TROLLER, YOBAZ MÜRTECİLER VE İSMET İNÖNÜ

TROLLER, YOBAZ MÜRTECİLER VE İSMET İNÖNÜ

Naci Kaptan – 26 Ağustos 2022

Tesadüfen gözüme bir sitede, Değerli komutan/Devlet adamı İsmet İnönü’ye TROLLER tarafından yapılan olumsuz ve hakaret içeren yorumlar ilişti. Yorumları hayretle okudum. Böylesi yorumları yapanların Türk asıllı oldukları şüphelidir. Kökenleri araştırılırsa inanıyorum ki yabancı tohumlar bulunacaktır.
Özellikle son 20 senede AKP iktidarı döneminde çok sayıda VATAN sevgisi taşımayan, para için benliklerini satan, kiraya veren, kim para verirse ona uşaklık yapan kişiler türedi. Bunlardan bazıları cahil satılmıştır, bazıları ise mürteci, yobazdır.. Her ikisi de ülkelerine ihanette buluşmuşlardır. Emperyalistlere hizmet ettiklerinin bile ayırdında değildirler. Ağacı içinden kemiren kurt gibidirler.
Demişler ki; Cehalet öyle güzel ki, her şeyi biliyorsun!!!
Trol denilen, para için kutsallarını bile karalayan; satan uşaklar ile yobaz, Din’ci, mürteci  cahiller  Kökü Türk olan Millete ve Devlete ihanet ediyorlar. Atatürk ve  İsmet İnönü başta olmak üzere bu topraklarda kendilerine var olmak ve yaşam hakkını sağlayan, Türk Bayrağını, Laik demokratik Cumhuriyeti, bağımsızlığı, birey olmak hakkını armağan eden, Osmanlı’da dışlanan Türk’leri birleştirerek kutlu zaferler kazanan Muzaffer komutanlarına, Devlet adamlarına, Türkiye’nin kurucularına  ihanet ediyorlar. Bu mürteciler, birey olmak yerine başkasının aklını ve iradesini kullanarak ümmet olmayı seçiyorlar.
Bu cahiller, Türkiye’nin ilk genel kurmay başkanı olan, Kafkasya’da, Filistin’de, I. ve II. İnönü Savaşlarını komutanlığını yapan, büyük zaferler kazanan İsmet İnönü’ye “Asker Kaçağı” diyorlar ve onları dinleyen beyinsizler de buna inanıyor. Cehalet ve ihanet ülkenin dört bir yanını sarmalamış durumda. tarihi bilmiyorlar, okumuyorlar, ama her bir konuda bilgileri var. Yazdıkları ise imla ve gramer hataları ile dolu. İlkokul eğitimi bile almamışlar ama tarihi ve iftira atmayı çok iyi biliyorlar!!!
İsmet İnönü sadece savaş alanlarında zaferler kazanmamış, Lozan’da Türkiye’yi temsil ederek diploması masasında tüm müttefik devletlere Türkiye’nin cephelerdeki zaferlerini diplomasi ile kabul ettirerek kapitülasyonlara son vermiş ve bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve varlığını başarılı bir devlet adamı kimliği ile kabul ettirmiştir.
Son dönemde ülkemizde mürteciler, yobazlar aydınlanmaya, bilimsel akıla, çağdaşlığa, laik demokrasiye, Atatürk’e karşı bir ihanet cephesi açtılar. Bu ihanet bileşenlerinin ağırlığı ise mürteci yobazlardan oluşuyor. İçlerinde sözde prof. ünvanlı akademisyenler ve diyanet görevlileri, AKP’li siyasetçiler var. Diyanet ise baştan aşağıya AKP’nin propaganda aracı oldu.

YOBAZ MÜRTECİLER

Bunlar sadece son günlerin örnekleridir;
“Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil Daha önce deve sidiğinin içilebileceğini söyleyerek gündeme gelmişti. İlahiyatçı Ebubekir Sifil, bu kez de bir videoda namaz kılmayan kişinin uyarılara rağmen kılmamaya devam ettiği takdirde öldürülebileceğini söyledi.” Görüyor musunuz yobazı!!!
Ankara Melike Hatun Cami İmamı Halil Konakçı;
“Kadınları sosyal hayatta giydiği kıyafetler üzerinden hedef alarak ‘Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor. Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık. 100 yıl önce dedelerimizin yatak odasında göremediği kıyafetleri biz çarşıda pazarda plajda görüyoruz. Neden? Bu kadınların başında yok mu adamları abileri babaları kocaları? Geçtim helali haramı hadi buna inanmıyorsun. Tamam ateistsin, imanın zayıf… Ya hiç mi kıskanmıyorsun lan?”
“İmam Halil Konakçı, verdiği vaazda Sezen Aksu’yu hedef alarak hilafet çağrısında bulundu. Bursa’da bir camide verdiği vaazda hilafet çağrısı yaptı. Konakçı, Sezen Aksu’nun ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ isimli şarkısında geçen ‘Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e’ sözleri üzerinden Aksu’yu hedef aldığı konuşmasında,  98 yıl önce TBMM kararıyla kaldırılan hilafete işaret ederek ‘Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslam adına istiyoruz’
Daha önce sanatçılar, dövme yaptıranlar ve kıyafetleri yüzünden kadınlarla ilgili açıklamalarıyla tartışmalara neden olan imam Halil Konakcı bu defa Cem Yılmaz’ı hedef aldı.
“DİNDEN ÇIKMIŞTIR”
“Konakcı, Cem Yılmaz’ın bir gösterisindeki kadının yaratılışına ilişkin esprisiyle ilgili “Soytarılar çıkıyor televizyona espri yapıyorlar. Neymiş? Allah erkeği yaratmış, sonra bakmış düşünmüş ‘Ben bundan iyisini de yaratırım’ diyerek kadını yaratmış. Bunu dinleyen de söyleyen de, buna alkış tutan da, zevk alan da hepsinin imanı gitti” dedi.
Yeniden Refah Partisi’nde görev yapan Ömer Yıldız isimli şahıs, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Bu kadının katli vaciptir. #Gülşen Tutuklansın” ifadesini kullandı.
Görüldüğü gibi yukarıdaki 3 örnek son bir ay içindeki KATLİ VACİPTİR ve  sosyal yaşama, kadınların giysilerine karışmak  örneklerini içeriyor. Türkiye süratle Laiklikten uzaklaşarak bir din devletine dönüştürülme sürecini yaşıyor. En masum eleştiri tweetlerine ve eleştirilere karşı dava açan cumhuriyet savcıları ise bu KATLİ VACİPTİR çağrılarına karşı sessiz.
Fazıl Hüsnü Dağlarca ile “Savcılara” seslenelim
Savcı, nedir düşündün mü,
Dağları sorguçlu kılan?
Onlar susmaz, gece gündüz, onlar haykırır yüceden.
Gelmiş dağlardan yalnayak, durmuş kapına bir ıssız,
Seni bile içli kılan.
Savcı, nedir düşündün mü,
Bıçakları uçlu kılan?
Bir eski hak alınmamış, bir dere kan sorulmamış,
Şunun bunun alın teri,
Alınları taçlı kılan.
Savcı, nedir düşündün mü?
Yazıları suçlu kılan?
Usla, yürekle büyümüş, gündüzler geceye karşı,
Ama nedir çağlar üzre,
Beni senden güçlü kılan.

Diyanet tüm müftüleri Ankara’ya çağırarak yaklaşan seçim için AKP adına çalışmalarını istedi. Daha önce de Anayasa değişikliği için müftüler gizlice Bolu’da kampa çağırılarak müftülerin ve bağlısı olan camilerin v.b. lerinin AKP adına çalışması istenmişti. Diyanet kendi görev alanından çıkarak siyasallaşmış, asli görevlerini yapmaz olmuş ve Laik sisteme karşı tavır almıştır. Türkiye hızla islam devletine sürüklenmektedir. Türkiye’mizde cehalet, aydınlanmaya/aydınlara siyasilerin ve diyanetin desteği ile savaş açmıştır. Bu nedenle önümüzdeki seçim son derece önemlidir. Siyasi islam bu seçimi kazanırsa, laik demokratik cumhuriyetle vedalaşmak gerekecektir.

BİLMEYENLERE KOMUTAN/DEVLET ADAMI İSMET İNÖNÜ

1884 yılında İzmir’de doğan Mustafa İsmet, 1903 yılında Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn’dan birincilikle mezun olarak Osmanlı ordusuna katıldı. I. Dünya Savaşı’nda Kafkasya ve Filistin cephelerinde savaştı. 1920 yılında Anadolu’ya geçti. Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Vekili (Genelkurmay Başkanı) olarak I. ve II. İnönü muharebelerini kazandı. Büyük Taarruz’a Batı Cephesi Komutanı sıfatıyla katıldı. Mudanya Mütarekesi’nde ve Lozan Antlaşması’nda Türk heyetine başkanlık yaptı ve antlaşmaları imzaladı. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı oldu. 1934 yılında İnönü muharebelerindeki başarılarından dolayı İnönü soyadını aldı.
Naci Kaptan 26 Ağustos 2022

KOMUTAN/DEVLET ADAMI İSMET İNÖNÜ’NÜN ÜLKEYE HİZMETLERİ..

ATATÜRK sonrası CHP İKTİDARI 1939-1950
11 yılda “TEK DİKİLİ AĞACI YOK..” denilen
İsmet İNÖNÜ’nün CUMHURBAŞKANLIĞI DÖNEMİ;
ATATÜRK’ün VEFATINDAN sonra İSMET İNÖNÜ DÖNEMİNDE YAPILANLAR:
1939 – Bursa Merinos Fabrikası üretime başladı.
1939 – Ergani Bakır madenleri İşletmesi hizmete girdi.
1939 – Karabük Demir Çelik Kok Fabrikası üretime başladı.
1939 – İstanbul’da yabancıların işlettiği Tramvay ve Tünel tesisleri devralındı.
1939 – Bursa ve Mersin elektrik tesisleri devletleştirildi.
1939 – Adana Elektrik Şirketi devletleştirildi.
1939 – Sivas’ta Demiryolu Makinaları Fabrikası kuruldu.
1939 – Aydın’da 4000 köylüye toprak dağıtıldı.
1939 – İstanbul’da kent içi ulaşım, havagazı ve elektrik dağıtımı yapacak İETT kuruldu.
1939 – Fransız askerleri Hatay’dan çıkartıldı, Hatay Türkiye’ye katıldı.
1939 – Karabük Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırınları hizmete girdi.
1939 – Malatya iplik fabrikası hizmete girdi .
1939 – Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.
1939 – Karabük Demir Çelik Boru Fabrikaları hizmete girdi.
1939 – Unkapanı Atatürk Köprüsü açıldı.
1939 – İlk Türk denizaltısı Atılay Haliç’te denize indirildi.
1939 – Sivas – Erzurum demiryolu açıldı 15 yılda yapılan demiryolu 3.000 km’ye ulaştı
1939 – Tekirdağ Şarap Fabrikası hizmete açıldı.
1939 – TBMM binasının inşaatına başlandı.
*
1940 – Raman dağında Petrol bulundu. Milli Türk Petrol Şirketi kuruldu.
1940 – Köy Enstitüleri kuruldu. (Toplam sayısı 21’i bulan köy enstitüleri 1954 yılında kapatıldı)
1940 – İstanbul Radyo İstasyonu hizmete girdi.
1940 – Ereğli Kömür İşletmesi kuruldu. Ereğli kömür ocakları devlete bağlandı.
1940 – Haliçte yapılan İkinci Türk denizaltısı donanmaya katıldı.
1940 – Taksim Gezi Parkı İstanbul’da açıldı.
1940 – Ankara’da Milli Halk Kütüphanesi açıldı.
1940 – Garp Linyitleri İşletmesi kuruldu.
1940 – Antalya – Manavgat – Konya karayolu açıldı
1940 – Şile enerji santralı hizmete açıldı
*
1941 –Anıtkabir’in yerinin seçilmesi.
1941 – Gebere Barajı açıldı.
1941 – Türkiye ilk milli petrol şirketi Petrol Ofisi kuruldu.
1941 – Türk Hava Kurumu Ankara Etimesgut’ta uçak fabrikası kurdu.
1941 – THY Yurtiçi uçuş merkezlerinin sayısı 11’e çıktı.
*
1942 – Ankara Etimesgut’ta üretilen ilk Türk uçağı deneme uçuşları yaptı.
1942 – Türk Devrim Tarihi Enstitüsü kuruldu.
1942 – İlköğretim seferberliği başladı.
1942 – Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.
1942 – Dalaman ve Hatay Devlet Üretme Çiftlikleri kuruldu.
1942 – Atatürk Devrim Müzesi açıldı.
*
1943 – Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsası Kanunu kabul edildi.
1943 – Zonguldak-Kozlu demiryolu hattı açıldı.
1943 – İstanbul’da Atatürk Bulvarı açıldı.
1943 – Ankara’da Gençlik Parkı açıldı.
1943 – Diyarbakır – Batman Demiryolu açıldı.
1943 – Seyhan barajı ve Regülatörü faaliyete geçti.
1943 – Sivas Çimento Fabrikası üretime başladı.
1943 – İstanbul’da Yıldız Parkı açıldı.
1943 – Ankara Fen Fakültesi açıldı.
*
1944 – Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) kuruldu.
1944 – İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.
1944 – İzmit Selüloz ve kağıt Fabrikaları işletmeye alındı.
1944 – Ankara Etimesgut uçak fabrikasında çeşitli tiplerde 200 özgün uçak üretildi.
1944 – Anıtkabir’in temeli atıldı.
1944 – İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kuruldu.
1944 – Mersin Limanı hizmete açıldı.
1944 – Gaziantep Havaalanı açıldı.
1944 – Fevzipaşa – Malatya ve Diyarbakır – Kurtalan demiryolları hizmete girdi.
1944 – Sakarya’da Ziraat Alet ve Makinaları Fabrikası üretime başladı
*
1945 – Köy Enstitüleri ilk mezunlarını verdi. 1996 mezun öğretmenden 1878 inin ataması yapıldı
1945 – Şirketi Hayriye (İst. Şehir Hatları vapur işl.) devlet tarafından satın alındı.
1945 – Türkiye Birleşmiş Milletler’e kurucu üye olarak katıldı.
1945 – İskenderun Limanı hizmete girdi.
1945 – Türkiye ilk defa yerli ampul üretimine başladı.
1945 – Çiftçiyi ve Köylüyü Topraklandırma Kanunu kabul edildi.
1945 – Ormanlar koruma amacıyla devletin mülkiyetine geçti.
1945 – İstanbul – Londra ve İstanbul – Paris uçak seferleri başladı.
1945 – İlk yerli uçak motoru fabrikasının temeli AOÇ’de atıldı..
1945 – Etimesgut Uçak fabrikası bünyesinde oluşturulan ARGE –Etüd Bürosu 16 ayrı tipte özgün uçak projesi üretti
*
1946 – Türkiye çok partili sisteme geçti. Demokrat parti kuruldu.
1946 – İş ve İşçi Bulma Kurumu hizmete başladı.
1946 – İşçi Sigortaları Kurumu kanunu yürürlüğe girdi.
1946 – İstanbul – Ankara arasında yataklı tren seferleri başladı.
1946 – Ankara Üniversitesi kuruldu.
1946 – Elazığ Tekel Şarap Fabrikası açıldı.
1946 – Türkiye’nin ilk çok partili seçimleri yapıldı.
1946 – İkinci Türk denizaltısı YILDIRAY hizmete alındı
1946 – Raman-8 kuyusundan günde 450 varil petrol üretimine başlandı
*
1947 – İstanbul Açıkhava Tiyatrosu açıldı.
1947 – İşçi ve İşveren Sendikaları Kanunu kabul edildi. İşçi ve işverenlerin örgütlenmesinin önü açıldı..
1947 – Palu-Genç demiryolu hizmete girdi.
1947 – Rize Çay Fabrikası üretime başladı.
1947 – Eskişehir Demiryolu Takım Fabrikası hizmete girdi.
1947 – İstanbul’da İnönü Stadyumu açıldı.
1947 – Etimesgut uçak fabrikasında üretilen uçakların aerodinamik testlerini yapacak Ankara Rüzgar tünelinin kurulmasına başlandı
*
1948 – Köprüağzı – Maraş demiryolu açıldı. Açılan son demiryolu hattı oldu; çünkü 1950’deki Adnan Menderes hükümetinden itibaren demiryolu yapımları durduruldu.
1948 – Çatalağzı Termik Santralı hizmete girdi.
1948 – Milli Kütüphane hizmete girdi.
1948 – Ankara Etimesgut’ta kurulan ilk yerli Uçak Motor fabrikası hizmete girdi.
1948 – Paris’te yapılan dünyanın en büyük havacılık fuarında Türk uçakları da sergilendi
*
1949 – Porsuk Barajı açıldı..
1949 – Emekli Sandığı kuruldu.
1949 – Türkiye İnsan Hakları Bildirgesini onayladı.
1949 – Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kuruldu.
1949 – İstanbul’da Kartal- Yalova araba vapuru hizmete girdi..
1949 – Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Filyos’ta açıldı.
1949 – Muş’ta Alparslan Devlet Üretme Çiftliği kuruldu.
1949 – Murgul Bakır İşletmeleri üretime başladı.
1949 – Türkiye Avrupa Konseyi’ne kabul edildi.
1949 – Etimesgut uçak fabrikasında üretilen uçakların aerodinamik testlerini yapacak Rüzgar tünelinin inşaat ve montajı bitirildi.
Atatürk’ün vefat ettiği 10 kasım 1938’den Demokrat Partinin iktidara geldiği 1950 yılına kadar geçen 11 yılda CHP’nin yaptıkları… Bu dönem aynı zamanda İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı dönemdir. Bu dönemin ilk 6 yılı dünyayı kasıp kavuran ll.Dünya savaşının sürdüğü, Türkiye’nin bu uğurda 2 Milyon Mehmetçiği silah altında bulundurmak zorunda olduğu yıllardır. Bu dönemin son 5 yılı ise Stalin canavarının Türkiye’den toprak talep ettiği, tehdit ve korku dolu yıllarıdır..
Bu dönem, Türkiye’nin dış borç alamadığı, fakat Osmanlı borçlarını son kuruşuna kadar ödediği yıllardır..Bu dönem, savaşa giren girmeyen hemen tüm gelişmiş ülkelerin yoksulları korumak için temel gıda maddelerini karneye bağladığı yıllardır.. Buna rağmen dünyada yüzbinlerce kişinin açlıktan öldüğü yıllardır..Türkiye bu zor yılları hasarsız atlatmış nadir ülkelerden biridir..
Benim doğduğum Dörtyol’un Ocaklı-Kuzuculu köyleri hacı-hoca takımının yoğun olduğu yerlerdi. Çocuk da olsam 1950’li yılların sonlarını hatırlarım.. Hısımlarım dahil çevremizdeki herkes Demokrat Partiliydi. Atatürk’e BETON MUSTAFA derlerdi.. Sevmezlerdi Atatürk’ü.. Atatürk’ü neden sevmediklerini sonraki yıllarda sordum, öğrendim.. En önemli sebep HARF devrimiydi.
arap harflerinden Latin harflerine geçişle birlikte sadece Medrese Hocaları değil.. tüm eğitim ve dini kurumlardaki on binlerce hoca bir gecede işsiz, mesleksiz, ekmeksiz kaldıklarını düşünmüşler..
Harf devrimine karşı tavır alanlardan biri yörede sözü dinlenen CİNCİ HOCA’dır.. Anne tarafımdan bize de uzaktan akraba olan Cinci Hoca, İstiklal mahkemeleri tarafından yargılanır ve idam edilir..
Bu kesim Atatürk’e olan düşmanlıklarını içlerinde yıllarca saklamış, unutmak bir yana büyüttükçe büyütmüşlerdir.. 1950 yılında Demokrat partinin iktidara gelmesiyle çekiç ve baltaları kapıp, PUT olarak gördükleri Atatürk heykellerine saldırmışlar..
Atatürk heykel ve büstlerine saldırılar , Türkiye’nin hemen her yerinde yaygınlaşmaya başlayınca, Demokrat Parti, olayların önünü alabilmek için ATATÜRK’Ü KORUMA YASASI çıkarmak zorunda kalmıştır. Koruma yasası nedeniyle Atatürk’e eskisi gibi saldıramayan bu cenah Atatürk ve Cumhuriyetine olan tüm öfke ve kinini İsmet İnönü’ye yönlendirmiştir..
1950 sonrasında İsmet Paşa muhalefettir.. Sahipsizdir.. Savunmasızdır.. Ona vurmanın bir bedeli, bir yaptırımı yoktur. Her kimin Atatürk ve onun Cumhuriyeti ile bir sorunu varsa, bunu İsmet İnönü üzerinden yaptığı dönemleri yaşadık. Bugünün AKP lideri Erdoğan bu zihniyetin en tipik temsilcisidir..
Erdoğan’ın şu sözlerine bakar mısınız:
“-CHP’nin tek parti diktatörlüğünde ne yapıldı Allah aşkına?”
“-CHP’ye soruyorum; Yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?”
“-Bu cibilliyetsiz partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır”
“-CHP iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?”
“-Biz bu CHP’nin cemaziyülevvelini biliriz, hiçbir eserleri, emekleri yoktur bu ülkede”
*
Bakın bir taşla kaç kuş.. Hem CHP’ye, hem İsmet İnönü’ye, hem Atatürk’e, hem de O’nun Cumhuriyetine.. Eline geçirdiği medya ile cahil kalmış halk kesimlerine bu konuyu işler de işler..
Hele bir de bu konuyu DİN sosuna bulayarak sundunuz mu.. Kaybetme ihtimaliniz hiç yoktur.. Sıfır sermaye.. maksimum kar garanti..
Bizim sağ bunu bilir, bunu kullanır.. Taa, Adnan Menderes’ten Recep Tayyip Erdoğan’a kadar hepsi bunu kullanmıştır.. Ama ben bir vicdan taşıyorum.. Halkımızın bu denli yanlış bilgilendirilmesine isyan ediyorum.. Bu vatan için 20 yılını savaş meydanlarında geçirmiş bir insanın, günahları yanında sevaplarıyla da anılmasından yanayım..
Yanlış bilgilendirilmiş olsa da, benim gibi vicdan taşıyan milyonlarca insanın varlığına ve konuyu akıl mantık süzgecinden geçirip yorumlayacağına inanıyorum..
Mehmet Kurthan 28.09.2018
This entry was posted in İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, İrtica, SİYASAL İSLAM, SİYASİ TARİH, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *