Değerli kalem dostum Davut Arslantürk’ün kalemine sağlık
İra akşamı
Beni bir denizlerde vurdular. Beni bir
kuşlarla vurdular, kuşların kanadı üşüdü.
O küçük kentin en küçük
gecesinde on ikiden öteleri çalardı
kilise çanları. Susardı dudaklarımız.
susardı ellerimiz. Geçen bir yaşam
vardı gözlerimizden susup
ira akşamına
artık benim sokaklarda kalmış gölgeme
kurbağalar ağlamayacak. Ben bir
görünmeyen yerlerini alır giderdim.
uykusuz kaldırımlara ağlayan kızların
ağlayan saçlarından en şafakta.
işte gene balıkların kavgasında ağzımda
bir görünmeyen yeri kızların
ira akşamına
susuyorum
bazen bir büyük kulesinden seslenirdim bu kentin.
kaybolan ira adlarını çağırırdım bu kentin.
ara sıra denizlerine koşardım. Bir yaşamışlığım
vardı adsız balıklarla en güneş doğmayan
kıyılarda.
kuşlar kuşlar
utanmasalar ağlayacaklar
kuşlar kuşlar
belki şafaktan susacaklar
ira akşamı
na
eğer kendimi ölü bulursam bu yollarda
avucumda bir kuş sesi varsa susmamış
onu en uzak denizlere gömsün balıklar
ben yalnız giderim
ira akşamı
na
1964
kmp.