BÖLÜNME SÜRECİ EYLEMLİ OLARAK BAŞLAMIŞTIR.* “TSK’yı sahadan çektiler,meydan boşaltıldı * PKK bayram yapıyor”

Naci KAPTAN
21.07.2013

“TSK’yı sahadan çektiler,
Meydan boşaltıldı ,
PKK bayram yapıyor”

TSK 35. MADDE DEĞİŞTİRİLDİ

“Cumhuriyet, korunması gereken bir değer ise eğer TSK bundan sonra cumhuriyeti koruyup kollamayacaksa kim koruyacak?” “Mevcut anayasaya baktığımızda meclise verilmiş böyle bir görev yok. Cumhurbaşkanına verilmiş böyle bir görev de yok. Bu görevi anayasa devlete veriyor. Ama devletin hangi organına bu belli değil. TSK Cumhuriyeti korumayacaksa o zaman Asker yemini de değiştirmeleri lazım. Çünkü asker yemininde de biz öyle yemin ettik hala da öyle yemin ediliyor. Vatanı ve Cumhuriyeti korumak için gerekirse canımı seve seve veririm diyoruz. Bu asker yemini de iç hizmet kanununda yazıyor. Bugüne kadar bu yeminler boşuna mı edildi.”

“Aslında Ümraniye, Balyoz davalarına da bunun ışığında bakmak lazım. TSK cumhuriyet kurulduğundan bu yana irtica ile müdahale etti. TSK, irtica ile ve PKK ile mücadele etsin istemiyorlar. Türkiye’nin ılımlı İslamcı ordusu olsun, geniş Orta Doğu coğrafyasında emperyalist güçlerin arzu ettiği şekilde sınır ötesinde kullanılsın. Kısacası yeni bir Türkiye, yeni bir Silahlı Kuvvetler ve yeni bir görev tanımı.”

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen

Değerli okur ,

Bu yazı bölücü ayrıştırıcı ötekileştirici Laik Cumhuriyet karşıtı parmağın gösterdiği yere devamlı bakılmaması için yazılmıştır.

Bizler parmağın ucuna bakarken daha ötelerde çok daha büyük ve önemli tuzaklar kurulmakta,olaylar tezgahlanmakta ve Üniter Devletimiz,Laik Cumhuriyet,Milli ekonomimiz işbirlikçiler tarafından küresel düzene ve çıkarcılarına devredilmektedir.

Taksim/Gezi olaylarında demokratik ve anayasal haklarını kullanarak eylem yapanlara karşı kamu yönetiminin ve polisin orantısız ve aşırı güç kullanması sonucu öldürülen insanlarımız, ağır yaralılar , ve başlatılmış olan “Cadı avı” sonucu tutuklananlar Türkiye’nin gündemine oturdu.

Başbakan Erdoğan sürekli olarak din ve inanç olgularını kullanıp toplumu gererek , toplumu bölücü ve kavgalaştırıcı nifak tohumlarını devamlı olarak gerçek dışı olayları sanki olmuş gibi anlatarak toplumun dikkatini Taksim / Gezi olayları üzerine yoğunlaştırırken, toplumda da çatışmacı düşmanca duygular yeşertmeye çalışıyor. Dünyada demokrasiyle yönetilen hiç bir ülkede başbakan Erdoğan’ın benzerini bulamazsınız.

Toplum bilincini ,algılamasını ve dikkatini yönlendiren mühendisler işbaşındadır.Bizler Gezi olaylarına odaklanmışken aslında arka planda çok daha önemli ve tehlikeli kurgular hızla yürütülmekte ve Türkiye bölünmeye , Üniter yapısını kaybetmeye , kırmızı egemenlik çizgileri yok edilmeye,ılımlı islam ve BOP adına bir din devletine yol verilmeye başlanmıştır. Gözlerimiz ve dikkatimiz Gezi parkı olaylarında yoğunlaştırılırken geride neler olmaktadır ;

* AKP’nin sözde demokratik açılım adıyla Türkiye’yi bölme operasyonu başlamıştır.PKK terör örgütünün siyasi kolu olan DTP ile anlaşan AKP iktidarı çok tehlikeli ve küresel uzantılı bir oyun içindedir.Terörist başı Öcalan’ın istekleri gerçekleştirilmektedir.AKP ile Terör örgütü PKK arasında gizli bir mutabakat olduğu bizzat terör örgütü yöneticileri tarafından açıklanmıştır.

* Sözde açılım paketi ile güneydoğu bölgesinde asker kışlasına hapsedilmiş ve meydan PKK teröristlerine terk edilmiştir.İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesi M.G.K’ye getirilmeden,tartışılmadan değiştirilerek askerin iç tehdide karşı görevi sonlandırılmıştır. Ayrıca sınıra yakın bölgelerde ve kritik geçiş yerlerinde , Devletin verdiği sayılara göre 298 karakolun kapatıldığı açıklanmıştır.PKK teröristlerinin isteğiyle AKP tarafından askere boşalttırılan karakollara PKK teröristleri yerleşmiş ve kamu egemenlik alanlarına PKK hakim olmuştur. Daha bugün Cizre’de PKK’nın üniformalı sözde asayiş timi polisle çatıştı. PKK te­rö­rist­le­ri Gü­ney­do­ğu­’da, “e­lin­de Ka­laş­ni­kof, be­lin­de bom­ba ile gü­ven­lik gü­cü gi­bi do­laşıyor.­Valiler PKK’nın kamu ve topluma karşı olan terör eylemlerinde mahalli askeri birliklere görev talimatı vermeyerek askerin kışlada bölücü unsurlara karşı eylemsiz kalmasını sağlamaktadırlar.

* PKK, Güneydoğu’da Polis güvenlik timleri oluşturarak kimlik ve trafik kontrolü ile Şehirlerde, Cizre’de, Diyarbakır’da eğitim faaliyetleri yapmaya başlamıştır. Yaylalarda şenliklerin güvenliğini sağlama görevini üstlenmiş ve PKK Teröristlerine şehitlik mezarlıklar yaparak, gövde gösterileriyle cenaze törenlerine katılarak, vergi topluyor. Tüm bunlarla, Devlet egemenliğinin bu yörelerde ortadan kalkmıştır ve yerine bölücü PKK egemenliğini kurulmaya başlanmıştır.

*Güneydoğu illerinde karakollar kapatılır ve asker kışlaya çekilirken meydan PKK’ya kaldı. Hükümetin ülke dışına çıkıyorlar dediği PKK’lılar silahlarıyla birlikte törenlere katılmaya başladı.Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, çeşitli tarihlerde güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda yaşamını yitiren 170 PKK’lı için Lice İlçesi’ne bağlı Sise olarak bilinen Yolçatı Köyü Serkis bölgesindeki, 250 mezar kapasiteli anıt mezar dün akşam saatlerinde törenle açıldı. İsmi açıklanmayan bir PKK’lının cenazesinin de gömüldüğü mezarlık için, Diyarbakır merkez ve tüm ilçelerden yaklaşık 5 bin BDP’li törene katıldı.Minibüslerle mezarlık açılışına katılan partililer, Diyarbakır çıkışında polisin kimlik kontrolü yapmasından sonra Lice’ye doğru yola çıktı. Lice yolu üzerinde bu kez Mermer Jandarma Karakolu’nda ikinci kez kimlik kontrolü yapılan BDP’liler, Lice İlçesi’ne bağlı Kayacık yolu üzerinde 3’ncü kez, kendilerine KCK/Asayiş diyen yüzleri poşulu ve PKK’lıların giydiği giysilerden giyen gençler tarafından kesildi. Bunların da yaptığı aramadan sonra minibüs içerisinde bulunan BDP’liler, Yolçatı Köyü yoluna girdi.

* Sınırda görev yapan askerin tekmili olan “Asil Türk milletinin namus ve şerefini korumakla görevli birliğim, vatan ve millet uğruna seve seve can vermeye hazırdır.” deyişinden “Türk vatanı”nı, “istiklal” ve “cumhuriyet” deyişi artık yok sayılmalıdır.TSK’nin İÇ TEHDİTE karşı Cumhuriyeti kollama ve koruma görevi sonlandırılmıştır. Türkiye’nin yaşamakta olduğu bu derin kırılgan sürece getirilmeden önce TSK’nın Kemalist Cumhuriyetçi komutanlarının ve değişik rütbedeki askerlerin,toplum önderi Ulus aydınlarımızın neden Ergenekon,Balyoz v.b. sahte davalarla tutuklandığının yanıtı yaşamakta olduğumuz olaylarda saklıdır.TSK’nın komuta kademesi esir alınmamış olsaydı , bu karabasanları hiç bir güç gerçekleştiremezdi.

* BOP eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’a verilmiş görev gereği Güneydoğu’yu PKK’ya teslim etme projesi Irak kuzeyindeki çekirdek Kürdistan’ın alt yapısının kurulması,binaların yolların,hastahane ve kamu binalarının yapılması işlerini AKP’nin verdiği müteahhitlik ve gümrük kapılarını açık tutması sonucu eylemli olarak başlamıştır.İngiltere,AB ve ABD’nin gözetiminde PKK terör örgütüyle gizlice yürütülen Oslo görüşmeleri ve Habur rezaletiyle ile Kürt’lere özerklik ve PKK’yı yasal kılma çalışmaları hızla tamamlanmaya çalışılıyor.

* PKK/KONGRA-GEL’in 30 Haziran 5 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirdiği 9’uncu kongreden, isyan çağrısı çıktı. Örgütün kongre sonrası açıklanan 10 maddelik bildirisinde ayaklanmaların Türkiye geneline yayılması kararı da yer aldı.Örgütün yayın organlarında yer alan ve “Siyasi Tutum Belgesi” adını taşıyan 10 maddelik bildiride “ayaklanma” anlamına gelen “Serhildan” kararı açıklandı. “10 maddede yeni süreç tutumu” başlığı altındaki aktarılan maddelerin 5’incisinde “Halk serhıldanlarının Türkiye’ye yayılması” ifadesi dikkat çekti. Örgütün açıkladığı maddelerden bazıları şunlar:

** Abdullah Öcalan’ın yeni Yol Haritası ve Nevruz mesajıyla ortaya koyduğu, siyasal çözüm sürecinin kabul edilmesi ve bunun gerektirdiği tüm görevlerin başarıyla yerine getirilmesi.

** Yeni bir karar olmadıkça HPG güçleri tarafından ateşkes durumunun korunup geri çekilme planının uygulanması. Bunun demokratik siyasi çözüm sürecine paralel ve planlı bir biçimde yürütülmesi.

** AKP hükümeti üzerinde siyasal baskı oluşturmak üzere halk serhıldanları temelinde demokratik siyasi mücadele hamlesinin tüm toplumsal dinamiklerin harekete geçirilmesi temelinde etkili bir biçimde geliştirilmesi.

* “SEÇİM SONRASI ÖZERKLİK KUTLANACAK”

BDP Van Milletvekili Nazmi GürPKK’lı Mehmet Kaplan’ın cenazesinin toprağa verildiği yerde yaptığı konuşmadaKürt halkının Abdullah Öcalan şahsında özgürlüğe ve barışa emin adımlarla yürüdüğünü söyledi. Kürt halkının Öcalan’ın etrafında kenetlenmesi ile ancak özgürleşebileceğini öne süren Nazmi Gü rönümüzdeki yerel seçim sonrası özerkliği kutlanacaklarını söyledi. Milletvekili Gür şunları söyledi:

“Artık 4 parçadaki Kürt halkının birleşme zamanıdır. Kürt halkı ulusal ittifakını pekiştirerek özgürlüğe yol olacaktır. Sayın Öcalan 21 Mart Diyarbakır Nevruzu ile yeni bir sürecin silahların susacağı demokratik siyasetin önünün açılacağı yeni bir süreç başlattı. Bu süreç ile gençlerin ölümlerinin önüne geçildi. Bu çok anlamlı ve çok erdemli bir duruştur. Sayın Öcalan’ın başlattığı bu süreç bizim için büyük bir önem ve onur taşıyor. Bu süreç bizleri Kürdistan topraklarında özgürlüğe götürecektir.

Ümit Özdağ şöyle yazıyor ;

GÜNEYDOĞU PKK’NIN ELİNDE

Çok kısa bir süre önce Güneydoğu Anadolu’da bir gezi yaparak PKK’lı çevreler, BDP’liler, devlet yetkilileri ve halka görüşmeler yapan bir gazeteci arkadaşımın izni ile ismini vermeden gözlemlerini not etme ve yazma izni aldım.

Konuşma şu cümle ile başladı: “Bölge PKK’nın elinde.” PKK ve destekçileri Türkiye’ye karşı bir zafer kazandıklarını düşünüyorlar. AKP Hükümetini zayıf ve mağlup bir hükümet olarak görüyorlar. PKK’ya göre Hükümet açılımı yapmaya mecbur kalmıştır. Abdullah Öcalan hapisten süreci yönetmektedir. Suriye’de PKK/PYD’nin özerk bir devlet kurduğunu artık üzerinde konuşulmasının gereksiz olduğu bir gerçek olarak görüyorlar. Ve bir PKK’lı özgürlük dediği zaman aslında bağımsızlık diyor.

İkinci tespit halkla ile ilgili. Herkes PKK’lı olmuş. Ya da öyle görünmek zorunda. Çünkü devletin bölgede etkinliği PKK’ya devredeceği inancı yayılmış. Ankara bölge ile ilgilenmiyor düşüncesi hâkim. PKK sosyal bir ağ oluşturmuş. İşlerini mümkün olduğunca devleti işe karıştırmadan PKK’nın oluşturduğu kurumlar üzerinden halletmeye çalışıyorlar. Ancak halk büyük bir travmayı yaşamaya devam ediyor. PKK’nın öz güveni o kadar artmış ki, “Bizim ile görüşürsen devlet yetkilileri ile görüşmene gerek yok” baskısında bulunuyorlar. Tabii yabancılaşma son derece artmış görünüyor. “Biz ve siz”, “Türkler ve Kürtler” ayrımı güçlenmiş. PKK/BDP çizgisi, Türk devleti ile ilgili her şeye nefret ile bakıyor.

PKK’lılar kentte olduğu gibi dağlarda da olağanüstü rahatlar. İlçe ile köy arasında seyahat ederken PKK’lıları görmek mümkün. Asker ise ortada yok artık. Ordu kışlalara çekilmiş. Açılım ile birlikte askere “kesinlikle çatışmadan kaçının” emri verilmiş. Asker de bu emre uyuyor. Görüşmede aldığım notları bilgisayarda temize geçerken, e postalardan birisinde şu cümleleri okudum: “Bugün “PKK ile AKP arasındaki gerilim” yazınızı okudum; halen (….) güvenlik amiriyim çoğunluğu korucu olmak üzere (…) personelim var. Üzülerek söylüyorum bütün bölge (kent ve kırsal) PKK denetimine geçmiş durumda. Hiç bir basın organında yer almıyor ama PKK özellikle kentlerde ve devletle çalışmış yöreden kişilere yönelik infazlar gerçekleştiriyor. Bunlar hiç duyurulmuyor ve bilinmiyor. Ayrıca Hizbullah bölgede etkinliğini arttırmaya çalışıyor bu konuda çalışmaları ve eylemleri arttı. Kısaca sadece üzülmekle yetiniyoruz.”

Bunun üzerine kendisine PKK’nın infaz ettiği kişilerin isimlerini ve olayların nerede olduğunu yazmasını rica ettim. Gelen cevap şöyleydi:

“Yaklaşık 10 gün önce Ramazan Erkan.. Silopi’de öldürüldü.. Eski korucu Ergenekon davasında yargılanan kişilerden biri.. Aynı günlerde Cizre’de yine eski korucu öldürüldü, aynı günlerde Ankara’da bir ölüm var… BDP binasına eskiden ateş edenlerden biri öldürüldü.. Cizre ve Ankara’da öldürülenler konusunda daha net bilgilere ulaşabilirim, yine Silopi’de bir kadın Hizbullah tarafından infaz edildi, infazdan bir gün önce Hizbullah bildiri dağıtıp uyarmıştı.” Kendisinden Ramazan Erkan dışındaki infaz edilen yurttaşların da isimlerini öğrenerek bildirmesini rica ettim. İsimleri bekliyorum. Gerçekten de Ramazan Erkan’ın öldürüldüğü ile ilgili haberler basında yer aldı. Evet, gerçi çatışma çıkmıyor ancak PKK idam cezaları vermeye ve uygulamaya başlamış görünüyor. Suç, Türkiye Cumhuriyeti devletini savunmak.

Görülüyor ki, PKK, AKP’nin çözüm sürecini, Türkiye’nin çözülmesi sürecinin bir parçası haline getirmiş, her geçen gün biraz daha pençelerini vatan toprağına geçiriyor. Her geçen gün Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliği biraz daha yıpranıyor. Diğer bir ifade ile Güneydoğu Anadolu’da “ikili iktidar” olgusu ortaya çıkıyor. Devlet ve PKK iktidarları yan yana yaşıyorlar. Ve PKK, devlet iktidarına karşı her geçen gün biraz daha tahammülsüz davranıyor. ( www.haberiniz.com.tr )

***

Üniter ve Laik Türkiye Cumhuriyeti İktidar hükümeti
tarafından uçurumun ucuna getirilmiştir.
Türkiye VAR olmak ile UÇURUMA YUVARLANMAK noktasındadır.

Tehlike büyüktür Yurtsever dostum.
Tehlike büyüktür.
Ve,
Eşik geçilmek üzeredir.

Naci KAPTAN
21.07.2013

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, EMPERYALİZM, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *