Taraf 26 Ağustos 2015
***
Cumhuriyet
Olaylar Ve Görüşler
27 Ağustos 2015 Perşembe
Burkon Kadir Nak E. Genel Müdür
Analar ağlamasından fedaya
Ahlak değerlerinin, demokrasi anlayışının ve hukuk kurallarının yerleştiği ve özümsendiği ülkelerde siyasetçi, içinde bulunduğu toplumu her anlamda ileriye taşımak üzere görevlendirilen ve ona karşı sorumlu olan çalışandır.
Bunun seçimle ya da atama ile olması özündeki gerçeği değiştirmez. Aksi durumlarda ise, bu üçleme takip edilerek, ya ahlak değerlerine sahip oldukları için istifa ederler ya demokrasi anlayışı yerleştiği için – örneğin seçimle uzaklaştırılırlar ya da hukuk kuralları devreye alınarak cezalandırılırlar.
Ne yazık ki siyasetin de siyasetçinin de omurgasının olmadığı ülkemizde bu aşamaların hiçbiri gerçekleşmiyor. Dolayısıyla her anlamda hızlı bir erozyon ve deformasyon içinde ülke ve toplum olarak eriyoruz.
Sancılı durumlar
Yaşadığımız çıkarcı ve siyasi ihtirasa dayalı yakın geçmişin göz göre göre önümüze getirdiği acınası durumun yoğun sancısını çekiyoruz. Yaşam kalitesi gittikçe düşüyor. Bölgenin sıradan bir ülkesi haline dönüşmek üzereyiz.
Daha da kötüsü hiç de hak etmediğimiz bu siyasetçilerin yaptığı her şey normalmiş gibi davranmayı seçiyor, yeterince güçlü “artık yeter!” diye haykırmıyoruz. Bunca yaşanandan sonra daha ne bekleniyor acaba?
Bir ülke siyasi çıkar uğruna “Analar ağlamasın”dan “Feda”ya nasıl savrulabilir? Yaşam hakkından ve bir candan daha önemli olan nedir? Bu kadar hayat yitip giderken siyasiler büyük bir pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi bu anlamsız tiyatroyu oynamaya nasıl devam edebilirler?
Zerre kadar değeri olmayan samimiyetsiz siyasi açıklamaları artık dikkate alan bile kalmadı. Hepimiz daha da geç olmadan “niye oldu” ve “nasıl değiştirilebilir” sorularına kafa yormalı ve değişim için demokratik anlamda harekete geçmeliyiz. Hiç kimse yaşananları hak etmiyor. Hele hele de kaybolmuş hiçbir can, canını kaybetmiş olan hiçbir fert Hayat normalmiş gibi sürdürülmeye devam edilemez…
Feda fetvası
Devletin başında oturanın söylemi bugün “analar ağlamasın”dan “ne mutlu şehit ailelerine” anlamsızlığına dönüşürken, bir diğeri “feda fetvası” diye zırvalarken, öbürleri ucuz “şehit oluruz” edebiyatı yaparken hiç mi utanmazlar?
Terör örgütünün ise yaptıklarını zaten savunacak hiçbir şey yok. Adı üzerinde terör örgütü! Hep aynıydı.Asıl sorun kendi çıkar ve ikballeri için onların palazlanmasına göz yumanlarda ülkenin insanlarını bir arada huzurla, umutla, refahla yaşatamayanlarda…
Sanki 13 yıldır bir başkası iktidardaymış gibi, sanki 2 ay önce seçim yapılmamış gibi, sanki muhalefette başkaları varmış gibi konuşmaya devam ediyorlar. Ama bizler, bu kadim toprakların üzerinde yaşayanlar, artık uyanmış olmalıyız.
Ne bunca zamandır olan bitenin ve sonuçlarının farkında değilmişiz gibi yapabiliriz ne de bugün acıyla kavrulan yüreklerin acısını içimizde hissetmeden yaşayabiliriz…
Eğer içtenlikle uygar bir gelecek istiyorsak ahlakın, demokrasinin ve hukukun aydınlattığı yolda el ele ilerlemeye devam edeceğiz. Başka yolu yok!
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/353515/Analar_aglamasindan_fedaya.html