MONTRÖ’YÜ BİLMEMENİN FATURASINI AÇIKLIYORUZ

Oraj Poyraz / 04.02.2020

MONTRÖ’YÜ BİLMEMENİN FATURASINI AÇIKLIYORUZ


Montrö Anlaşmasını milli egemenlik açısından bir kusur olarak gösteriyorlar. Oysa anlaşması boğazlar üzerinde milli egemenliğin tescilini sağlayan, buralarda hak iddia eden devletlerin boyun eğmelerini imza altına alan bir anlaşmadır.

Ülkemizin tepesine çöreklenmiş şerefsiz bir lider ve zihniyet bu anlaşmayı ortadan kaldırıp keyfi bir şekilde boğazlardan geçişi kapatabileceğini zannediyor, halka da bunu anlatıyor.

Türk hükumeti istediği anda, istediği şekilde boğazlardan geçişleri engelleyebilecek, geçişlerden arzu ettiği kadar yüksek ücretler alabilecek, ya da başka bir yöne sevk edecek.

Yok böyle bir dünya.

Osmanlı’nın en güçlü, Rusya’nın ise henüz Karadenize sahildar olmadığı eski yüzyıllarda serbest geçişte tam blokaj dönemi yaşandı.Bu Dünya Savaşları sırasında oldu, başka hiçbir zaman olmadı.Şimdi de olamaz, olacak şey değil.

Oysa boğazlar öylesine stratejiktir ki, serbest geçişlerin engellenmesine yeltenilmesi dahi anında savaş çıkmasına sebep olur.Esasen SSCB döneminde boğazlar üzerinde hak iddialarının bir gerekçesi de boğazlardan geçişin SSCB lehine garanti altına alınması çabasından ibarettir.

Bu gün bile serbest geçişin kapatıldığının söylemenizden itibaren birkaç saat sonra ilk ültimatomu alırsınız.Hem de sahildar bütün ülkelerin bir araya geldiğini görür, dehşete kapılırsınız.

Kaldı ki, Türk hükumetinin boğazları serbest geçişe kapatmasından elde edeceği bir menfaat yoktur.Bu şekilde elde edebileceğimiz tek şey çok ama çok büyük düşmanlıktır.

İkinci olarak herkesin atladığı bir şey KAnal İstanbul yapılırsa Montrö Anlaşması delinmiş olacak, biz artık başımıza buyruk işler yapabileceğiz zannediyor.

Hayır, Montrö Anlaşması hem İstanbul, hem de Çanakkale boğazı ile Marmara geçişini kapsıyor.İsterseniz İstanbul boğazına paralel on tane daha kanal açın.Bu bizi kurtarmıyor.

Ve projenin adı.
Kanal İstanbul.
Yani Amerikanca CANAL ISTANBUL.

Belli ki, bu Amerikan zihninin ürünü, adından belli.
Ve bu işten menfaat elde edebilecek tek ülke de ABD’dir.

Ve biz ABD menfaatlerini tatmin etmek uğruna Karadenize sahildar ülkelerden pek çoğunu karşımıza alacağız.Evet, ABD Romanya’nın Köstence limanında bir deniz üssü kurmuştur.

Eş zamanlı olarak da Romanya Bulgaristan sınırına doğru bir kara ve havacılık üssü kurmuştur.Halen ara ara sözde ulusal basına yansıyan haberlere göre her zaman alıştığımızdan çok daha büyük tonajlı konteynır gemileri, yük gemileri geçmektedir.İşte bu gemiler Romanya’da yığınak yapmakta olan ABD ordusu için çalışmaktadır.

Ve ben sizlere binlerce kez yakın bir zamanda ABD ile yüzleşeceğimizi, bunun ülkemizin tepesine çöreklenmiş örümcek beyinli kadro tarafından dahi anlaşıldığını anlattım.

Biz bu yüzleşme nedeniyle F35’leri feda ediyoruz, s400 peşinde geziyoruz. Hal böyleyken ABD menfaatleri peşinde koşmamızın, bu uğurda bölgenin bütün dengelerini aleyhimize çevirmeye çabalamamız akılcı değildir.

Unutmayın ki, Ruslar bu anlaşmaya dayanarak ve onun sınırlarına uymak için bu denizde kendi donanmasında tonaj kısıtlamasına uymuştur.Bu anlaşmanın tek taraflı olarak ABD lehine bozulması, Karadenizde bütün dengeleri bozacaktır.

L2fSIJNoA0xfSNxA


MONTRÖ’YÜ BİLMEMENİN FATURASINI AÇIKLIYORUZ

MURAT ÖZBÜLBÜL 16 Aralık 2019

MONTRÖ sözleşmesine göre Türk boğazlarından geçen her geminin ton başına 0 17 gram altın karşılığı ücret ödemek zorunda olduğunu biliyor musunuz?

Boğazlardan geçen gemilerden ücret vergi ya da harç alınmayacağı iddiası yanlış bilgidir!

1936 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde imzalanan Montrö Sözleşmesi’ne göre İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçecek gemilerden Türkiye sıhhi kontrol fener ve tahliye hizmetleri için her bir ton yük için bedel alıyor. Boş geçen gemi dahi tonajına göre ücret ödemek zorunda kalıyor.

1936’da imzalanan Montrö Anlaşmasına göre Türkiye boğazlardan geçen her bir gemiden ton başına net 0 17 gram altın alma hakkına sahip.

Günümüzde 1 gram altın yaklaşık 225 lira. Dolar kuru ise 5.82 lira.
Bu durumda 1 gram altın 38.6 dolar oluyor.

Şimdi 2018 yılında boğazlarımızdan geçen gemilerin tonajlarına bakalım.

Boğazlardan 2018 yılında yaklaşık toplam 85.102 gemi ve 1 3 milyar ton yük geçti. 15 bin tonluk bir geminin boğazlarımızdan geçiş ücreti için yaklaşık 110 bin Amerikan doları ödemesi gerekiyor.

Montrö Anlaşmasına göre bir tonun geçiş bedeli 0.17 gram 24 ayar altın olduğuna göre 1 3 milyar ton yükün geçiş ücreti olarak Türkiye’nin 2018 yılında toplam 221 ton altın tahsil etmesi gerekiyor.

Ancak maalesef 1983’den bu yana iktidarda olan hükümetler dolar ve altın kurlarının sürekli artmasına rağmen boğazlardan geçiş ücretini 35 yıldır güncellemediler.

Türkiye 1983’te 1 gram altının değerini 2.78 dolara sabitlenmesiyle 2018 yılında boğazlardan sadece 611 milyon dolar geçiş ücreti alabildi.

Eğer AKP hükümeti 2018 yılında bu altın/ dolar paritesini güncelleseydi alacağı geçiş ücreti olarak 8 5 milyar dolar tahsil edecekti.

2018 yılında 1983 yılı dolar / altın paritesine göre gemilerden geçiş ücreti olarak Türkiye sadece 611 milyon dolar tahsil ettiğine göre 2018 yılı kaybı 7 9 milyar dolar oldu.

1983’yılından beri transit geçen her gemiden alması gereken hangi para birimi ve ne kadar ödeneceği Montrö sözleşmesi ile belli ve anamızın ak sütü gibi helal iken Türkiye tam 36 yıldır hak ettiği geçiş ücretini tam olarak alamıyor.

Kanal İstanbul’u yapacağız para kazanacağız diyen cumhurbaşkanı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümet üyelerine soruyorum:

Türkiye’nin boğaz geçişlerinden Montrö anlaşmasına göre belirlenen geçiş ücretini tam ve eksiksiz olarak neden almıyorsunuz?

Montrö anlaşmasından doğan hukuki hakkımızı alamıyorsanız da hayaliniz olan İstanbul kanalını yapabilirseniz kimden nasıl ücret alacaksınız?

Ayrıca 17 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti dönemindeki kaybı da hesaplayalım. Yılda 7.9 milyar dolardan 17 yılda Türkiye’nin toplam kaybı ise yaklaşık 134 milyar dolardır.

Montrö’ye en çok itiraz eden ve değiştirilmesini isteyen ve bu amaçla lobi yapan da Amerika’dır.

Çünkü Amerikan donanmasının dünyada hâkim olamadığı tek deniz Karadeniz’dir!
Yoksa İstanbul’a kanal yapılması Amerikan dayatması mıdır?

https://sonsoz.com.tr/montronun-kayip-altinlari/?fbclid=

This entry was posted in DENİZ VE DENİZCİLİK, DIŞ POLİTİKA. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *