, koridorlarda geçerken esirlerin selamlaşmasının bile engellendiğini, görüş günü esir çocuklarının donuna kadar soyularak düşman harp yöntemleri uygulandığını ne çabuk unuttunuz?
Polis polise bunu yapar mı diyorsunuz. Gözaltı yöntemlerini eleştiriyorsunuz. Masumiyet karinesi diyorsunuz. Çüş, bunları şimdi mi hatırladınız? 70 yaşındaki insanlara yapılanları unuttunuz mu? Kanser tedavisi olan Türkan Saylan’a yaptıklarını unuttunuz mu? “Haliçteki Simonlar” kitabını yazarak F çeteyi deşifre eden Hanefi Avcı’ya yaptıklarını ne çabuk unuttunuz? Emin Aslan’a yapılanları ne çabuk unuttunuz? Onlar polis değil miydi? Hanefi Avcı’nın odasını boşalttıktan sonra dolabın üzerine suç oluşturmak için konan kasetleri ne çabuk unuttunuz? O zaman neden anne-baba olduğunuzu hatırlamadınız? O insanlarla sizin de mi bir kin davanız vardı?
Sizin adalet dilenmeye ne yüzünüz var, ne de hakkınız. Çünkü o istediğiniz mevhumları AKPKK ile ortaklık kurarak sizlerin çocukları öldürdü.
Gene bizler adil yargılama isteyen taraf oluruz. Dün nasıl adil yargıyı savunduk isek, bugün de aynı adil yargıyı sizlerin çocukları için de istiyoruz. Adil yargılamayı hak ettikleri için değil, evrensel hukuk kurallarına sahip çıkmak adına istiyoruz. Gerçek suçlamalar ve gerçek deliller üzerinden yargılanmalarını istiyoruz.
Bir de yargıçlar yargıçları içeri attı deniyor. Sizler şaka mısınız? Erzincan Cumhuriyet Savcısı Cihaner’e kurulan kumpası ne çabuk unuttunuz? Dava dosyası İstanbul-Erzurum-Erzincan üçgeninde gezdirilmiş, dosya kaçırılmıştı. Cihaner hukuk cinayeti işlenerek gözaltına alınmıştı. Diğer yargıçlara yapılan iftira ve kumpasları da unutmayalım.
**
Gözaltına alınan F Çete üyeleri bağırıyor: “Haram yemedik(!)…”
Bak kırmızı yanaklı badem, nasıl kul hakkı yediğinizi ben size anlatayım:
Polis okulu sınav sorularını ele geçirip o sınava giren vatandaşların hakkını yiyerek kul hakkına girdiniz. Üniversite, TUS, memur yerleştirme sınavları sorularını F Çete çaldı. Binlerce genç insanın hayallerini ve hakkını çaldınız siz. Sayenizde hırsızlık olmadan yapılan tek bir sınav bile yok. Milletin hakkını koruması beklenen savcı kılıklı zibidileriniz yükselme sınav sorularını çaldı. AK çetenin ahlaksızlığı sizlerin ahlaklı olduğunuzu göstermiyor. Firavun’un Firavunluğu, Nemrut’un Nemrutluğunu örtmez. Firavun ile Nemrut’un varislerinin çatışmasını ibretle izliyoruz. Dün Basra’nın sokak itleri gibi koyun koyuna olduklarınızla hırlaşmanız sizleri bağlar. Çünkü biz hangi kemik için kavga ettiğinizi bilmiyoruz.
Not:
Halk TV bavulcu Baransu’ya bağlanarak fikrini sordu(!).. Görevli insanların fikri mi olurmuş? Daha önce de geçmişte AKP’nin yalakalarından olan tosuncuk Mehmet Altan’ı kanala çıkarmışlardı.
Halk TV Erdoğan çetesinin kullanıp attığı beşinci el ürünleri masumlaştırıp, kuru temizlemeden geçirerek vitrine koyuyor. YUH!!.
zahide@zahideucar.com
www.zahideucar.com