BÜYÜK ve “DUYGUSAL” AŞK *** ‘Erdoğan’ı gördükçe aşık oldum, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor’ * Şems’in aşkı mahalleyi karıştırdı * Aşkın Meyvası

Çiğdem Toker
20 Mayıs 2015 Çarşamba
Cumhuriyet

Aşkın meyvesi

İşadamı Ethem Sancak’ın TMSF’den satın aldığı BMC, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) gizli TOMA ihale ve alımları dolayısıyla, bu köşede birkaç kez gündeme geldi.

O dönem sorularımıza yanıt gelmediyse de sonraki gelişmeler, TOMA ihalesinden aslan payını BMC’nin aldığını doğruladı.Son olarak da IDEF Savunma Sanayii Fuarı’nda BMC’nin ürettiği yanmaz  TOMA’ların, “görücü”ye çıktığını, EGM ile yapılan anlaşmaya kapsamında, 100 TOMA’nın temmuzda teslim edileceğini okuduk.

Katar ortaklığı, BMC satış sürecinin çok tartışılan bir konusuydu. Sancak’ın yüzde 49 payı, Katar Silahlı Kuvvetleri Endüstrisi’ne sattığı haberlerinin üzerinden bir yıl geçti.

Geçen hafta, “içinin boşaltıldığı” iddialarıyla gündeme gelen şirketle ilgili haberlere Sancak kendi yayın organından sert ve farklı tepkiler gösterdi. Ama şimdi konumuz bu değil…

Konumuz; Katar ortaklığının seyri; iki ayrı BMC ortaya çıkarken olanlar… BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş’yi 751 milyon TL bedelle alan Es Mali Yatırım’ın unvan değişikliğiyle BMC Otomotiv olmasından sonraki gelişmeler.

BMC Otomotiv’in ortaklarından birinin halen, Katar’ın Ankara Büyükelçiliği Askeri Ataşeliği görevini resmen sürdüren Hemaid Abdulkareem Al Hajri olması, bu bilgilerden biri.

Adım adım gidelim:

3 Temmuz 2014: Es Mali Yatırım, sermaye arttırımına gider. 103 milyon TL, 300 milyon TL’ye çıkarılır. Tutarın 149.999.999 TL’si Katar Silahlı Kuvvetleri’ne aittir.

24 Temmuz 2014: Şirket yönetimi yenilenir. Askeri Ataşe Al Hajri, bu operasyonla, önce Es Mali Yatırım’ın yönetimine girer. (10 kişilik Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşmaktadır: Mohd Khalifa Al Kuwari, Thani Abdülrahman SH A Al Kuwari, Khamis Mubarek K Z Al Kuwari Nasser Hamad Al Sulaiti, HemaidAbdulkareem Al Hajri, Ahmet Öztürk, EthemSancak, Talip Öztürk, Bülent Denkdemir, Mehmet Uğurlu.)

21 Ağustos 2014: Eski Es, yeni BMC Otomotiv; olağanüstü genel kurula giderek ana sözleşmeyi değiştirir. Kara, deniz, hava, zırhlı; her türlü savunma aracıyla yedek parçalarının üretim, satış, modernizasyon ve ticareti, kayda geçer. Şirket konularından biri de “yurtiçi ve yurtdışında açılan ihalelere katılmak, sözleşme yapmak”tır.

3 Kasım 2014: Önce Es Mali Yatırım’ın yönetimine giren Al Hajri; unvan değişikliğinden sonra, BMC Otomotiv’de A grubu imza yetkisine sahip üç kişiden biri olur. Diğer iki yetkili: Nasser Hasan Al Qader, Nasser Hassan N A Al Naimi’dir.

Elçilik adresi şirket kayıtlarında

Tuğgeneral Al Hajri, BMC Otomotiv’in sadece yönetim kurulu üyesi değil. Aynı zamanda A grubu imza yetkisine sahip. Yani, kamu ihalelerine girmek de dahil, şirketi her konuda temsil etme yetkisine sahip.

Şirket kayıtlarındaki diğer kritik bilgi ise adres:

Al Hajri’nin şirketteki adresi, Katar’ın Ankara’daki Askeri Ataşelik adresi ile aynı…Yanı sıra, bir de T.C. kimlik numarası var. (Ancak diplomatik kaynaklar bunun Türk vatandaşlığı anlamına gelmediğini, oturma izni alan yabancılara böyle bir numara verildiğini belirtiyor.)

Türkiye’de kurulu bir şirkette geniş temsil yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olarak görünen Al Hajri’nin bu pozisyonunun Viyana Konvansiyonu’na uygun olup olmadığı soru işareti.

Diplomatik dokunulmazlığa sahip bir kişi, görev yaptığı ülkede, ticaret şirket yönetimine girip kamu ihalelerine katılabilir mi?

Bu soruları Katar Büyükelçiliği’ni arayarak görüştüğümüz yetkili, Al Hajri’nin Ankara’da olmadığını, yarın yurtdışına çıkacağını belirterek, soruları e-mail ile ulaştırmamızı istedi. Öyle yaptık. Yazıyı bitirdiğimizde henüz bir yanıt gelmemişti.

Sonuç: IDEF Fuarı BMC Otomotiv’in yanmaz TOMA üretimini teyit etti. Herkese açık sicil kayıtları ise bu üretime gerekçe olan ve Emniyetçe gizli açılan kamu ihalesine giren şirket yönetiminde, diplomatik dokunulmazlığı bulunan bir askeri ataşe olduğunu…

Burada konuyu değiştirerek Ethem Sancak’ın Erdoğan’a olan aşkı konusuna gelelim ;

cumhuriyet.com.tr
15 Mayıs 2015 Cuma

‘Erdoğan’ı gördükçe aşık oldum, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ‘son olarak “Anam, babam, eşim çocuklarım Erdoğan’a feda olsun” diyen Ethem Sancak, sahibi olduğu Star gazetesine verdiği söyleşide Erdoğan’a duyduğu aşkın boyutlarını bir kez daha anlattı.

Star Medya Grubu’nun sahibi Ethem Sancak, katıldığı bir televizyon programında, şirketinin BMC ve Çukurova Grubu’na ait diğer şirketleri satın alması sürecinde yolsuzluk olduğu iddialarına cevap verdi. “Bizim alışverişlerimizde hile hurda olmaz” diyen Sancak, hakkındaki iddiaları redderek şu ifadeleri kullandı:

“Şeffaf bir girişimciyim. BMC olayı da çok şeffaf yürüdü. Biliyorsunuz BMC, TMSF’nin tedbir olarak Çukurova’yla (Karamehmet) olan ilişkilerinin bir sonucu olarak el  koyduğu bir şirketti. Fakat Karamehmet’le olan hesapları kendilerince çok kabarıktı. Dolayısıyla zaten neredeyse bütün şirketlerine el koydular. Ben medyaya girmeye karar vermiştim. Stratejik bir karardı bu. Karamehmet’in medya grubuyla (Akşam, Güneş, 360, iki radyo, dergiler…) bir pazarlığa oturdum. Biz alışverişi TMSF’yle yapmadık. TMSF,  el koyduğu için gözlemcilik yaptı ve veto hakkı vardı. Karamehmet’in çok saygın temsilcisiyle aylar süren bir pazarlık ettik. Şirketlerin bütün varlıklarını ve borçlarını üstlendim. 62 milyon dolara aldık orayı.”

“İki stratejik işe yatırım yapmaya karar verdim. İlaç da çok stratejik işti. Onu konsolide ettik. En küçük ilaç deposu olarak girip en büyük ilaç dağıtıcısı oldum. İki stratejik sektöre girmeye karar verdim. Biri medya… Hegemonya mücadelesi medya ile başlıyor. Bizim de önce ülkemizin sonra Asya’nın sesi olacak yeni medyayı inşa etmek gerekir. El ele verip diğer katılımcılarla bu sektörü Asya’nın sesi olacak CNN, FOX, BBC ile rekabet edecek bir medya oluşturacağız. Asya’da buna uygun zemin var.”

‘Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri’

Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, “Ona; anam, babam, eşim çocuklarım feda olsun” ifadelerini kullanan Ethem Sancak, Erdoğan’la ilgili şunları söyledi:

“Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri. Allah Türkler’e yüz yılda bir böyle bir lider veriyor. Türkler peşinden gidince harikalar yaratıyorlar. Bazen harcıyorlar Menderes’i harcadıkları gibi. Romalılar Sezar’ı öldürdü, Roma çöküşe geçti. Bunlar oluyor.”

“Ünlü filozof değişmeyen tek şey değişimin kendisi diyor. Solculuğun alfabesi. Gençliğim boyunca ben hep eşitlik ve özgürlük için kavga verdim. Pervari’de ağalığın kadınlar üzerindeki ağır baskısı üzerine solculuğa başlamıştım. İstanbul’da üniversiteye geldim. O günlerde adaletin ve özgürlüğün bayrağını solcular taşıyordu. Müslümanların iyileri zindanlardaydı. Geri kalanlar da Demirel’in peşinden gidiyordu. Süreç içinde Çin ve Rusya’daki uygulamanın insanlara mutluluk getirmediğini gördüm. 80’den sonra başladı bunlar.

Biz Sovyet, Rus, Çin devriminde bazı şeyleri aramışız ama kendi devrimimizden habersisiz. Abdülmecit’ten beri Batı kafalı aydınlar kendi tarihine düşman yetişti. Kendi medeniyetimi izledim. Türkiye’de büyük sosyolojik dönüşüm vardı. Ceberrut devletin etkisiyle kentleşme arttı. Şimdi yüzde 80’in altına düştü köylülük. Kentli sınıfa da önderlik edeceğim diyen Tayyip Erdoğan çıktı.

Tanıdım, dürüstlüğünü gördüm. Erdoğan’ın eteklerine tutunup oradan bir şey beklemek niyetim yoktu. Siirt seçimleri vesilesiyle Siirt’ten başbakan çıksın diye, dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe de aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki,  böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor..”

Peki bu duruma Cumhuriyet’ten Mustafa Halif ne diyor ?

Mustafa Halif
Cumhuriyet

Şems’in aşkı mahalleyi karıştırdı

İktidara yakın mahalle, mahalle olalı ne böyle “aşk” gördü ne böyle “tartışma”… Ethem Sancak’ın; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ithafen söylediği “anam babam çocuklarım sana feda olsun”undan, Erdoğan’a duyduğu aşkı “Mevlana ile Şems’e benzetmesine” nereden baksanız “polemiğe açık” bir durumla karşı karşıyayız. Polemiği renklendiren, neşeli hale getiren ise bu konuda kalem oynatanların sadece muhalifler değil “yandaş mahalleliler de” olması. Bakınız Akif Beki. Erdoğan’ın eski basın danışmanı, bir zamanların Akif de ki’si; Hürriyet’teki köşesinde demiş ki:

“Yandaşların behemehal sakınması gereken haller var. Doz aşımı, bunların başında gelir. Başbakana ya da cumhurbaşkanına ilanı aşk etmek, adına ‘ilahi aşk’ demek, Şems ile Mevlana’nın ilişkisine benzetmek… Sahabenin peygamber için kullandığı ‘Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah’ gibi övgü ifadelerini güç sahiplerine uyarlamak… ‘Anam, babam, karım, çocuklarım sana feda olsun’ demelere vardırmak hep bu baba girer.

İşte bunlar yandaşlığın harcı değildir. Aksine yandaşlığın bittiği yerdir burası. Yandaşlığın bittiği yerde ise yanaşmalık başlar, bilesin.”

Yanaşma kelimesinin ne anlama geldiğini herkes bilir ama ben size TDK’nin Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü’nden ilk iki maddeyi yazayım. Birincisi; “uşak, hizmetçi”. İkincisi “sığıntı”. Bir insan bir iktidara neden “yanaşır”ın yanıtı da belki başta BMC operasyonu, son döneme bakarak bulunabilir. Bakalım “mahallenin çocukları mahallenin çocuğuna” ne yanıt verecek.

Bu arada Sancak’ın sahibi olduğu medya grubunun gazetelerinden Star’ın yazarı Ahmet Kekeç dünkü yazısında “bu bir patron koruma yazısı değil” diyerek şu satırlarda Sancak’ı savundu:

“Kendine has espri anlayışıyla konuştuğu kişilere takılır, mutlaka kısa bir ‘dumur’ yaşatır. Bu özelliğini, ikinci ya da üçüncü görüşmemizde fark etmiştim. Hem takılır, hem birtakım abartılı benzetmeler yapar. Ethem Bey’in tarzına yabancı olanlar, bu takılmaları ve abartılı benzetmeleri ‘maksadının dışına’ taşıyabilirler. Nitekim taşıdılar. ‘Konya’ ve ‘Kayseri’ esprisinde olduğu gibi… Ya da, ‘Erdoğan’a âşık oldum’ nitelemesinde olduğu gibi.”

Kekeç’in dumur’dan savunması böyle. Artık işinize gelirse.

Yazıyı bitirirken “cemaat medyasını kapatma ile ilgili çok alametler belirdi” anlamlı yazılara değinerek bitireyim. Star’dan Akit’e haber ya da köşelerde “yakında-pek yakında” diye müjdeleniyor. Basın özgürlüğü, yıllardır “ortak çıkar- ortak manşet”, bu yayınların kuruluş yıldönümlerinde beraber pasta kesme falan, hepsi şu aralar yalan. Ama cemaat de önlemini alıyor.

“Yasaksız haber için yeni bir soluk: MC Haber TV” Almanya merkezli yayın hayatına başladı. İktidarın gözükaralığına karşı küçük bir önlem.

This entry was posted in Ekonomi, Gundem, Haber, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *