ABD Büyükelçisi Flake
İtimatnamesini Kime Sunacak?
Sadık Rıdvan Karluk -09.01.2022
<ridvankarluk@gmail.com>
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye büyükelçi olarak atadığı eski Senatör Jeff Flake ve eşi San Francisco’dan 7 Ocak’ta Türkiye’ye gelmiştir. Jeff Flake ve eşi Cheryl Flake, Türk Hava Yollarının TK 2152 sefer sayılı uçağıyla saat 15.00’de Ankara Esenboğa Havalimanı’na inmiştir. Havalimanında gazetecilere açıklama yapan Flake, “Yanımda eşim Cheryl’i görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi Ankara’ya daha yeni ulaştık. Güven mektubumun sunulmasının ardından daha çok konuşacağız. Ancak şu an için burada olmaktan çok büyük bir mutluluk duyuyorum” demiştir.
Flake, 2019’da eski Başkan Donald Trump’ın yönetimi ve Cumhuriyetçi Partinin politikalarıyla ayrıştığı gerekçesiyle Senato’dan emekli olmuştur. Trump’ı eleştirdiği “Conscience of a Conservative” (Bir Muhafazakarın Vicdanı) kitap yazan Flake aday gösterildiğinde
“Bu atamayla Biden yönetimi Amerikan dış politikası ve diplomasisinin en iyi geleneğini yeniden doğruluyor: Partizan politikaların iç mesele olarak kalması ve diğer ülkelerle ilişkilere karıştırılmaması gerektiği inancı. Amerikan dış politikası, partiler üstü olabilir ve olmalı. Bu benim inancım ve aynı zamanda taahhüdüm” demiştir.
“Geleneksel muhafazakarlığın düşünceli bir savunması ve Donald Trump’ın ona ihanet etme biçimine yönelik kapsamlı bir saldırı.” David Brooks, New York Times: “Temel muhafazakar ilkeye dönüş için acil bir çağrı ve ülkeyi bir kez daha partinin önüne koyma çağrısıdır.”
BLUFF, BLUNDER veya HEPSİ? Türk Dışişleri Bakanlığı @TC_Disisleri pasif/agresif bir şekilde diplomatik terimin Fransızca tanımını “Agreman” (Anlaşma) yayınlayarak, Ankara’nın ABD Büyükelçisi atamasını reddedebileceğini ima ediyor @JeffFlake
Flake, Arizona’yı temsil ederken Meclis’te ve Senato’da 2005, 2007, 2010 ve 2014 yıllarındaki Kongre tasarılarına karşı oy kullanmıştı. 1915’te yüz binlerce Ermeni’nin Osmanlı kuvvetleri tarafından öldürülmesini soykırım olarak kabul eden Flake, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına da değinerek Türkiye’nin rolünü istikrarsızlaştırıcı olarak nitelendirmişti.
Jeff Flake Mormon tarikatı üyesidir. Mormonlar kendilerini Hıristiyan kabul eder. Tanrı, İsa’nın ölümünden sonra peygamber göndermeye devam etti. Sağlıklı yaşam biçimini önceleyen Mormonlar sigara ve alkolün yanı sıra çay ve kahve tüketmezler. Mormonluk inanç gereği çokeşliliğe izin verir. Bugün bile kilisenin karşı çıkmasına rağmen bazı köktendinciler çokeşliliği sürdürmektedir.
Mormonluk konusunda yazı yazan Steve Evans’a göre Mormonluk, “Kötü kişileri lider seçen bir halk Tanrı tarafından yargılanabilir” diyerek lider seçiminde dikkatli olunması konusunda uyarmaktadır. Flake’in Trump’a itirazının arkasında politik gerekçelerin yanı sıra bu dini motif de vardır. 1980’lerde Güney Afrika ve Zimbabwe’de misyonerlik faaliyetlerine katılan Flake, Kongre’de görev yaptığı 17 yıl boyunca pazar ayinlerini kaçırmamıştır.
Şimdi Ankara’da ne yapacak?
Flake Ankara’ya geldiğine göre itimatnamesini kime sunacak? Türkiye’nin Washington Büyükelçisi eski Eskişehir Milletvekili, kendisini ve ailesini yakından tanıdığım Doç. Dr. Murat Mercan güven mektubunu Biden’a sunamamıştır.
Uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet, “karşılıklı olma durumu” anlamına gelir. Devletlerarası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme ilkesidir. Flake’in büyükelçiliği, 16 Ekim’de Senato Dış İlişkiler Komisyonu, 26 Ekim’de de Senato Genel Kurulu’nda Cumhuriyetçi ve Demokrat üyelerin ortak kabulüyle onaylanmıştır. Flake, ABD Başkan Yardımcısı Kamala D. Harris‘in de katımıyla 7 Aralık’ta düzenlenen törende yemin etmiş ve görevi resmiyet kazanmıştır.
Flake’in Türk makamları nezdinde görevine başlaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sunması gerekir. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumu ne olacaktır?
Mütekabiliyet ilkesi, devletlerin birbirleriyle eşit egemenlik haklarına sahip olduğunun bir göstergesidir. (Bruno Sımma, “Reciprocity”, Max Plunck Encyclopedia of Public International Law, Oxford Public International Law Oxford University Press, 2008, par.3. (http://opil.ouplaw.com)
Devletler özel hukuku alanında geniş uygulama alanı bulan mütekabiliyet, “En az iki devlet arasında uygulanan ve bir ülkede diğerinin vatandaşlarına aynı mahiyette hakların tanınması”nı ifade eder. Mütekabiliyet, devletler arasındaki eşitlik esasına dayanır. (Alper Yılmaz, “6302 Sayılı Kanun Hükümleri Uyarınca Yabancı Gerçek Kişilerin Türkiye‟de Taşınmaz Edinimi”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:XVII, s.1-2, 2013, s.1112)
Flake, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermenilere karşı gerçekleştirdiği toplu mezalimleri “soykırım” olarak tanımaktadır:
Türkiye’nin bu kişiyi kabul etmemesi gerekirdi. Önünde yemin ettiği Başkan Yardımcısı Kamala Harris, “Bugün Ermeni Soykırımı başlayalı 104 yıl oldu. 1915 ile 1923 yılları arasında katledilen 1,5 milyon Ermeni’yi unutamayız. Kaybedilenleri anan ve ABD’nin tarihteki bu korkunç bölümü kabul etmesini sağlayan bir Senato kararına ortak sponsor olmaktan gurur duyuyorum” demiştir.
Şimdi şu soruyu soruyorum?
24 Nisan 2022’de de ABD Başkanı geçen yıl yaptığı gibi Türkiye’yi olmayan bir soykırım yapmakla suçlayacak ama ve biz “Ermenistan’la normalleşme adımları için karşılıklı özel temsilciler atayacağız.” Halk dilinde buna “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dendiğini hatırlatmakta yarar var. Ermeni tehciri, (Ermenistan’a göre soykırım) BM’in kabul ettiği uluslararası soykırım tanımına uymamaktadır. Aşağıdaki yorum Michael Rubin’e aittir.
“Bazen etkili diplomasi, hem sert oynamayı hem de doğru olanı yapmayı gerektirir. Erdoğan, Satterfield’ı sınır dışı etme tehdidini yerine getirirse, ABD, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ı istenmeyen kişi ilan ederek yanıt vermelidir. Biden ve ABD Senatosu, ilişkileri tam anlamıyla yeniden kurmanın tek yolunun Kavala’nın koşulsuz serbest bırakılması olacağını netleştirmeli.”
Büyükelçimiz Doç. Dr. Murat Mercan güven mektubunu Beyaz Saray Ulusal Konseyi üyesi Avrupa ve Ortadoğu Sorumlusu Amanda Sloat’a bir restoranda sunmuştur. (https://www.izgazete.net/diplomasi-makale,2999.html) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aralık 2020’de göreve atadığı Murat Mercan, 15 Mart 2021’e kadar Joe Biden’den randevu beklemişti.
“Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisinin akredite edildiği utanç verici sürecin ortaya çıkması. Murat Mercan, birkaç ay bekledikten sonra, itimatnamesini Beyaz Saray’da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’na teslim etmek yerine, Bakanlığın Amerika Birleşik Devletleri Doğu Avrupa ve Orta Doğu ofisi tarafından akredite olduğu bir restorana gitmek zorunda kaldı… Amerikalılar daha sonra onu aradı, ancak randevu Beyaz Saray için değil, bir restoran içindi ve referanslar Joe Biden veya Kamala Harris tarafından değil, diplomat ve Doğu ofisinin Başkanı olan Amanda Slot tarafından kabul edilecekti.” (https://newsfounded.com/greeceeng/washingtons-new-slap-on-erdogan/)
Bu gerçekler karşısında karşılılık ilkesi gereği 7 Ocak’ta Jeff Flake’in itimatnamesini Cumhurbaşkanı’na değil, ABD’den sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısına sunması gerekir.
Diplomaside “mütekabiliyet” ilkesi önemlidir. 1985-1990 yılları arasında Paris OECD Daimi Temsilciliğimizde görev yaptım. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında Paris Büyükelçiliğimizdeki resepsiyonlara katılan ülkelerin hangi seviyede katılım yaptıklarına dikkat edilir ve karşı tarafın davetine de aynı seviyede katılım sağlanırdı. Konsolos seviyesinde katılım olursa (eğer önemli bir mazereti yoksa) aynı seviyede (konsolos) katılım sağlanırdı.
Uluslararası ilişkilerde temel ve vazgeçilmez bir hak olan mütekabiliyet ilkesine bakalım Türkiye uyacak mı? Eğer karşılıklılık ilkesi uygulanmaz ise, bunun önemli bir sebebi olmalı. O sebebin de kamuoyuna açıklanması uygun olur düşüncesindeyim. Bu konuda son sözü sayın Cumhurbaşkanı söyleyecektir.
Geçen Cuma ve öncesinde Türkiye gündemi çok yoğun olduğu için bu konu Türk basınında maalesef yer almamıştır. Oysa bu süreç ABD ile ilişkilerde önemli bir konudur. Eğer Flake sayın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilirse, ABD’ye verilecek “misilleme” imkanı ortadan kalkacaktır. Ayrıca, savaş uçağı krizi ve Pakistan’a savaş helikopteri satışının engellenmesine karşı haklı bir tepki verilmemiş olacak, uluslararası ilişkilerdeki “mütekabiliyet” ilkesi de suya yazılan yazı olacaktır.