Ah…

Ah…

Bekir Coşkun

Nedir bu başına gelen usta?..
Yakana yapışan o kimin elidir?..

Ben sana söyleyeyim:
Bayram sabahları camın önünde ağlayarak
babalarını bekleyen çocukların gözyaşlarıdır…
Şemsiye sapı suç aleti sayılarak alıp götürülen oğlu için,
o annenin mahkeme kapısında attığı çığlıktır…
Ağlattığın kadınların ah’ıdır…
Yakana yapıştı…

Hapishane duvarlarıdır…
Demir kapıdır…
Hücrelerdir…
İnsanları boğup mahzenlere gömenleri sokaklara salıp…
Yiğitlerimizin onurunu kırmanın…
Dünyanın gözbebeği bilim adamını
zindanda çürütmenin vebalidir hesap soran…
Hukuksuzluktur…
Haksızlıktır…
Zulümdür…
Çıktı önüne…

Suyu kesilen derelerdir…
Sorgun Ormanları’dır, Seyfe Gölü’dür,
Kaz Dağları’dır, İstanbul’un koruluklarıdır…
Karadeniz’in yeşilidir, Akdeniz’in koylarıdır,
Ege’nin deltalarıdır…
Yuvası yıkılan sincabın, ceylanın, balıkların,
kaplumbağaların, kumruların ah’ ıdır…

Dindir…
İmandır…
İnsanların samimi inançlarını sömürmenin…
Ezanı, cumayı, namazı, camileri, minareleri,
secdeleri siyasete alet edip
dünya kiri ile yaralamanın bedelidir…

Son iki yüz yılın en şerefli, onurlu,
haklı zaferini kazanan Mustafa Kemal’e ve
cumhuriyetimizi kuran kahramanlara saldırmanın,
aşağılamanın, onlara atılan iftiraların,
ruhlarına ve miraslarına saygısızlığın isyanıdır…

Bayraktır…
Yeminlerimizdir…
Marşlarımızdır…
Bayramlarımızdır…
Anılarımızın ah’ıdır…

Ben sana söyleyeyim…
Kinindir…
Nefretindir…
İftiralarındır yakana yapışan…

Her gece akşam karanlığı çöktüğünde…
Yapışır yakana…
Hiç yerde kalmaz…
O ah’tır…

16.06.2013 Cumhuriyet

This entry was posted in Bekir Coşkun yazıları, FAŞİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *