YAZIYA yorumlar;
From: a.gee@hispeed.ch
Date: 26.12.2019 02:39:31
Ben Atatürk devrini yasadigim gibi Inönü devrini de yasamis kimseyim.
Inönü bazi hatalar yapti, fakat hic bir zaman Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam’in iddia ettigi gibi vatan haini degildi. Mehmet Saglam’in böyle abuk sabuk konusmasi, onun malumatinin hicten baska bir sey olmadigini gösterir. Ve hakikaten T.C. tarihi hakkinda tek bir malumati yok Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam’in. Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam’in TV konusmalarina bakarsaniz rüyasinda gördüklerini anlatiyor. Rüyasinda peygamberi görmüs. Nasil, hangi lisanda anlasmis, konusmus, sohbet etmis, hic bir sey yok. 1500 sene önce yazilan Kur’anda Ismet Inönü’ün ismi yaziliymis.
Lausanne konferansi acildiginda Inönü’ün ilk sözü su olmustur: “Burada Ermenistan, Kürdistan sözü gectiginde, biz konferansi terkedecegiz” sözüyle acilir.
Ayrica Türk delegelerine iskemle verildiginde karsi taraf koltuklara oturmuslardi. Inönü kendilerinede koltuk verildiginde konferansa basliyacagini ileri sürdükten sonra, karsi tarafi iskemleye oturttu ve ondan sonra Lausanne konferansi basladi.
Lord Curzon Türklerin pek cok seyi kabul etmedigini görünce konferansi kapatmak tehdidini kullandi, hatta, belki son anda Inönü kendi sartlarini kabul eder ümidiyle Londra’ya hareket edecek treni ½ saat geciktirdi. Inönü asla kabul etmedi ve konferans yarida kesildi.
Konferansin ikinci acilisinda Türkiye davet edildi. Lausanne muahedesinin tarihini bilmeyenler ileri geri konusurlar Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam gibi. Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam Osmanli Imparatorlugu devleti topraklari üzerinde 64 devletin kuruldugunu söyler. Biz Lausanne’a toprak almaya gitmedik. Alinacak topraklari Istiklal harbiyle zaten almistik. Biz Lausanne’a ticari, mali, hukuki haklarimizi almiya gittik. Ve dislerini söke söke aldik. Söke söke.
Rhodos ve 12 ada Osmanli devleti zamaninda Italya’ya verilmisti. Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam’a göre 1923 Lausanne muahedesinde Yunanistan’a birakmisiz. Ümit ederim ki gecen zaman icerisinde ögrenmistir. Hala ögrenmemis ise, artik kendi bilecegi sey.
Zamanin Türkiye’nin Berlin sefiri Hüsrev Gerede’nin Adolf Hitler’e Cumhurreisi Ismet Inönü tarafindan 17 mart 1941 de verilen notayi aceba bilen var midir?
Kariyerinin zirvesinde bulunan Hitler notayi aldiginda yerinde buz gibi oldu ve yanliz önüne bakmakla gereken cevabi vermis oldu. (Tarihci Prof. Dr. Lothar Krecker. Deutschland und die Türkei im zweiten Weltkrtieg. Vittorio Klostermann Frankfurt a. M. 1964. Sayfa 140).
Der. Azmi Güran
Ph.D. Prof.Eng.
From: “T.C. BURHAN SAVAŞ”
Date: 26.12.2019 20:52:22
İsmet İnönü’nün İsmet Paşa olmasının şans , tesadüf olmadığını, başkası da İsmet Paşa olabilirdi Yorumu’nun da gülünç olduğunu , 15 yaşında Askeri Rüştiye’den mezun olduğunda Babası’na çektiği telgrafı okuyan kolayca anlar. Bu Mektup Pembe Köşk Müzesi’nde var.Metin Toker Kitabı’nda da
Vatan Aşkı’nın , Görev sorumluluğunun çok çarpıcı örneğini de şu gerçeği bilmeyene anlatalım :
Yıl 1914 .
İsmet henüz 30’nda.
Rütbesi Yüzbaşı.
Ve 2 nolu Diyabet Yüzbaşı İsmet.
Hastalığına çare bulmak için Paris’e gelmiş , izin alıp.
Kaldığı otelde sabahın erken saatinde uyanıyor. Bir fevkaledelik var etrafta.
Gazetelere bakınca 1.nci Dünya Savaşı’nın patladığını öğreniyor. Yüzbaşı İsmet tereddütsüz toparlanıyor Paris Tren İstasyonu’na koşturuyor.İstanbul’a Karargâhı’na görev almaya gidiyor.
Diyabet mi ?
Koca İsmet Paşa , 30’unda da , son nefesini verdiği 1973’te 89’una kadar insülin bağımlı diyabet hastası olma ızdırabını , bir gün bile şikâyet etmeden yaşar.
.
İsmet Paşa Terazi ( Doğumu 24 Eylül ).
Yunanistan derin Devleti , İngiltere , ABD NATO ‘nun Kıbrıs’ı Türk’ten arındırmak ve ilhâk için son en büyük adımı atmaları İsmet Paşa’nın ölümünden birkaç ay sonrasını seçmeleri tesadüf müydü !?.
İsmet Paşa olsa Tayyib türeyebilir miydi bu kadar kolay ?
İsmet Paşa gibi ( :)) ) ben de Terazi 24 Eylül doğumluyum.
Hep , ama hep , bir ayağım gazda diğer ayağım frendedir.
Aslında , 12 Burç filan tabii ki görüntü.
Asıl olan 4 İnsan karakteridir. 4’ün her birinin özelliklerini 3 kez çoğaltırsanız 12’lik Burç adı takılan magazinimsi karakterler çıkar ortaya. İstenirse 4’lü Temel Karaktere de kolayca geçilir 12’lik Burç sevmeyenlerce. Benim 4’lüdeki karşılığım AB Kan Grubuna denk gelen ” Sinirli Zayıf ” tip.
Sinirli Zayıf özel bir karakter.
Asla pesetmezler
Kendilerinden başkasına güvenmezler.
Namusa , Adalet’e , Görev’e aşıktırlar.
Ha bi de öğünmekten , bişey yapmışsa karşılık beklemeyi aklının kenarından geçirmezler. Lider bulurlarsa ona taparlar. Genelde liderliği değil icraatı tercih ederler.
Bu arada 4 Karakter, başta köpek, tüm canlılarda aynen mevcut.
4 Sayısı o kadar çok tekrarlanır ki.
Koca İsmet Paşa Ruhun , Karakterin , huyların , karar verdiğinde Thor Balyozu’nu kullanmayı ihmâl etmeyişin bize bugünlerde öööyle lâzım ki !
Hadi.
İşin çok değilse, bi süre için,
” aşağı in ” Paşam.
Hadi Paşam.
Kırma bizi.
.
T.C. Burhan
Aranan ve özlenen devlet adamı
25 Aralık 2019 Çarşamba
Nazmi Kal / Yazar, yapımcı
Bugün büyük devlet adamı İsmet İnönü’nün 46. ölüm yıldönümü. Onu 25 Aralık 1973’te kaybetmiştik. 89 yaşındaydı.
İsmet İnönü’nün çok partili demokratik hayata mecburen Batı’nın baskısı ile geçtiğini söyleyenler var…
Gerçek bu değil.
İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesi ile özel kalem müdürlüğüne getirilen Haldun Derin, Pembe Köşk’te yapılan “İsmet İnönü’de vazife anlayışı” konulu bir konferansta aynen şunları söyledi:
“Atatürk’ün ölümünden sonra İnönü cumhurbaşkanı seçilince beraberce evine geldik. Daha frakını çıkarmadan annesinin elini öptü ve dedi ki:
Anneciğim güç bir vazife aldım, ama ben bu millete kendi kendisini idare etmeyi öğreteceğim.”
Bu sözler İsmet İnönü’nün çok partili hayata geçişinin kendi öz iradesi ile olduğunu hiçbir tereddüde yer bırakmayacak gerçeklikle anlatmaktadır. Çok partili hayata geçişin altın sayfası 14 Mayıs 1950 seçimidir ve tartışmasız İsmet İnönü’nün yarattığı bir demokrasi zaferidir.
Seçim büyük bir olgunluk içinde geçmiştir. Hiçbir olay, cezaevinde hiçbir muhalif politikacı, gazeteci yoktur. Merkez Bankası’nın ve hazinenin elindeki hiçbir kaynak popülist amaçla kullanılmamıştır.
14 Mayıs’ın bir demokrasi zaferi olduğunu şu anı ne güzel anlatıyor.
14 Mayıs gecesi İsmet İnönü seçimi Köşk’te radyodan dinlemektedir. Çevresinde İsmail Rüştü Aksal, Kasım Gülek, Faik Ahmet Barutçu gibi kurmayları vardır. İllerden sonuçlar geldikçe çevresindekiler büyük bir endişe içine girerler. 12 yıllık Milli Şef dönemi sona ermekte, 27 yıl devleti yöneten, Atatürk’ün kurduğu parti seçimi kaybetmektedir. İsmet İnönü’de hiçbir üzüntü belirtisi yoktur, çevresindekilerin ise yüzünden düşen bin parça oflayıp puflamaktadırlar.
Bir ara İnönü eşi Mevhibe Hanım’a döner, gayet sakindir.
– Hanımefendi buradan kaç günde taşınabiliriz…
– Kolay paşam bir haftada taşınırız..
– Ama artık arabamız olmayacak, Kızılay’a otobüsle inmeye hazır mısın?
– Elbette Paşam.
1950’den bu yana 70 yıldır sayısız seçime girdik, 1950’de doğan demokrasi bebeği olgunluk yaşını geçti, kaybetmeyi, koltuğunu terk etmeyi bu kadar olgunlukla karşılayan bir lider anımsayabiliyor musunuz?..
Demokrat Parti iktidara gelir gelmez İnönü aleyhinde akla hayale gelmez iftiralar üretmeye başladılar.
İnönü savaşlarında samanlığa saklandı..
İsmet İnönü asker kaçağıdır…
Lozan’da ülkeyi sattı..
27 yıl din esaret altında idi..camileri yıktı vs. vs.
İsmet Paşa bütün bu söylemleri olgunlukla karşıladı..
Bir Meclis toplantısında Malatya Milletvekili Ahmet Gürkan kürsüye çıktı ve “Bu İnönü ailesi devleti soydu. Ben bunun tanığıyım. Malatya bez fabrikasının açılışında Mevhibe Hanım metrelerce bezi götürdü” dedi.
İsmet Paşa yanındaki Özel kalem müdürüne “Böyle bir konu vardı, bir araştır” der.Ertesi gün İsmet Paşa elinde fatura ile kürsüye çıkar ve o bezlerin ücretini ödediği faturayı gösterir…
Açtığı fabrikanın açılışında eşine hediye edilen birkaç metre bezin parasını ödeyecek kadar devlet malına sahip çıkan bir devlet adamı anımsayan var mı?.. 82 yaşındayım rastlamadım..
Zaman zaman İsmet Paşa’ya diktatör, iktidar hırsı için darbe yaptırdı diyenler var.Şu anıları okuduktan sonra acaba utanacaklar mı?
1970 yılında bir TV programında Örsan Öymen soruyor.
– Paşam 50 yıldır parlamentodasınız, seçimlere girdiniz çıktınız, hiç seçilmemek korkunuz oldu mu?
İnönü- Hiç umurumda değil. Usulünü koymuşuz, seçilirsek seçildik seçilmezsek seçilmedik. Bunları göze almadan demokratik rejim düşünülemez. Demokratik rejim içinde çekilmeyi ilk günden esas olarak kabul etmek lazımdır. Bu zihniyeti yerleştiremedim. Demokratik rejim başka türlü olmaz.
Sevgili Paşam bu sözleri söylediğinden sonra 50 yıl daha geçti. Hâlâ bu zihniyet yerleşemedi.
ODTÜ’de İsmet İnönü’yü bir anma toplantısında, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Pamir toplantıyı şöyle açtı:
“Sayın konuklar, İsmet İnönü’yü anacağımız toplantıya hoş geldiniz..
Ben İnönü hakkında söz söyleyecek birikime sahip değilim.
Ancak ben bir gözlemimi size aktarmak istiyorum….
Ben İnönü’nün çocuklarının (Erdal ve Ömer İnönü) sınıf arkadaşıyım ve ben İnönü’nün çocuklarının ayağında pençe çakılı ayakkabı gördüm…Düşünün 15 yıl Başbakanlık, 12 yıl Milli Şeflik yapmış İsmet İnönü çocuklarının altı delinen ayakkabılarını tamirciye götürüp pençe çaktırıyor…
Geçen günlerde Köşk’te bir toplantıda İsmet Paşa’nın kızı Özden Toker’e sordum.
– Hanımefendi İkinci Dünya Savaşı’nda halk ekmeği karne ile alırdı sizin de karneniz var mıydı?..
– “Tabii biz de ekmek karnelerini götürür ekmeklerimizi alırdık, karnelerimize işlenirdi” dedi. İnanılması zor değil mi sevgili okuyucular…
İşte 46 yıl önce böyle bir devlet adamını kaybettik… Onu çok arıyoruz. Çok daha arayacağız..