24 Temmuz 2019 Çarşamba
İhanetin mi, onurun mu
manevi mirasçılığı?
İki lanetli isimle başlayalım söze. Kurtuluş Savaşı’nın zor günleridir. Yunan ilerleyişi sürmektedir. Aralıksız 22 gün sürecek olan Sakarya Meydan Muharebesi’ne daha 1 ay vardır. Yunan Kralı Konstantin, 22 Temmuz 1921 günü, işgallerindeki Eskişehir’e gelir. Küçük Asya’yı fethe çıkan Yunan ordusunu denetleyecektir!
Denetleme son derece başarılı geçmiştir. Büyük saldırı için gün sayan Yunan ordusuna tarihi emrini verir: “Ordular, ilk hedefiniz Ankara’dır!”
Birinci hain
El-hac Ömer Fevzi, Şeyhülislam Mustafa Sabri tarafından Bursa Müftülüğü’ne tayin edilir. Hem müftü hem de Hürriyet ve İtilaf Partisi Bursa Şubesi başkanıdır. Ayrıca İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İslam Teali Cemiyeti üyesidir. Parti ve her iki cemiyet, İngiliz beslemesidir. Ömer Fevzi, “Yunan ordusu halifenin ordusudur. Kasabanıza, köyünüze geldiğinde hürmette kusur etmeyin” diyen Şehülislam Mustafa Sabri’nin güvenini boşa çıkarmaz! Bursa Müftüsü sıfatıyla, Eskişehir’de bulunan Yunan Kralı’na tebrik telgrafı çeker. Teşrifleriyle Anadolu’yu şereflendirdiği için şükranlarını arz eder!
Venizelos’un oğlu Sofokles, Bursa’da Osman Gazi’nin mezarına gelip
sandukayı tıklatarak şunu dedi: “Ben geldim Osman! Kalk da Bursa’yı kurtar!”
Kürsüdeki siyah örtü
Yunan ordusu, 20 Temmuz 1920’de, Osmanlı’nın ilk payitahtı Bursa’yı işgal eder. Yunan komutanları, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin kabirleri başında rövanş coşkusuyla fotoğraf çektirirp sandukaları tekmelerler! Müftü Efendi, konuklara hizmet ve hürmet telaşından olsa gerek, bu durumu es geçer! İzmir’in işgalinin ardından Türk milletinin yaşadığı ikinci travma, Bursa’nın işgalidir. TBMM başkanlık kürsüsü siyah örtü ile kaplanır. Heyecanlı konuşmalar yapılır. Bursa, işgalden kurtuluncaya kadar örtünün kaldırılmaması için ant içilir. Gerçekten de 11 Eylül 1922’de Türk ordusu Bursa’ya girinceye kadar örtü TBMM riyaset kürsüsünde kalacaktır!
İkinci hain
Mütareke İstanbul’unun paralel yargısı “Divan-ı Harbi Örfi” mahkemeleridir. İngiliz güdümlü, Damat Ferit patentli mahkemelerde adil yargılamanın esamisi okunmaz. O mahkemeler, adi yargılama yapmak, vatanseverleri, millicileri infaz etmek için kurulmuştur.
Dönemin paralel yargısının lanetli ismi Nemrut Mustafa’dır. Süleymaniyeli Mirliva Mustafa Paşa, İngiliz Muhipleri Cemiyeti ve Kürdistan Teali Cemiyeti üyesidir. İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Roumbold’a; “Bu Kürt önder iyi yönetilirse, Irak’taki İngiliz yetkililerine yararlı olabilir” dedirtecek kadar İngilizlerin takdirlerini kazanmış biridir. Nemrut Mustafa, Damat Ferit’in güvenini boşa çıkarmayacak, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey başta olmak üzere çok sayıda masumu, savunmalarına hiç olanak vermeden bir çırpıda idam sephasına gönderiverecektir!
Nemrut’un 10 günlük valiliği
Damat Ferit, Divan-ı Harbi Örfi’deki ilk dönem sınavını başarıyla veren Nemrut Mustafa’yı Bursa Valiliği ile ödüllendirir. 25 Eylül 1919’da makamına kurulan Nemrut Mustafa, meşru bir taleple huzuruna çıkan şehit ailelerini aşağılayarak kovar. “Birinci Dünya Savaşı’nda şehit düşen Türk askerlerinin bırakın şehit olmayı, köpek ölüsünden farkı yoktur” der. Bu sözleri duyan Bursa ahalisinin galeyana gelip Valilik kapısına dayanması üzerine İstanbul’a kapağı zor atar. On günlük Bursa valiliği de böylece sona erer!
30 Ağustos zaferinin ardından, Mustafa Kemal’in; “TBMM orduları, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emri, Yunan Kralı Konstantin’in Eskişehir’den Ankara’yı hedef göstermesine verilen en anlamlı cevaptır. 30 Ağustos- 9 Eylül arası, Afyon Ovası ile İzmir arasında hızlandırılmış film şeridi gibidir. Türk ordusu kovalamakta, Mustafa Kemal’in; “Askerlik şerefinden yoksun katiller sürüsü” dediği Yunan ordusu kasabaları, köyleri yakarak, sivil halkı vahşice öldürerek kaçmaktadır!
30 Ağustosun manevi mirasçıları
30 Ağustos, tutsaklıktan özgürlüğe, işgal utancından bağımsızlığın onuruna ulaşıldığı gündür. 30 Ağustos, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’’nin sandukalarını tekmeleyenlere en uygun cevabın verildiği gündür.
30 Ağustos’un manevi mirasçısı tekmil Türk milletidir. Ankara’nın, Denizli’nin Kuvvacı müftülerinin de öyle. Ömer Fevzi’lerin, Mustafa Sabri’lerin manevi mirasçıları kimlerdir acaba?
AV. HÜSEYİN ÖZBEK
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1502298/ihanetin_mi__onurun_mu_manevi_mirasciligi_.html
Not ; Fotoğraflar arşivimden N.K.