TÜRK TÖRESİ NEDİR?

TÜRK TÖRESİ NEDİR?


Atalarımızdan bize kalan, yazılı ve yazılı olmayan kurallardır…
Türk kültür yapısının en hassas ve ince dokusunu “Türk töresi” oluşturur.
Töre, tüm ırkları ve dinleri özgürleştiren, bireysel, sosyal ilişkileri düzenleyen, kişisel disiplini otoriteye bağlayan, milli barış, dayanışma ve beraberliği sağlayan bir kültür kurumudur. Türk töresinde her bireyin toplum içindeki yeri, sırası ve görevleri belirli kurallarla belirlenmiştir. Türk devletlerinin ve ordularının kurumlaşması, hep bu töre esasına göre oluşturulmuştur. Ayrıca töre, toplumun esenliği için dilencilik, ayyaşlık, serserilik, vasıfsızlık, cahillik, tembellik gibi erdemsizliği, toplum dışı ederdi. Göktürk ve Osmanlı devrinde onlar için ıslahhaneler kurulmuştur.
Türk töresinde, devlet ulusu için vardı. Tüm kaynaklar, din, etnik kimlik ayırt etmeksizin tarafsızca, eşit şekilde dağıtırdı. Ne yazık; Bir elin beş parmağı aynı olmadığı gibi, töreye uygun hareket etmeyen birçok sultan vardı. Kutsalların onurunu koruyanlar, dünyanın en zengin ulusu olabilmek için sistemli, disiplinli bir şekilde yeryüzünü ve onların insanlarını tanıyıp emek verenler olduğu gibi, töre dışı hareket eden, yaptığı işte uzman olmayan, içinde yaşadığı cennet coğrafyayı, ailesini, gelecek nesilleri ve toplumu düşünmeyenlerde vardı.

ARA NOT;

Bu yazıda tarif edilen TÜRK TÖRELERİ’nin tarifinin, günümüzde var olan Türk’lerin davranışları ile uyumlu olduğunu söylemek, düşünmek yanıltıcı olacaktır.  Bu töreler, atalarımızın henüz kul/ümmet değil birey ve daha ahlaklı olduğu döneme aittir.  Türk’lerin islamiyete kılıç zoruyla,  katliamlarla henüz geçmediği, Şaman din ve inancını terk etmediği zamanlardır. Türk’lerin ve Türk’lüğün arap kültürünün baskısı ve özünden saptırılmış islam dininin,  tarikatların, cemaatların dayatması ile TÜRK özünden uzaklaşarak birey olmaktan kul, millet yerine ümmet olmaya evrilmesi sonucu aşağıda sayılan törelerden de sapılmıştır. Yakın tarih içinde Anadolu’da insanlarımıza Türk’müsünüz diye sorulduğunda “ELHAMDULLAH MÜSLÜMANIZ” dedikleri ve ümmet olmayı benimsedikleri biliniyor. Ülkemize dayatılmış olan ılımlı islam projesi ile bu düşünce canlandırılmaya çalışılıyor. İşte laik olmak, birey olmak, millet olmak bu nedenle gerek ve önemlidir. Din ve inanç bireyin ergen olmasından sonra bir tercihidir. Fakat ırk, etnisite, millete aidiyet ise doğuştandır.  Kişi dinini her zaman değiştirebilir fakat kökenini değiştiremez. (Naci Kaptan)


TÖRE KURALLARI
Kural 1-Doğa severlik;
Türk boyları içerisinde yaşayan ihtiyarlar, gençler doğa ile bütünleşmiştir. Bitkilere, suya, havaya zarar vermez. Ekolojik dengeye önem verir, sağlam kafa sağlam bedende olur savıyla faydalı yiyeceklerle, doğal ve sağlıklı beslenir. Spor yapar, bedensel güce önem verir.
Kural 2-Kadın hakları;
Aile içinde kadın erkek eşit haklara sahiptir. Tek eşlidirler. Eş, Sultan Kaan/Kaan olarak temsil edilirdi. Türk töresinde, kıyafet, mevsimsel olarak hava durumuna göre, Türk örf ve adetlerine göre giyilirdi.
Kural 3-Erdemlilik;
Türkler ve Türk egemenliğinde yaşayan herkes güvenilir, çalışkan, konusunda uzman olmalıdır. Türk töresi, tüm diğer kabilelerin ve dünya milletlerin “evrensel” ahlak değerleriyle örtüşür. Türklerde su kaynaklarında beraberce yıkanıldığı bilinmektedir. Sevişmek adam öldürmekten daha ayıp değildi. Cinsel taciz asla olmaz, hiç kimse cesaret edemez, aklından bile geçiremezdi. Çünkü, töreye göre çok ağır cezalar uygulanırdı. Hırsızlık, devlet malına zarar verme vs. asla olamazdı çünkü; Türklere göre devlet malı, ulusun malı olarak bilinirdi, kutsaldı. Devlete zarar vermek, ideallerin alçaltılması, ahlaki değerleri kıymetten düşürmek, sır saklamamak aynı şekilde cezalandırılırdı.
Kural 4-Adalet;
Türk töresinde cezalar çok nettir. Tüm toplum bireyleri tarafından bilinir ve kesin uygulanır. Herhangi bir boy üyesi, kurultaylarda Kaan’dan hesap sorabilir. Yönetici / yönetilen/ceza veren omuz omuza çalışır, birbirine karşı sorumludur. Doğuya, güneşe bakan evlerinin kapısı kilitlenmez. Hırsızlık yoktur. Hakan kendi özel varlığını belli zamanlarda halka eşit dağıtılırdı. Eski Türklerde suç: “şerefli” suç: “şerefsiz suç” diye ikiye ayrılırdı. Türk töresine karşı çıkan hanedan mensuplarına ölüm cezası verilince, kendi yayının kirişi ile boğulurdu. Osmanlılar devrinde bile bu böyle olmuştur. Namussuzluğun, iffetsizliğin cezası ölümdü.
Kural 5-Aile;
Büyüğe saygı, küçüğe şefkat ve sevgi zorunludur. Toplumun inşa edildiği temel noktadır. Anne ve baba, çok küçük yaşlardan başlayarak töre kurallarını ve bildiği her şeyi çocuklarına öğretir.
Kural 6 -Etik anlayış;
Toplum faydası için dürüst davranan her bireyin önü açılır. Yönetici sınıfına geçer. Töre dışı, bencilce davranan birey, sınıfı, yaşı ne olurda olsun toplum dışı bırakılır. Hiç kimse onla konuşmaz, sofraya alınmazdı. Oba tarafından dışlanırdı.
Kural 7-Özgürlük;
Türk ulusunun Türk’ten başka efendisi olmaz. Hür yaşar.
Kural 8- İnanç;
Türk devletinin dini yoktur, Laiktir. İnanç, kişisel bir şeydir. Türk egemenliğinde, Türk töresine göre, Musevi, Hristiyan, Budist, Şaman vs. Mutlu bir şekilde yaşamışlardır. Türkler, din sömürüsüne dayanan tüm iktidarların yıkıldığını görmüştür. Töre, din sömürüsünü affetmez. Din görevlileri siyasete karışmaz. Onlar; ait oldukları topluma efsun, ölüm, doğum sırasındaki ritüelleri yerine getirme işini yapar. Türk asıllı olmadığı halde Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp gibi Türk aydınları, (Arnavut, Kürt, Zaza hatta Süryani olduğu iddia edilmektedir). Türk töresinin, Ortadoğu ve Asya’da tek kurtuluş yolu olduğunu iddia etmiştir. Kafatasçı ırkçıları ister Türk İster Kürt ya da başka ırklardan olsun, tamimiyle reddetmiş, Türk kültür ve bağlı olduğu töresinin tüm insanları kucakladığını, ülkemizin temel ideolojisinin temel referans noktasının cumhuriyet ve Türk töresi olduğunu, iddia etmiştir.
Yeri gelmişken, Ziya Gökalp’in bir şiirini yayınlayalım;
Bir ülke ki, câmiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar, anlamını namazdaki duanın…
Bir ülke ki, okulunda Türkçe Kur’an okunur,
Küçük, büyük herkes bilir buyruğunu Tanrı’nın
Ey Türkoğlu, işte senin orasıdır vatanın!
Kural 9-Yönetim şekli;
O zamanın koşullarına göre, en ileri demokrasidir. Devlet yapılanmasında töre esastır. Devlet yurttaşlarının ücretsiz ulaşım, sağlık, eğitim, güvenliğini sağlar. Bu bağlamda ipek yolu ile tüm Asya ve Avrupa, binlerce Türk ürünü yapıtlarla, kervansaraylarla doludur.
Kural 10- Kültür;
Diğer kültürlerin gelenek göreneklerine, sağlıksız yiyeceklerine ve giysilerine özenilmez. Taklit edilmez. Gösterişe ve debdebeye önem verilmez. Yöneten / yönetilen hiçbir şeyi israf etmez, aynı şeyleri giyer, aynı şeyleri içerler. Sosyal felaketlerde /kıtlık /deprem/ sel olduğunda ortak akıl ile birlik olup, her türlü zorluğun üzerinden gelirler.
Kural 11-Eğitim;
Çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara Türk töresi öğretilir. Barışta ve savaşta tam olarak ne yapacakları konusunda bilinçlendirilirler. Hakanlar tüm buyruklarını bilinçli verir. Halklar ve beyler cesur ve bilgedir. Türk Milletini sevmek üzere yetiştirilir. Türk töresi, yüksek çok küçük yaşlardan başlayan sorumluluk duygusu demektir. Devlet hizmetinde, insanların ilişkilerinde millete hizmeti ve insanlara saygıyı esas alır. Ağırbaşlı, vakarlı, ciddi, çok konuşmayan, gerektiği zaman az ve öz konuşan, soğukkanlı olan, birden öfkelenmeyen, cesur, ahlaklı, azimli, sözüne ve vazifesine sadık, disiplinli, yalan söylemeyen kişiler yetiştirilir. En önemlisi, topluma ihanetin zararları ve cezası öğretilir.
Kural 12- Antlaşma, Söz Vermek;​
Türkler 3000 yıl öncede. Tanyeri ağarırken kan kardeş olup, ömür boyu sözünde duracağına ve birbirine yardım edeceğine söz verirlerdi,
Ölüm; “yuğ” törenlerinde belli bir şölen eşliğinde içki içerek kutlarlardı. Türklerde söz vermek için kendine mahsus bir ritüel yapılırdı. Rakı/şarap/kımız eşliğinde karşılıklı söz vermek, Türklerde özel bir sözsel yasadır. En yüce kanundur.
Örneğin;
Avrupa’ da fertler karşılıklı münasebetlerinde “Türk sözü mü?” derler. Onlar Türk sözüne güvenileceğini bilmektedirler. Büyüğünün emrinden çıkmamak, Türk töresinin esas unsurlarıdır. Türkler bütün devletlerini bu töre ile kurmuşlar, töreyi bozunca da yıkılmışlardır.
This entry was posted in Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *