UZAYLI: Devlet BAHÇELİ

12.03.2016

UZAYLI: Devlet BAHÇELİ

Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı provaları yapılıyor. Bu provalar yapılırken, hangi ülkenin nasıl tepki vereceği, hangi cephede yer alacağı da ortaya çıkıyor. Hesaplar ülkelerin hangi cephede olduğunu belirleyerek yapılacaktır. Ve Türkiye tam da bu ateş çemberinin ortasındadır.

Ekonomi bütün dünya ülkelerinde tehlike sinyalleri veriyor. Dünyada ne zaman ekonomik yönden bir tıkanma yaşansa, bir savaş başlatılır. Savaş ekonomisi üzerinden, yeni sınırlar belirlenir. Lokmalara ayrılacak ülkeler bellidir de, lokmaların kimler arasında paylaşılacağı hesapları yapılıyor.

Ve dünya gerçekliğinden kopmuş, olaylara UZAYLI gibi bakan Bahçeli, parti başkanlığı yapıyor(!).. Partiyi şirket gibi yönetip, İl ve İlçe teşkilatlarına da, şirket bayisi muamelesi yapıyor. Kapattım, kapatırım ha…

Bahçeli, “Kırmızı Başlıklı Kız” görüntüsüyle, babaannesi sandığı çakalın koynuna daha çok sokuluyor(!).. Bahçeli, ülkenin bütün derdi bitmiş gibi, yeni Anayasa yapmanın, daha doğrusu;

Milletin ANASINI BELLEYECEK bir anayasa yapmanın derdine düşmüştür. Neymiş efendim? AK Çete ihanet yasasını yapmak için Y-CHP’yi masaya oturtmalıymış(!).. Oturtamazsa, B planını uygulamaya koymalıymış… İnsana(gerçi bu mecliste mumla bir insan arıyorum ama..)sorarlar;

“Bay Arka Bahçeli, B planını AK Çete ile birlikte mi yaptınız?”
Ey Arka Bahçeli, BDP’yi ileri sürerek yeni seçim isteyen sen değil miydin? Şimdi o BDP ile ihanet yasası yapmak için niye o masadasın?  Seçime giderek AKP’nin daha güçlü meclise girmesini sağladın. MHP’nin vekil sayısını yarıya düşürüp, diğer yarısını da AK Çete’ye hediye ettin. Parti; Kürtçülerle, Ermeni Diaspora artıklarının ortak partisi olan BDP’ den daha az vekil ile meclise girdi. Böylece;

“Ülkede Türk yok, Türkler azınlık” diyenlerin ekmeğine de yağ sürdün.Anlaşılan bu rezillik sana yetmedi. Partiyi baraj altında bırakarak son görevini de yapacaksın. Partinin baraj altında kalması demek, Erdoğan’ın istediği 400 vekil hedefine daha çok yaklaşması demektir.İşte Devlet Bahçeli’nin son görevi budur!!.

Tıpkı İngiliz Gülü Abdullah’ı Çankaya’ya çıkartarak yargının canına okunmasını sağladığı gibi…Meclis Başkanının AK Çeteden seçilmesine destek vererek, hırsızları yüce divana gitmekten kurtardığı gibi…AK Çete kumar masasında ne zaman sıkışsa, Bahçeli alttan bir joker uzatıyor. Ondan sonra da, Çakalları babaannesi sanan Kırmızı Başlıklı Kız pozlarında ortalıkta dolaşıyor.

Bahçeli bayan olsaydı; “Erdoğan’a aşık mı oldun?” diye sorardım. Malum, Y-CHP’nin SOROS kızı bir Prof. Vekili Erdoğan’a methiyeler düzmüştü. Alıştık bu durumlara da…

Sabahattin Önkibar Bahçeli’yi eleştirirken sözü;
“Eleştirim Bahçeli’nin siyasetine, yoksa Bahçeli namuslu adamdır. Hırsız değildir” diye bağlıyor.Ah şu yanlış algılar. Ah şu dogmalar…Din tüccarları namusu iki bacak arasına mal edip, diğer bütün ahlaksızları “AK DİN” haline getirdi. Militan haline getirdiği yandaşlarına da kabul ettirdi. Önkibar da namusu hırsızlık yapmamakla sınırlandırıyor. Oysa;

Namus bir bütündür ve her insanın yaptığı işi ahlaklı yapması da namusun bir parçasıdır. Sayın Önkibar, Bahçeli’yi siyaseten de namuslu buluyor mu acaba? Eleştirisine bakınca, bulmuyor. Demek ki Bahçeli her açıdan namuslu değildir. Namuslu olma konusunda bir bütünlük arz etmiyor.  O zaman eleştiri yapacaksanız sıvazlamadan yapın!!.

This entry was posted in Politika ve Gundem, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR, Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *