EKONOMİ *** Bana balık verme tutmayı öğret!

Murat Muratoğlu
sozcumuratoglu@gmail.com
7 Eylül 2015
Sözcü

Bana balık verme tutmayı öğret!

Son 10 yılın en kötü turizm sezonunu geçiriyoruz. Tesislerin doluluk oranı yüzde 60’ın altında… Turistlere ne oldu? Yok olmadılar ya?

Diğerlerini bilmem ama bizimkilerden parası olanlar Yunanistan’da, İspanya’da, İtalya’da… Her giden “olmaz böyle şey” diye reklam yapınca, ister istemez başta Yunan adaları olmak üzere yurtdışına akın başlıyor. Gidip de dönenin ağzından tek laf duyuyorsunuz; “Balık öyle ucuz ki!” Sadece balık değil tabii, içki de çok ucuz… İyi de Euro olmuş 3.30 TL, hesap Euro ile geliyor, nasıl daha ucuz olabilir ki? Türkiye’de balıkçıya gidip dört kişi hesaba bir emekli maaşını bırakınca, orası daha ucuz kalır tabii…

TURİST BALIKLAR

İşin ilginci biz de balığa dolar,
Euro ödüyoruz. Geçen yıl da yazdım… Siz, Norveç’ten sadece somon balığını ithal ettiğimizi sanıyorsunuz değil mi? Değil! Ayrıca uskumru, mezgit de Norveç’ten ithal ediliyor.Karidesler, Vietnam, Endonezya, Tayland… Kalkanı Bulgaristan ve Romanya’dan alıyoruz. Lagos balığı, dil balığı ile beraber Senegal’den yola çıkıyor. Barbun ve mercan balıkları Gine ve Mısır’da ağlara takılıyor. Diğerleri kim bilir nereden?

Bizde ortam yok da diyemeyiz… Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, 8.333 km’lik kıyı şeridi ve 177.714 km uzunluğundaki nehirleri ile su ürünleri ve balıkçılık üretimine uygun oldukça zengin su kaynaklarına sahip.

Az buz da değil, Karadeniz’de 250, Marmara’da 200, Ege’de 300 ve Akdeniz’de 500 balık türü yaşıyor.Deniz ve iç su kaynaklarının 25 milyon hektar olan yüzey alanı ülkedeki toplam orman alanından fazla, tarım alanlarına ise hemen hemen eşit… Milyonlarca insanımız tarlalarda çalışırken balıkçılıkla uğraşan hepi topu 50-60 bin kişi var!
Avrupa ülkeleri arasında balıkçı filosu en büyük ülke 17 bin 200 tekne ile Yunanistan olurken Türkiye 16 bin 650 tekne ile ikinci sırada. Balıkçılık ülkesi olarak bilinen Norveç’in ise balıkçı tekne sayısı sadece 6 bin 400.

MUMLA ARADIM, BULAMADIM!

Balıkçılığın ana girdisi ne? Mazot… Son 10 yılda mazota zam yapıldıkça yakalama bazında balık üretimi 567 bin tondan 432 bin tona geriledi. Hadi tatsız tuzsuz kültür balıkçılığı üretimi biraz arttı da miktarı sabit tuttuk.

Hiç sürpriz değil… Su ürünleri üretiminde sadece binde 5 payımızla dünyada esamemiz okunmuyor. Yıllık üretimimiz 1 milyon tonu bile bulmuyor.

Hakikaten işi bilmiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan gibi “Müslüman bir kadının börek yapmasını bilmemesi halinde ailesinin dağılacağını“ iddia eden fikir sahipleri tarafından yönetiliyoruz. Ne bekliyoruz ki?

http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/murat-muratoglu/bana-balik-verme-tutmayi-ogret-929487/

This entry was posted in Ekonomi. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *