29 Ekim tatil rehberi – 1 / 2 * Sürdürdükleri stratejik çukurluktaki politikalarla sadece Suriye’yi değil, Türkiye’yi de mahvettiler!..* İktidardan aldığı talimatla “çözüm sürecinde” 3 maymunu oynayan sözde valilerimize, İl ve İlçe Emniyet Müdürlükleri, İl ve İlçe Jandarma Komutanlıkları ve Kaymakamların, yapılan “hatalar” ile ilgili o dönemde bildirdikleri konular şöyleydi:

Türkiye’nin ortadoğu politikasının temel taşını oluşturan “Kürt devleti oluşumuna izin verilmemesi” ilkesine bir darbe de Rusya’dan geldi. Rusya; IŞİD, El Nusra ve ÖSO hedeflerini vurduğu Suriye’de PYD kartını masaya yatırdı. Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı, PYD lideri ile Paris’te görüştü. ABD’den sonra Rusya’nın da yaptığı PYD çıkışı, bölgedeki Kürt devleti oluşumu için önemli bir gelişme olarak değerlendirildi. *1*


50 ton mühimmat havadan Suriye’deki PYD birliklerine atıldığı yönündeki iddialar üzerinde Ankara, ABD ve Rusya’yı silah yardımları konusunda uyardı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass dün sabah Dışişleri Bakanlığı’na gitti. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi de bakanlığa çağrıldı.ABD Savunma Bakanlığı, Suriye’deki DAEŞ karşıtı muhaliflere yapılan askeri malzeme yardımının PKK’nın Suriye kolu olan YPG’ye değil, Suriyeli Araplara gittiğini bildirdi *2*

24.10.2015
Ahmet TAKAN
ahttakan@gmail.com

29 Ekim tatil rehberi (1)

Sürdürdükleri stratejik çukurluktaki politikalarla
sadece Suriye’yi değil, Türkiye’yi de mahvettiler!..

Esad ile PYD temsilcilerini peş peşe ağırlayan Rusya Devlet Başkanı Putin,
“Suriye’de Esad ve Kürt gruplar birlikte savaşmalı” dedi.

PYD/PKK hem ABD’nin hem de Rusya’nın ortak müttefiki oldu.

Ülkeyi bataklığa sokan bu iktidara ne demeli?..

-2011 yılında Suriye’de iç karışıklıklar başladıktan hemen sonra zokayı yuttunuz. Bundan sonra Suriye’deki tek hedefiniz Esad’ı devirmek oldu. Rusya, İran, İsrail ve ABD’nin gerçek politikalarını göremediniz. Esad’ı devirmek istediğini söyleyen herkese elinizde bir avuç tuzla koştunuz.

-“Tek hedef Esed” politikanız sayesinde PYD, Suriye’deki tüm Kürtlerin hamisi oldu. 2014 başında 3 kantonlu “Rojava”yı ilan ettiler.

-Hem PYD’ye düşman oldunuz, hem de PYD’nin bağlı olduğu PKK ile “çözüm süreci” yürüttünüz. Bu tutarsızlığınızla IŞİD’e destek oldunuz.

-2013 Mayıs ayında, ABD’ye ziyarete giderken Esad’a karşı ABD’yi yanına alma hesabıyla gittiniz. Ancak radikal gruplara desteğiniz nedeniyle fırça yiyerek döndünüz.

-2013 ortalarından itibaren PYD ile radikal gruplar arasında savaş şiddetlenince; PYD, Rusya, İran hep bir ağızdan bu gruplara desteğinizi ilan etti. Bu ABD ve Avrupa’da da yankı buldu.

-2013 Ağustos ayında Şam’ın Guta bölgesinde kimyasal saldırı gerçekleştirildi. Binden fazla kişinin öldüğü saldırı ile ABD’nin Suriye’ye müdahale edeceğini umdunuz. Ancak Rusya son anda Esad’ın elindeki tüm kimyasal silahların 6 ay içinde temizlenmesi karşılığında müdahaleyi önledi.

-2014 Haziran ayında IŞİD, Irak’ın en büyük ikinci şehri olan Musul’u bir günde ele geçirdi. Olayı televizyondan öğrendiniz.

– Musul’u işgalinin ertesi günü, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nda görevli 49 kişi IŞİD tarafından rehin alındı. Yine televizyondan öğrendiniz.

-IŞİD, Musul’u alınca durmadı, Erbil’e yöneldi. Temmuz-Ağustos ayları IŞİD’in Erbil ve Bağdat’a gireceği endişesiyle geçti. Bu dönemde, başta komşularımız olmak üzere bütün dünya “Suriye’deki radikallere olan desteği” kesmeniz konusunda eleştirdi.

-2014 Eylül ayında IŞİD’in elindeki Musul Başkonsolosluğu rehineleri serbest kaldı. Önce “operasyon” olarak sunmak istediniz ancak daha sonra MİT aracılığıyla elde tutulan IŞİD üyelerinin Suriye sınırında serbest bırakılmaları (yani IŞİD’e katılımları) sağlanarak, rehineleri bıraktırdığınız anlaşıldı.

-Tam da bu dönemde IŞİD, Suriye’de PYD yönetimindeki 3 kantondan ortadakine, “Kobani”ye yöneldi ve Ekim ayında ilçe kuşatıldı. Siz “Kobani düştü, düşecek” dediniz. PYD, rehineler karşılığında IŞİD’e malzeme ve geçiş imkânı verildiğini açıkladı.

-Ekim ayında ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri IŞİD’e saldırı başlattı. Türkiye’de “Kobani” eylemeleri başladı. Baskılara dayanamadınız ve PYD’ye silah verilmesine sessiz kaldınız. Dahası “Kobani”de PYD/YPG’ye yardım etmek üzere “Irak Kürdistanı”ndan peşmerge geçişinin Türkiye üzerinden yapılmasına müsaade ettiniz.

-2015 Ocak ayı sonlarında “Kobani özgür” kaldı. IŞİD yenildi ve peyderpey Suriye kuzeyindeki hâkimiyetini yitirdi.

-Bundan önce, Ocak ayı başında, 12 kişinin öldüğü Fransa’da Charlie Hebdo saldırıları oldu. Saldırganlarla birlikte hareket ettiği tespit edilen Hayat Boumeddiene’nin Türkiye’ye geldiği, İstanbul’da 2 gün kaldığı ve sonra Suriye’ye geçtiği anlaşıldı.

-Yine Ocak ayı başında, Charlie Hebdo olayı ile aynı gün Sultanahmet’te IŞİD bağlantılı Diana Ramazanova’nın gerçekleştirdiği saldırıda 1 polis şehit oldu.

-20 Temmuz 2015’te Suruç saldırısında 30’dan fazla vatandaşımız öldü, 100’e yakını yaralandı. Aydınlatmadınız.

-IŞİD komutanlarının Türkiye’deki hastanelerde tedavi görmesine müsaade ettiniz. Dünyanın farklı yerlerinden IŞİD’e katılmaya gelen ve sapkın düşüncelere sahip binlerce insanın Suriye’ye geçmesine engel olmadınız.

-Batı’nın IŞİD konusunda hassasiyetini okuyamadınız. Bu nedenle Esad’a karşı Batıyı ikna edemediniz. Rusya ve İran karşısında yalnız kaldınız. Sonunda Rusya ve İran, ABD ve Avrupalıları ikna etti ve Esad kaldı.

Suriye politikanızın karnesi;

Bu kadar hatayı yaptınız ama kabul etmediniz. Oysa sonuç ortada…

-“3 ayda devrilecek” dediğiniz Esad, sapa sağlam duruyor yerinde.

-“Çözüm süreci” yürüttüğünüz PKK’nın Suriye kolu PYD, Suriye sınırımızda Kürt koridoru inşa etti.

-“Ilımlı muhalifler”, IŞİD gibi radikallere desteğiniz ve ikircikli PYD politikanız yüzünden eridi gitti.

-Destek verdiğiniz IŞİD sayesinde dünya Esad’ın Suriye’nin başında kalmasına ikna oldu.

-Suriye’de ve Irak’ta politikalarınızdan en çok Türkmenler zarar gördü. IŞİD’in Türkmen beldelerini ele geçirmesine ses çıkarmadınız.

-Hem Suriye hem Irak’ta Türkiye’nin etkisi sıfırlandı.

-İki milyon Suriyeli ülkemize sığındı, halleri çok acıklı.

-Orta Doğu’da barışa arabuluculuk yapan Türkiye’den, teröre destek veren Türkiye olduk.

-Ülkemiz, tarihinin en kanlı (Reyhanlı, Gaziantep, Suruç ve Ankara) terör saldırılarını yaşadı.

Yine de halen “Muhteşem Süleyman”sınız!

Milleti, “komşularla sıfır sorun” diye aldatıp “değerli yalnızlık”a getirdiniz… Tarihimizin en kanlı terör saldırıları oluyor ama Orta Doğu’nun en güçlü ülkesi olmakla övünüyorsunuz.

Millet 29 Ekim’de tatile çıkmazsa, bakalım ne yapacaksınız?..*3*

29 Ekim tatil rehberi (2)

İktidarın sunduğu uzun tatil nimetinden (!) faydalanmak istiyorsanız, yola çıkmadan önce size rehber olur, okursunuz diye devam edelim;

İktidardan aldığı talimatla “çözüm sürecinde” 3 maymunu oynayan sözde valilerimize, İl ve İlçe Emniyet Müdürlükleri, İl ve İlçe Jandarma Komutanlıkları ve Kaymakamların, yapılan “hatalar” ile ilgili o dönemde bildirdikleri konular şöyleydi:

1-İl ve ilçelerde hemen her gün kolluk kuvvetlerine karşı taşlama, yürüyüş, yol kesme ve kimlik sorma ve müdahale eden kolluk kuvvetlerine ateşli silahlar ile karşılık verme şeklinde olaylar meydana gelmesine rağmen gerekli müdahale yapılmaması.

2-İl ve ilçelerde PKK/YDG-H tarafından hendekler kazılarak fiili bir güvenlik bölgesi oluşturulmasına ve bu bölgelere müdahaleye giden kolluk kuvvetlerine her defasında şiddetli silahlı direnişlerde bulunulmasına rağmen gerekli müdahale yapılmaması.

3-İl ve ilçelerde resmi kıyafetli askeri ve kolluk görevlilerinin rahat dolaşamamaları; hizmetler ve işler bazen sivil araç ve sivil kıyafetli personel tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu durum devlete olan güveni ciddi şekilde zedelemiştir. Buna rağmen gerekli tedbirler alınmaması.

4-Resmi kurum ve kuruluşlara yakın duran vatandaşlar ‘devlet yanlısı’  olarak lanse edilip dışlanması. Hatta bu vatandaşlara saldırılar düzenlenmiştir. Bu durum devlete olan güveni ciddi şekilde zedelemesine rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması.

5-Devlete faydalı hizmetlerde bulunmuş personel, GKK(Geçici Köy Korucusu) ve GÖKK’ya (Gönüllü Köy Korucusu) suikast tipi eylemler yapılmış olmasına ve halkta ‘devlete hizmet eden cezasını bulur’ korkusu meydana getirilmesine rağmen gerekli müdahalelerin yapılmaması.

6-Bölgede, devletin yasalarına karşı çıkmak genel geçer bir kural haline dönüştürülmesi ve kaçakçılığın normal bir geçim kaynağı haline gelmesi. Basit asayiş olaylarına müdahale bile anında toplumsal olaylara dönüştürülmüş, böylece yasaların uygulanmasına engel olunmuştur.

7-İl ve ilçe merkezlerinde PKK/KCK terör örgütünün şehir yapılanmasına bağlı olarak faaliyet gösteren sözde asayiş kolu olan YDG-H mensubu yaklaşık 100-150 veya 250-300 kişilik gruplar, bunların meydana getirdiği toplumsal olaylar öncesinde, terör örgütüne müzahir şahısları organize ederek yaklaşık 8-10 bin kişinin toplumsal olaya katılmasını sağlayabildiği görülmüştür. Bunlar aynı zamanda sayılarını her geçen gün artırmış, kısa ve uzun namlulu silahlar temin edebilmişlerdir.

8-YDG-H birimlerinin en etkin kullandıkları silah molotof bombası olmuştur. Bunlar her türlü müdahalede yüzleri kapalı olarak en ön saflarda yer almışlardır. Topluluğu yönlendiren, kışkırtanlar da bu gruplar olmuştur. Bunlar, topladıkları haraç sayesinde kendilerine belli bir bütçe de oluşturmuşlardır. Bunlar bu kaynak ile askeri ve kolluk kuvvetlerinin kullandıkları cadde ve sokaklarda, çocuklara para dağıtarak, şeker, oyuncak vb. vererek taş atmalarını sağlamıştır.   Devletin güvenlik kuvvetlerine taş atmak sıradan olay haline gelmiştir. Taş atan çocuklar genelde 8-14 yaş arasındaki cezai ehliyeti olmayan gruba girmektedir. Molotof ve ateşli silahlar ise genelde 14-18 arasında ve daha büyük yaştaki gençler tarafından kullanılmaktadır. 18 yaş üstü gruplar genelde eski sabıkalı ve suça meyilli insanlardır. Halkı sindirme ve korkutma eylemleri ile kendilerine maddi kaynak sağlamak için çocukları suça teşvik etmektedirler.

9-Meydana gelen olaylar neticesinde, kolluk birimleri sadece kendilerini ve devletin kurumlarını korumaya yönelik tedbirleri ancak alabilmiştir.

10-Adi ve sıradan olaylar, kolluk birimlerine yansıtılmadan, örgüt yandaşlarının istediği biçimde sözde çözüme kavuşturulmuştur. Perde arkasında ise zaten eskiden suçlu ve sabıkalı olan YDG-H üyeleri kaçakçılık, hırsızlık, gasp ve soygun olayları gerçekleştirmişlerdir. Her türlü kargaşa bu birimlerin işine geldiğinden, sürekli kargaşa ve olay çıkarmışlardır.

11-Yöre halkı gerek kepenk kapatma eylemleri, gerekse her gün tekrarlanan gösteriler nedeniyle çok yoğun bir baskı altında kalmış, ancak silahlı ve kontrol edilemeyen yapılanmalar nedeniyle örgüte müzahir kitleye muhalefet edememişlerdir. Öte yandan kamu kurumları ile ilişkili olan, ya da yardım ettiği tespit edilen kişi ve kurumlar çeşitli vesilelerle tehdit edilmiş, fakat bunlar da korku ve baskı nedeniyle şikayetçi olamamışlardır.

12-Çözüm süreci döneminde; örgüt yandaşları her türlü olaydan sonra son derece organize bir şekilde basın yayın organlarını ve sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirerek olayları manipüle edebilmiş ve kamuoyunu yönlendirebilmişlerdir.

13-Kazılan hendeklerin bulunduğu mahallelerde örgüt fiili bir güvenlik bölgesi oluşturmuş olmanın verdiği rahatlıkla serbestçe hareket edebilmiş ve bu mahallelerde oturan vatandaşları gerek zor kullanarak, gerekse ikna ederek her türlü gösteriye katılmaya ve eylemlere destek vermeye zorlamıştır.

14-Bölücü örgüt yandaşları, maalesef istenilen noktada, istenildiği ölçüde ve istenildiği çapta eylem yapabilmiş, bu durum kamu otoritesini ciddi zaafa uğratmıştır.

15-PKK-KCK-YDG-H çözüm sürecinde inisiyatifi ele aldı. Silahlı Kuvvetler kışlaya hapsedildiği için PKK alan hâkimiyetini ele geçirdi.  Askerin ve jandarmanın arama-tarama yapmasına izin verilmezken, PKK kırsala iyice yerleşti ve askerin ve jandarmanın hareket ettiği anda pusuya düşürüleceği el yapımı patlayıcıları (EYP) bölgedeki yollara döşedi. Ayrıca, il ve ilçe merkezlerinde Emniyet güçlerinin de operasyon yapmalarına izin verilmeyince buralar da PKK’nın iyice yerleştiği alanlar haline geldi.

SONUÇ; Bugünkü tablo kaçınılmaz olarak ortaya çıktı. Bu nedenle, hesap vermesi gereken de siyaset kurumudur.

Millet 29 Ekim’de tatile çıkmazsa, bakalım ne yapacaksınız?.. *4*

kaynaklar

*1* http://www.aktuelturk.net/abd-den-sonra-rusya-da-pyd-ile-temasa-gecti/2601/
*2* http://haber.star.com.tr/son-dakika/abd-silahlari-pkkya-degil-araplara-verdik/haber-1062663
*3* http://www.yenicaggazetesi.com.tr/29-ekim-tatil-rehberi-1-36074yy.htm
*4* http://www.yenicaggazetesi.com.tr/29-ekim-tatil-rehberi-2-36082yy.htm

 

This entry was posted in AHMET TAKAN YAZILARI, Bölücü KÜRTÇÜLÜK, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *