Bağlantılı yazı https://nacikaptan.com/?p=34112
Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, Akil İnsanlar Komisyonu’na girdi.
HASAN KARAKAYA’NIN UNUTULMAZ KÜFÜRLÜ YAZISI Akit’i yöneten Hasan Karakaya ise zihinlerde Fatih Altaylı için kaleme aldığı küfürlü yazısı ile duruyor. Bu yazıyı hatırlayanlar haliyle ‘Karakaya’dan akil insan olur mu?’ diye sormadan geçemiyor. İşte o yazıdan bir bölüm; OR.PU ÇOCUĞU(…) Bugüne kadar; Bu köşeyi hanımlar da okuyor diye, mümkün olduğu kadar argo”kullanmamaya, mümkün olduğu kadar “sövmemeye” özen gösterdim. Ne var ki; okuma hakları ellerinden alınan “Başörtülü” öğrenciler için “fahişe” diyebilecek kadar adileşen, pespayeleşen bir “orospu çocuğu“na, hakettiği dilden cevap vereceğim.O BOKTUR… Dikkat edin; “Orospu’nun çocuğu” değil, “orospu çocuğu” diyorum. Çünkü; “ana”sının kabahati yok. Bilseydi, büyüyünce böyle bir “Mahlukat” olacağını hiç doğurur muydu onu?.. Evet; O, kafası orospulaşmış bir fahişe!.. O, bir orospu çocuğu!.. O, mümkün değil ki, anasının rahminde büyümüş bir “Cenin” olamaz!.. Olsa olsa; ‘9 ay 10 gün çektiği kabızlık”tan sonra makatından defettiği bir “bok”tur!.. Düşünüyorum da; bir “insan”dan, mümkün değil, böyle bir “yaratık” çıkamaz!.. Bir kadın, böyle bir “enik” doğuramaz! Aklım, havsalam almıyor. Hiçbir ana-baba, böylesine bir “pislik”, böylesine bir “mikrop” üretemez!.. Hele hele; 9 ay boyunca taşıyamaz bünyesinde!.. O halde, nereden çıktı bu mahluk?.. “insan” desen, insana benzemiyor!.. DOMUZ BİLE TEMİZ KALIR “Hayvan”desen, tüm mahlukata hakaret olur!.. Kendi dışkısını yiyen “Domuz” bile temiz kalır bu “necaset”in yanında!.. iyi de; kim bu alçak?.. Nereden çıktı bu şerefsiz?.. Öyle bir “necaset parçası” ki, hiçbir “ana”nın rahminden çıkması mümkün değil!.. Onun gözünde; okumak için üniversite kapısında bekleyen “başörtülü” öğrenciler birer “fahişe!… ” Hem de; “Bellenmesi gereken bir fahişe!… ” Depremde çektikleri “acı”ların üzerine, bir de “okula girememe” baskısıyla karşılaşan bir “depremzede öğrenci”nin zulmü protesto için açtığı “7.4 yetmedi mi?” pankartına takmış kafayı. HOMOSEKSÜEL DEYYUS Diyor ki; “Size neyin yetip yetmediğini ben biliyorum da, size değmez!.. Onu yapmaya bile değmezsiniz!.. Sizi gidi alçak fahişeler sizi!… ” Ben de diyorum ki; hayır; böyle bir “şey”e “insanca” cevap vermek mümkün değil… Ona neyin yetip-yetmeyeceğini ben de çok çok iyi biliyorum ama, değmez!.. Çünkü; yazdığı kalem bile “küçük” gelir ona!.. O ki; oturduğu “Cola Şişesi”nden bile zevk alan bir “homoseksüel”dir!.. Dolayısıyla; “kalem”ler, “şişe”ler değil, “budaklı odun” lazım, bu alçak homoseksüele!.. Ya da, çok iyi bildiği “çarpışan mızrak”lardan ikisi!.. Bu “necaset” var ya; program yaptığı “kanalizasyon”dan aradım kendisini: “O şimdi burada yok, denize doğru akıyor o bok!”dediler!.. Ağzından “kusmuk” kaleminden “irin” dökülen bu it, asla “yazar” olamaz. Büyük bir ihtimalle ya “boynuzlu” bir pezevenk, ya da en yakınlarını pazarlayan bir “deyyus”tur!. http://www.gazeteciler.com/gundem/hasan-karakayadan-akil-insan-olur-mu-64700h.html |
Yukarıdaki ağır ,aşağılaycı yazının sahibi siyasal İslamcı gazeteci Hasan Karakaya Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun övgü dolu sözleriyle defnedildi . Yeni Akit gazetesi yazarı Karakaya ve Akit gazetesi kendilerinden olmayan aydınların , sanatçıların ölümleri ardından karalayıcı , hakaret içeren yazıları yazma geleneğine sahip bir akımın da uygulayıcısıdırlar. Hem Müslümanım diyeceksin hem de ölenlerin ardından aşağılayıcı , iftira dolu yazılar yazacaksın !!!
Ehh madem ki Yeni Akit Gazetesi böylesi bir geleneği başlattı , her ne kadar etik olmasa da şimdi de Yeni Akit ve tayfası gelen ağır sözleri göğüslemeye hazır olsunlar …
Ahmet Şık / Gazeteci-Yazar
Ey cemaat! Hasan Karakaya’yı nasıl bilirdiniz…?
Kötü Bilirdik, Yeri Cehennemdir!
Filiz AKGÜN
flzadm@hotmail.com
01 Ocak 2016
Ölümün rezervasyonu yok..
Gideceğimiz rezervesiz iki mekan var..O da belli..Ben bu ülkenin en iyi halini görmek isteyen, çoğunluğa merdiven dayamış az insandan biriyim. Son oy oranlarına göre düşünürsek..!
Gerçekler demişken, ölüm de bu gerçeklerin en önemlisi..Dün insanlara belden aşağı giydiren Hasan Karakaya, bugün kefen giydi..Hepimizin giyeceği, gideceği randevusuz tek mekan..
Bu kadar da kırıp geçirmeye değer miydi..?
Örnek ölümler çoğaltılabilir ama hiçbir ölü Karakaya kadar nefret söylemlerine maruz kalmamıştır.. Hiçbir ideolojik, etnik, vs.. eleştiri belden aşağı yapılan eleştiri kadar, insanın canını acıtamaz..
Hasan Karakaya ağır söylemleriyle çok can acıttı..Öyle ki ölümünün ardından El Cezire Televizyonu’nu montajlayıp ‘Viyagradan öldü’ algısı yaratacak kadar nefret ve kin kusanlar var..
‘Ahmet Hakan’ın dediği gibi; ‘Ölümün bile yenemediği karşılıklı bir büyük nefret…Ölümün bile baş edemediği bir bölünmüşlük…Ölümün bile bağışlatamadığı bir devasa hınç. Ölümün bile yumuşatamadığı bir korkutucu öfke. Allah’ım! Bu gidiş nereye?”
cumhuriyet.com.tr
01 Ocak 2016 Cuma
Hasan Karakaya’nın ‘unutulmaz’ altı skandal çıkışı
Yeni Akit Yazarı Hasan Karakaya’nın ölümünün ardından arkada bıraktığı bu nefret yazıları kaldı.
“Ölülerin arkasından konuşulmaz diye bir kural yok” diyen Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya’nın ölümünün ardından, sadece kendi yazılarını hatırlayalım.
İşte Karakaya’nın kaleme aldığı ve büyük tepki çeken yazılarından 6 örnek:
1- Hem “Demokrasi” diyeceksin, hem “Demokratik tepki hakkımı kullanıyorum” diyeceksin, hem de polise taş ve molotof atarken yüzünü “maske” ile gizleyeceksin!.. Ulan “köpek oğlu köpek!” Ulan pezevenk!.. Ulan kaltak!.. (1 Temmuz 2013 – Gezi Direnişi sırasında)
2- “Resmi araçların camları”nı tuz-buz eden, Başbakan’a ve Müşavir’ine“hakaretler ve küfürler” savuran, “kravatından tutup darp etmeye” çalışan bir “provokatör”ün hakkı “kötek”tir!..“Tekmelerine sağlık Yusuf!” (16 Mayıs 2014 tarihli yazıdan – Soma Katliamı sonrası)
3- Ne malûm dövülerek öldürüldüğü,Belki,Kafasını taşlara çarpmıştır!..Belki de Koşarken dengesini kaybedip kafasını duvara çarpmıştır!Ya da,Ne bileyim, merdivenden düşmüştür!” (15 Temmuz 2013 tarihli yazısından – Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünün ardından)
4- Şu mübarek Ramazan günlerinde “sapık eğilimleri meşrulaştırıcı” bir eylem yapmak, üstüne üstlük “Müslümanın inancına saldıran bir slogan”atıp, pankart taşımak, düpedüz “orospuluk”tur!..Kadınının da, erkeğinin de yaptığı, tek kelimeyle “orospuluk”tur!.. (2 Temmuz 2015 tarihli yazısından – Polisin saldırdığı Taksim’deki Onur Yürüyüşü sonrası)
5- Şimdi onun ardından nutuklar atılıyor!.. Şöyle bilim insanıydı, böyle çağdaştı falan, filân!.. Hep öyle olur ya; kel ölür, sırma saçlı olur ya, Türkan Saylan da kıymete bindi!..
Ama, açık ve net söylüyorum: Türkan Saylan, hayatı boyunca benden, benim gibi düşünenlerden ve inançları gereği örtünen hanımlardan/öğrencilerden hep nefret? etti!.. (…) geçirdiğiniz tüberkülozun, sizde bıraktığı bir izden dolayı böyle bir yola tevessül ettiniz!.. (19 Mayıs 2009 tarihli yazısından – Türkan Saylan’ın ölümünün ardından)
6- Uludere’ye hemen her gün ve hemen her fırsatta ‘ağıt’ yakanlar, ‘PKK’nın ekmeğine yağ’ sürmektedir…Açık ve net söylüyorum Uludere için akıtılan ‘gözyaşı’,PKK için ‘cansuyu’dur!.. Ben bunu bilir, bunu söylerim!..” (19 Mayıs 2012 tarihli yazısından – Roboski Katliamı sonrasındaki tepkilere dair)