ERMENİ SORUNU *** Ermeni soykırım yalanı ve AİHM, Doğu Perinçek’in İsviçre davasının anlamı

Aşağıdaki Maxime GAUIN’in yazısından önce Doğu Perinçek ve arkadaşlarının İsviçre’de 2005 ve 2006 yıllarında  Ermeni sorunu konusunda verdiği hukuk savaşını ve İsviçre mahkemesinin Türk tezini destekleyen kararını anımsatmak isterim.Doğu Perinçek ve Talatpaşa komitesindeki değerli aydınlar bu çalışmalarıyla Ermeni sorunu konusunda Türk tezlerinin haklılığı yönünde önemli bir karar alınmasını sağlayarak ülkelerine büyük hizmette bulunmuşlardır.

AİHM, İsviçre’yi Mahkum Etti! Perinçek Savaştı, Türkiye Kazandı!

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) İsviçre aleyhine 2008’de açtığı dava karara bağlandı.AİHM, 6 yıldır Ergenekon tertibiyle tutuklu bulunan Periçek’in başvuruşunu hakllı bularak İsviçre’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’uncu maddesini ihlal ettiğine karar verdi.

Karar, « Ermeni Soykırımı » yalanına karşı mücadele için kurulan ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın başkanlığını yaptığı Talat Paşa Komitesi’nin Avrupa merkezlerinde yaptığı çalışmaların bir sonucu. Denktaş ve Perinçek, yüzlerce aydın, bilim adamı ve sanatçıyla kol kola Avrupa başkentlerinde büyük bir mücadele vermişti

Naci Kaptan
09.12.2014

Maxime GAUIN
Avrasya Araştırma
Merkezi’nde araştırmacı
22 Kasım 2014

Ermeni soykırım yalanı ve AHİM, Doğu Perinçek’in İsviçre davasının anlamı

AİHM kararı Ermeni milliyetçilerinin iddialarının çekirdeğinde görülmemiş bir yıkımdır. Şu anda hem Ermenistan hem de diaspora tarafından yüce mahkemeye inanılmaz baskılar var.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin(AİHM) büyük salonunundaki Perinçek’in İsviçre davası 2015 Ocak’ında olacak ve 1915 olaylarının yüzüncü yılına denk gelecek. Fransız Anayasa Konseyi’nin Şubat 2012’de verdiği karardan sonra, Boyer tasarısı 1789 İnsan Hakları Bildirgesi’ne aykırı bulundu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yasaları Ermeni milliyetçiliğine büyük bir darbe oldu. Mahkeme, Doğu Perinçek’in özgürlüğünün ihlali olarak kabul etti ve ırkçılık suçlamasını reddetti.

AİHM, düşüncesini, bügün Soykırım inkarı anti- semitizmin itici gücü olduğu iddiasında bulunan Türk hükümetiyle paylaşır. Gerkçekte, toplumun buna karşı sağlam ve uyanık tutulması gereken güncel bir olgu olarak değerlendirilir. 1915’te yaşanan trajedi için “soykırım” olarak tanımlama yapılabileceğini kimse teyid edemez ve takip eden yıllarda da aynı yansımalar olmuş olabilir. Mahkeme daha dikkat çekici olarak, bugünkü davanın, “soykırım” suçunun inkarı davasından açıkça farklı olduğunu ekledi, çünkü soykırım inkarcıları ne basit yasal suç tanımlarına itiraz etti, ne de tarihsel gerçekleri reddetti. Bu gerçekler, Uluslararası Mahkeme tarafından oluşturulması için 6. maddesinin C paragrafının olduğu Nüremberg Uluslararası Askeri Mahkemesi tüzüğünün temel yasal kuralları ile karara bağlanmıştı.

SOYKIRIM İDDİALARININ KARŞILIĞI YOK

Bu ayrım esasen önemli ve doğrulanmıştır. Ermeni davası için, Malta’da İngiliz hükümeti tarafından gerçekleştirilen Uluslararası mahkeme girişimi tamamen başarısız oldu. 1919-1921 arasında iki yıldan fazla üsren araştırmalar, Malta’da eğitim gören 144 eski Osmanlı liderlerinden herhangi birine karşı bir kanıt bulmak için yeterli değildi. Ele geçirilen Osmanlı belgelerinde açıkca, katliama neden olan tedbirlere karşı uyarıda bulunuluyor ve tehcir edilen Ermenilerin korunması talimatı veriliyordu. Eğer soykırım için herhangi bir kanıt olmuş olsaydı, İngilizler tarafından bulunurdu. Bu Osmanlı belgeleri İngiliz Ordusu tarafından ele geçirildi ve Salahi Sonyel tarafından 35 yıl önce yayımlandı.

Bunların içinde:

Ermeni tehciri: Yeni belgeler ışığında yeniden değerlendirme, Belleten, Ocak 1972 ve Ermenilerin hacmi: Belgeler, Ankara, 1978. “Kimse hiçbir zaman, bu emirlerle soykırımın tazminatını eşitlemek için tatmin edici bir açıklama bulamaz.”

Bunun yanı sıra, Mahkeme, başvuranlar ile soykırımın iyi tanımlanmış bir kavram olduğunu düşünür. Bunun nedeni soykırımın kanıtlaması zor yasal bir kavram olduğudur. İsviçre mahkemelerinin vurguladığı, davacının mahkûmiyetinin haklılığı için genel fikir birliği, bunları hukukun çok özel noktalarına taşıyabilir. Başka bir deyimle, AİHM, açık ama temel gerçeği fark etti: Ermeni Soykırımı tazminatı üzerinde herhangi bir fikir birliği yoktur.

Nitekim 1965’ten olan kamuoyu tartışmalarının ortaya çıkışından bu yana, bu suçlamalara Edward J. Erickson, Bernard Lewis, Guenter Lewy, Standford Jay Shaw ve Gilles Veinstein gibi tarihçiler tarafından belgelerle itiraz edilmiştir.

AİHM KARARI ERMENİ MİLLİYETÇİLERİNİ YIKTI

AİHM kararı Ermeni milliyetçilerinin iddialarının çekirdeğinde görülmemiş bir yıkımdır. Sürpriz olmamakla birlikte tarafsızlık geleneğini ihlal eden yüce mahkemeye zayıf kanıtlarla yapılan bir başvuruyu kabul eden İsviçre mahkesi üzerinde büyük bir baskı vardı. Şu anda hem Ermenistan hem de diaspora tarafından yüce mahkemeye inanılmaz baskılar var.

Buna karşın, Bu davanın yeniden incelenmesi, Ermeni aktivizminin ne olduğunu görmemiz için yeni bir fırsat olacaktır. Üçüncü taraf arasında, İsviçre Ermeni Topluluğu (ASA), Fransız Ermenileri Topluluğu Konseyi Koordinasyonu(CCAF) bulunuyor. İsviçre Ermeni Topluluğu, terörist, ırkçı ve anti-semitist bir örgüt olan ASALA’dan 20 yıl önce James Karnusian tarafından kurulmuştur. Buna karşın, Fransız Emenileri Topluluğu Kordinasyonu eş başkanlarıından biri ASALA’nın eski sözcüsü Jean Marc ‘Ara’ Toranian, diğeri ise 1980’lerdeki Ermeni terörizmini destekleyen yazılar yazan Mourad Papazian’dır.

Yüce Mahkeme artık, özgürlük konuşması ile demokrasi adı altında totaliter bir rejimi savunanlar arasında bir seçim yapacaktır.

– Bu yazı ilk kez 22 Kasım 2014 tarihinde hurriyetdailynews.com adresinde yayınlanmıştır.
– İngilizce’den çeviren: Mehmet Yaşar Yıldız
– Maxime Gauin, ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde doktora adayıdır

This entry was posted in DÜNYA ÜLKELERİ, EMPERYALİZM, ERMENİ SORUNU. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *