*9 EYLÜL 1922* İZMİR’İN KURTULUŞUNUN 100. YILI KUTLU OLSUN

Naci Kaptan – 09 Eylül 2022

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal 12 Eylül 1922 tarihinde İzmir’den Türk Ulusuna şu yayımladığı zafer mesajında Yunan ordusunu emperyalistlerin donattığını şöyle belirtir:

“Batı fabrikalarının çelik zırhları ile kaplanan muazzam Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafından terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden dehşete düşerek kudurmuş kitleler ve ağaç diplerinde kalmış dermansız yaralılardan ibaret kaldı…Vatanın kurtuluşu, milletin rey ve idaresi kendi mukadderatı üzerinde kayıtsız şartsız hâkim olduğu zaman başlamış ve ancak milletin vicdanından doğan ordularla müspet ve kati neticelere ermiştir.”
Bütün Türkiye günlerdir durup durup coşuyor, bayram ediyordu. Bir İstanbullu anı defterine şöyle yazdı: “Hastalık, parasızlık, acı, düşmanlık, gelecek kaygısı, her şey, her şey unutuldu. Her yer çılgınca sevinen mutlu insanlarla dolu. Sevinçten kucaklaşıp kucaklaşıp ağlaşıyoruz. Her yanda bayraklar. Milli Mücadele karşıtı beş hocayı üniversiteden kovdurmayı başaran öğrencilerin sevinci artarak sürüyor”
Asya, Ortadoğu ve Afrika’daki bütün Müslüman topluluklar da, bu mucize zaferi coşkuyla kutlamaktaydı. Hiçbiri bağımsız değildi. Hepsi sömürgeydi, işgal ya da denetim altındaydı, esirdi, geriydi. Dünya bu talihsiz insancıkların sevinç ve gurur dolu çığlıklarıyla inliyordu: “Yaşasın Türkiyeeee!”
Büyük Taarruz Ve 30 Ağustos Zaferi- “Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak; hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz“
İzmir’in dağlarında açan çiçekler; “Yunan ordusunu yok etmişiz ve İzmir’e iniyormuşuz… Ne olmuştuk biliyor musunuz? Kurtulmuştuk… Ah Mustafa Kemal, Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim.” (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, s. 363)
Türkler emperyalizmi yenmişti. Bir ilkti bu. Tarihin çok önemli bir dönemeci yaşanıyordu- Türk ordusu Anadolu’yu temizlemiş, Çanakkale’yi sarmış, İstanbul kapılarına dayanmıştı.
Kanlı oyunun son aşaması başlamıştı. Türkiye 1918’de yenilip teslim olduğu zaman hepsi yıkılmıştı. Türkler bile başa çıkamadığına göre ‘bu beyaz efendileri’ kimse yenemez diye düşünmüşlerdi. Ümitsizliğin dibine çöktükleri anda ‘Türklerin İngilizlere ve ortaklarına isyan ettikleri’ gibi inanılması zor haberler geliyordu.
Yıl 1922.
8 Eylül’ü 9 Eylül’e bağlayan dakikalardayız. Gecenin koyu karanlığı… İzmir büyük bir bekleyişte… Gün boyu gözler; doğudan gelecek süvarileri beklemekten yorulmuş bir halde. Ancak o yorgun gözlerde canlı bir umut ve heyecan var…
İzmir semalarını yırtarak kentin üzerine serpilen top sesini duyan kulaklar, merakla bakışlarını Bornova sırtlarına doğru çevirdiler. O an Yüzbaşı Şerafettin Bey üç bölükten oluşan müfrezesinin başında, atının sırtındaydı… Atlarının üzerinde, ilk komutu bekleyen süvarilerin üzerine, gecenin çiği yağmıştı.
Ve süvariler, üstleri başları toz toprak içinde; her birinin yağız çehreleri körfezin mavisine vurmuş biçimde ilerliyorlardı. Kordon’da nal sesleri çınlıyordu. Bağırış, çağırış; sağa sola koşuşturma; sevinç, heyecan, korku, hınç, öfke; bütün bu duygular iç içeydi.
Yüzbaşı Şerafettin önde, müfrezesi arkasında Konak Meydanı’na ulaşmışlardı. Sağ tarafta Sarıkışla, sol taraflarında Hükümet konağı yer alıyordu. Dağlardan efeler inmiş, kendilerini karşılamışlardı. Hükümet konağının balkonunda hala Yunan bayrağı dalgalanıyordu.
Kalabalık arasından koşarak biri geldi. Yanında getirdiği, elde dikilmiş bir bayrağı Şerafettin Bey’e verdi. Yaralı halde bulunan Şerafettin, katlanmış bayrağı bir çırpıda yaralı göğsünün içine soktu. Derken, Hükümet Konağı’nın yan kapıları kırıldı; sonra da ön kapısı arkadan açıldı. Şerafettin Bey, yanında iki teğmeni ile birlikte atından atladı; koşar adım bir elinde kılıcı, ötekinde mavzeri merdivenleri çıktı.
Bir soluk sonrasında Hükümet Konağı’ndaydılar. Yüzbaşı Şerafettin Bey, arkadaşlarının yardımıyla; gönderdeki Yunan bayrağını indirdi. Göğsüne koyduğu şanlı Türk bayrağını göğsünden çıkardı. Şerafettin Bey, bir anda; kanının bayrağına bulaştığını fark etti. Kırmızı bayrağına, kanının kırmızısı karışmıştı.
26 Ağustos 1922’de Türk Ordusu tarafından Afyon Kocatepe’de başlatılan “Büyük Taarruz”,9 Eylül’de “İzmir’in Kurtuluşu” ile sonuçlanmış, “Büyük Zafer” kazanılmış, Milli Mücadele sona ermiş, Türk milletinin kurtuluşu ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi ve çok önemli bir tarihi gün olmuştur. 15 Mayıs 1919-9 Eylül 1922 sürecinin önemi ve anlamı İzmir ve Türk milleti için çok büyüktür.
I. Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Bakü Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirmiş ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’ye yazdığı telgrafta; “Sefil Yunanlılar sevgili İzmir’imizi terk ederek kaçmaktadırlar. Direnenlerin bir kısmı yok edildi, bir kısmı da esir alındı. Saat 10.30’da İzmir’e girdik. Bütün halk ve yabancılar Ordumuzu alkışlarla karşıladılar. Askerimiz kıyıda, Kadifekale’de ve Yenikale doğrultusundadır. I ve II. Süvari Tümeni emrimdedir. Şimdilik İzmir Komutanlığını elime aldım”.

Türk ordusu süvarilerinin 10.30 İzmir’e girişleri sırasında “Cardiff” savaş gemisinde bulunan İngiliz Başkonsolosu Sir H.Lamb, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a çektiği telgrafta;
“Yunanların İzmir’i boşaltmaları geceleyin fiilen tamamlanmıştı. Türk süvarisi saat 11 sularında kente girdi. Rumlar Ermeniler tarafından birkaç el ateş edildi, bomba atıldı, kısa bir panik oldu ama Türkler intizam içindeydi, yarım saat içinde her şey sakinleşti. Tam bir nizami ordu tümeni gelmektedir. Kumandan Selahaddin Bey, hiçbir aşırı harekete ve misillemeye izin verilmeyeceği güvencesini verdi” sözü ile anlatmıştır.
İngiliz İzmir Konsolos Muavini Hole’de, Türk ordusunun İzmir’e girişini ettiği raporda;
“9 Eylül günü saat 11.00’de hafif Türk süvarisi İzmir’e girdi ve konağı ele geçirdi. Giriş, tam disiplin içinde yapıldı, askerle o kadar intizam içerisindeydiler ki, bir Ermenin önlerine attığı bir bombayla bir subayı ve bazı askerleri yaraladığı zaman bile karşılık vermediler. Kumandan yurttaşlarına dokunulmayacağına dair Müttefik konsoloslarına güvence verdi.”
İngiliz belgelerinde Türk ordusunun İzmir’e girişi bu şekilde belirtilmiştir. İzmir’in kurtuluşu tüm ülkede bir bayram etkisi yaratmıştır. Kurtuluş Savaşı için bir simge haline gelen şehrin geri alınması, sanki bütün ülke kurtulmuşçasına bir coşkuya yol açmıştır.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in alınışı dolayısıyla ordulara yayınladığı mesajda;
“İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakârlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır” sözü ile orduya güvenini ve stratejik hedefe ulaşıldığını belirtmiştir.

İzmir’in Kurtarılışı * Bütün Yunan kaynaklarının “Küçük Asya Felaketi” diye nitelendirdikleri bu çok ağır yenilgi üzerine, Yunanistan’da ihtilal olmuş, Kral Konstantin tahtını terk etmiş, 28 Kasım’da da eski Başbakan Gunaris, eski bakanlar Teodakis, Baltacis, Stratos, Protopapadakis ile eski Başkomutan Hacianesti kurşuna dizilmişti. Eski Başkomutan General Papulas ise 1922’de suçsuz görülse de bir başka nedenden dolayı 1935’te kurşuna dizilecekti.
Naci Kaptan – 9 Eylül 2022

KAYNAKLAR 
https://nacikaptan.com/?p=27133 – 9 EYLÜL 1922 İZMİR’İN KURTULUŞU TARİHİMİZDE DÖNÜM NOKTASIDIR * NUTUK’TAN BÜYÜK TAARRUZ
https://nacikaptan.com/?p=60635 – 9 EYLÜL’DEN BUGÜNE BAĞIMSIZLIK
https://nacikaptan.com/?p=81480 – Şanlı Tarihimizden 8 – 9 Eylül 1922 İZMİR’in KURTULUŞU
https://nacikaptan.com/?p=81534 – “İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR” 9 EYLÜL 1922 İZMİR’İN KURTULUŞU
https://nacikaptan.com/?p=81574 – Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa…
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, ATATURK, SAVAŞLAR-ÇATIŞMALAR, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *