İNGİLİZ/YUNAN KIRMASI AJANLA İŞBİRLİĞİ YAPAN dinBAZ YOBAZLAR ve Yunan başbakanı Venizelos’un ATATÜRK hakkında Nobel barış ödülü komitesine yazdığı mektup

Naci Kaptan / 15.12.2019

ATATÜRK’e hakaret eden kitap yazan ve bu konuda konuşmalar yapan adamın adı HAMZA, Yunan asıllı ve İngiliz vatandaşı!!! Adam baştan aşağıya karışık. Görevli bir ajan ve   bizim din tacirleri tarafından baş tacı ediliyor. 

Yeniçağ yazarı Batuhan Çolak adamı şöyle tanımlıyor;
“Yunan asıllı İngiliz yazar Hamza Andreas Tzortzis…İsminin önünde, kendisinin de özellikle vurguladığı bu tanım, Kurtuluş Savaşı’nda mücadele ettiğimiz güçlerin özeti gibi…Tzortzis, kendisini “İslamcı yazar” olarak pazarlıyor. Türkiye’de bazı enteresan oluşumlar tarafından “değer” görüyor.Hatta bu “değer görme” bir adım ileriye taşınarak sık sık Türkiye ziyaretlerine, kitap basma, söyleşi yapma düzeyine erişmiş durumda. 

Hiç kimse etnik kökeni, inanç yapısı ve dili açısından sınıflandırılamaz. Ama bu, Tzortzis için geçerli değil. Kendisi açık bir Türk düşmanı.Çünkü devletimizin kurucusuna, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde alenen hakaret ediyor.Hem de Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olarak tanımladığımız Boğaziçi Üniversitesi’nde…Tarihler 19 Mayıs 2014’ü, tam da Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlandığı günü gösteriyor.Yunan asıllı İngiliz yazar Tzortzis, Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Öğrenci Topluluğu tarafından üniversiteye konuşmacı olarak getiriliyor.

Tzortzis üzerinden gençlerimizin zehirlenmesi, sadece Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmıyor.Tarihler 15 Aralık 2017’yi gösterdiğinde, Bilal Erdoğan’ın vakfı olarak bilinen TÜGVA’nın İstanbul şubesi, Tzortzis için özel bir etkinlik düzenliyor. Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle Tzortzis söyleşi yapıyor ve kendisine özel olarak plaket veriliyor. Türkiye’ye ne zaman gelse el üstünde tutuluyor. Devletin ajansı Anadolu Ajansı, hükümete yakın medya kuruluşları, kendisiyle röportaj üzerine röportaj yapıyor.” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bogazici-tugva-timas-aynen-devam-51728yy.htm


İşte böyle değerli okur, AKP eliyle kurulmuş olan ve devleti sömüren vakıf ve dernekler eliyle gençlerimiz yabancı ajanlar tarafından zehirleniyor, tarihimiz çarpıtılıyor, Atatürk’ün yüceliğini ve değerini bilmeyen bir nesil yetiştiriliyor.

Sizleri, Atatürk düşmanı ajan tarafından yazılan HAKİKATIN İZİNDE isimli kitabı basan EKİN YAYINEVİ’ni  ve bu kitabı pazarlayan KİTAP YURDUNU PROTESTO ETMEYE ve bu yayın eviyle pazarlama şirketinin kitaplarını almamaya davet ediyorum.


GUMEC KARAMUK / 15.12.2019
gkaramuk@hacettepe.edu.tr

Bu yazıdan şimdi öğrendim Atatürk’ümüze nasıl hakaret edildiğini. Geçenlerde bir Alman kanalında da bir hakaret olmuştu. Böyle bir yazı Türkiye’de tabiî ki katiyen yayımlanmamalı!!!

Bu küstahlık da dünya tarihine girdi demektir. Cehaletten dolayı demek ki bilmiyor, vaktiyle Yunan Başbakanı Elefterios Venizelos’un 1930’da Oslo’da bulunan Nobel Barış Ödülü Komitesi’nin Başkanlığına yüzyılların kavgalarına son vermiş olan Atatürk’ümüzü Barış Ödülü Adayı olarak önermiş olduğunu.

İki yıl önce Türkçe’ye çevirilmiş olarak bulup kopyaladığım, Venizelos’un iki sayfalık yazısı (bu yazının Almanca’ya çevirisi de var):


“Nobel Barış Ödülü Komitesi’nin Sayın Başkanlığına Oslo – Norveç

Sayın Başkan!

Yedi yüzyıla yakın bir süre boyunca, tüm Yakındoğu ve Avrupa’nın büyük bir bölümü, yankıları çok daha geniş olan kanlı savaşlara sahne olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu ve sultanların mutlakıyetçi rejimi, bunun başlıca nedenini teşkil etmiştir.

Hıristiyan halklarının dayanılmaz bir baskı boyunduruğuna tâbi kılınması, bunun doğal sonucu olarak, Haç’ı Ay’a karşı çıkaran dinî savaşlar; özgürlüklerini isteyen bütün bu halkların ardı ardına gelen ayaklanmaları; sultanların Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki etkilerinin devamı süresince, aralıksız bir tehlike kaynağı olmuştur.

Mustafa Kemal Paşa’nın ulusal hareketinin, hasımlarına karşı 1922 yılında kazandığı zaferden sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, gelecekte barış için yeni ve vahim tehlikeler ortaya çıkarabilecek bu hoşgörüden yoksun ve istikrarsız duruma, kesin biçimde son vermiştir.

Gerçekten, bir ulusun yaşamında, bu kadar kısa bir süre içinde, bu derece köklü bir değişimin başarılması enderdir.

Hak ve din kavramlarının karıştırıldığı teokratik bir rejim altında, çökmekte olan bir imparatorluğun yerini, ulusal, modern, canlılık ve hayat dolu bir devlet almıştır.
Büyük Reformist Mustafa Kemal Paşa’nın itici gücüyle, sultanların mutlakıyetçi rejimi kaldırılmış ve devlet açıkça laikleşmiştir. Ulus, tümüyle ve haklı olarak, uygar ulusların öncüleri arasında yer almak üzere gösterdiği şiddetli arzu ve istek doğrultusunda, gelişmeye doğru atılımda bulunmuştur.

Ayrıca, barışın güçlendirilmesi hareketi, belirgin biçimde ulusal, modern Türk devletine bugünkü görünümünü sağlayan iç reformlarla birlikte sürdürülmüştür.

Gerçekten de, ulusal ve siyasal sınırlarından açıkça memnun Türkiye, komşularıyla tüm toprak sorunlarını çözümlemiş ve böylece Yakındoğu’da barışın temel direği olmuştur.
Husûmet içinde geçen uzun yüzyıllar boyunca, Türkiye ile kanlı savaşları sürdürmüş olan biz Yunanlılar, eski Osmanlı İmparatorluğu’nun yerini alan bu ülkedeki köklü değişikliğin etkilerini, ilk olarak hissedebilme fırsatını elde ettik.

Küçük Asya felâketinin hemen ertesinde, savaştan bir ulusal devlet olarak çıkmış ve yeniden sağlığına kavuşmuş Türkiye ile anlaşma olanağını görerek, ona elimizi uzattık ve o da bunu içtenlikle kabûl etti ve sıktı.

Barış arzusu beslendiği taktirde, en tehlikeli anlaşmazlıkların ayırdığı halklar arasında bile anlaşma sağlanabilmesi için bir örnek teşkil eden bu yakınlaşma, ilgili iki ülke için olduğu kadar, Yakındoğu’da da barış düzeninin korunması için sadece olumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır.

İşte, barış sorununa bu değerli katkıyı sağlayan kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’dır.

Yakındoğu’da, barış yolunda yeni bir çağ açan Yunan-Türk anlaşmasının imzalandığı dönemde, 1930 yılındaki Yunan Hükümetinin Başbakanı kimliğiyle, Nobel Barış Ödülü Komitesi’nin seçkin üyeleri önünde, bu onur ödülüne lâyık olarak, Mustafa Kemal Paşa’nın adaylığını önermekten şeref duymaktayım.

En derin saygılarımın kabûlünü rica ederim, Sayın Başkan.

Elefterios Venizelos Başbakan”


Ne yazık ki günümüzde emperyalist ABD’ye itaat eden bir yönetim de Atatürk’ümüzün eserini mahvetti! ABD bir yüzyıl önce İngiltere’nin bu Yakın Doğu’da yaptıklarını artık 1947’den beri uyguluyor. O da bu yerlerin doğal zenginliklerini ve jeopolitik önemini biliyor. Vatanımızın Kore savaşına sokulması da bu ABD yüzsüzlüğünün sonucu!

Büyük İsmet İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferlerinden sonra çok büyük zaferi, her iki tarafın ısrarlarına rağmen Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’na sokmamış olmasıdır!!!

Saygılarımla

Gümeç Karamuk


15/12/19 “Oraj POYRAZ
0raj.p0yraz@neomailbox.net

Bazıları OR-ÇO’luktan hoşlanıyor. Bazıları da OR-ÇO’luğu fikir zannnediyor. Adamın kimliğine bakar mısınız?
Yunan asıllı, İngiliz vatandaşı ve muhtemlen ya Türk, ya da Arap Yunan kırması. Bu kadar karmaşadan elbette bir sıkıntı ortaya çıkar. Kimlik bunalımının daniskası…


Mustafa Kemal Atatürk’e ‘şeytan’ benzetmesi yapan ve kitabının basımı daha önce iptal edilen Yunan asıllı İngiliz Yazar Hamza Andreas Tzortzis’in, Hakikatin İzinde isimli kitabı Ekin Yayınları tarafından basıldı.

YENİÇAĞ / İSTANBUL

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alan açıklamalarıyla kamuoyunda infiale neden olan Yunan asıllı İngiliz yazar Hamza Andreas Tzortzis’in kitabının basımı tepkilerin ardından iptal edilmişti.Atatürk’e ‘şeytan’ benzetmesi yapan küstah yazar Hamza Andreas Tzortzis’in kitabının sessiz sedasız basılarak piyasaya sürüldüğü ortaya çıktı.O dönem kitabı basacak olan TİMAŞ Yayın Grubu yaptığı yazılı açıklama ile kitabın basılmayacağını duyurmuştu.

Hakikatin İzinde isimli kitabın Ekin Yayınları tarafından basıldığı öğrenilirken, geçtiğimiz günlerde Kitapyurdu başta olmak üzere birçok yerde satışa sürüldüğü öğrenildi.Söz konusu yayın evinin sosyal medya hesabında kitabın duyurusu şöyle yapıldı:

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturke-hakaret-etmisti-kitabini-bastilar-260318h.htm
This entry was posted in ATATURK, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *