Her Kuşak Darbeyi Tadacaktır

Cumhuriyet 15.09.2013

“Açıkça şeriat kanunlarını isteyen bir dinci dikta bizi yönetiyor. Onlardan gerçekten çok korkarım. Çünkü kendi gibi düşünmeyenlerin kafasını uçurduklarında, hurilerin sürekli bakire, erkeklerin de sürekli ereksiyon halinde olduğu söylenen cennete bir adım daha yaklaştıklarını düşünürler.Faşizm, hele de dinci faşizm bu ülkeyi yok eder! Bu bir kader olmamalı… Olmamalı!..”

AL GÖZÜM SEYREYLE
Işıl Özgentürk
isilozgenturk@gmail.com

Her Kuşak Darbeyi Tadacaktır!

İşte size bir Türkiye klasiği: “Her kuşak darbeyi tadacaktır!” Doğrusu hiç keyifli değilim. Nasıl olabilirim ki, suyu bol, denizleri bereketli, toprakları dünyanın başka yerlerine kıyasla daha temiz, rüzgârı iyileştirici, yeraltı zenginlikleri kıyamet gibi, 42 uygarlığın hüküm sürdüğü bu güzelim yurt parçasında, sürekli her kuşağın darbelerle örselenmesinden artık bıktım.

Ben üç darbe gördüm, kızım iki darbe yaşadı, torunlar bir başka darbenin göbeğinde büyümeye çalışıyorlar. Kader gibi bir şey! 12 Eylül ve 12 Mart’ta bildik ki, askerler Amerika’nın isteği (burada Amerika’nın isteği kolaylık olsun diye belirtilmiştir, Amerikan hükümeti de, dünyayı yöneten 400 şirketin taşeronudur.) üzerine darbe yaptılar. Hiç unutmuyorum, 12 Mart’ta darbecilerin kurduğu hükümet ilk iş olarak, Türkiye’de haşhaş ekimini yasaklamıştı. 12 Eylül ise bugünkü dinci hükümetin ilk tohumlarını attı.

Ve geldik, 2013’e. Bu hiç bilmediğimiz bir darbe örneği. Buna bir ad vermemiz gerekiyorsa “İslami faşizm” diyebiliriz. Ve çok korkutucu. Artık kimseler evirip çevirmesin, Türkiye’de adı konulmamış bir iç savaş var. Artık tüm maskeler çıkarıldı ve savaş emri verildi.

Açıkça şeriat kanunlarını isteyen bir dinci dikta bizi yönetiyor. Onlardan gerçekten çok korkarım. Çünkü kendi gibi düşünmeyenlerin kafasını uçurduklarında, hurilerin sürekli bakire, erkeklerin de sürekli ereksiyon halinde olduğu söylenen cennete bir adım daha yaklaştıklarını düşünürler. Bu bilgiyi içeren yayınlar cami önlerinde satılıyor. Ben uydurmuyorum, o zaman gelsin bizim kelleler.

Onlardan çok korkarım. Çünkü küçücük bir kıza tecavüz ettikten sonra, iki rekat namaz kılıp, Allah’ı kandırdıklarına inanırlar. Gene devam edelim, “kul hakkı” yedikten sonra, cumaya gidip vazifesini yapmış bir kul olarak, hayata karışırlar.

Taliban örneğinde gördüğümüz gibi, uygarlıkların en güzel eserlerini bombalayabilirler. Bu benim çok korktuğum bir şey, bu güzel ülkenin müzelerinde onlar için müstehcen kabul edilen, put kabul edilen öyle çok heykel var ki, bu heykellerin yok edilmesi beni dehşete düşürür. Ama yaparlar!

İnsanları Madımak örneği diri diri yakarlar. Alevi evlerine işaretler koyup her bir Alevi öldürdüklerinde, sevinç çığlıkları atarlar. Onlar için her şey paradır. Bu nedenle, birbirlerine çok bağlıdırlar. Sakin ha, ola ki, bunların birbirlerine düştüğünü sanıp sevinmeyin. Ünlü, sol tiyatro yazarı Brecht’in şu sözlerini hiç unutmayın: “Bulanık sularda bilsen ne balıklar avlanır, sonra yine hep birlikte yoksulun hakkı yenir.”

Şimdilerde tankların yerine geçen TOMA’lar ve Akrepler, plastik mermi ve biber gazı atıyor ama çok yakında gerçek mermi atılacak! Biz iki askeri darbe yaşayanlar mermileri biliriz ama çocuklar ve torunlar bilmiyorlar. Ve içim ürperiyor, evet tıpkı 12 Eylül ve 12 Mart’ta olduğu gibi gerçek mermi kullanmaya başlayacaklar. Çünkü bu savaşı kazanmak istiyorlar.

Bütün bunlar söz konusu olduğunda, muhalefet partilerine ağır bir sorumluluk düşüyor. Çünkü bilmeliler ki, bu savaşın sonunda onlar da kalmayacak. Bu nedenle, CHP, klasik söylemleri bir yana bırakıp 90. yıl filminde anlattıkları gibi yeni bir Kurtuluş Savaşı’nın birer neferi olmak zorunda. Nezaketi, “aman ayıp olur” gibi sözleri bir yana bırakmalılar, bu, bir ülkenin ölüm kalım savaşı!

Neyse ki, dünya dönüyor, örneğin 19 milyar dolarlık olimpiyat projesi tam bir fiyasko oldu. Bu 19 milyar dolar nereden çıkıp kimlerin cebine gidecekti?.. İşadamları boşuna yalakalık yapmazlar!

Neyse ki, Rus ve Amerikan hükümetleri, Suriye için geri adım attılar. Yani bizim dinci cunta, artık Suriye’ye giremeyecek! Böylece ülkeyi kasıp kavuracağı şimdiden belli olan ekonomik kriz için Suriye özür gösterilemeyecek. Ve usuldan korkunun yenildiği bir döneme girdik. Ve neredeyse üç aydır Tayyip Erdoğan manşetleri belirleyemiyor. Manşetler başka bir Türkiye’yi anlatıyor. Ve sokağa çıkmaya devam!

Faşizm, hele de dinci faşizm bu ülkeyi yok eder!
Bu bir kader olmamalı… Olmamalı!..

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DİN-İNANÇ, FAŞİZM, İrtica. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *