BİZİ KİM GÖZETLİYOR -2

ARAŞTIRMA YAZISI
NACİ KAPTAN – 13 Haziran 2022


BAĞLANTILI YAZILAR
https://nacikaptan.com/?p=100572 – BİZİ KİM GÖZETLİYOR -1
https://nacikaptan.com/?p=100589 – BİZİ KİM GÖZETLİYOR -2
https://nacikaptan.com/?p=100612 –  BİZİ KİM GÖZETLİYOR -3
https://nacikaptan.com/?p=100705   – BİZİ KİM GÖZETLİYOR -4

BİZİ KİM GÖZETLİYOR -2


1984 – BÜYÜK BİRADER – OKYANUSYA
Posterler ve tele-ekranların yanı sıra çocuklar da Büyük Birader’in gözlerinin her yerde olmasına olanak sağlamaktadır. “Casuslar” adlı örgütte oyuncak silahlarla alıştırma yapan, Büyük Birader sevgisi aşılanan ve düşünce suçu işleyen yetişkinleri tespit ve ihbar etmeyi öğrenen çocuklar kendi anne-babalarını dahi ihbar eden birer korku unsuru haline gelmiştir.  Dolayısıyla aile kavramının da ortadan kaldırılması gerekmektedir: “Aile tümden ortadan kaldırılamadığı için, insanlar eskiden olduğu gibi çocuklarını sevmeye özendiriliyordu. Buna karşılık, çocuklar ana babalarına karşı sistemli bir biçimde kışkırtılıyor; onları ispiyonlamaları ve sapmalarını ihbar etmeleri öğretiliyordu. Aile, Düşünce Polisi’nin bir uzantısı olup çıkmıştı” (Orwell, s. 162)
 Buna örnek olarak romanda Yoldaş Ogilvy on bir yaşındayken amcasını, Parsons’ın küçük kızı da önce hiç tanımadığı bir adamı sırf ayakkabılarından kuşkulandığı için, ardından kendi babasını uykusunda konuşurken “kahrolsun Büyük Birader” dediğini duyduğu için ihbar eder ve yakalattırır. Düşüncelerinin açığa çıkmasından ve ihbar edilmekten korkan Okyanusya vatandaşları Panoptikon’daki hücrelerinde birbirlerine görünmez kılınan bireyler gibi Zafer Konutları’nda yaşayan komşularıyla iletişim kurmadan, tele ekranın gözetiminde bir nevi hapis hayatı yaşarlar.

Okyanusya’dan Türkiye’ye gelince; Şahsım devleti de muhalifleri izleme-kayda alma ve suçlama evreleri için çalışmalar yapıyordu.  Sosyal medya kullanıcıları, iktidarın dönen tekerine çomak sokuyor, baş ağrıtıyordu…  Bu sosyal medya, twiter, Whats-up, Face-book Tik-Tok, Bip, Telegram denen  haberleşme ağları da artık çok oluyordu!
Bu gezginci teröristler! şahsım devletinin ve adamlarının yapmış olduğu yasalara aykırı, anayasaya aykırı, gizli kalması gereken her bir olayı yolsuzlukları, hırsızlıkları, yurt dışına para transferlerini, Gemicikleri, Man, Malta Adası, WikiLeaks  belgelerini, pudra şekercilerini anında, yıldırım hızı ile çok sayıda başka sosyal medya kullanıcılarına iletiyorlar, onlar da diğerlerine iletiyordu. Böylece yolsuzluklar, devletin varlığını, ekonomisini tehlikeye atan gizli kişisel anlaşmalar dalga dalga yayılıyor ve gerçekler ortaya çıkıyordu.
Bunlar var ya bunlar…Kızlı erkekli bunlar, hepsi gezici idi.. Sizi gidi teröristler sizi…
Bu haberleşme özgürlüğünün kısıtlanması, kontrol altına alınması gerekiyordu. Bu nedenle SOSYAL MEDYA YASASI meclise getirildi. Yasa ile sosyal medyada şahsım devletinin canını sıkan haberleri, yazıları paylaşanlar baskı, denetim altına alınarak cezalandırılmalarını öngörüyor. Sözde Dezenformasyonla mücadele amacıyla hazırlanan, 40 maddelik yasa teklifi AKP ve MHP’li milletvekillerin ortak imzası ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. Teklifle; endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.
Yazıların dezenformasyon olup, olmadığın ve izlenmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)  yetkilendiriliyordu. Demokles’in kılıcı sosyal medya kullanıcıların tepesine asıldı…İş bununla kalsa iyi. Sizlere çok daha önemli bir bilgi vereceğim;
Edward Snowden 2013 yılında “Amerikan hükümeti, tüm büyük internet servis sağlayıcı firmalarının sunucularından (bilgisayarlarına) istediği bilgileri alıyor” şeklindeki skandalı duyurduğunda, dünyada çok önemli bir şeyler değişti. Örneğin Avrupa Birliği, ABD’yi o zamana kadar Avrupalı vatandaşların verileri için “güvenli liman” diye tanımlardı ama olaydan sonra bu tanım kaldırıldı. Devletlerin diledikleri zaman internet kullanıcıların tüm bilgileri aldığı, internet haberleşmelerinin izlendiği bir yer güvenli olabilir miydi?
Edward Snowden’ın Amerikan Ulusal İstihbarat Örgütü’nin (NSA) Amerikalıların telefon kayıtlarının toplu gözetimine ilişkin sızıntıları yapmasından yedi yıl sonra, bir temyiz mahkemesi programın hukuka aykırı olduğu ve programı alenen savunan ABD istihbarat liderlerinin gerçeği söylemediği kararını verdi. Kararda, ABD dokuzuncu devre temyiz mahkemesi, milyonlarca Amerikalının telefon kayıtlarını gizlice toplayan yazılımın, Yabancı İstihbarat Gözetleme Yasasını ihlal ettiğini ve anayasaya aykırı olabileceğini söyledi. ABD mahkemesi gerçeği görmüş ve ABD devletinin kişisel bilgilere erişmesinin anayasaya aykırı olduğu kararını almıştı. Ya bizde neler oluyordu?
CHP Bilişimden sorumlu Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel toplum tarafından bilinmeyen önemli bir haberi duyurdu. Bu haber tüm SOSYAL MEDYA kullanıcılarını ilgilendiriyordu. Haber şöyle idi;
“En son söyleyeceğimi en başta söyleyerek başlayayım: Cumhuriyet tarihinin en büyük fişleme skandallarından biri ile karşı karşıyayız. 85 milyonun hiçbir mahkeme kararı olmadan KVKK’ya ve Anayasa’ya, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı bir şekilde BTK eliyle kitlesel olarak izlenmesi, takibi söz konusu. Ve bu bir süredir devam ediyor ve milyonlarca abonesi bulunan 3 büyük firma da dahil olmak üzere birçok servis sağlayıcı bu verileri BTK ile halihazırda paylaşıyor. Yani 85 milyon aslında süresiz olarak takip altında. BTK’nın bir istihbarat birimi olmadığı açıktır. BTK bu verileri hangi gerekçeyle topladığının hesabını kamuoyuna vermelidir.”
Adıgüzel’in ortaya çıkardığı olay, “Abone Deseni” adını taşıyor. Bu internet servis sağlayıcılara BTK tarafından gönderilen bir talimat. Talimat yeni değil ama “gizli” ibaresi ile gönderilmiş.  “Milli güvenlik” kisvesine sokulduğu anlaşılıyor. Bu nedenle de Adıgüzel ortaya koymadan önce pek duyulmadı.
“Abone Deseni” denilen şey, Türkiye’de herhangi bir şirketin internet servisine abone olan kişilerin annesinin kızlık soyadından tutun, pasaport numarasına, önceki GSM numarasına, telefonunun yurtdışı aramalara kapalı olup, olmamasına, kullandığı VPN’e kadar inanılmaz miktarda ve çeşitlilikte bilgi istiyor. Bu bilgilerin arasında, eğer bir şirkette çalışıyorsa, şirket içi hat numarası bile var.
BIG BROTHER Türkiye’ye de gelmişti. Türkiye’de bulunan internet sağlayıcı şirketler kendilerine abone olan herkesin tüm kişisel ve özel bilgilerini BTK’ya veriyor ve internet kullanan her bir vatandaş süresiz ve anayasaya aykırı fişleniyordu. Kişilerin IP numarası ile anında tüm bilgilerine ulaşabiliyorlardı. Şayet gözünüzün üzerinde kaşınız var ise; gece veya sabaha karşı kapınızı çalan sütçü olmayacaktı.
CMK135’e göre kişilerin dinlenmesi ancak mahkeme kararı ile olabiliyor. Fakat BTK’ya tanınan yetki ile yargıç kararı olmadan tüm internet/telefon kullanıcılar dinlenebilecek. teknik takip herkesi izleyecek.

1984 BIG BROTHER 
Winston’ın dairesindeki tele-ekran ve dışarıda gezinip duran polis helikopteri izlendiğini unutmasına izin vermez, fakat bunun ne zaman olduğunu bilmesine imkân yoktur:
“Herkesi her an izliyor da olabilirlerdi. Ama size istedikleri zaman bağlanabildikleri açıktı. Çıkardığınız her sesin duyulduğunu, karanlıkta olmadığınız sürece her hareketinizin gözetlendiğini varsayarak yaşamak zorundaydınız; zorunda olmak ne söz, artık içgüdüye dönüşmüş bir alışkanlıkla öyle yaşıyordunuz.” (Orwell, s. 27)

“Büyük Birader diye biri var mı?”
“Tabii ki var. Parti var. Büyük Birader, Parti’nin
cisme bürünmüş halidir.”
“Peki, ama benim var olduğum gibi mi var?”
“Sen yoksun ki,” dedi O’Brien.
(Orwell, 294)

Naci Kaptan – 13 Haziran 2022 / Bölüm 2 / Devam edecek
This entry was posted in BİLİŞİM - İNTERNET -, FAŞİZM, İSTİHBARAT KURUMLARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *