HAYATIN İÇİNDEN * EDEBİYAT * FAKİR BAYKURT VE ANASI

FAKİR BAYKURT VE ANASI 


Kahveden gelen güzel kokulara dayanamayan Fakir Baykurt annesine “Çay isterim ille de çay!” diye tutturur. Annesi evladının bu isteğini geri çeviremez.  Oğlunun elinden tutup kahvehanenin yolunu tutar… Kahveci Topal Hüseyin’i yanına çağırıp “Bir bardak çay getir benim oğlana” der.
Çay geldikten sonra o anki heyecan ile çayın nasıl içileceğini bilemeyen Fakir Baykurt sıcak çaydan büyük bir yudum aldıktan sonra ağzı yanınca bardağı birden yere fırlatır. Çay bardağı toprağa düştüğü için kırılmasa da Fakir Baykurt annesinin ona tokat atacağını düşünür. Fakat öyle olmaz. Annesi Topal Hüseyin’i çağırıp bir çay daha getirmesini ister.
Baykurt. ikinci çayı bu kez üfleyerek içer. Yıllarca annesine o gün niye kendisine tokat atmadığını sorsa da annesi bu soruyu hep cevapsız bırakır…
Fakir Baykurt’un annesi bu sorunun cevabını yıllar sonra oğlunun öğretmenlik yaptığı köy okulunda verir. Annesi Elif Baykurt’un dersine girdiği o günü ise şu sözlerle anlatır Fakir Baykurt:
Sınıfta estim gürledim!. Ders bitince dışarıda anneme sordum: Anacığım beğendin mi öğretmenliğimi?”
Annem ise “Eh işte fena değil” dedi. “Müfettişler geliyor; iyi veriyor pekiyi veriyor. Sen de fena değil diyorsun nasıl olur böyle?” diye sordum.
Fakir Baykurt’un annesi ise herkese ders olması gereken şu sözleri söyler: “Yıllarca sordun durdun. Şimdi söylüyorum aç kulağını dinle!
Ben sana çay döktüğün gün kızsaydım içindeki aslan küserdi. Dövseydim o aslan ölürdü! Böyle öğretmen falan olamazdın. İşte sen de benim yaptığımı yap sakin ol. Dayak atıp bu çocukların içlerindeki aslanı sakın öldürme.

Çocukluğu
1929 yılında Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy’de doğdu. Annesinin adı Elif ve babasının adı Veli’dir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929 yılının haziran ortası olduğu düşünülür: “1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır…” Savaşlarda vurulup geri dönmeyen amcasının adı olan “Tahir” adı verildi.
1936 yılında Akçaköy İlkokulu’na başladı. İki yıl sonra babasını kaybetti ve eğitimini yarım bırakarak Balıkesir iline bağlı Burhaniye’de yaşayan dayısının yanında dokumacılık yapmaya başladı. II. Dünya Savaşı başlayınca dayısının askere alınması üzerine köyüne dönerek okula devam etme imkânı buldu. Bir yandan ırgatlık, çobanlık, suculuk, köy kâtipliği yaparak eğitimini üç yıl kesintiden sonra okulu kendi köyünde tamamladı. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirdiği dönemde şiir yazmaya başladı.
Ortaöğrenimine Gönen Köy Enstitüsü’nde devam etti. Köy enstitüsü yıllarında şiire olan ilgisi arttı. İlk şiiri Fesleğen Kolum, Eskişehir’de çıkan Türke Doğru dergisinde yayımlandı. 1947 yılında Köy Enstitüleri ve Kaynak dergilerinde şiirleri yayımlandı. Bu yıllarda şiirlerinde, daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullandı.
Köy öğretmenliği
Ortaöğrenimini 1948 yılında tamamlayarak köy öğretmeni oldu. Beş yıl Yeşilova ilçesinin Kavacık ve Dereköy köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptı. Bu dönemde arkadaşları ile Ege ve Göller Bölgesi Türkiye Köy Öğretmen Dernekleri Federasyonu’nu örgütledi. 1951 yılında Muzaffer Hanım’la evlendi. Bu evlilikten kızları Işık (d. 1957) ve Sönmez (d.1958) ile oğlu Tonguç (1962) dünyaya geldi.
Türkçe öğretmenliği ve müfettişlik yılları
1953 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü’ne girdi. Edebiyat Bölümü’nü bitirip Türkçe öğretmeni oldu (1955). Önce Sivas Lisesi’ne atandı ve yıl sonunda Hafik’de açılan ortaokula aktarıldı. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli ‘yi, mektup yoluyla tanıştığı Samim Kocagöz’ün desteğiyle yayımlattı. 1957 yılında askere alındı. Sivas Lisesi’ne atandığı ve bir otelde kaldığı sırada yazmaya karar verdiği ve kendi yaşamından yola çıkarak kurguladığı “Yılanların Öcü” adlı romanını askerliği sırasında izin günlerinde yazdı.
Yılanların Öcü’ romanı ile 1958 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi Roman Ödülleri’nde aralarında Halide Edib Adıvar, Orhan Kemal, Behçet Necatigil, Haldun Taner’in de bulunduğu Seçiciler Kurulu tarafından Yunus Nadi Ödülü’ne değer görüldü.[4] Eser, Cumhuriyet gazetesinde tefrika edildi. Yılanların Öcü’nün tefrika edilmesinden sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin talimatıyla Baykurt ve gazete hakkında soruşturma açıldı; savcı tarafından takipsizlik kararı verildi. Baykurt, bu olaydan sonra zaman zaman Cumhuriyet gazetesinde yazılar yayımlamaya başladı.
Askerliğini Konya Astsubay Okulu’nda tamamladıktan sonra  Şavşat Ortaokulu’na öğretmen olarak atanan Baykurt, 1959 yılında köy yaşamının sertliğini, yoksulluk, cahillik, sömürü, taassup ve batıl inançları anlatan Efendilik Savaşı adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl Cumhuriyet’teki bazı yazıları ve Yılanların Öcü romanı nedeniyle öğretmenlikten alınıp Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümü’nde görevlendirildi ve bir süre sonra açığa alındı. 27 Mayıs 1960’tan sonra Ankara İlköğretim Müfettişliğine atandı. Efkar Tepesi adlı kitabı 1960’ta yayımlandı.
Yılanların Öcü romanı 1961 yılında tiyatroya uyarlandı ve Devlet Tiyatroları’nda sahnelenmek istendi. Ne var ki bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’te ve Cumhuriyet Senatosu’nda] romanla ilgili tartışmalar yapılmış, “kuvvetli sol görüşler taşıdığı” öne sürülmüş ve oyunun provaları durdurulmuştur. Eser, 1962’de filme uyarlandı. Sansür Kurulu tarafından filmin Türkiye içinde ve dışında gösterilmesi reddedilen film, Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e izlettirildi. Cumhurbaşkanının destek vermesine rağmen gösterime sokulmayan filmi mecliste milletvekillerinin izleyip gösterim iznine karar vermesi kabul edildi. Gösterilen tepkiler ve yaşanan tartışmalar üzerine mecliste planlanan gösterim yapılmadan sansür kaldırıldı. Ankara’daki Ulus sinemasında yapılan gala gecesinde Fakir Baykurt, saldırganlar tarafından hırpalandı. Altmışa yakın sinema, filmin gösteriminin yapıldığı ilk gün saldırıya uğradı.
1962 yılında Onuncu Köy, Karın Ağrısı, Irazca’nın Dirliği kitaplarını yayımlayan yazar Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek, Bloomington’daki Indiana Üniversitesi’nde göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi gördü. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini sürdü. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrildi ve kitapları Bulgaristan’da Türkçe olarak da basıldı. Yılanların Öcü ile Irazca’nın Dirliği de Almanya’da, Die Racheder Schlangen adıyla basıldı. Yılanların Öcü Rusçaya çevrildi.
Türkiye Öğretmenler Sendikası
1965 yılında Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu içinden gelen 92 öğretmen ile birlikte Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS)’nın kuruluşunda yer aldı ve sendikanın ilk genel başkanı seçildi.
Bu arada ilköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak 1966 yılında yeni kurulan Millî Folklor Enstitüsü’ne uzman olarak atandı. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlandı. 1967 yılında Onuncu Köy Rusça’ya çevrildi. TÖS’teki çalışmaları nedeniyle sık sık kovuşturma geçiren yazar Gaziantep’ in Fevzipaşa ilçesinde Gaziantep Fevzipaşa Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine gönderildi. Ünlü romanlarından biri olan ve bir genç kızın yaşlı bir ağa ile evlendirilmeye karşı çıkarak var olma mücadelesi verişini konu edinen Tırpan ‘ı 1967 yılında Fevzipaşa’daki görevi sırasında kurguladı.
Baykurt, 1969 yılında dört günlük Büyük Öğretmen Boykotu’nu gerçekleştirmek için TÖS yöneticileri ile birlikte Türkiye’yi dolaştı. Eylem, Türkiye’deki tüm öğretmenlerin %70’ini oluşturan 109bin öğretmenin katılımı ile 15-18 Aralık’ta gerçekleşti. Eyleme katıldıkları için 50.300 öğretmen kovuşturma geçirdi. Baykurt da öğretmenler boykotuna katıldığı için 1969’da bir kez daha açığa alındı; Tırpan adlı romanını bu sırada tamamladı. Bu romanı TRT Roman Ödülü ve Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’ne değer görüldü. 1970 yılında ayrıca “Sınırdaki Ölü ile de TRT Öykü Ödülü’nü aldı. Danıştay Kararıyla göreve geri döndü. Ankara’ya ODTÜ Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirildi.
Sıkıyönetim yılları
12 Mart 1971 Muhtırası’ndan sonra TÖS Davası’nda bir numaralı sanık olarak yargılanan Baykurt, uzun süre tutuklu kaldı. Tutukluluğu sırasında kapatılan TÖS’ün yerine arkadaşları ile sendikanın yerine bir dernek kurulması için çalıştı. Tüm Eğitim Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) kuruldu.
TÖS Davası bitmeden kamuoyunun baskısıyla af yasası çıktı. Ancak Baykurt ve arkadaşları aftan yararlanmayı reddetti ve tutuklulukları devam etti. Tutukluluğu sırasında 1971’de Tırpan adlı kitabı ile Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandı. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi’ne aktarıldı. Can Parası (1973), Köygöçüren (1973), İçerdeki Oğul (1973) kitapları yayımlandı. Can Parası, Sait Faik Ödülü’ne değer görüldü. 1975 yılında Askerî Yargıtay’da TÖS Davası’ndan beraat etti. cezaevinde iken kurguladığı Keklik romanını cezaevinden çıktıktan sonra yazıp yayımladı.
Emekliliği
1976 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan emekli olan Baykurt, Madaralı Roman Ödülü’nün kuruluşuna yardımcı oldu. 1977 yılında İsveç’te öğretmen yetiştirme çalışmalarına katıldı ve Yayla romanı basıldı. Frankfurt Uluslararası Kitap Fuarı’na katıldı ve Almanya, Hollanda ve İsviçre’ye geziler yapıp göçmen işçilerle iletişim kurdu.
Sakarca (1976) oyunu 1978 yılında Sakarca İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi. Kara Ahmet Destanı ile 1978 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazandı. 1978’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda danışmanlık yapmaya başladı. Anadolu Garajı ve Tırpan kitaplarını yayımladı.
1979’da Almanya, Duisburg’a gönderilerek ‘Yabancı Çocuk ve Bölgesel Çalışma Kurumu’nda eğitim uzmanı olarak çalıştı. Rur Havzası’nda Türk işçi çocukları için başlatılan bir programda görev aldı. Tırpan, 1978’da tiyatroya uyarlandı; Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya’da oynandı.
Almanya yılları
Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere 1979’da tekrar Almanya’ya giti ve Duisburg şehrine yerleşti. Bu dönemde ODTÜ’de öğrenci olan oğlu Tonguç, ertesi yıl kızı Işık tutuklandı.
1980 yılında Tırpan oyunu İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu ve iki mevsim oynadı. Tırpan’dan ötürü Baykurt ve Taner Barlas, “”Avni Dilligil En Başarılı Yazar” ödülüne değer görüldü; Suna Pekuysal da bu oyundaki rolü ile “En Başarılı Oyuncu” seçildi.[kaynak belirtilmeli] Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol alan sanatçılar “İsmet Küntay Ödülü’nü, Suna Pekuysal “Ulvi Uraz Ödülü”nü kazandı. Tırpan, 1981’de Sakarca İsveç’te çizgi film yapıldı ve Macarcaya da çevrildi. Baykurt’un öyküleri Gürcistan’da da kitap olarak basıldı.
Almanya’daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri “Gece Vardiyası”, işçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri “Barış Çöreği”adıyla yayımlandı. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda’da iki dilli olarak yayımlandı. 1983 yılında Yüksek Fırınlar’ kitap olarak basılır. Oğlu Tonguç’la birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapan Baykurt, Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine ve Yasnaya Poliana’ya giderek Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Yurtluğu’nu ziyaret etti.
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü’nü kazandı. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazca’nın Dirliği Bulgarca basıldı. Türkiye’de “Barış Derneği İkinci Davası”nda sanık olarak aranan Fakir Baykurt, 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği’nin Yazın Ödülü’nü aldı. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburg’ta öğretmenliğe başlar ve yurt dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi’nin yönetiminde görev aldı.. Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhag’ta Dünya Barış Kongresi’ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır.
1987 yılında Keklik romanı 20 öyküsüyle birlikte Rusça’ya çevrilip basıldı. Londra’ya bir gezi yaparak Highgate’te Karl Marx’ın gömütünü ziyaret etti. Aynı yıl aralarında birçok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Mihail Şolohov, Ernest Hemingway, İvan Gonçarov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye – Yunanistan Dostluk Gelişimi’nin Avrupa’da kuruluşunda görev alır. Tiflis’te İlaya Cavcavadze’nin 150’nci doğum yıldönümü konferansına katılır.
1988 yılında İçerdeki Oğul’u oyun olarak tekrar yazdı. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan Halvaşi’nin şiirlerini Türkçeye çevirdi. Kitap, Eninde Sonunda adıyla Almanya’da basıldı.
1989 yılında Kuru Ekmek romanını yazdı İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk Tiyatrosu’nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova’ya yeni bir gezi yaparak Nâzım Hikmet’in evinde ve arşivinde çalışır.
Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns – Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM – Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé Fakir Baykurt adıyla varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi’ni kurdu. Bir Uzun Yol’un Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla yayımlandı.
1995 yılında Almanya’da öğretmenlik yaptığı Pestalozzi Okulu’ndan emekliye ayrıldı. Öykü Kitabı Bizim İnce Kızlar basıldı ve 7 kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bitirdi.
Türkiye’de 10 Mart’ta Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından “Fakir Baykurt’a Saygı Gecesi” düzenlenmiş ve aynı yıl Yarım Ekmek romanı yayımlanmıştır. 1998 yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, “Özyaşam” dizisinin ilk cildi “Özüm Çocuktur” yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünü Dünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli Yazılar deneme kitabıyla birlikte “Özyaşam” dizisinin ikinci ve üçüncü ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar.
Baykurt, 1999 Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi İzmir milletvekili Adayı oldu. 11 Ekim 1999 Pazartesi günü tedavi gördüğü Almanya’da Essen Üniversitesi Kliniği’nde pankreas kanserine yenik düşerek öldü.

Fakir Baykurt’un Eserleri – Romanları
Yılanların Öcü (1954)
Irazcanın Dirliği (1961)
Onuncu Köy (1961)
Amerikan Sargısı (1967)
Tırpan (1970)
Köygöçüren (1973)
Keklik (1975)
Kara Ahmet Destanı (1977)
Yayla (1977)
Yüksek Fırınlar (1983)
Koca Ren (1986)
Yarım Ekmek (1997)
Kaplumbağalar (1980)
Öyküleri
Çilli (1955)
Efendilik Savaşı (1959)
Karın Ağrısı (1961)
Cüce Muhammet (1964)
Anadolu Garajı (1970)
On Binlerce Kağnı (1971)
Can Parası (1973)
İçerdeki Oğul (1974)
Sınırdaki Ölü (1975)
Gece Vardiyası (1982)
Barış Çöreği (1982)
Duirsbug Treni (1986)
Bizim İnce Kızlar (1992)
Dikenli Tel (1998)

Toplum ve Eğitim Yazıları
Efkar Tepesi (1960)
Şamaroğlanları (1976)
Kerem ile Aslı (1974)
Kale Kale (1978)
Kaplumbağalar (1980)
Çocuk Kitapları
Topal Arkadaş
Yandım Ali
Sakarca
Sarı Köpek
Dünya Güzeli (1985)
Saka Kuşları (1985)

Şiirler
Bir Uzun Yol
Dostluga Akan Şiirler

Aldığı ödüller
1958 Yunus Nadi Roman Ödülü (Yılanların Öcü)
1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan)
1970 TRT Sanat Ödülleri (Sınırdaki Ölü)
1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan)
1974 Sait Faik Hikâye Armağanı (Can Parası)
1978 Orhan Kemal Roman Armağanı (Kara Ahmet Destanı)
1979 Tiyatro 79 Dergisi tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca)
1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü (Tırpan)
1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü (Barış Çöreği)
1985 Alman Endüstri Birliği (BDI) Yazın Ödülü (Gece Vardiyası)
1998 Sedat Simavi Roman Ödülü (Yarım Ekmek)
1998 Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur Ödülü
1999 Pir Sultan Abdal Derneği Ödülü
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, GEÇMİŞİN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *