DEVRAN DÖNÜYOR *** F Tipi hesap versin

16 Aralık 2014 Salı
Aydınlık / Ankara

F Tipi hesap versin

F tipinin mağdur ettiği isimler ve yakınları örgüt operasyonlarına ‘basın özgürlüğü’ söylemiyle karşı çıkanları eleştirdi. Aileler sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi

F tipi örgütün tertipleriyle yaşamlarını kaybeden Ergenekon, Balyoz gibi davaların sanıklarının yakınları ve kurulan kumpaslarla uzun süre hapiste kalanlar F tipi örgüte yönelik operasyonları değerlendirdi. F tipi örgüt mağdurları F tipi örgüte yönelik operasyonların basın özgürlüğü ile değerlendirilemeyeceğini belirterek, örgütün hesap vermesini istedi.

Tertipler sonucu yaşamını kaybeden mağdurların yakınları ve uzun süre hapis yatanlar F tipi operasyonla ilgili olarak şunları söyledi:

‘ONLARLAR ARAMIZDA CAN DAVASI VAR’

Ahmet Tatar (Yarbay Ali Tatar’ın kardeşi): Cemaat konusunda benim objektif olmamı hiç kimse bekleyemez. Her şey çok taze ve aramızda bir can davası var. Kendileri bunu iyi biliyorlar ve şimdiye kadar en ufak bir nedamet belirtisi göstermediler. Birçok suçsuz günahsız insanı dara düşürdüler, ölüme, zulme sebep oldular. Ahmet Hakan, geçenlerde cemaatin en yetkili ağzı Ekrem Dumanlı’ya sordu bunu. Dumanlı, mağduriyetler için oldukça pişkin “Olabilir” diyor.

İnsanlar en güzel yıllarını sevdiklerinden uzakta, zindanlarda geçirmiş, sağlıklarını ve nihayet canlarını kaybetmişken hiçbir pişmanlık belirtisi göstermiyor. Çok rahat. Neredeyse “Görevimizi yaptık” diyecek. Şimdi de Ali’nin (Tatar) hakka yürüyüşünün 5. yılında “Herkes için hukuk, herkes için adalet” diye haykırıyoruz. Ama bütün iyi niyetimize rağmen, bunların yakın geçmişte yazdıklarını, yaptıklarını hatırlayınca, kimse kusura bakmasın “Şeytan” çıkıyor karşımıza.

‘ERDOĞAN DA HESAP VERMELİ’

Sabriye Okkır (Kuddusi Okkır’ın eşi): Benim yaşadıklarımı, yaşamayan kimse anlayamaz. Şimdi bir gözaltı kararına bile bu kadar tepki varken Kuddusi Okkır öldüğü zaman insanlar niye tepki gösteremedi? Kuddusi ölmedi, öldürüldü. Bunun hesabını versinler. Şimdi sıra onlara geldi, onlar tutuklanıyorlar. Onlar da yargılansın. Hukuk açısından mağdur olmasınlar ama hesap versinler. Bu hesabı Tayyip Erdoğan da vermeli. İnşallah sıra Tayyip Erdoğan’a da gelecek, o da hesap verecek. Ben bunu göreceğim. Beni ayakta tutan tek duygu bu. Sadece hesap verilmesi.

‘İPLİKLERİ PAZARA ÇIKSIN’

Çetin Doğan (E. Org., Balyoz sanığı): F tipi basının da bunun içinde olduğunu biliyorum. Yaptıkları bütün yayınlar bunu gösteriyor. Bütün ipliklerin pazara çıkması lazım. Keser döner, sap döner, devir değişiyor tabii. Kesinlikle intikam peşinde değilim, arkadaşlarımız da değil. Ama bu insanların mutlaka hesap vermesi gerekir. Biz daha tutuklanmadan basında yargısız infaz yapanlar bunlar. Bu kişilerin suçsuz olduğunu söylemek mümkün değil. Ergenekon ve Balyoz davalarında oynadıkları rolün araştırılması lazım.

‘GÖZLERİNİ KIRPMADAN SUÇ İŞLEDİLER’

Sema Özenalp (Mamak Cezaevi’nde yaşamını yitiren Dz. Albay Murat Özenalp’ın eşi):

Kumpasa bilerek alet oldular. Her şeyi bilerek yaptılar. Aldatıldık demesinler. Bir şekilde bedelini ödesinler istiyor muyum; evet, hem de her şeyden çok istiyorum. Hakkımı da helal etmiyorum. Bu insanlarla bizim hesabımız ayrı. Benim öfkem, benim kızgınlığım ayrı. Bu insanlara bunun hesabı ayrıca sorulmalı, onun zamanının da geleceğine inanıyorum ben. Vicdanı olan insan o haberleri yapmazdı. Şimdi çıkıp ‘Biz hata yaptık’ diye özür dilemeleri lazım. Ancak kumpas döneminde yüzlerce insanın mahvına sebep olacak şeyleri, gözlerini kırpmadan yazabildiler. Şimdi devran dönüyor.

‘CEMAAT RAPORUNU CUMHURBAŞKANI SEZER’E SUNMUŞTUK’

Hasan Atilla Uğur (E. Albay, Ergenekon sanığı): 14 Aralık operasyonundaki en önemli husus bir suç örgütü kapsamında operasyonun başlatılmasıdır. 2003 yılı sonunda Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda çalışırken F tipi örgüt ile ilgili hazırladığım bir klasörlük raporu önce dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e, sonra da dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e arz etmiştik. F tipi örgütün uluslararası bir ajan yapılanması olduğu yıllar öncesinde tarafımızdan bilinmekteydi. Milli güçlerin tasfiyesi operasyonlarında yani Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk gibi kumpas davalarında bu örgütün fiilen etkin olduğu bir gerçektir. 2011 yılına kadar mevcut iktidar F tipi örgüt ile birlikte hareket etmiştir. Yine de bugün için bu uluslararası örgütün üzerine gidilmesi son derece olumludur.

‘DUMANLI NE DEMİŞTİ?’

Kemal Kerinçsiz (Avukat, Ergenekon sanığı): Ergenekon ve odaTV davalarında bazı gazeteciler gözaltına alındığında Ekrem Dumanlı’nın, gazetesinde ‘Siz onların sıfatlarına bakmayın işledikleri suçlara bakın’ demişti. Şimdi farklı muamele beklemesi içine düştükleri çelişkiyi gösterir. Zaman gazetesi ve mensuplarının birçoğunun basın yasası çerçevesinde hareket eden kişiler olmadığı bir gerçektir.

‘BUNUN YARGI AYAĞI DA VAR’

Dursun Çiçek (Emekli Albay, Ergenekon sanığı): 4-5 yıl önce bizler demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden, masumiyet karinesinden bahsederken bunlar bu ihlalleri yapanları alkışlıyorlardı. Bunun devamını da bekliyoruz. Yargı ayağındaki hakim ve savcıların da bu hesabı vermesi lazım. Onların bize çok gördüğü hukuk ve adaleti biz onlar için istiyoruz. Adil yargılansınlar. Bunların bize karşı işledikleri insanlık dışı suçlar zaten sabit. O suçların hesabını versinler.

14 ARALIK OPERASYONU İÇİN KİM NE DEDİ?

Ayşenur Arslan: Bugün gözaltına alınanların önemli bölümü Silivri kumpası için yargılanmalı. Böyle içi boş intikam dosyaları ile değil.

Fatih Altaylı: 5 yıl sonra yapılanların kumpas olduğu açığa çıkacak.

Şengül Hablemitoğlu: Basın özgürlüğü bu memlekette hiçbir zaman goygoydan öte geçemedi. Paralel ile izdüşümün kavgasında telef oldu ülke.

İsmail Küçükkaya: Gün intikam günü, “Oh olsun” deme günü değil; hakkı, hukuku, adaleti savunma günü. Özgür basın susturulamaz!..

Güler Kömürcü: “Bu demokrasiye darbe” değildir. Dosyada neler var, bakalım.

Merdan Yanardağ: F tipi çeteye operasyon, suç ortaklarının Cumhuriyeti yıkan siyasal mezhepçilerin ganimeti (iktidarı) paylaşma kavgasının yeni aşamasıdır.

Ruşen Çakır: Cemaate rağmen Cemaat mensuplarının haklarını savunma gibi çetin bir durumla karşı karşıyayız. Zor ama imkansız değil.

Cüneyt Özdemir: Basına yönelik her türlü baskıya, gözaltına, tutuklamaya karşıyım.

Tufan Türenç: AKP iktidarı hangi hakla, hangi hukuki gerekçeyle bir gazeteye baskın yaptırıyor? Demokrasilerde böyle yetki olmaz, diktatörlüklerde olur.

Hasan Cemal: 14 Aralık operasyonuyla Zaman’a, Samanyolu’na ve meslektaşlarıma yapılan baskıyı şiddetle protesto ediyorum. Sevgili Ekrem Dumanlı, yıllardır tanışırız, canını sıkma, bu memleket ne darbe dönemleri yaşadı, bunu da hep birlikte dayanışmayla aşarız.

Cengiz Çandar: Tüm dayanışma duygularım Ekrem Dumanlı ve adaletsizliğin hedefi olanlar ile… Diktatörlüğe doğru pervasız gidiş. Bu “Cemaat operasyonu” adı altında basın özgürlüğüne saldırıdan başka bir şey değil.

This entry was posted in DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DİN-İNANÇ, FAŞİZM, Fetullah Gülen, Gundem, Haber, HUKUK-YARGI-ADALET, SİYASİ TARİH, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *