PERDE ARKASI : İnsanları ölüme gönderen Tayyip

Emin Çölaşan
emincolasan@sozcum.com
28 Mayıs 2014
Sözcü

İnsanları ölüme gönderen Tayyip

Sevgili okuyucularım, tam dört yıl önceki Mavi Marmara Gemisi olayı yine Türkiye gündeminde. İstanbul’da bir Ağır Ceza Mahkemesi bu olayın sorumlusu olduğu iddia edilen dört İsrailli üst düzey yetkili hakkında yakalama ve tutuklama kararı aldı, İnterpol’e kırmızı bülten çıkarması için yazı yazılmasına karar verdi! İsimler ilginç!

İsrail Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Askeri İstihbarat Başkanı ve Hava İstihbarat Başkanı!

İsrail’den henüz tazminat alamayanlar, şimdi böyle bir yargı kararıyla onları sıkıştırmaya çalışıyorlar. Dahası, olayda yaralanan bir vatandaşımız birkaç gün önce vefat etti. Tayyip onun evine gidip kameraların karşısında yine şov yaptı, Kuran okudu.

Nedir bu olay? Tam dört yıl önceki Mavi Marmara Gemisi rezaletini unutmuş olanlar için biraz anımsatayım. Baştan sona Tayyipgillerin iç siyaset sömürüsüdür, ölülerin sırtından yürütülmektedir.

* * * *

Bu gemi güya Gazze için yüklendi. İsrail işgalindeki bölgeye güya
“İnsani yardım” gidiyordu. Gemiye yüzlerce İslamcı bindirildi. Hiçbirinin can güvenliği yoktu. İsrail bunu günler öncesinden açıklamış, gemiyi sahillerine yaklaştırmayacağını, gerekirse operasyon düzenleyeceğini bildirmişti. Ama onlar Tayyip’in verdiği gazla -İslamcı örgütler olarak- İsrail’in Gazze ambargosunu bu yolla delmeye kalkıştılar.

Amaçları Müslümanlara yardım götürmek değil, Tayyip iktidarının yol vermesiyle İsrail’i zorlamaktı.O yardımı İsrail’in içeriye almayacağını bizden daha iyi biliyorlardı.İsrail bunlara günler öncesinden çağrıda bulunmuştu:

“Göndereceğiniz yardımı bize teslim edin, Gazze’de sizin adınıza biz dağıtalım.”Hiç umursamadılar çünkü şov yapacaklar, Yahudi düşmanlığı sergileyip iç siyasette oy avcılığına dönüştüreceklerdi.

* * * *

Varsayalım böyle bir gemi “Güneydoğu’da TC tarafından ezilen, sömürülen, köyleri boşaltılan, işgal altında tutulan Kürtler (!)” için bir yerlerden yola çıkarılmıştı. Gemi “Yardım malzemesini” götürme bahanesiyle ve bütün dünyada Türkiye aleyhine bir propaganda yaratmak amacıyla birileri tarafından İskenderun Limanı’na gönderilmişti.

Türkiye bu durumda ne yapardı? Bırakın Türkiye’yi, herhangi bir başka ülke ne yapardı? Olanları seyretmekle mi yetinirdi? Elbette o propaganda gemisini zor kullanarak durdurur ve limanlarına yaklaşmasına izin vermezdi.

* * * *

İsrail bu gemiyi durduracağını günler öncesinden duyurmuştu. Sertlik bekleniyor, ancak nasıl durduracağı bilinmiyordu. Sonuçta dokuz vatandaşımız ölüme gönderilmiş oldu.

Hükümet, bu konuda olacakları bildiği halde kafileye destek verdi. Gemi baskını gerçekleşirken Bay Tayyip Brezilya, Arjantin,Şili gezisindeydi. Soyu ve sülalesiyle turistik geziye çıkmıştı. O kadar ki, programında Brezilya’da lig maçı izlemek bile vardı.Şimdi soruyorum:

Hükümet, olacaklar konusunda bu kafileyi organize eden İslamcı örgütleri uyardı mı? Hayır! Ne olacağını bildiği halde uyarmadı, tam tersine bu girişimi “Van minıt” olayının İsrail’den alınacak rövanşı olarak kabul etti. Ellerini zevkle ovuşturdular… Gidenlere açıktan gaz verdiler… “Haydi aslanlar, yolunuz açık olsun” dediler.

* * * *

Yatacak yeri olmayan, kamarası bile bulunmayan, sadece Marmara denizinde iç iskeleler arasında sefer yapan küçük Mavi Marmara Gemisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. Gemiyi daha sonra İslamcı örgüt İHH’ya sattılar. Gemiye haritada yerini bile bilmediğimiz Komor Adaları Bayrağı çekildi!

Mavi Marmara’yı böylece Akdeniz’e saldılar. Ancak çok ilginç dümenler dönüyordu. Gemi İstanbul’dan yola 29 mürettebat ve 42 yolcuyla çıktı.Antalya’da yolcu sayısı birdenbire 546 kişiye ulaştı. Hiçbirinin pasaportu, gümrük denetimi, vizesi yoktu. Bütün denizcilik kuralları devlet tarafından çiğneniyordu.

Gemiye 600 kişiyi tıka basa ve kaçak yollardan doldurup onları İsrail’in kucağına kurbanlık koyun gibi gönderdiler. Gemide öyle iddia ettikleri gibi insani yardım malzemesi falan da yoktu. Varsayalım vardı!.. O halde bu malzemeyi taşıyan Mavi Marmara’da 546 yolcunun işi neydi?

* * * *

Bu yolculuğa sadece Tayyip iktidarı değil, o iktidarın yandaş-yalaka-satılık medyası da günlerce gaz verdi. Tayyip’in borazanı olan TRT, günler boyunca gemiden canlı yayın ve çığırtkanlık yaptı, İsrail’e posta koyanların sözcülüğüne soyundu.

Bu nasıl bir “İnsani yardım konvoyu (!)” idi ki, siyasete, Yahudi düşmanlığına ve AKP politikalarına böylesine alet oluyordu!

Bir İslam ve Arap ülkesi olan Mısır, Gazze’ye hem karadan, hem denizden en yakın ülke. Mısır limanlarından Gazze’ye gitmek, gemiyle sadece üç saat alıyor. Mısır’ın bile izin vermediği bu olaya, bizim Tayyip mayyip takımı balıklama atladı ve Mavi Marmara taa İstanbul’dan İsrail’e yola çıkarıldı. Haritayı açıp bakarsanız, işin sakatlığını zaten görürsünüz.

* * * *

Evet, AKP iktidarı bu hadiseyi ne yazık ki kendisi açısından şov malzemesi yapmaya yeltendi, insanların canını İsrail karşısında hiçe saydı… Ve her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. İsrail’in böylesine bir zorlamaya ve atraksiyona boyun eğmeyeceği belliydi de, ne yapacağını kimse bilmiyordu. Gemimiz “Ya Allah bismillah” sesleriyle ve ellerinde Filistin bayraklarıyla yola çıkarıldı. Arkasında hükümet desteği vardı.Dokuz insanımız o gemide can verdi, bazıları yaralandı. Sorumlusu kim?

Sorumlu hem İsrail’dir, hem de bu olaya olacakları bile bile yol veren, olası sonuçlarını hiç düşünmeyen AKP hükümetidir.İsrail’in bu cinayetinde acaba hükümetin, İsrail’i gemiden yapılan canlı yayınlarla günler boyu aşağılayıp tahrik eden yandaş ve yalaka medya ile gemiden sürekli canlı yayın yapan borazan TRT’nin hiç mi günahı vebali yoktur?

* * * *

İsrail gemiyi komandolarla bastı. Olay sonrasında İslamcı kesim sokaklara döküldü, günlerce protesto gösterileri yapıldı.Tayyip amaca ulaşmış, zevkten dört köşe olmuştu. Plan dört koldan yürürlüğe sokulmuştu:

– İsrail’e posta konulacak, Tayyip’in yarattığı “Van minıt” komedisinin rövanşı alınacaktı!

– Tayyip, İsrail’e gıcık kapan İran ve Arap ülkelerinde saygınlık kazanacaktı! Nasihat aldı.

– Konu iç siyaset malzemesi olarak kullanılacak, bir düğmeye basınca kitlelerin sokağa dökülüp dökülmediği sınanacak, Yahudi düşmanlığı iç siyaset doğrultusunda yeniden hortlatılacaktı.Bunu başardı.Ama en önemlisi dördüncü kol idi:

– 12 Eylül 2010’da, yani Mavi Marmara olayından üç ay sonra Türkiye’de çok önemli bir referandum yapılacak ve anayasa Tayyip’in istemleri doğrultusunda değişecekti. Mavi Marmara Tayyip iktidarı için bir iç siyaset malzemesi olacak, Yahudi düşmanlığı açısından rant oluşturacak, referandum için evet oylarına yatırım yapılacaktı.

* * * *

İsrail baskınında can veren ve sonradan “Şehit” ilan ettikleri dokuz kişinin ölümünden sadece Tayyip ve iktidarı sorumludur. Neyin şehidi?..

1. yüzyılda deniz korsanlığı yaptıranlar şimdi timsah gözyaşları döküp onlara ağıt yakıyorlar da, işin siyasi ve insancıl hesabını vermeleri mümkün olmuyor…

Ve bizim yargı, İsrailli yetkililerin tutuklanmasına karar veriyor!
Onları tutuklayalım da, bizim sorumsuzları ne yapalım? Ölümüne neden oldukları insanlar ve yarattıkları bu rezillik yanlarına mı kalsın?

http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/emin-colasan/insanlari-olume-gonderen-tayyip-518847/

This entry was posted in DENİZ VE DENİZCİLİK, DİN-İNANÇ, ORTADOĞU ÜLKELERİ, SİYASİ TARİH, TERÖR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *