ATATÜRK : “YAHU KADIN DA VURULUR MU HİÇ!”
Tarih 12 Şubat 1935’ti. Taksim’deki Fransız Hastanesi’nin yoğun bakım servisinde ağır yaralı olarak yatan 30’lu yaşlarındaki bir kadın, başucunda onun kaçınılmaz ölümünü bekleyen kardeşine şöyle diyordu: “Beni vuranlara bir şey yapmaya kalkma sakın, seni de öldürürler!”
Yaralı kadın Fatma Medeniye, bu sözleri söyledikten kısa süre sonra öldü. Sultan Vahdettin’in hat hocası Mehmet Sabri Bey’in kızıydı; onu vuran Recep Zühtü Soyak ise Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın koruma ekibinde bir silahşor…
Manastır’dan beri Atatürk’ün yakınında olan, kendisine ölümüne sadık Recep Zühtü, görevi yüzünden, 10 yıldır sevgilisi olan, Fatma Medeniye ile evlenemiyordu. Recep Beye 10 Şubat 1935’te, bir ‘jurnal’ geldi: Fatma Hanım, ‘bir başka erkekle görülmüştü. Aynı gece, Medeniye’nin Çengelköy’de annesiyle birlikte yaşadığı evi bastı.
RECEP ZÜHTÜ, SEVGİLİSİNİ VURDU!
Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı ve koruması olan Recep Zühtü Kurtuluş Savaşı’nda çok önemli görevler yapmıştı. Paşa Recep Zühtü’yü sofrasının baş konukları arasında tutardı. Tanınmış hattat Mehmet Sabri Bey’in kızı Fatma Medeniye Hanım Recep Zühtü’nün sevgilisi idi. İkili Çengelköy’de yaklaşık on yıl birlikte yaşamışlardı.
Fakat Fatma Medina Hanım çevresinde hoppa sosyetik bir kişi olarak tanınır ahlâki açıdan zayıf sayılırdı. Recep Zühtü’nün İstanbul’da olmadığı bir dönemde Fatma Medeniye Hanım gayrimüslim bir genç ile aşk yaşıyor. Öyle ki ilişki dallanıp budaklanıyor. Recep Bey İstanbul’a döndüğünde dostları bu hikâyeyi kulağına fısıldıyor.
Yıl 1935…Aylardan Şubat…
Akşam Çengelköy’de içki sofrası kuruluyor ve muhabbetin en tatlı yerinde Recep Bey; “Ulan madem ki yapacaktın bu işi bir Türk bulamadın da mı kefere ile işi pişirdin!” diyor.
Fatma Hanım da içkili alttan alacağı yerde o da saldırıyor; “O güzel çocuk, sen kendine bak! Çingeneye dönmüşsün!”
“Seni namussuz orospu şimdi senin canın cehenneme” diye bağıran Recep Zühtü silahına davranıyor. Kadının bacaklarına üç – beş mermi sıkıyor. Fatma Medina Hanım birkaç gün yaşıyor yaşamasına da sonra da kangrenden ölüyor.
Recep Zühtü ile yakın çevresi onun Mustafa Kemal ile dost olması nedeniyle bu işin ört bas edileceğini düşünüyor. Adli makamlar da aynı düşünceyle soruşturma yapmaktan çekinmekte.
Fakat bir sabah tüm cesaretini toplayan umumi kâtip Hasan Rıza / Soyak / gazeteleri okumakta olan Mustafa Kemal’e olayı anlatıyor…Paşa şaşkınlıkla dinliyor kâtibinin anlattıklarını. Sonunda kadının öldüğünü duyunca canı iyice sıkılıyor kaşları çatılıyor;
“Yahu kadın da vurulur mu hiç!”
Hasan Rıza; “Ne emredersiniz Paşam?” diye sorunca yanıtı şu oluyor;
“Kanuni işlem ne ise onu yapsınlar. Hiç müsamaha göstermeden!”
Böylece büyük önder sorumlusu yakın arkadaşı fedaisi bile olsa böylesine bir yüz kızartıcı olayı bağışlamayacağını tüm ulusuna göstermiş oluyordu… İşte sosyal adalet buydu!
Şunu da unutmadan ekleyeyim 10 Şubat 1935’te Recep Zühtü Sinop Milletvekili idi…Ve tutuklanması buna rağmen gerçekleşti!
Bu konu gazeteci Cemil Koçak tarafından şöyle anlatılır;