Bilim Teknoloji *** BİR ORTAÇAĞ YILDIZI *** Bugün Ortaçağ’ı yaşayan İslam dünyasında bu zinciri gerçek anlamda kırabilmiş tek ülke Türkiye’dir. Hiç kuşkusuz bazı Kuzey Afrika ülkeleri ve Suriye gibi başka islam ülkelerinden de söz etmek olasıdır

Bugüne bakıp da ortaçağda bilimin merkezi İslam dünyasıydı demek kuşkusuz son derece zor. Ama, aynı zamanda bir gerçek!

Bugün Ortaçağ’ı yaşayan İslam dünyasında bu zinciri gerçek anlamda kırabilmiş tek ülke Türkiye’dir. Hiç kuşkusuz bazı Kuzey Afrika ülkeleri ve Suriye gibi başka islam ülkelerinden de söz etmek olasıdır. Ancak, Türkiye dışındaki hiç bir İslam ülkesinde devrime eşdeğer bir dönüşümden söz etmek olası değildir.

İslam dünyası üzerine düşen karanlıktan bir zamanlar kendimce dinsel seçimi sorumlu tuttuğumu anımsıyorum. Oysa, dinselliğin fırsat verildiğinde bir karabasan kaynağı olabileceği ve bu durumun her hangi bir din için de söz konusu olabileceğini düşünür oldum şimdilerde. Tercihini Hıristiyanlıktan yana kullanmış ülkelerin ileri gidişinde bu ülkelerin din ve dinsellikle hesaplaşmalarını tamamlamış olmalarının ana etken olduğu açık seçik ortadadır.

Aslında Atatürk Devrimleri’yle gerçekleştirilen de buydu. Dinselliğe saygısızlıktan çok dinselliği kötü niyetlilerin elinden kurtarmaktı yapılan. Bir de dinselliği yönetsel araç olmaktan çıkarmaktı elbette. Aslına bakılırsa gerçekte dinselliğe de en büyük iyilikti Cumhuriyet aracılığıyla gerçekleştirilen devrimlerle.

Ortaçağ’da parlamış bir yıldız hakkında daha fazla bilgi için bağlantıya tıklamanız yeterli olacak.

Ceyhun Balcı
28 Şubat 2015

ORTAÇAĞDA PARLAMIŞ BİR YILDIZ: İBN EL HAYTAM..

İslam dünyasının bugünkü durumu yoruma gerek bırakmayacak kadar ortada! Bir buçuk milyar insan karanlıkta, aklını kullanma yetisinden tümüyle uzakta! Tam anlamıyla aydınlanma gereksinimi içinde! Böyle bir topluluğun ortaçağda aklın ve bilimin merkezi olduğunu düşünmek neredeyse olanaksız! Ama, bu da bir gerçek! Neden böyle oldu sorusunun yanıtı sayfalarca yazmayı gerektirir. Onun yerine ortaçağın yıldızlarından İbn El Haytam’dan söz edelim. Batılıların bildiği adıyla Alhazen!

İçinde bulunduğumuz 2015 Işık Yılı olarak çeşitli etkinliklere sahne olmakta. Bu ortaçağ bilimcisinin anılması bu bakımdan da ayrıca önem kazanmış oluyor. Harap olmadan önceki Basra’da İS 965’te dünyaya gelmiş. Yedi ciltlik Optik Kitabı (Kitap el Manathir) başyapıtı. Öyle önemli ki; 600 yılı aşkın zaman aralığında görme algısı ve perspektifin doğası alanında hem batıda hem de doğuda birincil başvuru kaynağı olmuş.
Bu yapıtı nedeniyle ona şükran borcu olanlar arasında Da Vinci, Descartes, Kepler ve Newton ilk akla gelen adlar. Newton’un 700 yıl sonra yayımlanan aynı adlı kitabı kadar önemli sayılıyor İbn El Haytam’ın Optik Kitabı.

Optik alanına ilginin kökeni quartz mercekler kullanan Babilliler, Mısırlılar ve Asurlulara dayanıyor. Geometrik optiğe ilişkin ilkelerin temelleri Platon ve Öklid tarafından atılmış. Işığın düz çizgi halinde ilerlemesi, aynadan yansıması gibi ilkeler bu dönemden kalma.

İyi bir eğitim alan genç Haytam bir matematik ve bilim dehası olarak kabul edilir. İspanya’dan Hindistan’a uzanan İslam İmparatorluğu döneminde başka pek çok dehanın başına gelen onu da yoklamış. Akıl hastalığıyla engelli olduğu ileri sürülmüş.

İzleyen binyılın ilk yıllarında Nil’e baraj projesiyle ünlenmiş. Bu amaçla, dönemin Fatimi halifesi tarafından Mısır’a çağrılmış. Ancak, durumu gözleriyle gördükten sonra projenin kendisini aştığını ifade etmiş. Buna karşılık halife tarafından Kahire’de hapsedilerek özgürlüğünden yoksun bırakılmış. Ancak, bu durum El Haytam için optik alanında düşünme ve yazma fırsatı yaratmış. Özgürlüğüne kavuştuğu 1020’de çalışmalarını yoğunlaştırarak ışığın doğası üzerine bir dizi deney gerçekleştirmiş. Örneğin, karanlık kutu (camera obscura) aracılığı ile ışığın düz çizgi şeklinde hareket ettiğini;

aynaların ışığı yansıttığını ve merceklerin ışığı kırdığını göstermiş.
Tüm bu çalışmalarının yer aldığı Optik Kitabı bir bilimsel başvuru kitabı olmuş asırlar boyunca. Çalışmalarının ayrıntıları bu kitapta fazlasıyla yer almıştır. Gözlemlerini kuramlaştırmış ve başkalarını da bu deneyleri yinelemeye özendirme çabası içinde olmuş. Pek çok bilim tarihçisine göre El Haytam çağdaş bilimsel yöntemi kullanan ilk kişidir.
Yedi ciltlik yapıtının ilk üç cildi görme kuramına, göz fizyolojisine ve görme algısının psikolojisinden söz etmektedir. Geri kalan ciltlerde ise geleneksel optik fiziği işlenmiştir.

O zamanlarda bilimcilerin görmeye ilişkin bilgileri çöpe eşdeğerdi denilebilir. Örneğin Empedokles gözden kaynaklanan özel bir ışığın varlıkları görünür kıldığını öne sürmüştür. Bu kuram Eflatun tarafından görme için bir dış ışığın gerekli olduğu biçiminde düzeltilmiştir. Öğrencisi Aristo da gözden yayılan ışıktan çok gözle varlık arasındaki havanın görme algısına yol açtığını ileri sürmüştür.

İlk İslam bilginleri El Kindi ve İbn İshak da gözden çıkan ve göze giren ışık üzerinden kimi kuramlar oluşturmuşlardır.Bu sorunu çözmek dahi El Haytam’a düşmüştür. Bu gün de kabul gören ve varlıkların ışığı yansıtması sonucu görme algısının oluşumu kuramını geliştirmiştir. Böylelikle, El Haytam Eflatun ve Öklid’in görme ışınları kuramını tartışmaya açmış ve varlıktan göze geri dönüş olmadan görmenin gerçekleşemeyeceğini saptamıştır. El Haytam’a göre göz kaynaklı ışık aracılığıyla görme dayanaksız bir kuramdır.

El Haytam kırılma fiziği konusunda da daha önce hiç kimsenin başaramadığı kadar ilerleme sağlamıştır. Ona göre ışık hızı sonlu ve ölçülebilirdir. Tüm çalışmalarını geometrik ilkeler doğrultusunda yapmıştır. Cisimlerinden kaynaklanan ışığın atmosferde kırılmaya uğradığını belirlemiştir.

Kendisini izleyen İslam bilginleri olan İranlı Kutb El Din El Şirazi ve Kemal el Din el Farisi optik alanındaki bilgileri geliştirmişlerdir. Optik’in Gözden Geçirilmesi (Tankih el Manazir) kitabının da yazarı olan El Farisi Alman bilgin Freibergli Teodor’dan bağımsız ve eş zamanlı olarak gökkuşağının tanımlanmasında ilk doğru matematiksel eşitlikleri oluştururken geometriden yararlanmıştır.

Optik Kitabı Latince’ye ilk olarak XII. yüzyıl sonu ve XIII. yüzyıl başlarında de Aspectibus adıyla çevrilmiştir. İngiliz filozof Roger Bacon’un kitaba ilişkin özeti sonrası de Aspectibus Avrupa çapında başvuru kaynağı olarak kabul edilmiştir.

De Aspectibus XIV. yüzyılda İtalyancaya da çevrilmiş ve Rönesans bilim ve sanatını derinden etkileyen bir bilgi kaynağına dönüşmüştür. Rönesans döneminin devrimci sanatçılarından Leon Battista Alberti, heykeltıraş Lorenzo Ghiberti ve Piero della Francesca’ya da esin kaynağı olan El Haytam’ın algı tartışmaları kanvas üzerine resimlerde ve frizlerde üç boyutlu algı yanılsamasının oluşturulmasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Günümüzde atomların manipüle edilmesinde kullanılan lazer ışınları, nöronların ışıkla uyarılması ya da karmaşık fotonlarla ilgili bilgilerin iletilmesi çağında 1000 yıl önceki El Haytam buluşlarını (saygıyla) anımsamak gerekiyor!

Esin kaynağı : Nature, 12 February 2015, Book of Optics, Books&Arts Comment, Jim Al-Khalili.

https://cumhuriyetciyorum.wordpress.com/2015/02/28/bir-ortacag-yildizi/

 

 

This entry was posted in Bilim ve Teknoloji, Genel Kultur, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *