Faizci diktatör yıkılıyor

Faizci diktatör yıkılıyor

Dr. Doğu Perinçek

Kimdir bu “faiz lobisi”Turgut Özal’ın izinden giden Tayyip Erdoğan’ın kurduğu rejimin ekonomideki adı, Sıcak Para Diktasıdır. BOP Eşbaşkanlığı, dışarıdan gelecek paraya yüksek faiz, sınırsız serbestlik ve güvence sağlayarak bugünlere ulaştı.

ALINAN BORÇLAR HOVARDALIĞA GİTTİ
Türkiye borç yiyerek yaşanan bir ülke oldu. Buna “refah” diyenler de var. Kuşkusuz her borçlanma, aynı zamanda tüketim olanağıdır. Arkada kalan dönemde, Türkiye borçlandığı oranda yatırım yapmadı,sanayileşmedi ve büyümedi. Borçlanma hovardalığa gitti.

Toplam borç 714 milyar doları ve dış borç 334 milyar doları buldu.
Bu ekonomi, Sıcak Para Komisyoncularını, başka deyişle “faiz lobisi”ni büyüttü.

AKP “FAİZ LOBİSİ”NİN İKTİDARIDIR
“Faiz lobisi”, AKP iktidarı dışında bir sermaye grubu değildir. AKP iktidarının bir ayağı sıcak para komisyoncuları, diğer ayağı ise tarikat rantçılarıdır. O nedenle AKP iktidarını Sıcak Para Diktası olarak adlandırmak yerindedir.

Bu dikta, işçi ve çiftçiden esnaf ve kamu emekçisine kadar halk üzerinde diktatörlüktür. Aynı zamanda sanayici ve tüccar üzerinde diktatörlüktür.Turgut Özal-Tayyip Erdoğan ekonomisi, Türkiye’nin hâkim sınıflarının yapısında da çok köklü değişikliğe yol açtı. Kamu ekonomisinin tasfiyesiyle birlikte tüccar ve sanayici de kenarlara itildi, hatta aşağıya bastırıldı.

KAPİTALİZM TEORİDEKİ GİBİ GELİŞSEYDİ…
Kapitalizm, Adam Smith ve Ricardo’nun teorisini yaptığı yönde sonuna kadar gelişseydi, faizin sıfırlanması gerekirdi. Ne var ki, emperyalizm mali sermayenin diktasıdır; başka deyişle faizcilerin diktasıdır. Milli devletler, hep faizci diktasına karşı duvarlar oluşturuyordu. Çünkü paranın giriş çıkışını denetliyor, gümrüklerini koruyor, merkez bankalarıyla milli para politikası izliyor, tarımını destekliyordu.

12 EYLÜL’ÜN YIKTIĞI DUVARLAR
1980 sonrasında 12 Eylül rejiminin getirdiği “dünya ekonomisiyle bütünleşme” programıyla, o duvarlar yıkıldı. 12 Eylül uyguladığı şiddetle faizcilerin diktatörlüğünün yolunu açtı. Tayyip Erdoğan-Abdullah Güller, 12 Eylül şiddetiyle iktidar koltuklarına oturtuldular. Faiz lobisinin bir numaralı temsilcileri onlardır.

TAYYİP ERDOĞAN NİÇİN “FAİZ LOBİSİ”NE ÇATIYOR?
Peki, Tayyip Erdoğan, nasıl oluyor da iktidarının dayanağı olan “faiz lobisi”ne çatıyor?

Birincisi, faiz karşıtı olan halk yığınlarını avlayan bir psikolojik harekât yürütmektedir.

İkincisi, Sıcak Para Diktasının sonuna gelinmiştir.

Tayyip Erdoğan ekonomisi, artık borçlanmanın sınırlarına dayanmıştır. Hem dünyadaki gelişmeler, hem Türkiye ekonomisinin borçları ödeme kabiliyetinin sınırları, Sıcak Para Diktasının sürdürülmesini zora sokuyor. Halk fırtınası, bu koşullarda iktidarı sallıyor.

“FAİZ LOBİSİ”NDEN VAZGEÇEBİLİRLER Mİ?
Peki, Tayyip Erdoğan’ın “Biz faiz lobisinden vazgeçtik” diyerek iktidarını sürdürme şansı var mı?

Yok, çünkü onlar tahtlarını faiz lobisinin ve tarikat rantçılarının üzerine kurdular. Faiz lobisi ile tarikat rantçıları ikiz oldular. Bu saltanatı oradan kaldırıp yeni bir sınıfsal dayanak yaratmaları mümkün değildir.

“FAİZ LOBİSİ” YIKILINCA ALTINDA KİMLER KALACAK?
“Faiz lobisi”nin yıkılması, Tayyip Erdoğan rejiminin yıkılmasıdır.19 Mayıs 2012’den beri dalga dalga yükselen ve 1 Haziran 2013’ten bu yana bütün yurda yayılan halk hareketinin ekonomik zemini var.

Ekonomik sıkıntı çekmeyen bir halk, eline tava tencere alıp günlerce meydanlara ve sokaklara çıkmaz. Bu halk hareketi aynı zamanda, Türkiye’nin içine girdiği ekonomik bunalımın en esaslı kanıtıdır.Dahası,bunalım derinleşiyor. “Faiz lobisi”nin çıkmazı,halk ekonomisinin çıkışıdır.Yıkılan diktatör, faiz lobisinin diktatörüdür. Faiz diktası yıkılıyor, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisi o nedenle gidicidir.

MİLLİ DİRENME EKONOMİSİ
Türkiye, önümüzdeki dönem kaçınılmaz olarak bir Milli Direnme Ekonomisi kuracak. Kaynaklar faize gitmeyecek, halkın kaynağına dönüştürülecek.Paranın giriş çıkışı denetlenecek, gümrükler yeniden milli üretimi geliştirmek için düzenlenecek.

İç ve dış kaynaklar, üretim ve halkın refahı için değerlendirilecek.
Yatırımda, eğitime, halkın kültürünün geliştirilmesine önemli pay ayrılacak. İnsan kaynaklarımızın niteliği geliştirilecek.

Milli sanayici ve tüccar özendirilecek.
Ekonomide komşularımızla işbirliğine, enerji güvenliğinin sağlanmasına yönelinecek. Özel çıkar değil, halkın ihtiyaçları esas alınacak.

This entry was posted in Ekonomi, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *