Sözcü
Necati Doğru
Aralık 11, 2015
Kabe mi? IŞİD’in petrolü mü?
Hangisi kutsal? Kabe mi, IŞİD’ in petrol yatakları mı? Saçma bir soru.
Kabe kutsal.Suudi Arabistan’ı ele geçirdiğinde “Kabe’yi yıkacağını” ilan eden IŞİD’ in Suriye ve Irak’ da el koyduğu petrol sahaları çalıntı, hırsızlık, haydutluk… Kabe ile petrol yatağının kıyaslaması bile yapılmaz.Böyle soru olmaz.Biliyorum.
Konuyu deşmek için soruyorum. IŞİD, bütün parasal gücünü silah zoruyla ele geçirdiği petrol yataklarından alıyor. Enerji uzmanları ile Rus ve ABD istihbarat örgütleri raporlarına göre “IŞİD’ in çalıntı petrolden günde 1 ile 1.5 milyon dolar geliri” var. IŞİD için “intihar bombacısı” çok önemli diye yazılır, çizilir, söylenir.Bu doğru değil.
IŞİD’ i yönetenler için “vücuduna bomba sarıp kendini patlatarak aynı anda 100-200 kişiyi de öldüren intihar bombacısından daha önemli” 2 kalifiye beyinli insan var. IŞİD, intihar bombacısı bulmakta zorlanmıyor fakat şu iki insanı bulmakta zorlanıyor.
Petrol sahası yöneticisi.
Petrol arıtım mühendisi.
Bu iki kalifiye beyinli insan IŞİD için hayati önem taşıyorlar. Çünkü IŞİD’ in kontrolündeki petrol sahaları, günde 1 ile 1.5 milyon dolarlık petrol üretimini devam ettirebilmek için bakım ve arıtım istiyor.
Bakım pahalı.
Arıtım önemli.
Üretimdeki hızlı düşüş nedeniyle IŞİD, yataklar kurumasın diye “petrol sahası üretim yöneticisi ile petrol arıtım mühendislerini” ya milyon dolarlar akıtarak ya da ölümle korkutarak kendine bağlıyor.
Üretim olacak ki…
Ticaret olsun…
IŞİD petrol üretimini kurutmamaya öncelik verdikten sonra bu üretimi pazarlayacak “Müslüman, Hristiyan, Arap, Rus, Yahudi, Türk, Amerikalı, İngiliz ve hatta Sünni, Şii ayrımı yapmadan” bir alıcılar zinciri kurmuş.
Alıcılar organizeler.
Gizli ilişkiler içindeler.
Gölge ortaklıklar kurmuşlar.
Arkaları güçlü.
Alıcılar, kendilerine bağlı “kaçakçılar- tüccarlar- aracılar zinciri” oluşturmuşlar. Bu zincir de tanker şoförlerini “kazan-kazan” formülüyle örgütleyip kendine bağlamış. Böyle bir yapıyla petrol ticareti IŞİD’ i ayakta tutuyor. Milyarlarca dolarlık silah alıyor. Cihatçı militan besliyor, eğitiyor. Suriye’de ve Irak’ da ele geçirdiği topraklarda yaşayan insanların yeme, içme, barınma, aydınlanma, ısınma ihtiyaçlarını karşılıyor, kendine bağlı tutuyor.
Sözüm ona IŞİD’ i yok etmek için ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada, Hollanda, Belçika, İspanya, İtalya, Portekiz, Rusya bir araya gelip “Koalisyon Gücü” kurdular. Bu kadar silah, bu kadar uzun menzilli füze, bu kadar savaş uçağı, bu kadar savaş gemisi, bu kadar ölümcül bombayı Doğu Akdeniz’e yığdılar.Tablo bu!
Onun için soruyorum:
Kabe mi?
IŞİD’in petrolü mü?
Hangisi kutsal?
Ele geçirdiği petrol yatakları uçurulsaydı IŞİD bitecekti. Türkiye, Rus uçağını düşürmeyecek, dost ve stratejik ortak olmuş Rusya ile Türkiye savaşın eşiğine gelmemiş olacaktı. Putin’in mikrofonu Medvedev, “Türkiye’ye savaş açabilirdik” diyor. Putin, “nükleer silah kullanabiliriz” diye gözdağı veriyor.
IŞİD bitirilmek istenmedi.
Emperyalist bir hesap var.
Silahların değeri!
“Koalisyon Güçleri” ülkeler IŞİD’ i yenmek için Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Türkiye sınırı ile Türkiye liman ve üslerine savaş gemileri, uçaklar, füzeler yığdılar. Bunların toplam değeri 30 milyar doları buluyor. IŞİD’ in ise uçağı, gemisi, füzesi yok sadece 50-60 bin cihatçı terörist militanı var.
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/necati-dogru/kabe-mi-isidin-petrolu-mu-1006020/