ÇÖKÜŞ

ÇÖKÜŞ


Cumhuriyetin 100. yılını büyük umutsuzluk ve yılgınlık ile bitirirken Cumhuriyetin 2. yüzyılına hedefsiz giriyor olması… Tüm bunların tek bir sözcükle özeti şu: Çöküş.


Her anlamıyla çöküş.
Toplumsal, ekonomik,
demokratik, siyasi, kültürel…
Hal böyle olunca gerisi de kolay geliyor: Ekonomik plansızlık, kurumsal yozlaşma, eğitim yozlaşması, sistematik soygun, yabancı yatırımcıyı çekmek yerine ülkenin değerli kaynaklarını yabancıya satarak günü kurtarmaya çalışmak…
Cehalete dayalı toplumsal aymazlığın sürdüğü ve buna göre yönetildiği ülkeler kervanından bu şekilde çıkmanın imkânı var mı?
Batı’nın tam da istediği gibi 85 milyonluk dev bir tüketici pazarız… Arabalar, gökdelenler, AVM’ler üçgenindeki tüketim curcunası içinde insanca ve uygar bir yaşam sürmekten giderek uzaklaşıyoruz…
Bundan bir ay önce Nobel Ödüllü tek bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar, Semerkant’ta Türk Üniversiteler Birliği Rektörler Özel Toplantısı’nda yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi: “Eğer yabancılar tarafından yönetilmek istemiyorsak bilimde kuvvetli olmalıyız. Teknoloji önemli fakat temel bilim olmadan teknoloji olmaz. Avrupa’dan, Amerika’dan makine alıp ben teknoloji yapıyorum, ben patent aldım ile ne Türkiye ne Türk dünyası yükselir. Unutmamalıyız ki biz çalıştığımız, ürettiğimiz sürece üstün olacağız.” (…) “Bilim, adaletin, özgür düşüncenin ve sorgulamanın olduğu ortamlarda yeşerir. Bunu unutmamak ve çocuklarımızı bu ruhla, bu alışkanlıkla büyütmemiz lazım, onlara bu ortamı sağlamamız lazım. Bilimde özgür düşünce çok önemli…”
Cumhuriyetin 2. yüzyılı için bu sözleri tek başına bir hedefe dönüştürmek bile çok şey değiştirir.
HİNDİSTAN VE UZAY MİSYONU
1980’lere kadar Türkiye ve Güney Kore’nin ekonomileri de gelişmişlik düzeyleri ile hemen hemen aynıydı. 80’lerin sonlarına doğru Güney Kore, “bilim ve eğitimi” ön plana alarak bir hedef koydu. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında. Yetişme imkânımız yok. Çin 2000’li yılların başına kadar gelişmekte olan bir ekonomi, Batı’nın ucuz imalat üssüydü. Şimdi ABD ve Avrupa’ya yüksek teknolojide meydan okuyan bir dev. Yetişmemize imkân yok. Hindistan… Onca yoksulluğuna, devasa nüfusuna rağmen bilim ve teknolojiyi önüne kattı o da…
Bundan bir hafta kadar önce 14 Temmuz’da Ay’ın su zengini güney kutbunu keşfetmek için insansız uzay aracı Chandrayaan-3’ü fırlattı. 2020 yılında Chandrayaan-2’yi başarılı bir şekilde yörüngeye yerleştirmesine rağmen Ay’a iniş yapması beklenen modül ve insansız araç yere çakılarak parçalanmıştı. Misyonun başarıyla sonuçlanması halinde ABD, Rusya ve Çin’den sonra Ay’a kontrollü iniş gerçekleştiren dördüncü ülke olacak. Burada dikkat çekmek istediğim önemli bir husus var: Hindistan’ın uzay programı bütçesi 1.5 milyar dolar. Ve uzay misyonları için temel ilke, yeniden kullanılabilirlik ve bileşenleri yerel olarak tedarik etmek. Bunun için hedefini koydu ve emin adımlarla ilerliyor…

(CUMHURİYET – Özlem Yüzak – 21.07.2023)
This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *