POLİTİKA GÜNDEM * Anayasa kronometre değildir * Başyüce hazretleri üçüncü kez cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmadığını…..

CUMHURİYET – Özdemir İnce – 05 Şubat 2023

Anayasa kronometre değildir


Başyüce hazretleri üçüncü kez cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmadığını kendine has çarpıcı üslubuyla şöyle açıklamaktadır: 

“Milletimizin takdiriyle 2017 yılında kabul edilen anayasa değişikliği en küçük bir tereddüte, en küçük bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Türkiye, 2018 seçimleriyle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti, bu bakımdan kronometreyi sıfırladı.” 
İddiaya ilk itirazım şudur: Anayasa referandumunda “milletimizin” sadece yüzde 51.41’i “evet” oyu vermiş olup yüzde 48.59’u “hayır” demiştir. Üstelik “evet” diyen pusulaların 1 milyonu mühürsüz olduğu için referandum etik açıdan geçersizdir. Yani anayasa değişikliği milletin vicdanı tarafından onaylanmamıştır.
Öte yandan gayri meşru sayılabilecek referandum sonuçları Cumhuriyet rejimini ilga etmediği için “sistem değişikliğinin” de kıymeti harbiyesi yoktur. Cumhurbaşkanına bazı yetkilerin verilmiş olması Cumhuriyeti ikinci cumhuriyet yapmamıştır. Olsa olsa R.T. Erdoğan özel kronometresini durdurmuştur ama Cumhuriyet Devleti’nin kronometresi çalışmaktadır. Bu kronometreyi askeri darbeler bile durduramamıştır. Cumhuriyetin kronometresi anayasanın başlangıç bölümü ile ikinci maddesi yerinde kaldıkça çalışmayı sürdürür.
Bu bakımdan, “Sistem”“Rejim” anlamına gelmediği için, R.T. Erdoğan’ın iddia ettiği gibi “2018’de seçilen cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı” değildir. R.T. Erdoğan değil de bir başka aday seçilmiş olsaydı, ilk kez seçilmiş olurdu. Zaten ülkemizin bağımsız ve tarafsız anayasa bilginleri R.T. Erdoğan’ın bir kez daha aday olamayacağı konusunda olumsuz görüş bildirmişlerdir.
Okuma ve yazması olan, yüksek öğrenim görmüş, akıl sağlığı şimdilik yerinde bir vatandaş olarak ANAYASA MADDE 101’in eski ve yeni yazımlarını okuyorum:
Eski Madde 101 – (Değişiklik: 31/5/2007-5678/4 md.) Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.
Yeni Madde 101 – Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.
101. maddenin eski ve yeni halleri tamamen aynı. Ben bunu gayet iyi anlıyorum. Ancak R.T. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı şu anda birinci mi yoksa ikinci mi, buna karar verecek durumda değilim. Lakin R.T. Erdoğan ve yandaşları ilk dönem olduğu, anayasa hukuku bilginleri ise ikinci dönem olduğunu iddia ediyorlar. Akıllı ve akılcı bir vatandaş olarak ben anayasa hukuku bilginlerine inanıyorum. İnanıyorum çünkü anayasanın bir kronometre olmadığını biliyorum.
Hukuk bilginlerimizden Prof. Dr. Sami Selçuk “Erdoğan 3 kez aday olamaz” diyor (Karar Gazetesi, 21.01.2023).
[Asla olmaz. Olamaz. Çünkü Roma hukukundan bu yana yorumda en önemli ilke şudur: “Anlam açıksa yorum yapılmaz” ya da “açıklık durumunda yorum yapılmaz” (…)
Demek her boyda ve her katmandaki insanlar, iki kez seçilememe gibi bir “temel ilke”yi düzenleyen bu anayasal hükme kesinlikle uyacaklardır. Sizler, ABD’de de bir başkanın iki kez seçileceğine ilişkin temel hükme uyulmadığını hiç gördünüz mü? Elbette görmediniz. Dahası kimsenin aklına bile gelmez böyle bir durum.
 ABD’de sadece bir kez İkinci Dünya Savaşı sırasında, yani çok olağanüstü koşullarda Başkan Franklin Delano Roosevelt için kullanılmıştır, bu istisnai durum. Peki, Türkiye’de böyle bir istisnai durum var mı? Çok şükür yok. Öyleyse neyi ve neden tartışıyoruz? Çünkü hukuku hiç özümsemedik ve ona hiç saygımız yok da ondan. İnsan, ancak kendi yaptığı hukuka, kendi verdiği söze, hem de şerefi üzerine ant içerek verdiği söze uyarak başka insanların güvenini kazanabilir.
Umarım, YSK’nin büyük hukukçuları, hiç değilse bu kez tartışılan bu konuda “aynı konuda norm” arayacak ve böyle bir norm varsa hukukun önemli bir sorunu olan “hükümlerin (normların) yarışması” kurallarına göre karar verecek yerde, kendilerini yasama organının ya da Anayasa Mahkemesi’nin yerine koyarak “mühürsüz zarflar”la ilgili maddeyi yürürlükten kaldırdıkları gibi, “yetki yağması”nda (salahiyet gaspı) bulunup, “yokluk” (keenlemyekûn) yaptırımıyla sakat olduğundan hukuk dünyasında doğmayan bir karara imza atmazlar.]
This entry was posted in ANAYASA, Politika ve Gundem, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *