NANKÖRLER VE APTALLAR * Devrimleri ancak büyük dahiler gerçekleştirebilir. Dünya tarihi bunu böyle yazar. Afganistan Kralı Emanullah Han Atatürk Devrimleri’nden çok etkilenmiş ve sık sık Türkiye’yi ziyaret ederek Atatürk’e hayranlığını bildirmiştir. Hatta bir seferinde çağdaş giysiler giymiş eşi, kız kardeşi ve annesi ile birlikte gelmiştir.

Süleyman Çelik
08.03.2016

NANKÖRLER VE APTALLAR

Kadınlar fiziksel bakımdan daha zayıf oldukları için, binlerce yıl erkekler tarafından ezilmiş ve sömürülmüşlerdir. Bu yalnız İslam dünyasında değil, tüm dünyada böyledir. Örneğin, Ortaçağ Avrupa’sında en çok ezilenler kadınlardı. Bir veba salgını ya da deprem gibi bir doğal olay olduğunda Kilise “felaketin nedeni uğursuz kadınlardır” der ve birkaç kadını kentin meydanında diri diri yakarak “toplumu günahkarlardan arındırdığını” öne sürerdi.

Avrupalı kadınlar haklarını yüzlerce yıl süren mücadelelerle, büyük acılar, bedeller ödeyerek elde etmişlerdir. Aydınlanma Devrimi ile ‘kadın ve çocuk hakları’, insan haklarının ayrılmaz bir parçası kabul edilmiştir.

Türkiye’de kadınlar tüm haklarına, Cumhuriyet ile birlikte Atatürk Devrimleriyle kavuşmuşlardır. Cumhuriyet’ten önce Avrupa görmüş ve özellikle Osmanlı’daki misyoner okullarında okumuş kadınlar arasında, Batılı hemcinsleri gibi haklar kazanmak üzere mücadele edenler olmuştur. Fakat hiçbir istemlerini gerçekleştirememişlerdir. Elbette bazı yöneticiler, hatta bazı padişahlar kadınlara bazı haklar vermek istemişlerdir. Hatta hanım sultanlar sarayda Batılı kadınlar gibi yaşamışlar, ancak bunu haremin dışına çıkaramamışlardır. Çünkü padişahlar bile Osmanlı’daki gerici çevrelere karşı koyabilecek güçte değillerdi.

Devrimleri ancak büyük dahiler gerçekleştirebilir. Dünya tarihi bunu böyle yazar. Afganistan Kralı Emanullah Han Atatürk Devrimleri’nden çok etkilenmiş ve sık sık Türkiye’yi ziyaret ederek Atatürk’e hayranlığını bildirmiştir. Hatta bir seferinde çağdaş giysiler giymiş eşi, kız kardeşi ve annesi ile birlikte gelmiştir. (20 yıl kadar önce fakültemizde okuyan Afganistanlı öğrenciler benden, bu ziyaretle ilgili fotoğraf bulmamı rica etmişlerdi. Refo Color’un yardımı sayesinde bulduğum fotoğrafları, tebrik kartı şeklinde bastırarak yeni yıl kutlamasında kullanmışlardı.)

Sonunda Emanullah Han ülkesinde Atatürk gibi devrimler yapmak istemiş, fakat gerici güçler tarafından tahtından indirilerek amcası tahta geçirilmiştir. Sonunda Afganistan bugünkü hale geldi ve kadınlar, gözleri bile görülmeyecek şekilde burkaya sokuldu. Elbette yalnız kadınlar değil, erkekler de birçok haklarını kaybetti. Ege’de ölenler yalnız Suriyeliler değil, aralarında birçok Afganlı da var. Bunlar yalnız ekonomik nedenle Batı’ya kaçmaya çalışmıyorlar. Bu kişilerin Afganistan’dan buraya gelene kadar, insan kaçakçılarına kişi başına binlerce dolar verdiklerini düşünürseniz, öyle işsiz güçsüz tayfasından olmadıklarını anlarsınız. Bu nedenle kadın haklarını insan haklarından ayırmamak gerek.

Türk kadınları tüm kazanımlarını Büyük Dahi Atatürk’e borçludurlar. Örneğin, Cumhuriyet’ten önce kadınlar nüfus sayımında sayılmıyorlardı bile. Yani insan yerine konulmuyorlardı. Evcil hayvan sayımı yapılıyor, fakat kadınlar sayılmıyordu. Bunun anlamını, biraz aklı olan düşünsün!

Cumhuriyet’ten önce mahkemelerde bir kadının tanıklığı geçerli değildi. Cumhuriyet’ten sonra yargıç, hatta yüksek mahkemelere başkan oldular. Fakat bunun da anlamını kavrayamayanlar var!

Cumhuriyet’ten önce kadınlar TBMM’ne dinleyici olarak bile giremezlerdi. Bugün milletvekili, hatta Meclis Başkan Vekili, bakan, hatta Başbakan oldular. Bunlar bunun bilincinde mi(!)?…

Cumhuriyet’ten önce erkekler 4 kadınla evlenebiliyordu ve üzerine kuma getirilen kadının “gıkı” bile çıkmıyordu. Düşünün! Halide Edip gibi, Amerikan Koleji mezunu, yazarlığı ile kendini topluma kabul ettirmiş, güçlü kişiliği olan bir kadının üzerine bile kuma getirilmiştir. Kocası da gerici değil bir aydın (!), bugün bilim tarihinde saygıyla anılan ünlü matematikçi Salih Zeki. Fakat onun suçu yok, çünkü düzen böyleydi.

Günümüzde AKP Hükümetinde bir başbakan yardımcısının, karısından boşanmadığı halde başka bir kadından çocuğu oluyor ve bu adam, “bu kadınla dinimize, örf ve geleneklerimize uygun olarak evlendiğini” bildiriyor. Bu çok korkunç bir karşıdevrim habercisi. Toplum buna tepki göstermezse, yarın bir başkası, nikahlı karısıyla oturduğu aynı eve kuma veya kumalar getirebilir. Özellikle kadın derneklerinin ayağa kalkması gerekirdi. Demek ki yeni düzene, daha doğrusu yüzyıl geriye gidişe alışmaya başlamışız!.. Soğuk suya atılıp yavaş yavaş haşlanan kurbağa gibiyiz. Yakında Ortaçağ’a gireceğiz!..

Aydınlanmanın bilincinde olup kazanımlarını korumak için mücadele eden kadınlarımızın gününü kutlarken, özellikle Cumhuriyet öncesine özlem duyan ve karşıdevrimcilerin peşinde koşan, Atatürk’ hakaret eden nankör veya aptal kadınları kınıyorum.

This entry was posted in ATATURK, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *