HOCALI SOYKIRIMI *KHOJALY GENOSIDE * “BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR”

26 Şubat 1992 – 26 Şubat 2013

HOCALI SOYKIRIMI ŞEHİTLERİNİ VE
MAĞDURLARINI SAYGIYLA ANARAK

Naci KAPTAN

Ermeni Diasporası 1915 kırışmalarını halen soykırım olarak niteleyip,Bu konuda Türkiye’ye düşmanca politikalar yürütüyor !!! Ruslarla,Fransızlarla,Yunanlılarla bir olarak,Osmanlı Devletini arkadan vurmaya çalıştığını göz ardı ediyor.

Soykırım varsa eğer,

Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi ve İnsan Hakları İzleme Örgütünce kabul edilmiş olan,Ermeni ordusu tarafından 1992 yılı 26 şubatında Hocalı’da Azeri Türk’lerine uygulanmış olan katliamdır.Ermenistan ve diasporası,Önce kendi kapılarının önüne bakmalıdırlar.

HOCALI SOYKIRIM KURBANLARININ AZİZ HATIRALARINA

Tarih 26 Şubat 1992

Azerbaycan’in Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde 613 Azeri vatandaşı,Rus Ordusunun desteğiyle Erkek , kadın , yaşlı ve çocuk,ayırt edilmeden Ermeniler tarafından canice katledildi.Katledilenlerden 83’ü çocuk idi..

“Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü,The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre SOYKIRIM,Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir.Ayrıca, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğu açıklanmıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı,Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

KHOJALY GENOSIDE

The Khojaly Massacre was the killing of hundreds of ethnic Azerbaijani civilians from the town of Khojaly on 25–26 February 1992 by the Armenian and Russian armed forces during theNagorno-Karabakh War. According to the
Azerbaijani side, as well as Memorial Human Rights Center,Human Rights Watch and other international observers, the massacre was committed by the ethnic Armenian armedforces, reportedly with help of the Russian 366th Motor Rifle Regiment, apparently not acting on orders from the command. The official death toll provided by Azerbaijani authorities is 613 civilians, including 106 women and 83 children. The event became the largest massacre in the course of Nagorno-Karabakh conflict.

Over the night from February 25 to 26, 1992 Armenian armed forces implemented the capture of the Khojaly city with support of hard equipment and the personnel of the infantry guards regiment No.# 366 of former Soviet Union.

The massed firing with using artillery weapon, hard military equipment, which was began in the evening of February 25, preceded assault of the city.

As a result of this the fire began in the city and by five o’clock in the morning the whole city was in fire. The population (about 2500 people) remained in the city were forced to leave their houses in the hope to find the way to Aghdam – the district center and the nearest place mainly populated by Azerbaijanis.

But these plans have failed. Armenian armed forces with the military support of the infantry guards regiment destroyed Khojaly city and with particular brutality implemented carnage over the peaceful population. As a result:

•613 people were killed, among them, 63 children, 106 women, 70 elders.
•8 families were killed completely.
•25 children lost both parents.
•130 children lost one of the parents.
•487 people were wounded, including 76 children
•1275 people were hostages.
•150 people were missing

These figures show the results of the most bloody tragedy of Nagorno-Karabakh conflict, which began on February, 1988 with illegal demands of ethnic Armenians of Nagorno-Karabakh Autonomous Oblast of Azerbaijan SSR to join to Armenia SSR that was provoked with direct support of ruling circles of the Armenian SSR, consent and inactivity of central authorities of Soviet Union.

“BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR”

(Xocalı kurbanlarının aziz hatıralarına)

Bir ana gülümserken yorgun ve güzel
Yüreği müjdelerle tüy gibi hafiflerken,
Orda, bir çocuk doğar sımsıcak dünyamıza
Burda ben…

Allahverdi Ağayev Settar oğlu… Sevinc Ağayarova İsaq kızı,
Raman Ağayarov isaq oğlu, Şebnem Hüseynova Elxan kızı,
Natevan Yusufova Penah kızı, Çingiz Abışov Nazim oğlu,
Maral Hüseynova Kamil kızı…
Nerdesiniz?

***

Dal nasıl, yaprak nasıl, ekin nasıl büyürse
Toprak nasıl uyanırsa bir incecik yağmurdan
Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan,
Burda ben…

Nezaket Çobanova Tapdıq kızı, Çinare Abışova Nazim kızı,
Ayşen Muradova Zöhrab kızı, Aynure Zeynalova Tofiq kızı,
Metanet Orucova Eli kızı, Aysel Mehdiyeva Murad kızı,
Sevinc Quliyeva Ekber kızı, Samir Quliyev Taleh oğlu,
Mehser Hüseynov Elxan oğlu…
Nerdesiniz?

***

Koştuğu, atladığı, durduğu, uzandığı,
Düşüp kaldığı yerlerde gözbebeğim var.
Orda, toz-toprak içinde bir çocuk ağlar,
Burda ben…

Elnare Aslanova Tofiq kızı, Anahid Hümbetova Eldar kızı,
Yegane Emirova Tevekkül kızı, Servan Sefiyev Elxan oğlu,
Ağasif Veliyev Bekir oğlu, Lale Xelilova Tahir kızı…
Neredesiniz?

***

Ne oyun oynamak ister, ne uyku ne su,
Ne elişi resimleri gönlünü alır.
Orda, bir uzak evde bir çocuk yetim kalır,
Burda ben…

Elşad, Emin, Simuzer, Behram, Selim, Receb, Letafet, Nesibe,
Ceyhun, Niyameddin, Gülmira, Zahir, Elgiz, Elçin, Natiq,
Ayşen, Azer, Samir, Vüqar… Neredesiniz?
Onlar size cevap veremeyecekler..
Çünkü konuşmaz ölü çocuklar

***
Dokunsam, martı gibi uçup gidecek sanki,
Solgun yüzlü bir avuç kar.
Orda, bir gece yarısı, bir hasta çocuk sayıklar,
Burda ben…

Onlar bütün dünyanın gözleri önünde öldüler… Öldürüldüler…
En küçüğü bir yaşındaydı.. Aygün… En büyüğü de 18 yaşında.. Saadet…
Siz onların adını bile bilmiyorsunuz…
Oysa onlar bir okulun iki sınıfını dolduracak kadar çoktular..
56 çocuk… Onlar öldüler.. Siz onları unuttunuz.

Ben bir Öğretmenim.. Benim okutacağım, sizin okutacağınız,
dünyayı gülüşleriyle renklendirecek 56 çocuk öldürüldüler…
Babalarıyla, anneleriyle, kardeşleriyle dedeleriyle, nineleriyle beraber..
Xocalı’da 25 Şubatı 26’ya bağlayan gece 1992’de.. Sınıflarım boş kaldı..
Dünyamın gülüşü donup kaldı… Bilmem duydunuz mu..
Derler ki her çocuk ölümünde melekler de ağlarmış…
Yağmur olup akarmış gözyaşları dünyaya… Çocuk mezarlarının üstüne…

Ermeniler…Hani yüzyıllardır bünyesinde yaşadıkları her ülkeye ihanet eden,
bize ait toprakları; O toprakların üstündeki abideleri;
O abideleri yaratan kültürü çalan,çalmaya devam eden katiller..
Çocuklarımızı onlar öldürdüler.. Bir çoğunu aileleriyle birlikte…
Siz bunları biliyor musunuz? Peki ne yaptınız o zaman?
Topraklar orada kaldı, mezarlar orada kaldı, şeref orada kaldı, katiller orada kaldı…

Şimdi anlaşma yapmaya çalışıyorsunuz… Referandum..
Çocukları öldüren o elleri sıkmaya çalışıyorsunuz…
Ölenlerden izin aldınız mı peki?..
Onlar affettiler mi katillerini?

Birden bire uyanır bir ana uykusundan,
Sapsarı bir korkuyla baka kalır nefessiz.
Orda, sabaha karşı bir çocuk ölür sessiz,
Burda ben…

İrfan Murat YILDIRIM

The explanations given to human rights by all the international
organizations including UNO claim that the violence conducted by
any kind of armed groups towards defenceless civil people should be
considered as a crime against the humanity. The crimes realized by
Armenian armed forces during 100 years against civil turks as well
as the Khojaly massacre conducted by Russian army aid in 1992 is
the clear prove of such reality.

South Azerbaijan Freedom Party (SAFP) condoles Azerbaijani
nation with 20 th years of Khojaly massacre and wishes soon
freedom for Karabakh.

P.S. Below mentioned materials are taken from Azerbaijani sources.
We express our gratitude to all these sources

Photos of Azeri victims of Armenian terror

HOCALI SOYKIRIMI

Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde katledilmesi olayı.

“Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü,The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam,Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan’ın aktardığına göre kardeşi, Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğu açıklanmıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî açıklamasına göre saldırıda 83 çocuk,
106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş,
toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür.
Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.

***

“Haçın Hatırı İçin” Hocalı Soykırımı

Sadi Somuncuoğlu

Haçlıların kışkırttığı Ermenistan, 200 yıldır Türk soykırımı yapıyor. Hocalı bunun son halkası. 1992’nin 25 Şubat gece yarısı, aniden saldırıya geçen Rus Motorize Alayı’nın desteğindeki silahlı Ermeniler sivil halkı; genç, çocuk,
yaşlı, kadın demeden kurşunladı, vahşice işkencelerle katletti. 613 şehit verildi.

Saldırının bilançosu ve gelişmeler şöyle oldu:

* Ermeni işgalinde 30 bin Azerbaycan Türk’ü şehit oldu.

* 1993’te 58 bin nüfuslu Kelbecer düştü. * Bir milyondan fazla Azerbaycan Türkü kaçkın oldu.

* Azerbaycan topraklarının %20’si işgal edildi.

* Çok sayıda abide, ibadethane, tarihi cami, kale, türbe, köprü ve müze yerle bir edildi.

Bunun üzerine;

* 1993’te BM Genel Kurulu, “Ermenistan’ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayan saldırgan ve yayılmacı tutumunu kınayan” karar aldı.

* BM Güvenlik Konseyi 822 sayılı kararıyla, “Ermenistan’ın, işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesini” istedi.

* 1994’de Azerbaycan Meclisi, 25 Şubat’ı “Soykırım Günü” ilan etti. l Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeleri yayımladıkları 324 nolu bildirgeyle; “Ermeniler tüm Hocalıları katlettiler ve tüm şehri harap ettiler” dedi.

* AGİT Minsk Grubu 1996’da Ermenistan’ı kınayıp, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini istedi.

* AKPM Siyasi İşler Komisyonu üyesi David Atkinson raporunda, “Askeri eylem ve yaygın etnik düşmanlıklar, farklı etniklerin kovulmasına ve sonuçta mono-etnik bölgeler oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum etnik temizlik kavramına benzemektedir” dedi.

Vahşetin dehşetini yaşayan Beyrutlu Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, gördüklerini,“Haçın Hatırı İçin” (For the Sake of Cross) isimli kitabında şöyle yazdı:

“Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup,Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı.
Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı.
Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hâlâ yaşıyordu.Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı.

O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı.Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.”

Evet, “Haçın Hatırı için” soykırım.

Uluslararası kuruluşlar çok karar aldı, hatta soykırımı işaret etti, ama hiçbir gelişme olmadı. Minsk Grubu Eşbaşkanları, ABD, Fransa ve Rusya’nın himayesine sığınan Ermenistan, saldırılarına devam etti. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarını yerleşime açtı. Türkiye’nin izniyle Suriye’de 7 bin Ermeni Karabağ’a yerleştirildi.

Ne yapılmalı:

1) Hocalı Soykırımının tanınması (Çekya gibi) için, çalışmalar sürdürülmeli.

2) Lahey Adalet Divanı’nda “Soykırım” davası açılmalı.

3) Kaçkın Azerbaycanlılar AİHM’de dava açmalı..

4) Türk-Azerbaycan derneklerinin 100 bin imza ile ABD’ye yaptığı müracaat çok etkili oldu. Bu yaygınlaştırılmalı.

5) Türkiye, ambargoyu tam olarak uygulamalı.

6) Ermenicilerin yayılmacı ve saldırgan tutumları, yürüyüş ve mitinglerle Türkiye kamuoyunda canlı tutulmalı.

***

Bir hatıra:

Birinci dönem Kars Milletvekili Fahrettin Erdoğan anlatıyor:

“Azerbaycan’ın istiklali dolayısıyla, Büyük Millet Meclisi’nde’ki bütün milletvekilleri katılmış ve böylece 50 bin kişilik bir halk toplanmıştı. Dualar, tekbirler, sevinç sedaları ve sevinç gözyaşları arasında Atatürk kendi eliyle, sefaret binasına Türk Azerbaycan’ın bayrağını çekmişti.”

1918’de çekilen Bayrağı Kızıl Ordu 1920’de indirdi, ama 1990’da Elçibey tekrar çekti. Sıra vatanın kurtarılmasında.

***

MADEM HEPİNİZ ERMENİSİNİZ,
HOCALI KATLİAMININ SORUMLUSU DA SİZSİNİZ

Mehmet Zehir

1991 yılında Azerbaycan Parlamentosu’nun halktan gelen baskılar karşısında Dağlık Karabağ’ın özerk bölge statüsünü ilga etmesine karşılık Dağlık Karabağ Parlamentosu bir referandum düzenleyerek cevap vermiştir.

Çoğunluğu Ermenilerin oluşturduğu bölgede referandum sonucunda Dağlık Karabağ Parlamentosu bağımsızlığını ilan etmiştir. 1992’de Sovyet birlikleri de bölgeden çekilmiştir. Hocalı’da gerçekleştirilen katliama giden süreçte, Ermenileri Rusların desteklediği yönünde ciddi bulgular bulunmaktadır. Ermeni gönüllülerden oluşan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilmiştir.

Ardından Gorbaçov, 25 Temmuz 1990’da yayımladığı bir kanun ile SSR (Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasını yasaklamış ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konulmasını sağlamıştır. Bu kanunla birlikte Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere silahlar toplanmış, Dağlık Karabağ’da ise bu görev Rus askerleri tarafından yerine getirilmiştir. 1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibi terör eylemlerine kalkışmışlardır.

1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri, Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Ekim 1991’de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Hocalı Katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25–26 Şubat 1992’de Hocalı’ya ulaşan Ermeni kuvvetlerince gerçekleştirilmiştir.

Rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, Rus ordusuna ait 366. alayın 1991’in sonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanmıştır. 10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3.000 Azeri bulunmaktaydı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam Azeri sayısının 1.300 kişi olduğu söylenmektedir.

Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüştür. Kadın, çocuk ve yaşlılar da dahil olmak üzere siviller katledilmiştir. Katliamın ilk gecesinde sekiz aile bütün fertleriyle öldürülmüş, 700’den fazla çocuk anne ya da babasını kaybetmiştir. Yaralılar ise 1.000’in üzerindedir. Katliama tanık olan bir gazeteci, yaşananları şu şekilde aktarmaktadır:

“Dağlık Karabağ’ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1.300 Azerbaycan Türk’ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünyaya duyurdum.

Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı.

İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.” Gelişmelere seyirci kalan BM ve Batılı devletler, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir. Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye 1921 Kars Anlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahalede bulunabileceğini açıklamıştır.

Uluslararası toplum, ancak Ermenilerin nüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer’e saldırmasıyla harekete geçti. BMGK, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesini istedi, ancak bu sonuç vermedi. Kararın ardından AGİT bünyesinde arabuluculuk çalışmaları başlatıldı. 1994 yılında iki taraf arasında ateşkes ilan edilmiştir. Savaş sonrası çözüme kavuşturulamayan bir diğer sorun da, ülke içerisinde yerinden edilen ya da sığınmacı durumuna düşen bir milyon civarı Azeri’dir.

Bunların büyük bir çoğunluğu Azerbaycan sınırları dahilinde yaşamaktadırlar. Azerbaycan nüfusunun %10’undan fazlası ülke içinde yerinden edilmiş sığınmacılardan oluşmaktadır ki bu, kişi başına dünyada yerinden edilmiş en büyük nüfus hareketlerinden biri anlamına gelmektedir. Bu insanlar hâlâ Ermenilerce işgal edilen topraklarda bulunan evlerine geri dönmeyi beklemektedirler.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan veya başka ülkelerden Azerbaycan’a gelen Azerbaycan vatandaşları, Azerbaycan hükümeti tarafından “göçkün” olarak adlandırılmaktadır. Sorunlarına hâlâ kalıcı çözümler bulunamayan göçkünler; mesken, iş, yiyecek, sağlık, eğitim ve can güvenliği gibi birçok sorunla karşı karşıyadırlar. Bu kişiler Bakü ve çevresinde, zor koşullar altında çadırlarda, barakalarda, okul ve yurtlarda, pansiyonlarda, dükkânlarda, yük vagonlarında, hatta yol kenarlarında yaşam mücadelesi vermektedirler.

Naci KAPTAN
25 Şubat 2013

This entry was posted in EMPERYALİZM, ERMENİ SORUNU, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *