ABD’nin İstikrarsızlaştırma Operasyonları – Asıl Hedef Türkiye

Mehmet Bori
07 Eylül 2013
Ulusal Kanal

ABD’nin İstikrarsızlaştırma Operasyonları – Asıl Hedef Türkiye

Yeni bir paylaşım savaşı yaşanıyor
Türkiye’nin etrafında çok büyük çalkantılar oluyor. Adeta Osmanlı Devletine son veren 1’inci Paylaşım Savaşı’nın bir benzerini tekrar yaşıyoruz. Örtülü veya açıkbütün savaşların arkasında ekonomik çıkar çatışmaları yatar. Bu mücadelede duygulara yer yoktur. Bu kardeş ülkeonlar Sünniötekiler Şii gibi gerçekçilikten uzaktemeli olmayan politikalar takip edilemez. Daha da önemlisi belli bir siyasi kadronun iktidarda kalması için devletin bekası tehlikeye atılamaz.

Şimdi bu tespitleri yaptıktan sonra bölgemizde oynanan oyunun ekonomik temellerini anlamaya çalışalım.

Emperyalizmin istikrarsızlaştırma operasyonları

Hammadde ve enerji kaynaklarına buna sahip olmayan gelişmiş ülkelerin kolay ve ucuza ulaşmasıonlar için hayati önem taşımaktadır. Emperyal sistemin tasarladığı mekanizmada hammadde ve enerjiye sahip olan az gelişmiş ülkelerin doğal kaynaklarından kazandığı parayı teknoloji üretim ve eğitime aktarmamaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu ülkelerin kaynakları sömürülemeyecektir bu ülkeler pazar olmaktan çıkarken bir de başkalarının pazarlarına ortak olmaya çalışacaktır. Bu mantık gereği emperyalizm kendi hayatını devam ettirmek için hammadde ve enerji kaynaklarına sahip ülkeleri istikrarsızlaştırmayı kendine amaç edinmiştir.

Konuyu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Bugün Irak’ta çıkarılan petrolün varil başına maliyeti yaklaşık 5 dolardır. 5 dolarlık bu mal 108 dolar civarına satılmaktadır. Bu kâr marjını ne kadar teknolojik olursa olsun başka hiçbir malın üretilmesinden veya ticaretinden sağlamak mümkün değildir. Dünyada en fazla ticareti yapılan metanın petrol ve doğalgaz olduğu ayrıca üretilen diğer tüm malların üretim maliyetinin yaklaşık %30’unu enerji maliyetleri oluşturduğu düşünüldüğünde bu kadar büyük bir zenginliğin niçin kontrol edilmek istendiği kolayca anlaşılacaktır.

İşte emperyal sitemin amacıbu ticaretten elde edilen kârıno kaynağa sahip ülkede değilkendi ülkelerinde yatırıma dönüşmesini sağlamaktır. Sermaye korkaktır riskli bölgelere gitmez. Eğer bir ülke istikrarsızsa rejim problemleri varsa bu ülke kendi parasını dahi topraklarında tutamayacaktır. Doğal kaynaklara sahip ülkelerin emperyal sistem tarafından istikrarsızlaştırılmak istenmesinin arkasında yatan gerçek neden budur.

George Friedman’ın itirafları

Bu kapsamda ABDdünyanın hedef bölgelerindeki ülkeleri bilerek ve isteyerek istikrarsızlaştırmaktadır. ABD sivil istihbaratının başı olarak nitelendirilen Stratfor’un başkanı George Friedmanbu gerçeği “The Next 100 Years – Gelecek Yüzyıl” kitabında itiraf etmiştir. Friedman’ın kitabından yaptığımız aşağıdaki alıntılar gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir:

“…ABD’nin hedefi İslami dünyayı istikrarsızlaştırmak ve onları birbiri ile mücadeleye sürüklemek böylece İslami bir imparatorluğun yükselmesini önlemektir …”

“…Sistematik olarak stratejik amaçlarına ulaşmış olan ABD’nin Avrasya’da büyük bir gücün oluşmasını engellemek için kesin bir hedefi vardır. Buradaki paradoks şöyledir: Bu müdahalelerin amacı hiçbir zaman bir şey elde etmek için değildir. Politik söylem bir şeyleri önlemek olduğunu söylese de. ABDbölgede başka bir gücün oluşmasını önlemek için istikrarı bozmak istemektedir…

…Genel anlamdaABD’nin Avrasya’da barış olmasını arzulaması için bir çıkarı yoktur. Ayrıca ABD’nin bir savaşı tamamen kazanmak gibi bir hedefi de yoktur. Vietnam ve Kore örneklerinde olduğu gibi ABD’nin amacı basitçebir gücü engellemek veya bölgeyi istikrarsızlaştırmaktır bir düzen getirmek değildir. Bu çerçevede ABD’nin yenilmesi de kabul edilebilir. Ancak Avrasya’daki dengeyi muhafaza etmek için gerekli olan minimum kuvveti kullanmak prensip olarak gereklidir ve bu durum 21’inci yüzyıl boyunca ABD’nin sürükleyici gücü olacaktır. Beklenmedik zaman ve yerde daha birkaç Kosova ve Irak olacaktır. Balkanlara veya Ortadoğu’ya istikrar getirmek için yapılacak ABD hamleleri akılcı olmayacaktır …”

George Friedman bu satırları yazdığında (Ocak 2010) ne Zeynel Abidin Bin Ali Tunus’dan kaçmıştıne Libya’da Muammer Kaddafi linç edilmiştine de Müslüman Kardeşlerin Mısır’da esamesi okunuyordu.

Yukarıdaki alıntı paragraflardan da açıkça anlaşılacağı üzereABD’nin bütün müdahaleleri bölge ülkelerini istikrarsızlaştırmak için yapılan bilinçli hamlelerdir. Suriye’ye yapılması planlanan operasyon da aynı amacı taşımaktadır. Halkın güvenini kazanan Esad Rejimi yurt dışından ithal edilen “yamyamları” büyük ölçüde yenilgiye uğratmış ve ülkede yeniden istikrarı sağlayabileceğinin sinyallerini vermiştir.

Eğer Suriye istikrar kazanırsaIrak’ta yaşanan istikrarsızlık da son bulacaktır. Daha da önemlisi Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması mümkün olmayacaktır. Washington’un Suriye operasyonunun asıl hedefinde Türkiye vardır. Suriye’ye sınırlı bir operasyon yapılarak ülke kaosa sürüklenmek istenmekte ve bu kaosun Türkiye’ye sıçrayacağı hesap edilmektedir.

Gerçekler bu kadar açıkken Suriye’de savaşa hayır demek ve bu uğurda aktif olarak çalışmak her vatanseverin boynunun borcudur.

Mehmet Bori
ulusalkanal.com.tr

This entry was posted in EMPERYALİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *