Dünden bugüne,”Big brother watching you” demişlerdi de bu neymiş ki hemşerim demiştik !!!. *** Telekulak her yerde‏

Dünden bugüne,
“Big brother watching you” demişlerdi de
bu neymiş ki hemşerim demiştik !!!.
 
Bilim kurgu kitapları gerçek oluyor …

AKP hükümetinin derin yapısı ,cemaat ve yol gösterici yabancı ustaları el birliğiyle Türkiye’yi dinleyen ve kayda alan izleme sistemini kurdu.Elde ettiklerini biriktirdi.Günü geldiğinde bu pandora kutusunu açarak hedeflediği kişileri tek tek karalamaya ve özel yaşamlarını teşhire başladı.Elde edilen bilgilerle yapay belgeler üretildi.. Dinleme ve izleme yöntemiyle insanların özel yaşamlarına girildi,onurları kırıldı ve suçlar isnad edildi.

Bu kişiler düşünceleriyle ve bilgelikleriyle Ulus Devleti ve laik demokratik Cumhuriyeti özümseyen insanlardı.Vatanlarını ve insanını seven kişilerdi.Demokrasi mitingleriyle ülkemizde yükselen antiemperyalist duruşun kuvveti kırılmalı ve yok edilmeliydi. Toplumun aydınlık yüzü olan ve lokomotif görevi yapanlar yapay ve siyasi nedenlerden oluşturulan davalarla hapislere atıldılar.Toplum üzerine korkunun kara gölgesi düşürüldü.

Ulus Devlet ve Ulus bilinç hedef tahtasına kondu. Emniyet genel Müdürlüğü 2007 yazında Ulusallığı tehdit edici unsurlar arasında değerlendirdi.

Bugün toplum üzerinde derin iktidarın siyasi terörünü estiren dinlemenin yakın geçmişi aşağıdadır.

Naci Kaptan

Cumhuriyet 26.08.2004

İLHAN TAŞCI’nın haberi

İletişim özgürlüğüne yıllarca darbe vuruldu. Kimi zaman başbakan, kimi zaman ise gazeteciler dinlendi

Telekulak her yerde

Dinleme hukuksuzluğu
Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’nın evinin onarımını yapan müteahhitle yaptığı telefon görüşmelerinin basına yansıması ve MİT’çi Kaşif Kozinoğlu’nun, Alaattin Çakıcı’nın Yargıtay’daki dosyası için ricacı olmasının ardından telekulak tartışması yeniden alevlendi. Aslında Türkiye, telekulak skandallarına yabancı değildi. Geçmişte birçok siyasetçi, gazeteci ve yargıç, yasadışı telefon dinlemenin mağdurları arasında yerini almıştı.

 Anayasal hüküm
Türkiye’de hâkim kararı olmadıkça haberleşme özgürlüğünün ihlal edilemeyeceği anayasal hüküm haline getirildi. Ancak daha sonra iletişim özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu zamanla anlaşıldı. AİHM kamu otoritesince telefon dinleme gerekliliğini benimserken bunun mutlaka yasal temele oturtulmasına ve haberleşme özgürlüğünün zedelenmemesine de ayrıca önem veriyor.

Bakanlık mahkûm oldu
Yasadışı dinleme nedeniyle birçok dava açıldı. Öne çıkanlardan birisi de eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver’in resmi telefonunun dinlenmesiydi. Ünver, İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. Bakanlık, yalnızca Yargıtay’ın değil, başka önemli kişi ve kurumların da telefonlarının dinlendiğini belirterek tazminatın yeni istemlere neden olacağını savundu. Mahkeme ise bakanlığı mahkûm etti.

Yasadışı telefon dinleme gündemden hiç düşmedi. Dinlenen kimi zaman başbakan, kimi zaman gazeteci oldu

Telekulak her yerde

Türkiye’de iletişim özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu ve politikacıdan gazeteciye hatta yargı üyelerine pek çok insanın telefonlarının dinlendiği ortaya çıktı. Yasal güvencelere karşın dinleme hukuksuzluğunun önüne geçilememesinde uygulamadaki özensizlik ve siyasilerin kural tanımaz hırsları ön plana çıktı.

İLHAN TAŞCI

ANKARA – Telefon dinlemenin tarihte ne zaman başladığı kesin olarak bilinmese de telefonun icadından hemen sonra dinleme yöntemlerinin de geliştirildiği görüşü genel kabul görüyor. Türkiye’deki yasadışı telefon dinlemeye ilişkin tartışmaların odağına, kimi zaman siyasetçiler, kimi zaman gazeteciler, bazen de dinleme kararını verecek olan hâkimler yerleşti. İletişim özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu zamanla anlaşıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kamu otoritesince telefon dinleme gerekliliğini benimserken bunun yasal temele oturtulması, haberleşme özgürlüğünün zedelenmemesine de ayrıca önem veriyor.

Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ‘nın evinin onarımını yapan müteahhitle yaptığı telefon görüşmelerinin basına yansıması ve MİT’çi Kaşif Kozinoğlu ‘nun, Alaattin Çakıcı ‘nın Yargıtay’daki dosyası için ricacı olmasının ardından telekulak tartışması yeniden alevlendi. Aslında Türkiye, telekulak skandallarına yabancı değildi. Geçmişte birçok siyasetçi, gazeteci ve yargıç, yasadışı telefon dinlemenin mağdurları arasında yerini almıştı.

Uygulamada özensizlik

Anayasayla tüm yurttaşların iletişim özgürlüğü güvence altına alındı. Hâkim kararı olmadıkça da haberleşme özgürlüğünün ihlal edilemeyeceği anayasal hüküm haline getirildi. Türk Ceza Yasası’nda da ”sırrın masuniyeti aleyhine cürümler” suç kabul edildi. Telefon dinlemeye, Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası olanak tanıdı. Ancak burada dinleme kararı için suça ilişkin, ”kuvvetli belirti” koşulu ve hâkim kararı zorunluluğu getirildi. Tüm bu anayasal ve yasal güvencelere karşın yasadışı telefon dinlemenin birçok örneği kamuoyuna yansıyor. Güvencelere karşı dinleme hukuksuzluğunun önüne geçilememesinin nedenleri arasında uygulamada gösterilen ”özensizlik” öne çıktı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 8. katında oluşturulan dinleme merkezinde 1998-1999 yıllarında 835’i gerçek kişilere ait olmak üzere, toplam 963 telefon yasadışı yollardan dinlenmişti. Dinlenen telefonlar arasında Cumhurbaşkanlığı’ndan Başbakanlık’a, Milli Savunma Bakanlığı’ndan milletvekillerine, işadamlarından gazetecilere kadar birçok kesimin dinlenmesi, yaşanan hukuksuzluğun boyutlarını gözler önüne serdi. TBMM’de yasadışı telefon dinlemeleri araştırmak üzere araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon, çok sayıda yasadışı dinlemeyi de ortaya çıkardı.

FP’nin kapatılması

Fazilet Partisi’nin kapatılması davasında, yasadışı yoldan elde edilen telefon dinleme tutanaklarına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın esas hakkındaki görüşünde yer verildi. Kapatılan FP’nin genel başkanı Necmettin Erbakan ile dönemin TBMM Başkanvekili Yasin Hatipoğlu arasında geçen görüşme, kapatma davasında kanıt olarak sunuldu. FP’nin kapatılmasına karar veren Anayasa Mahkemesi, bu delili hukuka aykırı yoldan elde edildiği için kanıt olarak kabul etmedi.

Yargı da dinlenirse…

Yasadışı dinleme nedeniyle birçok dava açıldı. Bunlardan öne çıkanlardan birisi de eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver ‘in resmi telefonunun dinlenmesiydi. Ünver, İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı. İçişleri Bakanlığı’nın mahkemeye gönderdiği savunma, idarenin telefon dinlemeye bakışını da gözler önüne serdi.

Bakanlık, yalnızca Yargıtay’ın değil, başka önemli kişi ve kurumların da telefonlarının dinlendiğini belirterek olası bir tazminatın yeni tazminat istemlerine neden olacağını savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, İçişleri Bakanlığı’nı, Naci Ünver’e 7.5 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Yargıda nüfuz kullanarak davaları etkilemeye çalışıldığına ilişkin Neşter-2 soruşturmasının telefon dinlemesine Yargıtay üyeleri de takıldı. Yüksek yargıçların durumunu değerlendirmek üzere toplanan Yargıtay 1. Başkanlık Divanı, Yargıtay üyelerinin dinlenmesi için bir izin isteminin bulunmadığına, yasa uyarınca izin alınması gerektiğine işaret ederek, yasal olmayan yollardan elde edilen delilin ceza yargılamasında kanıt olarak kabul edilemeyeceğine oybirliğiyle karar verdi.

Dinleme yasa çerçevesinde

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin genel yaklaşımına bakıldığında, divanın yasa çerçevesinde dinleme zorunluluğuna yakın kararları bulunuyor. AİHM, kural olarak, demokratik toplumların kamu otoritelerince telefon dinlenmesinin gerekliliğini kabul ederken demokratik toplum düzeninin korunması bakımından tanınan uygulamanın yasal bir temele oturtulması ve haberleşme özgürlüğünü zedelememesi gerekliliğine işaret ediyor.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde de, özel hayatın ve aile yaşamının korunmasında resmi makamların karışmasının, ancak ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik gönenci, düzenin korunması, suçların önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın ve başkasının hak ve özgürlüklerinin korunması için zorunlu bulunduğu ölçüde, kanunla öngörülmesi koşuluyla olabileceği öngörülüyor.

Watergate skandalı

Dünyada bilinen en büyük yasadışı telefon dinleme olayı ABD’de yaşanan ”Watergate” skandalı ile ortaya çıktı. Faruk Bildirici ‘nin ”Gizli Kulaklar Ülkesi” adlı kitabında, 1972 yılında yaşanan skandalın ABD Başkanı Richard Nixon ‘ın istifasına kadar uzandığı belirtiliyor. Aradan 24 yıl geçtikten sonra 1996’da açıklanan skandalın bantları, Nixon’ın, politikacıların yanı sıra ünlü gazetecilerin de telefonlarını yasadışı yoldan dinlettiğini kanıtladı.

Türkiye’nin kabul edilmeyi beklediği Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Fransa başta olmak üzere birçok ülkede telefon dinleme, mahkeme kararıyla olanaklı hale geliyor. ABD’de de telefon dinlemek için yargı kararı gerekiyor. Soruşturma bittikten sonra, yargıçların, dinlemeye alınmış kişilere dinlendiklerini bildirme ve dinlenilen konunun içeriğini de sunma zorunluluğu bulunuyor.

***

‘Meraklısına dinleme aletleri’

Faruk Bildirici’nin Türkiye’de telekulak konusundaki sayılı kitaplarından Gizli Kulaklar Ülkesi’nde, ”meraklısına dinleme aletleri kataloğu” da ayrıntılı olarak yer alıyor. Bunlardan bazı örnekler şöyle:

Telefon karıştırıcı (ABC-9): Masa üzerine yerleştirilen cihaz, kolayca telefonun hattına bağlanıyor. Gizli bir konuşma yaparken dinlenmemesini isterseniz düğmeye basarak cihazı çalıştırıyorsunuz. Dinlemek için hatta giren, konuşmalarınızı elektronik perdeleme nedeniyle anlayamıyor. Perdelemenin çözülmesi daha güç bir teknolojiyi gerektiriyor.

Telekulak uyarıcısı: Telefon hattınızı sürekli kontrol ederek, voltaj değişikliklerini kaydederek uyarıyor. Dinleme girişiminde bulunanların hangi tip yöntemi kullandığını da bildiriyor.

Beyaz ses: Odanın içinde dinlemeyi önlemek için etrafa beyaz ses yayıyor. Oda içerisinde gizli mikrofon, verici, mikrodalga ya da lazer yansıtıcı ile dinlemeyi önlüyor.

UXR-5 Bond çantası: İşadamı çantası şeklinde. Hedeflenen yerdeki bütün sesleri kaydediyor. İnsan seslerini diğer seslerden ayırt edebiliyor.

Şemsiye mikrofonu: Son derece güçlendirilmiş bir mikrofonla donatılan şemsiye, uzaktaki konuşmaları dinlemek amacıyla kullanılıyor.

UXT telefon ahizesi: Kaldırıldığı andan itibaren, görüşmeyi otomatik olarak karşı taraftaki teybe kaydediyor.

Oda ve telefon dinleyici: Telefonun içine yerleştirilen küçük bir plastik kutudaki verici sayesinde, hem telefonun hem de bulunduğu odanın telefon hattından dinlenmesini sağlıyor.

UXB verici: Küçük bir kutu büyüklüğünde. Dinlenecek yerlere konuluyor.

UX-Card: Kredi kartı büyüklüğünde. Kapı altına, kitap arasına ya da cebe konularak dinleme yapılıyor.

This entry was posted in Gundem, Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *