UZAK BİR ŞİMŞEK ÇAKTI
uzak bir şimşek çaktı
çok uzak bir şimşek
bir sesti rüzgâr
taştı
topraktı
yağmurdu
uzak bir şimşek çaktı
çok uzak bir şimşek
bir kuştu karanlık
karanlık bir kuştu
baykuştu
tabak tabak gözlerdi
tırnak tırnak ayaklar
davullardı zurnalardı
vur vur du öl öl dü
aman aman dı
bir kuştu karanlık
parça parça et et
kemikti
kandı
bir kuştu karanlık
bir avuç candı
bir şimşek çaktı
uzak bir şimşek çaktı
gölge gölge
çıngardı
bir attı sabah
bağladılar doru doru, yağız yağız
kırdı
aygırdı
kısraktı
verdiler kemikleri
itlerin önüne
it it
yaşamaktı
üstüne koydular taşları
üst üstüne taşları
aldılar en altından
en altından
taşları
sabahtı
kanattı
aldı
mordu
beyazdı, aktı
tülek tülek, tüy tüy sabahtı
topraktı
toprağın altında topraktı
sıcaktı
çok uzak bir şimşek çaktı
çok uzak bir şimşek
yediveren güllerdi
çiçeklerdi
kelebeklerdi
bir ceylandı
nasıl bir ceylandı
yavru yavru
seher vakti
sulardı
topraktı ağaçsız
yapraklardı ağaçsız
ağaçsız dallardı
milyon milyon ipeklerdi
çıkmadı sabah
güneşin ortasından
doğmadı güneş
bulut bulut basmıştı
ağıtlardı
dağlardı
kar kardı
yağardı
yangın yangın yanardı
karlı dağlardı
bir şimşek çaktı
uzaklardan
çok uzak bir şimşek çaktı
aldı
al al dı
alları aldı
çok uzak bir şimşek çaktı
Davut Arslantürk
içimizden biri
asla umutsuzluğu değil
KAVGAYA DEVAM AŞKINA