28 Şubat masası

Örsan K. Öymen – 07 Mart 2022 Pazartesi

28 Şubat masası


Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi, Gelecek Partisi liderleri geçen hafta 28 Şubat günü bir araya gelerek “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” hakkındaki ilkelerini ve hedeflerini açıkladılar.

Söz konusu açıklamada yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, TBMM’nin yetkilerini kazanması, denetim mekanizmalarının kurulması, ifade, yayın ve örgütlenme özgürlüğü, üniversitelerin özerkliği, liyakate göre kadrolaşma, yolsuzlukların önlenmesi gibi birçok konuda olumlu ilkeler ve hedefler ortaya konuldu.

Ancak Türkiye’nin en önemli konularından birisi olan laiklik, açıklanan metinde kısaca geçiştirildi; laikliğin olmadığı bir siyasal düzende demokrasinin değil, teokrasinin olacağı gerçeği, bir kere daha göz ardı edildi.

Metinde “Din ve Vicdan Özgürlüğü” başlığı altında sadece şu ifadeler yer aldı:

“Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan demokratik laik hukuk devleti çoğulcu toplum düzeninin temelidir. Herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistem inşa edilecektir.”

Bu ifade laikliğin geçerli olduğu bir düzende ortaya çıkacak bazı sonuçlara değinse de başlık olarak “Laiklik” kavramı yerine “Din ve Vicdan Özgürlüğü” ifadesinin kullanılması, laiklik kavramının bu başlık altında asimile edilmesi talihsiz olmuştur.

Çünkü laiklik, dinin, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerine müdahale etmemesi; dinin bu alanları esir almaması, dine bir sınır çekilmesi ve bu koşulla devletin dindar olmayı seçen vatandaşın dini inanç ve ibadet özgürlüğünü, dinsiz olmayı seçen vatandaşın dünya görüşünü güvence altına alması anlamına gelmektedir. Laiklik tek başına din ve vicdan özgürlüğüne indirgenemez.

Nitekim kamuda kadrolaşmanın, siyasetin, hukukun ve eğitimin dinselleşmesi laikliğe aykırıdır; dini kurallara dayanarak siyasal, ekonomik, sosyal bir düzen kurmak laikliğe aykırıdır; Türkiye’deki imam hatip okulu, Kuran kursu, ilahiyat fakültesi enflasyonu,  “4+4+4” eğitim modeli, zorunlu din dersi, ahlak dersinin din dersi ile birlikte okutulması, laiklik ilkesine aykırıdır.

Teokrasinin geçerli olduğu bir modelde güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin var olamayacağı açıktır. Siyasi partilerin, “Biz her partinin programında yer alan tüm ilkeleri değil, asgari müşterekleri belirledik” biçiminde bir gerekçeyi ortaya sürmeleri olanaklı değildir, çünkü laiklik bir anayasa ilkesidir. Söz konusu siyasi partilerin anayasa ile bağdaşmayan bir asgari müşterekte anlaşmaları anayasa gereği söz konusu olamaz.

Anayasanın 24. maddesi, kimsenin, devletin sosyal, ekonomik, siyasi, hukuki düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramayacağını, siyasi, kişisel çıkar ve nüfuz sağlamak amacıyla dini, din duygularını ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemeyeceğini ve kötüye kullanamayacağını açıkça belirtir. Yine anayasanın birçok maddesi, anayasa tarafından tanınan hakların laiklik ilkesine aykırılık oluşturamayacağını açıkça ortaya koyar.

Söz konusu metinde Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında yer alan “1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir. Reform önerimiz ile 1961 Anayasası’nda geçerli olan, bürokratik kurumların,  siyaset üzerinde bir vesayet makamı olarak kurgulanmasını reddediyoruz ifadesi ise büyük bir skandaldır!

Böylece Türkiye’nin demokratikleşmesi ve laikleşmesi için 1920’lerde, 1930’larda ve 1961 yılında yapılan tüm anayasa değişiklikleri neredeyse yok hükmünde sayılmıştır, laiklik ilkesinin yer almadığı 1921 Anayasası kutsanarak, AKP’nin yıllardır ortaya attığı söylemler kabul edilmiştir!

28 Şubat 2022 tarihinde, ittifakın içinde yaklaşık yüzde 5’i oluşturan DEVA, GP ve SP, yaklaşık yüzde 40’ı oluşturan CHP’yi, İYİ Parti’yi ve DP’yi esir almıştır!


https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orsan-k-oymen/28-subat-masasi-1913589

This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *