Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
28.01.2018
Gelecek geçmişe benzeyecek mi?
Dünya dengelerinin hızla değiştiği, çok kutuplu bir dünyaya mı gidiyoruz tartışmalarının yapıldığı günümüzde, herkesin yeni bir dünya tasarımı, elbet olacaktır.
Yaşadığımız liberal dünyayı inşa edenler diyor ki; gelecek geçmişe benzeyecek. Halbuki liberal dünyayı inşa etmek için yola çıktıklarında, değişim diyorlardı.Değişimden anladıkları da; büyük sermayenin önündeki tüm engellerin insanlık aleyhine aşılmasıydı.
Dedikleri gibi oldu. Dünyada fakirlik bomba etkisi yaratacak şekilde patladı.Bu durum, yeniden bir bölüşüm kavgasını her düzeyde yarattı. Ülkeler kendi aralarında, kurumlar kendi aralarında, bireyler kendi aralarında kıyasıya savaşa girdiler. Herkesin herkesle savaşı kavramı ortaya çıktı.
Davos’taki liberaller ise durumu şöyle tanımlıyor; Ekonomik, finansal, teknolojik, siyasi, ekolojik riskler birbirini destekleyerek gelişiyor. Kendi yarattıkları felakete risk diyorlar.Herkesin herkesle savaşmasından önce, büyük güçlerin kendi aralarındaki hesaplaşması daha belirgin oldu.
Liberal dünyada, Dünyanın jandarması görevini üstlenen ABD, bu görevini yapamaz konuma geldi. Tüm yıkılan imparatorlukların yıkılırken “savaşla tutunma” geleneğine sarıldı.
Ve Ulusal Güvenlik Stratejisinde asıl düşman olarak; Rusya ve Çin’i hedef aldı.
Rusya’ya ambargolar uygulayarak, Çin’e yeni gümrük vergileri koyarak, kur ve ticaret savaşını resmen ilan etmiş oldu.
Amerika’ya mal satamayacak olan Çin, Amerikan tahvillerini almayacak. Veya alamayacak.
Bir başka deyişle, ABD borçlanamayacak, açığı kapatmak için fazlaca dolar basacak.
Eğer bu ticaret savaşı derinleşirse, ki derinleşecek, ABD dolarının dramatik düşüşüne tanıklık edeceğiz.
Dünyadaki bu meşruiyet krizi, yani yönetenlere, yönetilenlerin gösterdiği rızanın ortadan kalkması, savaşların asıl habercisi olacak.
Şimdi dünyada, çok kutupluluğun veya iki-üç kutupluluğun nasıl gerçekleşeceği ile ilgili akıl yürütmeler var. Teoriler var.
Bu geçiş savaşla mı olacak savaşsız mı olacak diye iki kısma ayıracağımız bu teori tartışmaları; İkinci Dünya Savaşından önceki şartların günümüzde de hüküm sürdüğünü söylüyorlar.Bir taraftan gerçeğe işaret eden, öte yandan vahşi liberalizmin yaşamasından yana olan bu akıl yürütmeler, Amerika ve Avrupa kökenli olduğu kesindir.
Asıl önemli olan ise, bu oluşmakta olan bu yeni dünyaya düzeninin insanlığa ne verip ne alacağıdır.Temenni edelim ki yeni dünya liberallerin dediği gibi, eski dünyada ki gibi olmasın. İnsanlığın hayrına olsun.
En azından çok kutupluluk çok taraflı mesajını versin.
28.1,2018,