HUKUK VE ADALETİ ARAYANLAR SİLİVRİ’Yİ KUŞATTI

HUKUK VE ADALETİ ARAYANLAR SİLİVRİ’Yİ KUŞATTI

SİLİVRİ KUŞATMASI

Aydınlık, 14 Aralık 2012

HALK EL KOYDU

Yüzyılın davası olarak kabul edilen Ergenekon duruşmasına halk el koydu.
Yüzbinlerce yurttaş Silivri Cezaevi’nin kapısına dayandı.

Jandarma biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti

CHP’li İnce, “Onları Yüce Divan’a göndereceğiz” dedi.

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey de, “Şu an istesek bu Silivri kalesini yıkarız. Ama önce Ankara’yı yıkacağız” diye haykırdı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 66’sı tutuklu 275 yurtseverin yargılandığı davaya yüzbinler el koydu. Yaklaşık 5 yıldır devam eden ve yüzyılın duruşması olarak bilinen Ergenekon davasını protesto etmek isteyen yüzbinler içerideki yurtseverlere slogan ve marşlarla destek verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İşçi Partisi (İP), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ve birçok örgüt Türkiye’nin dört bir yanından sabahın erken saatlerinde Silivri Cezaevi’ne otobüslerle geldi.

Binlerce otobüs cezaevinin altında bulunan otobanda dizildi. Otobüslerden inen yurttaşlar yaklaşık 2 kilometre yürüyerek cezaevine ulaştı.

Bazı kanalların araçları yuhalandı.

Eyleme birçok milletvekili, siyasetçi, emekli askerler, gazeteciler ve sanatçılar destek verdi.Cezaevinde toplanan yüzbinlerin hep bir ağızdan söylediği marşlar ve sloganlar duruşma salonunda yankılandı.

Ergenekonun tarihsel anlamı

Yurt’un Sesi
14 Aralık 2012

Amerikancı bir örtülü darbe ile iktidara gelen AKP-Cemaat
koalisyonunun yürüttüğü Ergenekon davalarının galiba sonuna gelindi.

Dün Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık yüz bin yurttaş Silivri’de barikatları yıktı, mahkemeyi kuşattı ve adalet istedi.

Özel Görevli Savcılık ise beklenenin aksine esas hakkındaki mütalaasını açıklamak yerine, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda AKP’li üyelerin hazırladığı raporun da dosyaya konulmasını talep etti.

Tezgaha bakar mısınız!

AKP komisyon kuruyor, rapor hazırlıyor, savcılık da bu raporu davanın temeline koymak istiyor. (Ayrıntıları haberlerimizde okuyacaksınız.)

Bu davalar ile son Cumhuriyetçi kadrolar ordudan, bürokrasiden ve geleneksel iktidar blokundan tasfiye edildi.

Böylece 60 yıla yayılan karşı devrim süreci tamamlandı.

Birinci Cumhuriyet tasfiye edildi.

Gerici iktidar bloku, siyasal hedeflerine ulaşmasının önünde engel oluşturabilecek kurumları, kadroları, yargı bürokrasisini, toplum önderlerini, aydınları, gazetecileri, askerleri ve politikacıları siyasal şiddet de kullanarak etkisizleştirdi.

Ergenekon operasyonunun demokratikleşme ve derin devletin tasfiyesiyle ilgisinin bulunmadığı ise net biçimde ortaya çıktı.

Kendi taleplerini emperyalizmin bölgesel çıkarlarıyla uyumlu hale getiren siyasal gericilik, bu tarihsel fırsatı başarıya çevirdi.

Durum bundan ibarettir.

Sonuçta, NATO güdümüne giren asker ve sivil Cumhuriyetçi bürokrasi, kendi ilkelerine ihanet etmenin bedelini ağır ödedi.

Ergenekon davalarının siyasal ve tarihsel anlamı budur.


Yeniçağ – 14 Aralık 2012

Mahkeme ‘ek dava’ jokerini kullandı

Türkiye’nin merakla beklediği 270. duruşmada, bir davanın daha Ümraniye Davası ile birleştirildiği açıklanınca ortalık karıştı.

Avukatlar itiraz etti, mütalaa vermesi beklenen savcının da Darbe Komisyonu raporlarını istemesi herkesi şaşırttı.

Duruşmada gergin saatler

Yargı dünyası dün Silivri’ye odaklandı. 66’sı tutuklu 275 sanığın yargılandığı Ümraniye Davası’nın 270. duruşmasında gergin saatler yaşandı.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, davayla birleştirilmesi konusunda muvafakat istenen yeni bir davanın daha iddianamesinin okunacağını belirtince salon karıştı. Duruşmaya ardı ardına 4 kez ara verilmek zorunda kalındı.

Başbuğ salonu terk etti

Mahkeme Başkanı, birleşen davanın iddianamesinin okunacağını bildirdi. Söz isteyen sanık avukatlarının itirazı üzerine ortam gerildi ve duruşmaya yine ara verildi.

Öğleden sonraki duruşmada birleşen dosyanın iddianamesi okunurken, Özese ile avukatlar yine tartıştı.

Tutuklu sanıklar İlker Başbuğ ile Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız duruşma salonunu terk etti.

Savcıya da söz vermedi

Özese, ek iddianamenin okunmasına ara verildiğini, Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’ndeki bilgisayarların harddisklerine ilişkin raporun okunmasına geçileceğini açıkladı. Buna itiraz eden avukatlara söz vermeyen Özese’nin savcıya da benzer tavrı göstermesinin ardından Savcı Pekgüzel, mütalaa vermekten vazgeçip, Darbe Komisyonu raporlarını talep etti.

İzdiham nedeniyle ezilme tehlikesi geçirdiler

Duruşma salonunun bulunduğu tellerle çevrili alana dolan ve ellerinde Türk bayrağı, flamalar ile sanıkların fotoğraflarını taşıyan binlerce vatandaş, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı. Salona girmek isteyen kalabalığı jandarma güçlükle engelledi.

“Dosyada eksikler var” dedi, mütalaa vermedi

Ümraniye Davası’nda esas hakkındaki mütalaayı açıklaması beklenen savcı Mehmet Ali Pekgüzel, şimdi de Darbe Komisyonu’nun raporlarını istedi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ümraniye Davası’nın 270. duruşmasında protestolar nedeniyle savcılık bir türlü mütalaa veremedi.

Esas hakkındaki mütalaayı açıklaması beklenen savcı Mehmet Ali Pekgüzel, talepler ve dosyadaki eksikliklerle ilgili isteklerini açıklarken, TBMM’ye yazı yazılarak, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun rapor ve eklerinin dosyaya gönderilmesini talep etti.

Yediveren gülleriyiz

Başkan Özese, ek iddianamenin okunmasına ara verildiğini, Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’ndeki bilgisayarların harddisklerine ilişkin raporun okunmasına geçileceğini açıkladı.

Rapor, hakim Fatih Mehmet Uslu tarafından okunmaya başlandığında avukatlar kendilerine söz hakkı verilmesini istediler.

Başkan Özese, “Bu aşamada söz hakkı vermeyeceğim” diye konuşunca avukatlar masallara vurarak protesto etti.

Başkan Özese, “Sabahtan beri tepki gösteriyorsunuz. Rapor okunduktan sonra söz vereceğim” dedi.

Avukatlar protestolarını sürdürünce Özese, “Avukatlara her duruşmada söz verilmez” dedi.

Bu esnada Savcı Pekgüzel söz istemesi üzerine avukatlar savcıdan, mütalaa alınması gerektiğini söylediler.

Başkan Özese, “Savcı Bey’e söz vermiyorum. Ayakta duran avukatları dışarı çıkarın” talimatı verince tüm avukatlar ayağa kalktı.

Başkan Özese duruşmaya 4’üncü kez ara verdi.

Dört yıldan fazla zamandır devam eden, 66’sı tutuklu 275 sanığın yargılandığı duruşma öncesinde önce cezaevinin bulunduğu yerleşkede, daha sonra duruşma salonunda gergin saatler yaşandı.

Duruşmada, sanıklar salona alınırken izleyiciler “Sizinle gurur duyuyoruz” sloganı attı.

Burada hukuk yok

Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, duruşma salonuna girerken izleyiciler alkışladı.

Özkan, “Adalet için, Türkiye için. İsteklerimizin hepsi Türkiye için. Adalet meşalelerini her yerde yakın. Burada hukuk yok, adalet istiyoruz. Bu dava açıldığı gün, cezalarımız verildi. Kendimizi halkın vicdanına bıraktık” dedi.

Mustafa Balbay da, duruşma salonuna girerken “Silivri arazisinde adalet terazisini yükselteceğiz. Burada çürümeyeceğiz. Biz, Türkiye’nin yediveren gülleriyiz. Sizinle birlikte adalet arayacağız” dedi.

İzleyiciler de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Namus, ahde vefa, vatan” şeklinde sloganlar attı.

Başbuğ’un salona girmesinin ardından bazı izleyicilerin “Ne kadar zayıflamış. Yazık” dedikleri duyuldu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu 4 şüpheli hakkında, “silahlı terör örgütüne yardım etme”, “tehdit” ve “suç delillerini değiştirmeye teşebbüs etmek” suçlarından hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, dosyanın, bu dava dosyasıyla birleştirilmesi konusunda muvafakat istediğini de belirtti.

Bu talep üzerine çıkan tartışma sonrası Mahkeme Başkanı Özese, salonu boşaltarak duruşmaya dördüncü kez ara verdi.

“Yargılamayı görün” diyen Başbuğ Tolon ve Iğsız duruşmayı terk etti

Ümraniye Davası’nda, birleşen dosyanın iddianamesinin okunmasını avukatlar, alkışlarla ve oturdukları masaları yumruklayarak protesto ederken, tutuklu sanıklar eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız salonu terk etti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, öğle arası sonrası yeniden başladı. Duruşmada, Ümraniye Davası ile birleşen dosyanın iddianamesinin okunmasına geçildi. İddianame üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından okunduğu sırada sanık avukatları, alkışlarla ve masalarını yumruklayarak protesto etti.

Bu sırada, tutuklu sanıklardan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız duruşma salonunu terk etti.

Başbuğ’un salondan ayrılırken “Yargılamayı görün” dediği duyuldu.

Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.

Gürsel Tekin panzere çıkıp olayları yatıştırdı

Halkla güvenlik güçleri arasında arbede çıkınca duruma CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin müdahale etti.

Olay yerinde bulunan bir panzerin üzerine çıkıp panzerin megafonundan göstericilere “Sakin olun” çağrısı yapan Tekin, “Bir ara ortalık karıştı, güvenlik güçleri biber gazı sıkmaya başladı. Bir panzer vardı, komutana ‘çağrı yapmak istediğimi’ söyledim. Sağduyulu davrandı, izin verdi. Panzerin üzerine çıkıp, herkese sakin olun çağrısı yaptım. Komutanın sağduyusu sayesinde ortalık sakinleşti” dedi.

“Savcısının Başbakan olduğu bir yargılama”

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ümraniye Davası’na ilişkin, “AKP’nin yargıyı nereye getirdiğinin en önemli göstergesi; bu mahkemedir” dedi.

“Savcısının Başbakan olduğu bir dava”nın görüldüğünü kaydeden İnce, “Sahte ve düzmece delilerle insanlar yıllardır içeride tutuluyor. Mahkemeyi görmelisiniz, içler acısı bir durumu var. Bu bir yargılama değil, Cumhuriyet’le hesaplaşmadır” dedi.

NOTLAR

Korkmayın arkanızdayız!

* Silivri, en en kalabalık günü yaşadı. ADD, TGB, CHP ve işçi partisinin çağrısıyla toplanan binlerce kişi otobüslerle Silivri’ye akın etti.

* Jandarma cezaevine gelen yolu kapattı ve otobüsleri almadı. Otoyolda araçlardan inenler 2 kilometrelik yolu yürümek zorunda kaldı.

* Jandarma duruşma salonunun önünde geniş güvenlik tedbir aldı. Ancak güvenlik birkaç kişinin zorla içeri girmesiyle kırıldı.

* CHP’li vekiller cezaevinin bulunduğu kapıdan içeri girdi. İzleyiciler “Korkmayın. Arkanızda biz varız. Mustafa Kemal var” diye bağırdı.

* Tarık Akan’ın da aralarında bulunduğu bir grup sanatçı da Silivri’deydi. Yüzlerce kişi sanatçılara sevgi gösterilerinde bulundu.

* Ellerinde Türk bayrağı, flamalar ve sanıkların fotoğraflarını taşıyan gruptakiler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde sloganlar attı.

* CHP otobüsünden inen bir görevlinin tutuklu sanıklarının adlarını tek tek okuması üzerine vatandaşlar “Burada” diye karşılık verdi.

* Avlu girişinde jandarma barikatın arkasında toplanan kalabalık içeriye girmek isteyince, askerler cop ve biber gazı kullandı, iki er hafif yaralandı.

* Jandarma, TOMA ile müdahalede bulunmak isterken etrafı çevrildi. Grup “dağılın” uyarıya uymayınca araçtan su sıkılarak müdahale edildi.

* Arbedenin yaşandığı dakikalarda içeriye girmek isteyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, sıkılan biber gazından etkilendi.

* Sanıklara destek vermek için Silivri’ye Tarık Akan, Rutkay Aziz, Bülent Kayabaş ve Ali Sirmen de duruşma salonuna giremedi.

* Duruşmanın büyük salonda yapılabilmesi için KCK davasına bir gün ara verildi. Siyasetçi, hukukçu, basın mensupları ve izleyicilerin ancak bir bölümü içeri alındı. Duruşmaya katılım 347 kişilik izleyici sayısıyla sınırlı tutuldu.

This entry was posted in EMPERYALİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *