YENİ DÜNYA DÜZENİ           

YENİ DÜNYA DÜZENİ                

Mustafa ACER – Yenilik Partisi – 11. 04. 2022

Yeni Dünya Düzeni, Ulus Devletleri yıkmayı ve dini inançları yok etmeyi, vatan kavramını ortadan kaldırarak sermaye egemenliğinde, bir tek dünya devleti kurmayı planlayan bir yapı olarak düşünülmektedir. Aynı teorinin bir uzantısı olarak Rockfeller ve egemen sermaye gruplarının oluşturduğu illuminati zihin kontrolü ve bilinmeyen ya da gizli olan sistemleri uygulayarak, hükûmetleri ve kuruluşları ele geçirerek yeni dünya düzeni kurmayı planlayan bir örgüt olduğu iddia edilmektedir. İlluminatinin karanlık ve bilinmeyen organizasyonların yöneticisi olduğu düşünülmektedir.
Küreselleşme ya da globalleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.
Yeni Dünya düzeninde yapmak istenen; gücün ya da etkinin yerel toplulukların elinden alınıp küresel güç odaklarının eline geçirilmesidir.
Bu sürecin toplumsal yaşama yönelik etkisi, modernliğin sonucu olarak değerlendirilmektedir. Yerel oluşumların uzak yerleşimler ile ilişkileri birbirinden uzak bölgelerdeki olaylarla biçimlendirildiği dünya çapındaki toplumsal ilişkilerin geliştirilmesi olarak ifade edilmektedir.
Dünyada uygulanan yönetim sistemleri; toplumların yaşam şartlarını düzenlemek amacıyla gündeme getirilmektedir.  Otoriter yönetim sistemleri olabildiği gibi serbestliği ve rekabeti esas alan yönetim sistemleri de uygulanmaktadır.
Geldiğimiz noktada Liberal yönetim sistemi diye tanımlanan ve bugün acımasız ezici bir rekabet ortamında zengini daha zengin, orta ve az gelir düzeyindeki insanların daha da yoksullaştığı bir ekonomik yapı oluşmaya başladığı sermaye kontrolünde uygulanmak istenen sömürü sistemi Yeni Dünya düzenine hizmet etmektedir. Bu sistem de neoliberalizm olarak uygulamaya konmaktadır.
Zenginleşen sermaye grupları artık bilişim teknolojilerini kullanarak insanların fizik gücü ile yapacakları katma değere ihtiyaçlarının kalmadığı veya daha ucuza temin edilmesi gerektiği, fakat teknoloji ürünlerinin daha yüksek fiyatlarla pazarlanarak büyük sermaye birikimlerine sahip olacaklarını kurgulamışlar ve Yeni Dünya düzeninin yapı taşlarını oluşturmaya başlamışlardır.
Forbes dergisi raporuna göre 2021 Yılı Dünyanın en zenginleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.
DÜNYANIN EN ZENGİNLERİ
Elon MUSK                             (219 Milyar $)
Jeff BEZOS                             (171 Milyar $)
BERNARD ARNAULT         (158 Milyar $)
BİLL GATES                           (129 Milyar $)
WARREN BUFFET               (118 Milyar $)
Dünyadaki sermayenin %65’i 2000 aile şirketinin eline geçmiş durumdadır. Neo-liberal Sistem kurgulandığı gibi devam ederse sermaye tekeli bir avuç ailenin elinde artarak devam edecek, geriye kalan büyük çoğunluk daha fazla yoksullaşmaya devam edecektir.
Egemen Güçler; uluslararası faaliyet gösteren CIA, M6, BND, MOSAD gibi haberalma teşkilatların da yardımıyla, neo-liberal sistemi uygulamak istemektedir. Bu şekilde sermaye birikimi ile insanların köleleşmesine neden olacak şartlar sağlanmaya çalışılmaktadır. İnsanlar hayat mücadelesi ile ayakta kalmaktan başka bir düşünme imkanı olmayacak, Ulus devlet anlayışı ve Kültürel yapı yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bu kurguda dünyadaki gelir kaynağı olacak konular, birer birer bir avuç zenginin eline geçmeye başlamıştır. Petrol yatakları, üretim ve dağıtım tesisleri, Nükleer güç kaynağı Uranyum, Toryum yatakları, onların işletilmesi ve enerji tesisleri, İletişim teknolojisinde kullanılan grafen ve lityum maden yatakları, üretilmesi ve teknolojik ürünlerin üretimi, pazarlaması ve Bilişim teknolojilerine sahip olan Egemen sermaye gruplarının eline geçtiği için kendilerini dünyanın hakimi olarak hissetmeye başlamışlardır.
İletişim çağının olanaklarını kullanan sermaye grupları insanların; bilgisayar, cep telefonu, televizyon yoluyla; haber, oyun, sosyal medya kanallarını kullanarak, sanal dünyada yaşayan birer zombi olmasını sağlamaktadır.
Kendilerini Dünyanın hakimi olarak gören Egemen Güçler; kendilerini yaratıcı yerine koymaya başlamışlar ve dünyayı bir oyun alanı, dünyadaki insanları kendilerine hizmet eden köleler olarak görmeye başlamışlardır.
Uzay araştırmaları ile uydudan kontrol eden, İletişin cihazları ile takip ederek insanların özel hayatlarına müdahale ederek taciz eden, Robotik araştırmalar ve yapay zekanın gelişmesi ile insan yerine suni ürünler yaratan, Sağlık araştırmaları ile gen ve virüslerle insanları kontrol eden, Tabiata müahale ile yangın, deprem, sel baskını, heyelan yaratan uygulamalar ile insanların yaşantısı kontrol altına alınmak istenmektedir.
Bu şekilde kendilerini tanrı yerine koyan egemen güçler dünyayı yönetmeye çalışmaktalar ve adına da Yeni Dünya düzeni dedikleri sistem ile bir sömürü düzeninin hakimi konumuna gelmek istemektedirler.
Dünyada uygulanmaya çalışılan Yeni Dünya düzeni, Türkiye’de 1950 Yıllarından beri kapitalist yönetim sistemi olarak uygulanmakta ve mevcut siyasi iktidar tarafından da daha vahşi bir şekilde yürütülmektedir.
Böyle bir sistem insanın yaratılış özelliklerine uygun değildir ve insanoğlu bu türlü uygulamaları kabul edemez. En kısa zamanda bu sömürü düzeninden vazgeçmek ve üretim ekonomisini yerli olarak artırılarak gelirlerin üretici ile sermaye arasında dengeli paylaşımı ile toplumun refah seviyesinin artırılması sağlanmalıdır.
Yeni Dünya düzeninin uygulanması ve köle toplum yaratılmasına karşı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu ve İlkeleri ile ortaya koyduğu Yönetim sistemi çözüm yolu olarak ortaya konmuş, uygulanmış ve başarılı olmuştur.
Atatürk’ün İlke ve Hedeflerinde birleşerek; bağımsızlıktan ödün vermeden, akıl ve bilimsel gerçekler ışığında Türk Milletinin gelişmesini ve çağdaş uygarlık seviyesine erişmesi Yenilik Partisinin ekonomi modeli ile kurtulması mümkün olacaktır.
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Ekonomi. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *