Sözcü
Necati Doğru
Şubat 29, 2016
Çamur atıcı!
Bu insanlar, başka şehirlerden gelen iyi niyetli, temiz kalpli, asil ruhlu çevreciler değil. Artvin’in çalışkan, dürüst, ahlaklı, şehrinin toprağını, suyunu, havasını keşfetmiş, onu korumaya çalışan eğitimli insanlar. Dedelerinin dedesi, burada doğmuş.
1000 yıllık Artvinliler.
Kendi toprakları.
Kendi ağaçları.
Kendi bitkileri.
Sahipleniyorlar.
Yeni değil. 21 yıldır sahipleniyorlar. Bugün değil ve de kesinlikle bugünkü iktidara karşı olduklarından da değil 21 yıl öncesinden beri “bu topraklarda maden ocağı açılmasını istemiyoruz” diye örgütlenmişler. Yakmadan, yıkmadan, şiddetten uzak, hukuk yoluyla hak arayan ileri demokrasi örneği veriyorlar. Yani bugünkü Cumhurbaşkanı henüz siyasete atılmamışken ve “bisküvi tüccarlığı” yapıyor iken; o dönemin iktidar partisi ANAP’a ve o dönemin Çevre Bakanı’na karşı da aynı tepkiyi gösteriyorlardı.Dava açıyorlar.Dikkat çekiyorlardı.
Çünkü şu 7 kıtalı dünyamızda 4 milyondan fazla “yerleşim yeri” var ama Artvin gibi doğal toprak yapısı, coğrafya çatısı, bitki örtüsü, yabani hayvanı, havası, suyu, ekosistemi açısından Dünya’da sadece “25 tane sıcak nokta” var.
4 milyon yerleşim yeri.
Sadece 25’i Artvin gibi.
Artvin eşsiz, bulunmaz!
Artvinliler, deli mi, akılsız mı, kendi topraklarına düşman mı? İstemezler mi, bu topraklardan altın da çıksın, bakır da çıksın, gümüş de üretilsin?
Bizzat yaşamışlar.
Görmüşler.
İkisi birlikte olmuyor.
Maden ocağı açınca Artvin’in doğası isyan ediyor; heyelan, sızıntı, çöküntü, bozulma, yok olma, bitme ve “Artvin, Artvin olmaktan çıkma” yıkımına giriyor. Gerçek bu iken Cumhurbaşkanı, Artvinlilere hakaret savurdu.“Yavru Gezici bunlar” dedi.
“Üst akıldan emir alıyorlar” diyerek çamur atmış oldu. Daha önce de iktidar yanlıları; “PKK’lı bunlar” demişlerdi. Bir Artvinli de kendini tutamayıp, “Biz Gezici değiliz, dik durucuyuz ama siz maden ocağı ruhsatı verilmiş ağzı bozuk işadamının çamur atıcısısınız, siz gidicisiniz, biz kalıcıyız” dese kendini Cumhurbaşkanı’na hakaretten hapiste bulabilir.
Başbakan söz verdi.
Hukuk “hayır derse” Artvin’de maden aranmayacak. Oysa 8 yıl önce 2008’de; “Artvin’de maden ocağı açmak doğayı öldürür. Artvin’de madencilik yapılamaz” diyen mahkeme kararı var. Danıştay da bu kararı onamış. Ruhsatlar iptal edilmiş. Mahkeme kararına rağmen 8 yıl sonra şike şartname ile “adrese teslim ihale” yapılarak maden ocağı yandaş işadamının şirketine yeniden ruhsatlandırıldı. Şimdi yeniden mahkeme kararı beklemek neden? Ayıptır. Galeri işletmeciliği yaptıracağız, cevheri Murgul’a götürüp orada işleyeceğiz demek de Murgul insanına “ağır hakaret” değilse nedir?
http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/necati-dogru/camur-atici-1113193/
