SAĞLIK * Sahte ilaç, büyük vurgun

Sahte ilaç, büyük vurgun

Rus, Çin ve İtalyan mafyasının yön verdiği sahte ilaç ticareti, küresel ölçekte bütün ülkelere yayıldı. Organize suç örgütlerine uyuşturucu ve sigara satışından çok daha fazla gelir sağlayan sahte ilaç sektöründe Afrika ve Yakındoğu ülkeleri en büyük iki pazar.

Aslı Kayabal – soL

Sahte ilaç pazarı 2007-2009 yılları arasında yüzde 300 oranında büyüdü. Küresel düzeydeki sahte ilaç trafiğinde Avrupa ülkelerinin yanı sıra, yoksul ülkelerin de ismi geçiyor. Uyuşturucu madde satışıyla karşılaştırıldığı zaman yüzde 10 ila 25 daha fazla gelir sağlayan sahte ilaç sektörü, bu pazarda ipleri elinde tutan organize suç örgütlerine 200-450 bin dolar arasında değişen rakamlarda kazanç sağlıyor. Kaçak sigara ve eroin satışına sırtını dönen mafya örgütlerinin 2010 yılında sahte ilaç satışından 75 milyar dolar gelir sağladıklarına vurgu
yapılıyor.

Her on ilaçtan biri sahte
ABD Sağlık Ajansı’na göre, dünyada satılan her on ilaçtan biri sahte. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise internet üzerinden satışa sunulan her iki ilaçtan biri sahte. Geçtiğimiz 2009 yılında bir tek Avrupa’da 34 milyon adet sahte hap ele geçirildi. 2011’de yedi Batı Afrika ülkesinde gerçekleştirilen “Kobra” operasyonunda 10 ton sahte ilaç toplanırken, bu trafiğe karışan 100 kişi tutuklandı. Fransa’da 2012 yılında 860 bin sahte ilaç toplanırken geçtiğimiz 17 mayısta Le Havre’da Çin’den geldiği belirtilen 1 milyonu aşan içeriğinde şeker içeren sahte aspirin ele geçirildi.Sahte İlaçları Araştırma Enstitüsü’ne (Iracm) başkanlık eden Savcı Bernard Leroy, “Sahte İlaçlar ve Suç Örgütleri” başlıklı raporunda Afrika’da satışa sunulan ama içeriğinde bir kaynaktan alınan enfekte su bulunan bir aşıya dikkat çekti. Sahte ilaç ticaretinin tüm dünyada kamu sağlığı sistemini tehdit ettiği, ölümlere neden olduğu ve yolsuzluğu tırmandırdığı belirtiliyor.

Iracm raporunu kaleme alan Eric Przyswa’ya göre sahte ilaç ticaretinde üç tür organize suç örgütü görev yapıyor. Ülkeler arası yatırımlara yön veren büyük örgütler, sahte ilaçların üretimi, nakliyesi ve satışına yön veriyor. Soruşturma orta ölçekteki bazı suç örgütlerinde sağlık sektöründe görev yapan personelin sahte ilaç satışına karıştığına işaret ediyor.

Topun ağzında yoksul ülkeler var
Profesör François Chast, sahte ilaç trafiğinde yoksul ülkelerin en büyük kurban olduklarına dikkat çekiyor. Satışa sunulan sahte ilaçların dörtte üçü Afrika ülkelerine gönderiliyor. İlaç trafiği oldukça karmaşık bir şemaya sahip; bu ilaçların büyük bölümü Çin ve Hindistan’da üretiliyor. Ardından bir başka ülkeye, oradan kutulanarak bir ötekine ve satılmak üzere dördüncü ülkeye naklediliyor. Rusya, sahte ilaç pazarının en canlı ülkelerinden biri. Birçok Avrupa ülkesinde kamu sağlığı sistemi sahte ilaç trafiği tehlikesini kısmen önlerken, sağlık sisteminin büyük ölçüde özelleştirildiği ABD’de sahte ilaçlar önemli bir pazara sahip.

Ürdün ve BAE ticaretin can damarı
Sahte ilaç dosyasında Çin’de üretilen bazı sahte ilaçların İtalya’da stoklandığı, Almanya’da ambalajlandığı, Fransa’ya nakledildiği ve ABD’ye gönderildiği vurgulanıyor. Bu karmaşık şema sahte ilaç ticaretinden sağlanan para trafiğinde de geçerli. Aralarında İsviçre’nin de yer aldığı para trafiğinde İsrail, Bulgar ve Gürcü vatandaşların ismi geçiyor. Peter Gillespie adlı bir İngiliz vatandaşı, 2006-2007 yılları arasında Çin’den 72 bin adet sahte ilaç satın aldı. 2 milyon doz ilacın kanser ve prostata karşı satıldığı belirtildi. Hong Kong, Singapur, Belçika üzerinde Fransa’ya gönderilen ve Fransızca etiketler yapıştırılan ilaçlar, İngiltere’de hastaneler ve eczanelere satıldı. Gillespie açılan davada kendini ekonomik Fransız malı ilaçlara güvenmekle savunsa da mahkemece 8 yıl hapse mahkum edildi.

Sahte ilaç ticaretine büyüteç tutan soruşturma Kanada, İngiltere, ABD, Hong Kong, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında işleyen bir başka sahte ilaç şebekesinin varlığını ortaya koydu. Savcılar, Ürdün ile Çin arasında daha karmaşık bir başka sahte ilaç ticareti trafiğini günışığına çıkardı. Çin ile Ürdün arasında rol oynayan şebekenin ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılında doğduğu, bu şebekenin Irak ve Ortadoğu ülkelerinde satılan sahte kanser ilaçları konusunda uzmanlaştığı belirtildi. Aynı şebekenin Filistin’de
“insancıl faaliyetler” çerçevesinde, lösemiye karşı sahte ilaç da sattığı vurgulandı.

Avastin şebekesinde Türkiye önemli bir merkez’ iddiası

Kansere karşı önerilen sahte Avastin ilacının ise ilk kez 2009’da Suriye’de kullanıldığı, ardından ABD’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyada satıldığı belirtildi. Eric Przyswa, Avastin şebekesinin temel noktalarından birinin Türkiye olduğuna, Avastin ticaretinin Türkiye’de halen aktif olduğuna dikkat çekiyor.

Küresel ölçekteki sahte ilaç ticaretinde Rus, Çin ve İtalyan mafyası Camorra’nın, ipleri elinde tuttuğu vurgulanıyor. Kuş gribinin dünya gündemine oturduğu dönemde Rusya’da satışa sunulan ilacın üç yıl boyunca kullanıldığı sahte ilaç satışına yön verenlerin ayda 1 milyon avro kazandıkları öne sürülüyor.

http://haber.sol.org.tr/dunyadan/sahte-ilac-buyuk-vurgun-haberi-80996

This entry was posted in Saglik. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *