DEVLET ADAMI 9. CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL VEFAT ETTİ

Türk siyasi hayatının yarım asırlık bölümüne damgasını vuran ;

Başbakanlığı sürecinde günahları olan , Cumhurbaşkanlığında tarafsız ve tüm halkı kucaklayıcı , Devlete sahip çıkan , Demokrat kimliğiyle ;

CUMHURİYETTEN , MEŞRUİYETTEN , DEVLETTEN , BAYRAKTAN , DEVLETE HİZMETTEN YANA , DEMOKRAT ,HOŞGÖRÜLÜ , NÜKTEDAN DEVLET ADAMI 9. CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL SEVAPLARIYLA GÜNAHLARIYLA YAŞAMA VEDA ETTİ. ALLAH RAHMET EYLESİN .

cumhuriyet.com.tr
17 Haziran 2015 Çarşamba

9. Cumhurbaşkanı devlet adamı Süleyman Demirel Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 91 yaşında vefat etti. Demirel’in, bugün saat 02.05’te solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği açıklandı.  Süleyman Demirel’in ölüm nedenine ilişkin Özel Ankara Güven Hastanesi’nden yapılan açıklamada şu bilgiler verildi;

“Değerli Türk Milletine, 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel, 13 Mayıs 2015 tarihinde böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve akut solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle hastanemize yatırılmıştır. Takip eden günlerde sağlık durumu giderek ağırlaşmış ve tedavileri devam etmekte iken, 16 Haziran 2015 tarihinde solunum ve kalp fonksiyonlarında ileri derece kötüleşme olmuştur. Yapılan tüm girişimlere rağmen cevap alınamamış, 17 Haziran 2015 saat 02.05’te hayatını kaybetmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milletine başsağlığı dileriz.”

13 MAYIS’TA HASTANEYE YATMIŞTI
Süleyman Demirel 13 Mayıs 2015 tarihinde evinde hastalanmış ve hemen hastaneye kaldırılmıştı. Demirel’in durumunun kötü olduğu ve yaşamını yitirdiğine ilişkin iddialar ortaya atılmıştı. Doktoru ise durumunun iyi olduğunu duyurmuştu.

SÜLEYMAN DEMİREL NEREYE GÖMÜLECEK?

Süleyman Demirel’in özel doktoru Aylin Cesur, Demirel’in İslamköy’de Nazmiye Demirel’in yanıbaşında defnedileceğini söyledi. Cenaze törenini ne zaman yapılacağı ise açıklanmadı.Uzun yıllardan beri Demirel’in özel doktorluğunu yapan Aylin Cesur, Güven Hastanesinin önünde bir açıklama yaptı.

 SON ANA KADAR BİLİNCİ AÇIKTI
Son akşam yemeğini birlikte yediklerini anlatan Cesur, “günün 16 saatını beraber geçiriyorduk. Ama durumu hiç iyi değildi. Son anına kadar bilinci açıktı’ dedi.Açıklamaları sırasında göyaşlarına hakim olamayan Aylin Cesur, bir soru üzerine Demirel’in İsparta’da doğduğu yer olan ve hayatında çok önemli bir yer tutan, eşi Nazmiye Demirel’in de yattığı yerde toprağa verileceğini açıkladı.

‘Muhtarların ismine kadar bilirdi’

Güçlü bir hatip olan Sayın Demirel, Türkiye hakkındaki ansiklopedik bilgisiyle tanınıyordu. Gittiği her köyün muhtarının ismini söyleyebileceği rivayet edilirdi. Kendisiyle röportaj yapan gazeteciler sık sık Sayın Demirel’e bir siyasi duruştan diğerine nasıl bu kadar hızlı geçtiğini sorarlardı. O da “Dün dündür, bugün bugündür” diye yanıtlardı. Bu onun en iyi bilinen sloganı oldu.

Demirel, 12 Ada konusunda Yunanistan ile sorun yaşamış, karşılıklı kılıçlar çekilmiş. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler soru soruyor:
– Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi’nin Yunan Gölü olduğunu savunuyor cevabınız ne olacak?
Süleyman Demirel cevabını veriyor:
– Ege bir Türk gölü değildir, Ege bir Yunan gölü de değildir. Binaenaleyh ege bir göl değildir!

Süleyman Demirel kimdir?

-Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Türkiye’nin en genç genel müdürü, en genç başbakanı, İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en uzun süre başbakanlık yapan siyasetçisi oldu

-10 yıl 5 ay başbakanlık koltuğunda oturan, altı dönem Isparta milletvekilliği yapan Demirel, 1980′den sonra 7 yıl siyasetten yasaklandı

-Altı kez kalktığı başbakanlık koltuğuna yedi kez oturan ve hükümet kuran Demirel, 16 Mayıs 1993′te Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi

-65 yıllık eşi Nazmiye Demirel’i 27 Mayıs 2013′te kaybeden Demirel için, bu yıl Isparta’da Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi açıldı

-9. Cumhurbaşkanı Demirel, bugün saat 02.05′te solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle, 91 yaşında hayatını kaybetti

Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle “altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen” parti lideri, Devlet Su İşleri’nin “barajlar kralı” lakaplı inşaat mühendisi genel müdürü, Türk siyasetinin fötr şapkalı “baba”sı Süleyman Demirel, 91 yaşında hayatını kaybetti.

Demirel, Isparta’nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy’de “Paşa Dayı” Yahya Bey ile Ümmühan Hanım’ın ikinci çocuğu olarak 1 Kasım 1924 yılında doğdu. İlköğrenimini 1930-35 yıllarında doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon’da bitirdi. Afyon Lisesi’nden 1941 yılında mezun olan Demirel, daha sonraki yıllarda İstanbul Teknik Üniversitesi adını alacak olan Mühendis Mektebi sınavlarını kazandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1949′da mezun olan Demirel, aynı yıl Elektrik İşleri Etüd İdaresinde göreve başladı. Sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak üzere ABD’ye gönderilen Demirel, yurda dönmesinin ardından, kendisine “barajlar kralı” unvanını getirecek Devlet Su İşleri’ne atandı. Barajlar Dairesi başkanlığından sonra 1955′te Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne getirilen Demirel, genel müdür olarak, çok sayıda baraj ve sulama projesini hayata geçirdi. Eisenhower Vakfı’nın bursiyerini alarak bir kez daha ABD’ye giden Demirel, askerlik görevi için 1960′ta genel müdürlükten ayrıldı.

27 Mayıs’tan sonra bir süre serbest mühendislik ve müteahhitlik yapan Demirel, ODTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalıştı. Boğaz Köprüsü’nün ilk projesini hazırlayan ABD’nin uluslararası mühendislik ve müteahhitlik firması Morrison Knudsen Inc.’in Türkiye temsilciliğini üstlenen Demirel, bu görevinden dolayı bir dönem “Morrison Süleyman” olarak da anıldı.

”Barajlar kralı” siyasete giriyor

Siyasete 1962 yılında Adalet Partisi (AP) İdare Kurulu üyesi olarak başlayan Demirel, iki yıl içinde, 28 Kasım 1964′te genel başkanlığa seçildi. Kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965 aylarında görev yapan koalisyon hükumetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev alan Demirel, 10 Ekim 1965′te gerçekleştirilen seçimlerde ilk kez milletvekili oldu.

Seçimlerden birinci çıkan partinin lideri, Isparta milletvekili Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Başbakanı olarak hükümeti oluşturdu. Demirel, 1969, 1970, 1975, 1977 ve 1979 yıllarında beş kez daha hükümet kurdu. 12 Mart muhtırasından sonra “şapkasını alıp giden” Demirel, Adalet Partisi 1973 seçimlerinden ikinci parti olarak çıkınca ana muhalefet lideri olarak siyasi hayatına devam etti.

Milli Selamet Partisi lideri Necmettin Erbakan ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Alparslan Türkeş ile 1975′te birinci Milliyetçi Cephe hükümetini kuran Demirel, 1977 yılında Erbakan ve Türkeş ile ikinci Milliyetçi Cephe hükümetini oluşturdu. 1979 seçimlerinden sonra MSP ve MHP’nin desteklediği azınlık hükümetinin başında olan Demirel, 12 Eylül darbesiyle siyaset sahnesinden çekilmek zorunda kaldı.

Partisi faaliyetten men edilen Demirel, 13 Eylül-11 Ekim tarihlerinde Hamzakoy’da zorunlu ikamete gitti. 1982 Anayasası ile siyaset yapması 10 yıl yasaklanan Demirel, kapatılan Adalet Partisi’nin eski yöneticileriyle bağlarını koparmadı. Siyasi partilerin kurulmasına verilen iznin ardından Demirel ile yakınlığı bilinen siyasetçiler ve bazı eski AP yöneticilerince kurulan Büyük Türkiye Partisi, Milli Güvenlik Kurulu kararıyla “AP’nin devamı olduğu” gerekçesiyle kapatıldı. Demirel, siyaset yasağını çiğnediği gerekçesiyle Çanakkale Zincirbozan’da yine zorunlu ikamete alındı. “Zincirbozan” günleri, 2007′de, Demirel’in de galasına katıldığı filme konu oldu.

Yedi kez hükümet kurdu

Demirel’in siyasi yasağı 1987 yılında yapılan referandumla kaldırıldı. Doğru Yol Partisi’nin genel başkanlığını 24 Eylül 1987′de Hüsamettin Cindoruk’tan devralan Demirel, 29 Kasım 1987′deki genel seçimlerde yeniden Isparta milletvekili oldu. DYP, 1991′de yapılan genel seçimlerden birinci parti olarak çıkınca, kendi başkanlığında DYP-SHP koalisyonu kuruldu. Yedinci kez hükümet kuran Demirel, 49. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin başbakanı olarak 20 Kasım 1991′den 16 Mayıs1993′e kadar görev yaptı.

Süleyman Demirel, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Nisan 1993′teki ölümünün ardından 16 Mayıs 1993′te, TBMM tarafından Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi.

Cumhurbaşkanlığı

Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Demirel, 7 yıllık görev süresinde Çankaya Köşkü’nde sayısız kabul gerçekleştirdi, 125 ülkeye gitti, yabancı devlet başkanlarını Türkiye’de ağırladı, çok sayıda ili ziyaret etti.

Görevi 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e devretmeden düzenlediği basın toplantısında Demirel, yaşamını “50 yılı aşkın kamu hizmetim, 35 yıllık siyaset hayatım, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığım boyunca büyük Türkiye hedefi, demokrasinin ve anayasal kurumların güçlenmesi, demokratik kuralların işlemesi için mücadele ettim” sözleriyle özetledi.

Demirel, kendi ifadeleriyle “Atatürk’ün mekanında yedi yıldır tuttuğu demokratik cumhuriyet nöbeti” sırasında Çankaya’nın halkın evi olduğunu, kapıların toplumun tüm kesimlerine açık tutulduğunu belirtti. Anayasa’nın verdiği bütün görevleri yerine getirdiğini ve yetkileri kullandığını, bunu yaparken kesin bir tarafsızlık içinde hareket ettiğini anlatan Demirel, Anayasa’dan, demokratik ve laik cumhuriyetten yana taraf olduğunu vurguladı.

28 Şubat süreci

Türk siyasi tarihine “post modern” darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde cumhurbaşkanı olan Demirel, başkanlık ettiği Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla da siyasi hafızada yer etti. Demirel, 28 Şubat sürecine ilişkin, “Hükümet alaşağı mı edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Hükümet bir süre sonra istifa etmiş. Anayasaya göre yenisi kurulmuş. Buna darbe denilmez” şeklinde değerlendirmede bulunmuştu.

28 Şubat Davası kapsamında beyanının alınması için Ağustos 2014′te davetiye çıkarılan Demirel, Ekim 2014′te avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirmişti.

Demirel’in, bir televizyon programında da başörtüsüyle ilgili bir soru üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulunmuştu. Demirel, kamuoyunda büyük tepki çeken açıklamasında, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Üniversiteye başı kapalı giremezsiniz. Anayasa Mahkemesi koymuş, Danıştay koymuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi koymuş. Başı bağlı olarak okutulan yerlere git. Arabistan’da filan vardır, oralara git.”

Birlikte 65 yıl geçirdiler

Süleyman Demirel kadar, her daim yanında yer alan eşi Nazmiye Demirel de Türk siyasi hayatının önemli simaları arasında yer aldı.

Demirel çifti, 12 Mart 1948 evlendi ve Nazmiye Demirel’in 27 Mayıs 2013′teki vefatına kadar hiç ayrılmadı. Nazmiye Demirel’in geçirdiği ateşli hastalığın yanlış tedavisi sonucu çocuk sahibi olamayan Demirel çifti, hayatı paylaşarak 65 yıl geçirdi.

Süleyman Demirel, siyaset hayatının inişli çıkışla zamanlarında kendisine hep destek olan, 86 yaşında kaybettiği eşi için, vefatının hemen ardından, “Siyasetçilerin arkasında olmak kolay bir şey değildir. Nazmiye Hanım benim arkamda hep metanetle durmuştur. Gördüğüm hizmete karışmamış ama bana destek vermiştir. Onun için huzurunuzda kendisine şükranlarımı söylüyorum. Biz aslında bir elmanın iki yarısıyız. Kalan yarısı benim, giden yarısı Nazmiye Hanım’dır” sözleriyle minnetini dile getirmişti.

Çocukluk yıllarında çobanlık yaptığı için “Çoban Sülü” olarak da anılan “Türkiye’nin babası” Demirel, 50′den fazla üniversiteden fahri doktora aldı, yabancı ülkelerin devlet nişanlarına layık görüldü. Memleketi Isparta’da adını taşıyan Süleyman Demirel Üniversitesi kuruldu, Isparta’daki havalimanına ve Türkiye’nin farklı yerlerindeki pek çok okula adı verildi.

Demirel, Türkiye’nin en genç genel müdürü, en genç başbakanı, İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en uzun süre başbakanlık yapan siyasetçisi oldu. Demirel, altı dönem Isparta milletvekilliği yaptı, yedi yıl yasaklı kaldı, yedi kez hükümet kurdu.

Şapkası ve üslubu akıllarda yer etti

Türk siyasetinde “Binaenaleyh” denildiğinde akla gelen tek isim Süleyman Demirel oldu. Kimseye kaptırmadığı şapkası ve fotoğraf karelerine de yansıyan “kaptırmama mücadelesi” ile Demirel, Türk siyasi tarihine unutulmaz bir simgeyle kazındı. Demirel şapkanın demokraside bir simge haline geldiğini söyleyerek, “Şapka benim değil milletin şimdi” değerlendirmesini de yaptı.

Süleyman Demirel, “Bir takım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın, yürümekle sokaklar eskimez”, “Memlekette benzin vardı da biz mi içtik”, “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz”, “GAP’ı gaptırmam”, “Elektriğin komünisti olur mu”, “Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, binanaleyh Ege bir göl değildir”, “Dün dündür, bugün bugündür” sözleriyle de hafızalarda yer etti.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, 1949 yılında başladığı memurluk görevinden, cumhurbaşkanlığının sona erdiği döneme kadar geçen sürede okuduğu kitaplar, fotoğrafları ve kullandığı eşyalar, İslamköy’de geçen yıl açılan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nde sergileniyor.

DEMİREL’DEN BİR ANEKTOD

1963 yılında rahmetli İnönü hükümete başkanlık ederken, Demirel’de adalet partisi genel başkanıydı. O tarihte mecliste hükümeti düşürmek için gerekli çoğunluğu sağlamışlar ve muhalefet partileri olarak o zamanki Cumhurbaşkanı rahmetli Cevdet Sunay’dan randevu almışlar. Cevdet Sunay’da bütün parti liderlerini davet etmiş. Rahmetli İnönü dahil bütün parti liderleri Çankaya köşkünde toplanmışlar. Sunay önce sözü Demirel’e vermiş. Demirel bu hükümetten memnun olmadıklarını, bu hükümeti değiştirmek istediklerini onun için de çoğunluğu sağladıklarını dile getirmiş. Daha sonra rahmetli İnönü’ye söz vermiş Sunay. Rahmetli İnönü çok kısa bir ifadede bulunmuş. Bu toplantının yeri burası değildir, meclisin kurulduğu yerde, meclisin düşürüleceği yerde meclistir. Cumhurbaşkanı bu işe taraf değildir. Sonra Demirel bana dedi ki ‘haklıydı İnönü’. Hiçbir şey söyleyemedik toplantıda orada bitti dedi” diye konuştu.

İdamlarda başrolde Süleyman Demirel vardı

24 Nisan 1972’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararları Meclis’te oylanırken, Evet oyu verilmesi için Süleyman Demirel başrollerden birini oynamıştı.

Gazeteci -Yazar Altan Öymen 1976’da Demirel’in Deniz’lerin idam edilmesiyle ilgili yaptıklarını şu satırlarla anlatıyordu: “Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğu’ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel’le ilgili olarak ’25 yaşında çocukla uğraşıyorlar’ diyor. 6 Mayıs 1972’de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu’nun en önünde oturuyordu. Elini ‘İdama evet’ için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç ’25 yaşında çocuklar’ demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da…”

Bora Gezmiş: Hayırla yadedemiyorum
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarında önemli rol oynayan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in vefatının ardından Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş bir açıklama yaptı.

Sol Haber’e konuşan Bora Gezmiş, “Ölünün arkasından konuşmak bizim açımızdan iyi bir şey değildir ama bize yapılanı da unutmamız mümkün değildir. Bugün ne kadar överlerse övsünler o üç gencin öldürülmesindeki rolünü gizleyemezler, günahını temizleyemezler. Hayırla yadedemiyorum. Biz sağken de söyleyeceğimizi söyledik zaten” dedi.

İşte 25 NİSAN 1972 Cumhuriyet Gazetesi küpürleri…

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, Gundem, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, SİYASİ PARTİLER, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *