MEYDAN BOŞ MU? * “HIRSIZLAR İMPARATORU KİM?”

15 Mayıs 2015
Rifat Serdaroğlu

MEYDAN BOŞ MU?

Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve şerefi üzerine, tarafsız kalacağına yemin eden Cumhur’un Başı Erdoğan, ettiği yemini ve Anayasayı çiğneyip, devletin-milletin parasıyla meydan-meydan dolaşıp AKP’ye oy istiyor…

Yemin içmeyi, ayran içmekle eşdeğer tutan Cumhur’un Başı en son şöyle konuştu; “İstiyorlar ki meydanı boş bırakayım, istedikleri gibi at oynatsınlar.Yok öyle yağma. Milletim için geziyorum, bunlardan mı izin alacağım?”

Dediğine göre, eğer kendisi yani Cumhur’un Başı meydana çıkmazsa “Meydan boş kalacak ve herkes istediğini yapacak!” Cumhurbaşkanı değil, Zaptiye Çavuşu mübarek. Dünyaya kazık çakacak sanki. O, dört kollu ile attaaa gidince Türk Milleti olarak ne yapacağız biz? Başsız kalmış tavuklar gibi, bir oraya bir buraya yalpalayıp duracağız herhalde…

Bu söze öncelikle Başbakan ve AKP Genel Başkanı olan Davutoğlu’nun yanıt vermesi gerekir.  Cumhur’un Başı, koskoca (!) Davutoğlu’nu yok mu saymaktadır?
Davutoğlu yetersiz bir Başbakan ve Genel Başkan mıdır?

Davutoğlu AKP’nin seçim propagandasını yürütemeyecek kadar aciz midir ki, seçimin gidişatını beğenmeyen Cumhur’un Başı, ettiği yemini çiğneyip, ahiretini kaybetmek pahasına kendini meydanlara atmıştır?

Davutoğlu, sizin Cumhur’un Başı’ na diyeceğiniz bir lafınız yok mu? Ben olsam şunu derdim;  “Hoop ağır ol bakalım Cumhur’un Başı! Bizi ufak-tefek gördün de Karamürsel Sepeti mi sandın? Alırım façanı aşağıya, örtülü ödeneği nerelere dağıttığını açıklarım, görürsün gününü…” Korkma at postanı, en fazla dayak yersin. Ha arkandan küfür yemişsin, ha patronundan dayak! Hadi Serok Ahmet, göster kendini…

AK-MATİK, AK-PAK YAPAR
Alman Savcı ve Polisi bir buçuk yıl bu sepetleri takip etti. Görüntülerini, telefon görüşmelerini, bavullarla taşınan paraları kayıt altına aldı. Dava açtı ve Deniz Feneri e.V yetkililerini yargılamaya başladı. Savcı, delilleri Mahkeme Heyetinin önüne koyunca, hırsız bademler apışıp kaldılar! Söyleyecekleri yalan ve inkâr kalmayınca işledikleri suçları Mahkeme-Avukatlar-Basın önünde İTİRAF ETTİLER…

Dediler ki; “Evet biz hırsızlık yaptık, paraları pavyonlarda metreslerimize yedirdik. Ama paranın esas kısmı Türkiye’ye gitti. Yani bizim patronumuz Ankara’da…”

Sonra AK-MATİK devreye girdi ve dünyanın en çirkin, en ahlaksız, en utanmaz aklama-paklama operasyonu başlatıldı. Kaplumbağanın sırtına yüklenen dosyalar, Türkiye’ye üç yılda gelebildi. Türkiye’deki Mahkemenin Savcıları, Almanya’ya gitti. Almanlar tüm suç delillerini Türkçe tercüme ettirip, Cumhuriyet Savcılarına teslim ettiler.

Cumhuriyet Savcıları inceleme yapmak istediklerinde, AKP İktidarı tarafından sürekli olarak engellendiler. Savcılar görevlerini sürdürmek için ısrarlı olunca, bir gecede SAVCILAR SANIK, SANIKLAR SAVCI oldular!  Savcılar yargılandı ve beraat ettiler. Fakat her biri bir yere sürüldüler!

Bu arada dava dosyası çeşitli mahkemeler arasında tenis topu gibi gidip geliyordu. Hangi yiğit Yargıçlar, bu bademleri beraat ettirecek, bu aranıyordu. Sonuçta, Müslümanların SADAKA paralarını cebe indiren bademler, beraat ettiler…

Ortada suç olmadığına göre, paralar da bulunamadı. Televizyon- Alışveriş Merkezleri- AK Belediyelerden iş alan reklam ve tanıtım şirketleri- çok sayıda gayrimenkul sahibi bademler artık AK olmuşlardı. AK-MATİK, bademlerin hepsini AK-PAK yapmıştı…

Ortada, davanın Cumhuriyet Savcısının sorduğu bir soru, Cami Avlusuna bırakılan kimsesiz bir bebe gibi kalakalmıştı! Neydi o soru;

“HIRSIZLAR İMPARATORU KİM?”

Tüm Türkiye, AKP’li namuslu insanlar dahi, Hırsızlar İmparatorunun kim olduğunu net olarak biliyor.  Ama ne yazık ki “O” kendini bilmiyor ve İslam Dünyasının Halifesi rolünü oynamaya devam ediyor!  Hem de hiç yüzü kızarmadan, hiç utanmadan…

Sağlık ve başarı dileklerimle

http://rifatserdaroglu.com/2015/05/15/meydan-bos-mu/

This entry was posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *