EN KRİTİK DÖNEME GİRDİK * GÜVENLİK VE ÖZGÜRLÜK

EN KRİTİK DÖNEME GİRDİK

Can Dündar

Dün, devletin derin kanadının Erdoğan’ın devrilme riskine karşı teyakkuza geçtiğinden söz etmiştim. Buna karşı devlet içindeki aklı selimin de bir provokasyon ihtimaline karşı Kılıçdaroğlu’nu korumaya aldığı görülüyor. Bu çekişmenin sonucu, Erdoğan’la birlikte, ülkenin de kaderini belirleyecek. Çekişen tarafların simgelediği iki önemli alan var:
Biri güvenlik, diğeri özgürlük…
Türkiye uzun zamandır korkularla yönetiliyor:
Bölünme korkusu, “din elden gidiyor” korkusu, “terör tırmanıyor” korkusu, sığınmacılar korkusu, vd… Bu korkuları kışkırtan iktidar, “Güvenliğimiz tehlikede” diyerek sürekli baskıyı artırıyor. Polis devletinin de, askeri operasyonların da, parti kapatmaların da, Kürtçe yasağının da, Cemevi fobisinin de, tek adam iktidarının da ardında bu korkular var.
Öte yandan muhalefet, baskıdan bunalan kitlelere özgürlük ve demokrasi vaat ederek kendine alan açmaya çalışıyor. Fakat hem dünyada, hem Türkiye’de karşılaştığımız gerçek şu:
Kitleler, güvenlik ile özgürlük arasında tercihe zorlandığında, doğal olarak güvenliği seçiyor. “Güvenliğin tehdit altında” alarmını duyduğu anda en kolay vazgeçtikleri şey, özgürlük oluyor.
Seçim öncesi en riskli döneme giriyoruz. Önümüzdeki kritik süreçte, AKP’nin eriyen iktidarını korumak için, bütün gücüyle güvenlik tuşuna basacağına dair sayısız işaret var: Ege’de kriz arayışı, Suriye’ye operasyon hazırlığı, HDP’ye kapatma davası, “Camide içki içtiler” propagandası, milislerin kışkırtılması… Operasyonlar ve provokasyonlarla kitlelerde güvensizlik hissi ve panik yaratıp “Bu kaos ortamını, ancak güçlü bir liderle aşarız” diyecekler.
Bu korku iklimi içinde her şeyini kaybetme korkusu yaşayan kitleler, özgürlük vaadine kulak asmaz. “Barıştan yanayız” demek, Türkiye’nin Suriye’den büyük tehdit altında olduğu vehmini yenmeye yetmez. “Sığınmacı sorunu demokrasiyle çözülecek” demek, sorunu her gün bizzat yaşayanlara hitap etmez. “Kadın cinayetlerine karşıyız” sloganı, evinde şiddet gören kadınların sorununu çözmez.
Özgürlük isteyenlerin, kitlelerin güvenlik kaygısını ıskalamaması, onlara güven verecek, gerçekçi, inandırıcı politikalarla ortaya çıkması şart… Güvenlik ve özgürlük karşı karşıya gelirse ikisini de kaybederiz.
This entry was posted in Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *