TAŞARON SİSTEMİNİ YARATAN ,İŞÇİLERİ YOKSULLUK VE ÖLÜME SÜRÜKLEYEN AKP HÜKÜMETİDİR.

MEHMET AKKAYA
22 Mayıs 2014
Aydınlık

Soma A.Ş. işgalcidir, ölenler TKİ’nin ve hükümetin işçisidir

“Eynez’de taşeron yok” dediler. Hükümette paniğe yol açan, gerçeğin ortaya çıkmasıdır.

T.C. Sayıştay Başkanlığı’nın, “Türkiye Kömür İşletmeleri Sınırlı Sorumlu Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi 2012 Raporu” Eynez ocağı için Soma A.Ş. ile yapılan sözleşmenin “alt işverenlik ilişkisi olduğunu, hizmet alımı olduğunu”, taşeronluk olduğunu açıkça yazmaktadır.

Eynez ocağının ruhsat numarası İR: 75153.

TKİ’ye bağlı Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ), ocakta taşeronluk için ilk olarak 2006 tarihinde Park Teknik A.Ş. ile sözleşme yapıyor.

Park Teknik A.Ş. ise ne hikmetse, 2009 yılında TKİ’ye başvurarak, Eynez ocağı için yaptığı ocaktaki taşeronluk sözleşmesini “Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye devretmek istediğini” belirtiyor.

Suç tespiti

Sayıştay raporundan okuyalım.

“30.10.2009 tarihi itibariyle geride kalan 14,2 milyon ton kömürün üretilmesi işini aynı şartlarla Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. firmasına devretmek istediğini talep etmiş, bu talep TKİ Yönetim Kurulu’nun 20.10.2009 tarih ve 33/359 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.”

Böylece altın tepside ikram edilen Eynez Ocağı için Soma A.Ş. ile 15 milyon ton kömür üretmek için taşeron sözleşmesi yapılıyor.

Ve azgın bir sömürüsü başlıyor. 2011’de, planlanandan 519 bin ton, 2012’de 1,2 milyon ton daha fazla üretim yapılıyor. 2012’de planlanan, 2,6 milyon ton iken, 3,8 milyon ton üretiliyor. Planlanandan yüzde 47 daha fazla. 2010 yılına göre ise iki katı.

Bu azgın sömürü Sayıştay raporuna da yansımış.

“Sözleşme kapsamında 2012 yılı içerisinde 1.513 bin ton program üretime karşılık 2.674 kcal/kg kalori değerine sahip 3.816 bin ton kömür üretimi gerçekleştirilmiş.”

Bu kadarla da kalınmıyor. Taşeron Soma A.Ş.’ye yeni ihaleler veriliyor.

“Soma kömürleri A.Ş. firmasıyla söz konusu ruhsat alanı içerisindeki kömürlerin üretilmesi ile ilgili muhtelif tarihlerde bir dizi protokol yapılarak ek sözleşmelerle yeni kömür panolarının üretime katılması amaçlanmıştır.”

Sayıştay diyor ki,

“Kamu İhale Kanununun 4’üncü maddesinde dekapaj ve benzeri işler yapım işi olarak tanımlanmasına rağmen, kömür kazı yükleme ve taşıma işi TKİ’ce sunulan raporlarla Hazine Müsteşarlığı’na hizmet olarak bildirilmektedir.

Halbuki mahiyet olarak, yapılan işler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Zira dekapajda kömür rezervi üzerindeki örtü tabakası (toprak, taş vb.) kazılarak, patlatılarak, gevşetilerek öngörülen alanlara taşınmakta, kömür kazı yükleme işinde de kömür kazılarak, patlatılarak, ayıklama, yıkama tesislerine ve öngörülen stok yerlerine taşınmaktadır. Bu itibarla kömür kazı işi de yapım işidir.”

Sayıştay raporu, suçu tespit etmektedir.

Eynez’de yasadışı sözleşme

Eynez sözleşmesi yasadışıdır.

Bu durumda, Eynez ocağının taşerona verilmesi yasal mıdır?

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi, “Asıl iş taşerona verilemez. Ancak yardımcı işler verilebilir” der. Yasa, asıl işin bir bölümünün taşerona verilebilmesi için, “teknolojik olarak uzmanlık gerektiren bir durumun olmasını” şart koşar. Teknolojik uzmanlık gerektirse bile, asıl işin tamamı taşerona verilemez.

Eynez’de, bırakalım asıl işin bir bölümünü, işin tamamı taşerona verilmiştir. Kanunun yasakladığı suç burada başlamaktadır.

Peki, maden çıkarılması için gerekli olan teknolojik uzmanlık TKİ’de ve ELİ’de yok mudur? Güldürmeyin beyler. TKİ ve ELİ, devletin kömür çıkaran kurumlarıdır.

Soma A.Ş., TKİ’de ve ELİ’de mevcut olmayan teknolojik bir uzmanlık mı getirmiştir? Böyle bir durum da söz konusu değildir.

O halde, Eynez taşerona verilemez.

Asıl işin tamamının verildiği ve teknolojik uzmanlığın söz konusu olmadığı saptandığında ise, Soma A.Ş.’nin ELİ ile yaptığı hizmet alımı sözleşmesi, hukuken yok sayılmakta, hukukun diliyle “mülga” kabul edilmektedir.

Yani Soma A.Ş.’nin Eynez’deki taşeronluğu son bulmaktadır.

Hükümeti ürküten ne?

Soma A.Ş.’nin işçileri, gerçekte ELİ’nin işçisidir.

Peki, mülga sayılan sözleşmenin taşeron işçileri ne olacak?

Hukuk diyor ki, “Muvazaalı, yani kanuna karşı hileli sözleşmenin taşeron işçisi, işin başından itibaren asıl işverenin işçileri olur.”

Bu durumda Eynez’deki Soma A.Ş.’nin işçisi, gerçekte ELİ’nin kadrolu işçisidir. Birinci olay bu…

İkincisi, işin başından itibaren ELİ’nin işçisi olduklarında ise, sendikanın Soma A.Ş. ile değil, ELİ ile yaptığı sözleşmeden yararlanırlar. Maaşları, ikramiyeleri, diğer ödenekleri, fazla mesai ücretleri ve de kıdem tazminatları, bu sözleşmeye göre hesaplanır.

Üçüncüsü, ELİ işçisi olma hakkını kazanan / Soma A.Ş. işgalcidir, ölenler TKİ’nin ve hükümetin işçisidir

Soma A.Ş. işçisine, ELİ’nin kadrolu işçisi ile arasındaki ücret, ikramiye, diğer ödenekler ve fazla mesai ücret farklarının tamamının, geriye dönük olarak 5 yıllık tutarı hesaplanıp ödenmek zorundadır. Bu da işçi başına 60 ile 90 bin lira tutmaktadır.

Dördüncüsü, ölenlerin yakınları ve yaralananların, kaza ve ölüm için alacakları tazminat, kadroluların ücretine göre hesaplanacak ve çok yüksek olacaktır.

Sağ kalan madenciler ve ölenlerin yakınları, hukuk yoluyla muvazaayı tespit ettirirlerse, Soma A.Ş.’nin ocakla ilgisi kesilmiş, işçiler ise işin başından itibaren asıl işverenin işçisi olacaktır

Böylece de, hukuken ELİ’nin olan ocaktaki katliamın asıl sorumlusunun ELİ, TKİ ve hükümet olduğu tespit edilmiş, yandaş şirketin yağması kesilmiş, vatandaşı avlamakta kullanılan bedava kömürün temin edildiği ocak kamuda denetim altına alınmış olacak, işçiler ise TKİ’nin kadrolu işçisi olacak.

İşte hükümeti ürküten budur.

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, Ekonomi, Gundem, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *