Tayyip dönemi zenginleri zırhlı cam kavanoza alındı!

Korumak zorundalar!
İzin verin.
İnandırıcı kanıtlar var.
Kanıtları size sunayım.
Tayyip Erdoğan’ın “Akil Adamlar” arasına aldığı en akıllısı, en araştırıcısı ve sözüne içte ve dışta en çok güvenileni demiş ki; “Cumhurbaşkanı olup hem başbakanlık ve hem de parti başkanlığını elinde toplarsa bedelini ağır öder. Sokak isyanları olur, iktidardan düşer.”
Akil adam neye dayanıyor?
Araştırması nedir?
Dünyada yapılmış ciddi incelemeler; “bütün güçleri elinde toplayanların iktidarlarını sokak hareketleri ile yitirmediğini ve diktatörlerin ancak kendi seçkin zümresi (eliti) içinden çıkan hizipler, ayrılıkçılar tarafından düşürüldüğünü” gösteriyor.

* * * *

Kendi destekçileri.
Kendi seçkinleri.
Kendi kadrosu.
Kendi zenginleri.
Kendi partisi.
Çatlayıp asileşiyor.
Diktatörü deviriyor.
İranlı olan ve hem Şah dönemi diktatörlüğünü ve hem Humeyni dönemi “tek adamlı imamiyet” hegemonyasını yaşamış şimdi Georgetown Üniversitesi’nde profesör olan Fathalı M. Moghaddam’ın “Diktatörlüğün Psikolojisi” adlı kitabı bir ay önce dilimize çevrildi.
Kitapçılarda satılıyor.
Yazar, “bütün güçleri tek kişinin elinde toplayarak diktatörlük düzeni kuranların”
nasıl devrildiğini tek tek incelemiş.

* * * *

35. sayfasında var.
Şöyle yazıyor:
“1945-2002 arasında 316 baskıcı lider yaşadı. Bunlardan sadece 32’si (yüzde 10’u) halk ayaklanmasıyla devrildi. Dünyadaki 316 diktatörün 205’i (yüzde 68’i) ise aynı elit grup içinden çıkan muhalif görüşlü bir başka diktatörün başrolü oynadığı bir darbeyle devrildiler.
İşte dünya gerçeği ortada:
Kendi zenginini çatlatamaz.
Destekçilerini küstüremez.
Kendi elitini asi yapamaz.
Kendi “besleme gazeteleri ile yazarlarını havuzsuz koyamaz” ve içerden çatlama olmasın diye “Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerini kırılmaz zırhlı cam kavanoza almadan” edemez.
Hazine garantisi getirildi.

* * * *

Hazine garantisi ne demek?
Havalimanı işini alanı.
Köprü işini alanı.
Otoyolu işini alanı.
Tünel işini alanı.
Hastane işini alanı.
Ve yatırım tutarı 1 milyar lirayı aşan devlet işlerini alan “Tayyip dönemi zenginlerinin şirketleri” eğer işleri çuvallamadan yapabilirse kârlarını büyütecekler. Başarılı işadamı diye övülüp göklere çıkartılacak, telefon konuşmalarında “Milletin a….’a koyacağız” deseler bile hiçbir savcı bunda suç görmeyip soruşturma başlatmayacak fakat işler kötü giderse Hazine, yeni zenginlerin imdadına koşacak.
Zararı Hazine üstlenecek.
Ve Hazine garantisi verilen şirketlerin isimleri halktan gizli tutulacak.

* * * *

Projeler ballı hazırlanıyor.

Kârı baştan garanti.
İşi bitiremezse diye düşünüldü ya da böyle bir risk görüldü ki Hazine yükün altına sokuldu.
Dünyada örneği var mı?
Var.
Diktatör yönetimler yapıyor.
Diktatör kendinden korkuyor.
Hizip doğar diye ürküyor.
Zenginini kavanozda koruyor.

* * * *