20.02.2016
Odatv.com
Bu yapıyı TSK’dan temizlerseniz hakkımızı helal edeceğiz
Onları bünyeden söküp atmak doğal ve zorunlu görevinizdir. İşte o zaman biz de yaşadıklarımızı unutacağız ve size hakkımızı helal edeceğiz… Karar sizin…
Sayın Genelkurmay Başkanı; Siz nasıl görüyorsunuz bilmiyorum ama benim penceremden ülkemizin hali pek iç açıcı görünmüyor… Bakın karargâhınızın neredeyse önünde askeri araçlara bombalı saldırılar düzenleniyor. Onlarca kardeşimiz can veriyor. Terör artık kitlesel öldürmelerle yoluna devam ediyor.
Sanki 20 yy. başında yaşananlar sadece zaman ve mekân değişikliğiyle yeniden yaşanıyor. Coğrafya olarak Balkanların yerini Güneydoğu almış.O zamanlar ordu içerisindeki ittihatçı olan olmayan kavgası, günümüzde Fethullahçı örgüt yanlısı olan olmayan şeklinde tezahür ettiği artık gizlenemeyecek bir gerçektir.
Ta 2006 yılında, Fethullah Gülen’in bir zamanlar sağ kolu olan Nurettin Veren’in, hala askeri savcılıkta bulunan ifadesinde belirttiği, ordu içindeki “yüzde 45” Fethullahçı örgüt yanlısı oranı bugün hangi rakamlara ulaşmıştır bilemiyorum.
BİNBAŞI AHMET ERDOĞAN’A SAHİP ÇIKTINIZ
Bu gerçekten hareketle size ilk ve son kez, bir emekli kurmay albay olarak değil, dedelerini bu ülke için şehit vermiş, kendi de bu uğurda belli oranda bedel ödemiş Türk Milleti’nin bir ferdi olarak seslenmek istiyorum.
Bu seslenişe, canınızı biraz sıkabilecek geçmişte yaşananlarla başlamak istiyorum…
İsimli davaların artık kumpas olduğu tüm kamuoyunca tartışılmayacak bir genel kabul olarak ortada durmaktadır. Ama bugünlere gelinceye kadar neler yaşandı? Mesela Balyoz’da?
Benim de yıllarca cezaevinde kaldığım o davada, sizin o zamanki icra subayınız Binbaşı Ahmet Erdoğan,Balyoz ile ilgili algı operasyonunun bir parçası olarak kullanılan gerçek dışı bir rapor hazırladı. Siz ona sonuna kadar sahip çıktınız…
Sizin komutanlığını yaptığınız 3. Kolordu’ya bağlı bir askeri cezaevi olan Hasdal’da, 2009 ve 2010 yıllarında yaşananların sadece bir kısmını kitaplara yazabildik. Ülke genelinde sivil cezaevlerinde dahi kalkmış olan tek tip elbise giydirmeler, etsiz yemekler, kumlu ıspanaklar, alabildiğine kaba davranışlar, kısıtlı havalandırmalar, ziyaretçilerimize gösterilen nezaket dışı davranışlar, daha neler neler… Neyse…
ORDU KOMUTANLIĞI YAPMADAN GENELKURMAY BAŞKANI OLDUNUZ
Başta Balyoz olmak üzere kumpas davalarda pek çok general/amiral ve subay ile astsubay tasfiye edildi. Bu süreçten etkilenmeyenlerden çok açık ki biri de sizsiniz. TSK tarihinde olmayacak şeyler oldu. Devre arkadaşlarınız içeri atıldı. Siz orgeneral oldunuz. Sonra da daha öncesinde örneği olmayacak biçimde ordu komutanlığı yapmadan, önce Kara Kuvvetleri Komutanı, sonra da sıkıntılı geçtiğini bildiğim bir süreç ertesi Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturdunuz.
Ama siz de biliyorsunuz ki, hep tartışıldınız. Ne kadar kötü. Bu tartışmaların takdir edersiniz ki en büyük sebebi; sizin geçmişteki tutumunuz, kumpas davalar sürecinde önünüzün açılması ve “birilerinin” size biçmeye çalıştığı roldür.
Bakınız, Hasdal Cezaevi’nde sizin zamanınızda yaşananları, Balyoz’la açılan önünüzü, İstanbul ve İzmir Casusluk Davalarıyla ilgili hakkınızda oluşan olumsuz imajı, hala bizi arkadan hançerleyen Binbaşı Ahmet Erdoğan’a sahip çıkışınızı vs. bir tarafa bırakalım.
SİZE ORHAN B. İLE BİR MESAJ GÖNDERMİŞTİM
Ben, 2014 yılının ilk aylarından birinde Mamak Cezaevi’ndeyken, Kara Kuvvetleri adına görevli olarak ziyarete gelen Albay Orhan B. ile size bir mesaj gönderdim. Sizin sorumluluğunuzdaki Kara Harp Okulu’nda olanlarla ilgili naçizane dikkatinizi çekmeye çalıştım. Fethullahçı yapılanmanın, askeri lise mezunlarını ve asker çocuklarını, baskı yaparak okuldan ayrılmaya zorladığını, bu şekilde birçok öğrencinin ilişiğinin kesildiğini ifade ettim. Bu mesajın size iletildiğini biliyorum. Ne yaptınız? Sonuçta o konuyla ilgili hiçbir değişiklik olmadı. Bu pervasızca tutum sizin emrinizdeki bir harp okulunda ara vermeksizin devam etti.
Bir kısmı sizin döneminizi de kapsayan 2008-2014 arası KHO’ndan ayrılan sayı iki binden fazladır. Buna zemin hazırlayanların, ancak bilmeyeni ikna edebilecek çürük gerekçelerini biliyorum. Ama güneş balçıkla sıvanmaz.
Bugün de Fethullahçı örgütün hemen hemen hiç sızamadığı dört devreyi birden emekli ederek-1985, 1986, 1987, 1988 Harp Okulu mezunları- bir başka tasfiyeye zemin hazırlıyorsunuz bilesiniz. Neyse…Biz kaldığımız yerden devam edelim…
SİZE ÖVGÜLER YAĞDIRAN FETHULLAHÇI KALEMŞORLAR
Sonrasında kumpas davaların kurgulayıcısı Fethullahçı örgütün kalemşorlarının; sizin, önce KKK, sonra Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturuşunuzu hararetle alkışlayışı da, insanların kafasında sizinle ilgili şüphelerin oluşmasına sebebiyet vermiştir. Bunu da çok anormal karşılamamak gerek değil mi?
İsterseniz birkaç örnek vereyim…
Bakınız Fethullahçı örgütün medya yüzü olarak bilinen, Özellikle Balyoz davası süresince, kumpasçıları savunmak üzere defalarca ekranlara çıkan, bu anlamda pek çok yazı kaleme alan Faruk Mercan, Kara Kuvvetleri Komutanı olduğunuzda size övgüler düzen bir makale yazdı. Makale “28 Şubat’ın terfi ettirmediği komutan” başlığını taşıyordu. Siz de biliyorsunuz ki bu gerçek değildi. Çünkü siz devrelerinizle normal zamanda terfi etmiştiniz. Bu yazara “doğru yazmadın” diye tepki gösterdiniz mi bilmiyorum.
Genelkurmay Başkanı oldunuz. Aynı şahıs bu sefer sizinle ilgili pek çok övgü dolu twit attı. Bunlardan biri, diğerlerinden daha dikkat çekiciydi; “Bir irade Hulusi Akar’ın önünü kesmek için her şeyi yaptı. Silahlı Kuvvetler Akar’ı yedirmedi. Tarihi bir sürece girdik.”Twitin tarihi 4 Ağustos 2015.
Sizce siyasi kimliği belli bu şahıs, durup dururken ifade ettiği bu “tarihi süreç” ile neyi kast etmiş olabilir? Fethullahçı örgütün aklını temsil edenlerden birinin, bunu yazmasının bir hedefi olmadığı düşünülebilir mi?
Diğer Fethullahçı örgüt yanlısı gazetecilerin yazdıklarına uzatmamak adına girmeyeceğim. Ancak bunlardan biri var ki, diğerlerinden farklı.
O da o malum aklın temsilcilerinden. İfrit bir asker düşmanı. “TSK lağvedilmeli”, “Darbeciler kazığa oturtulmalı”, “askerlerden şiddetli intikam istiyorum”gibi hezeyan dolu ifadelerin sahibi. 2015 Mayıs’ında “Devri sabık yaratmak” başlıklı bir makale ile “darbe” imasında bulunan bir profesör. Adı Mümtaz’er Türköne. Zaman Gazetesi yazarı.
Genelkurmay Başkanı olduğunuzdan birkaç gün sonra, o da sizin için övgü dolu bir makale kaleme aldı. Makalenin başlığı “Genelkurmay Başkanı’nın matematiği” idi. Nefsinize hoş gelebilecek şeyler yazmıştı. Mutlaka okumuşsunuzdur. Bilmiyorum “bu adam beni neden böylesine övüyor” diye düşündünüz mü?
Belli ki “birileri”size bir rol vermeye, bir gömlek biçmeye çalışıyor ve buna göre hareket edeceğinizi düşünüyor veya planlıyor.Yanlış anlamayın ama siz de kamuoyunda, bu zamana kadar yaptıklarınızla ve yapmadıklarınızla “birilerinin” istediği yerde durduğunuz algısını güçlü bir şekilde verdiniz.
GELİN GEÇMİŞE BİR SÜNGER ÇEKELİM
Ama her şey bir yana size son olarak şunları ifade etmek istiyorum. Gelin geçmişin üzerine bir sünger çekelim.“Birilerinin”size biçtiği gömleği yırtın. Milli orduyu, bir ihanet şebekesinin hiyerarşisi altına sokmaya çalışan ve bu anlamda oldukça mesafe kateden bu “kanserli”yapıyı bünyeden sökün atın!
Bunun zorluğunu biliyorum. İsterseniz, irade gösterirseniz başaracağınıza inanıyorum. Samimiyseniz… Kanserli hücrelerin daha fazla metastaz yapmasını önlemek için bazı uzuvlarının kesilmesi elzemdir…
Bunun için keskin bir kılıç olmak zorundasınız. Kılıcınızı, farklı amaç için “kılıç çekmenizi” bekleyenlerin kafasına indirin.Bu, hem size biçilen gömleği, hem de takdir edersiniz ki sizin de sebep olduğunuz algıyı parçalayıp atacaktır.
Bu, bir nevi kurtuluş savaşıdır. Çünkü düşman bizim çocuklarımızı “mankurtlaştırmış”, bize düşman etmiş ve içimize salmıştır. Bu durumda olan“bizim çocuklarımız”, artık bizim değil düşmanın askeridir. Ankara’da Devlet mahallesinde bombayı patlatanlardan hiçbir farkları yoktur. İhtimaldir ki, aynı merkezden yönetilmektedirler.
Bu nedenlerle onları bünyeden söküp atmak doğal ve zorunlu görevinizdir.
Tarih baba, işte o zaman size en parlak sayfalarından birinde yer ayıracak ve müstesna şeyler yazacak…İşte o zaman biz de yaşadıklarımızı unutacağız ve size hakkımızı helal edeceğiz… Karar sizin…
Mustafa Önsel
Odatv.com